logo

trugen jacn
21 Eylül 2022

BUGÜR ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN 8.YIL DÖNÜMÜNDE ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ

21 Eylül 2014 . 28 Temmuz 2014 Yarkent/İlişku Özgürlük ayaklanmasından  tam 54 gün sonrası. Doğu Türkistan’in  üzüm başta meyva yetiştiriciliği ile dünyaca ünlü Tufan Vilayetine bağlı Bügür İlçesinde  İşgalci Çin’in günden güne artan baskı, zulüm ve etnik ayırımcılık uygulamalarına dayanamayan bir gurup Uygur genç işgalcılara karşı  bir  özgürlük hareketi  başlattı.  Çin İşgal Ordusu  tanklar ve hava araçları başta tüm  ağır silahları kullanarak Özgürlük Fedailerine acımasız ve vahşice  saldırdı. Çin işgal ordusunun saldırıları sonucunda 40 Uygur Mücahit şehit oldu.Yüzlercesi yaralandı. Binlerce kişi ise topluca tutuklandı. Bügür Ayaklanmasının 8.yıl dönümünde Şehitlerimizi  rahmet ve  mağfiret diliyor, gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennette olsun. Amin 
Bir 2 kişi ve yazı görseli olabilir

                                                         Korla/Bugür Direnişinin Şehit Önderi Mehmet Tursun   Kader arkadaşı  bir Mücahit ile Birlikte

Tahir KÖKBAYRAK(Bitterwinter.org-Roma/İtalya)

BÜGÜR DİRENİŞÇİLERİ  “AŞIRI DİNCİLER Mİ !” YOKSA ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI Mİ ?  

Dünya,  tarihte bir çok  özgürlük ve bağımsızlık mücadelelerine tanık olmuştur. Bu  özgürlük savaşlarının  bir çoğu   işgalci, sömürgeci  ve  emperyalist güçlerin  zayıfladığı veya   çöküş dönemlerinde en azından  muhtemel  bir zafer şansına sahip  süreçlerde ortaya çıktığı görülür.  Uygurların bağımsızlık mücadeleleri ise, işgalci ve sömürgeci Çin’in  en güçlü  hatta dünyaya  hegemonya  kurmak peşinde koştuğu   dönemlerde patlak vermiştir.

Bence  Doğu Türkistan’da  Bügür şanlı ayaklanması başta  son yıllardaki direniş hareketlerinin  dünya tarihinde olağanüstü ve çok özel bir özgürlük  hareketi olduğunu düşünüyorum. İnsanlık tarih boyunca  birçok milli  bağımsızlık mücadeleleri  görmüştür.   Bunlardan birisi de  Doğu Türkistan’in Bügür ilçesinde 8 yıl önce patlak veren  21 Eylül 2014 Bügür   özgürlük ve bağımsızlık hareketidir.  Bu şanlı direniş hareketi düşmanın en güçlü olduğu ve hatta dünyaya hakim olma hayalleri kurmaya  çalıştığı bir dönemde ortaya çıkmıştır.

Bügür Direnişi Nasıl  Nasıl Meydana Geldi ? 

 

Bugur  Direnişi  sekiz yıl önce bugün 21 Eylül 2014’te gerçekleşti ve bu  Uygurların İşgalcı Çin’in haksızlık,hukuksuzluk ve  baskı ve zulümlerinin bir dışa vurumu ve topluma yansıması idi. daha büyük olgunun bir parçasıydı. O gün, bir grup  kahraman Uygur  Fedailer gurubu Çin’in Doğu Türkistan’in Bügür ilçesindeki bazı önemli noktaları ile iki polis karakoluna karşı silahlı müdahalede bulundu.  Olaylar sırasında  4  Çin işgal  polis memuru ile , 8 sivil  vatandaş hayatını kaybetmış ve 52 kişi yaralanır. Direniş haraketine katılan 40 Uygur Fedai Çin işgal Birliklerince  vurularak ve içlerinden bazıları ise, kendilerini patlatarak şehadet makamına ulaşırlar.

Çin işgal yönetimi her zaman olduğu gibi ,  bu özgürlük savaşçıları Fedaileri  de “Cennete Girmek  Hayalındaki aşırı dinciler  ve terörcüler ” olarak ilan etmiştir. Uygur Türkleri ve  Aktivistler ise,  ” Çin zulmüne dayanama gücünü yitimesinden endişe eden- Geleceklerinden  umudunu kesmiş  Uygur gençlerinin çaresizlik içindeki  şanlı bir Direnişi” olarak  kabul ederler.

Bana göre bu bir birine tamamen  zıt  bu  iki   görüş  Bügür’deki  işgalcilere  karşı direniş ve özgürlük  hareketinin gerçek mahiyetini  aksettirmekten çok uzaktır.

Çin Zulmüne Sessiz Kalmak Ölümü Beklemektir

Geçenlerde Bügür İsyanın  bir tanığı ile karşılaştım ve onunla  bu şanlı direniş hakkında uzun uzun bu olayı konuştum.  O bu Direniş Hareketinin Lideri Tursun Mehmet’in  şu  çarpıcı sözlerini bana  anlattı  :  “Kardeşlerim, siz Çinlilerin değişeceğini ve  düzeleceğini  asla hayal etmeyin. Çin dönüşüm geçirdiği takdirde  dahi biz Uygurlara hiç bir faydası olmayacaktır. Geçtiğimiz  yüz yıllarda Çin’de 4 kez  büyük  siyasi dönüşüm oldu.  Onlarca kez iktidarlar değişti.  Bu değişimlerin hiç birinin bizim takdirimizin olumlu yönde değişmesi için  bir yararı olmadı. Bu hareketimizin  başarı şansı belki  %0,001 olsa bile  bizlerin ülkemiz ve halkımızın geleceği için bir şeyler yapmamız gerekir. Çünkü,  Çin zulmüne suskun  ve kayıtsız kalmak  Çinli işgalcıların  %100  oranda bizi öldürerek yok etmesini  beklemektir.”Bugur olayının bir Çin polisi görüntüsü. Weibo'dan.

Bugur İsyancıları: Dini Aşırılıkçılar mı yoksa Özgürlük Savaşçıları mı?
……………….
Dünya, çoğunluğu sömürgeci veya emperyal zayıflık ve çöküş dönemlerinde patlak veren birçok ulusal bağımsızlık mücadelesi gördü ve en azından makul bir zafer şansı yakaladı. Tam tersine, son Uygur bağımsızlık hareketi düşmanın en güçlü olduğu, hatta dünyaya hakim olmaya çalıştığı bir dönemde ortaya çıkmıştır. Bunun insanlık tarihinde eşsiz ve olağanüstü bir fenomen olduğunu düşünüyorum.
Bugur İsyanı sekiz yıl önce bugün, 21 Eylül 2014’te gerçekleşti ve bu daha büyük fenomenin bir parçasıydı. O gün, bir grup Uygur isyancı Doğu Türkistan’daki (Ch. Xinjiang) Bugur İlçesi’nde, iki polis karakolu da dahil olmak üzere Çin çıkarlarına yönelik saldırı başlattı. Saldırı sırasında iki polis memuru, iki yardımcı polis memuru ve altı sakin hayatını kaybetti. Kırk saldırgan kendini havaya uçurdu ya da polis tarafından vurularak öldürüldü.
……………………..
Geçtiğimiz günlerde Bugur olayına dair bir görgü tanığı ile konuştum, isyancıların lideri Memet Tursun’dan duyduğu sözleri paylaştı. “Kardeşler, Çin’in değişeceğini düşünecek kadar aptal olmayın. Değişse de bizim için politikası değişmez. Geçen yüzyılda dört büyük değişikliğin gerçekleştiğini, [ancak] onlarca hükümetin değiştirildiğini, [fakat] kimsenin kaderimize değişiklik getirmediğini hatırlayalım. Başarı umudu %0.001 olsa bile bir şeyler yapmalıyız, çünkü hiçbir eylem %100 ölü olmayı beklemeye eşit değildir. ”
Görgü tanığı Tursun da eylem başlamadan önce şöyle demişti: “Eğer [benim] dediğime inanıyorsanız, beni takip edin, öbür dünyada buluşuruz. Yapmıyorsan, şimdi benden uzaklaş ve hayatını kurtar. Ama unutmayın yarın zavallı ruhlarınız size yük olacak sadece ahirette değil dünyada da cehennemi göreceksiniz … ”
……………….
Bu tanığın izlenimlerine, isyancının liderinden alıntılara ve uzun yıllar boyunca bu cephede savaşçılarla yaptığım toplantılardan kendi gözlemlerime dayanarak, dövüşçülerin hedeflerini şöyle özetleyebileceğime inanıyorum. Bugur isyanlarının asıl amacı Çin devletine rejimini kabul etmeyeceğini bildirmekti. Çin’den kurtuluşu için hayatlarını feda etmeye hazır oğulları ve kızları olduğunu göstererek Uygur halkına ilham vermek istediler.
Dünya üzerinde Doğu Türkistan diye bir yer olduğunu, Uygurların Çin ailesinin bir ferdi olmadığını, işgal edilmiş bir toprakların meşru sahipleri olduğunu uluslararası topluma da bildirmek istediler. Eylem, Doğu Türkistan’ın gelecekteki kurtuluşu için tohumlar ekmek olan, uzun bir yolculuk olacağının bilinciyle organize ve planlı bir saldırıydı.
…………….
Konuşmanın sonunda görgü tanığı şöyle dedi: “Halkımızın yararına olacak bir şey olursa benim ifademi yayınlayabilirsiniz. Çinlilerin soykırım yapmasını meşrulaştıracak hiçbir şey yok. ” Kendisine şu sözlerle güvence verdim: “Bana göre, Çin’in iddia ettiği gibi ayaklanmanın niyetinde Uygurlara daha iyi bir gelecek vereceği bir eylemi planlamak ve organize etmek suç değildi.
İsyancılar eylemlerinin ulusal, etnik ve insan haklarına dayalı olduğundan emindi. Ne olursa olsun, bir birey veya grubun herhangi bir şekilde direniş eylemi bütün bir halkı cezalandırmayı haklı göstermez. Türkiye’nin Kürtlerle, İngiltere’nin İrlanda IRA ile, İspanya’nın Bask ve diğer ayrılıkçılarla sorunları vardı. Ne tüm nüfusu cezalandırdılar, ne de milyonları yeniden eğitim kamplarına koydular. ”
İsyancılar bazen tasvir edildikleri gibi naif ya da çaresiz gençler değildi. Bölgede neler olacağını doğru tahmin eden akıllı ve olgun genç erkekler ve kadınlardı. Onlar meşru bir ülkeyi parçalamaya değil, kendi milletlerini milyonlarca insana baskı yapan bir işgalin boyunduruğundan kurtuluşa ermeye çalışıyorlardı.
Bu nedenle Çin’in gözünde Bugur isyancıları terörist iken, benim kalbimde kahramandır ve kalırlar.
Bugur İsyancıları: Dini Aşırılıkçılar mı yoksa Özgürlük Savaşçıları mı? (@TAG )

Aslına bak

Bu çeviriye puan ver
Bir 2 kişi ve yazı görseli olabilir
  Geçenlerde Bugur olayına ilişkin bir görgü tanığıyla görüştüm ve isyancıların lideri Memet Tursun’dan duyduğunu hatırladığı sözleri paylaştı . “Kardeşler, Çin’in değişeceğini düşünecek kadar aptal olmayın. Değişse de politikası bizim için değişmez. Geçen yüzyılda dört büyük değişikliğin meydana geldiğini, düzinelerce hükümetin değiştirildiğini hatırlayalım [ancak] hiç kimse kaderimize değişiklik getirmedi.

Görgü tanığının aktardığına göre Tursun da eylem başlamadan önce şunları söyledi: “[Benim] söylediklerime inanıyorsanız, beni izleyin; öbür dünyada buluşacağız. Eğer yapmazsan, şimdi benden uzaklaş ve hayatını kurtar. Ama unutma yarın sana zavallı canların bir yük olacak; Sadece ahirette değil, bu dünyada da cehennem gününü göreceksiniz…”

Tursun’un evinde toplanan 60 kişiden yaklaşık 40’ı onu takip ederken, tanık da dahil olmak üzere geri kalanı gruptan ayrıldı. O gün memleketinden kaçış yolculuğu başladı ve Temmuz 2015’te Türkiye’ye ulaştı.

Kendisine “Sekiz yıl sonra bugün, Memet Tursun’un sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye sordum. “Gruptan ayrılmaya karar verdiğimde karımı ve çocuklarımı düşündüm ve beş kardeşimin ve ailelerinin huzurunu bozmak istemedim. Ancak, ben ve onlar hiçbir şey yapmamış olmamıza rağmen, tüm kardeşlerim ve eşleri şu anda hapiste [oluyoruz]. Karım ve çocuklarım nasıl hayatta kalacak bilmiyorum. Kendime gelince, finansal istikrarsızlık nedeniyle yurtdışında hala belirsizlik yaşıyorum. Ne zaman çalıştığım fabrikadaki pozisyonuma konsantre olmadığım için yönetici tarafından azarlansam, o gün arkadaşlarımı takip etmediğim için gerçekten pişmanlık duyuyorum. Tursun Memet’in ölümle ilgili sözlerinin doğruluğuna ikna oldum.”

Bugur saldırıları sırasında tahrip olan bir aracın Çin polisi görüntüsü. Weibo'dan.
Bugur saldırıları sırasında tahrip olan bir aracın Çin polisi görüntüsü. Weibo’dan.

Savaşçıların, Batı’da barışçıl gösteriler için bir araya gelmeye bile korkarken, ölümleriyle sonuçlanacağından emin olarak böylesine umutsuz bir eylemi gerçekleştirme cesaretini nasıl gösterdiklerini merak ettim. Bu savaşçılar tahrik mi oldu, görgü tanığına sordum: “Bu saldırılara yol açan, yasa dışı ev aramaları, dini şahsiyetleri gözaltına alma, sokak satıcılarına zorbalık gibi somut bir olay var mı?” “Bütün bunlar Uygurların günlük yaşamının bir parçası . Bu olaylar çatışmayı tetikleyebilseydi, her gün 1.000 yerde isyan olurdu.”

“Yani, amaçlarının cennete girmek olduğu doğru mu?” Diye sordum. “Bu, hedefin sadece bir parçasıydı. Ana hedef, seslerini duyurmak ve uluslararası ilgiyi çekmekti” dedi.

Bu tanığın izlenimlerine, isyancı liderinden alıntılara ve bu cephede savaşçılarla uzun yıllardır yaptığım görüşmelerden kendi gözlemlerime dayanarak, savaşçıların hedeflerini aşağıdaki gibi özetleyebileceğime inanıyorum. Bugur isyancılarının asıl amacı, Çin devletine rejimini kabul etmeyeceklerini bildirmekti. Çin’den kurtuluş için hayatlarını feda etmeye hazır oğulları ve kızları olduğunu göstererek Uygur halkına ilham vermek istediler.

Ayrıca dünyada Doğu Türkistan diye bir yer olduğunu, Uygurların Çin ailesinden olmadığını ve işgal edilmiş bir toprakların meşru sahipleri olduğunu uluslararası camiaya bildirmek istediler . Eylem, uzun bir yolculuk olacağını bilerek, Doğu Türkistan’ın gelecekteki kurtuluşunun tohumlarını ekmeyi amaçlayan organize ve planlı bir saldırıydı.

İsyancıların Yangxia Polis Karakoluna yönelik saldırıları bir güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Weibo'dan.
İsyancıların Yangxia Polis Karakoluna yönelik saldırıları bir güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Weibo’dan.

Son yirmi yılda birçok Uygur isyancı gibi, grubun en az yüzde yirmisi kadınlardan oluşuyordu . Tursun Memet’in eşi Ayşegül de ölen kırk isyancı arasındaydı. Bir liderin karısını savaş alanında kendisiyle birlikte ölmeye nasıl ikna edebileceğini merak ettim ve görgü tanığını sorguladım.

Gözyaşlarından ve sözlerinden Tursun Memet’in öbür dünyayı bir vaiz kadar çekici gösterebilecek bir din alimi olmadığı sonucuna vardım. Üniversitedeki bölümü mimarlıktı ve bir ev inşaatı işi vardı. Dini bilgilerinin tamamı, işinin dışında kaldığı süre içinde kendi kendine çalışarak kazanıldı. Uluslararası hukuku ve Uygurların haklı nedenlerini açıklayabilecek bir filozof ya da politikacı da değildi . Ancak kendisinin ve halkının maruz kaldığı zulmün ve soykırımın sebeplerini açıklayabilir ve onlarla onurlu bir şekilde başa çıkmanın yolunu gösterebilir. Dürüstlük ve vatanseverlik çağrısı yaparak karısını ve tüm arkadaşlarını ikna etti .

Görüşme sonunda tanık, “Halkımıza fayda sağlayacak bir şey varsa ifademi yayınlayabilirsiniz. Çinlilerin soykırım yapmasını haklı çıkaracak hiçbir şey yok.” Ona şu sözlerle güvence verdim: “Bana göre isyancının niyetiyle Uygurlara daha iyi bir gelecek sağlayacak bir eylemi planlamak ve organize etmek Çin’in iddia ettiği gibi suç değildi.

İsyancılar eylemlerinin ulusal, etnik ve insan haklarına dayandığından emindiler . Her halükarda, bir bireyin veya grubun herhangi bir biçimde direniş eylemi, bütün bir halkı cezalandırmayı haklı çıkarmaz. Türkiye’nin Kürtlerle, İngiltere’nin İrlanda IRA’sıyla, İspanya’nın Bask ve diğer ayrılıkçılarla sorunları vardı. Tüm nüfusu cezalandırmadılar, milyonları da yeniden eğitim kamplarına koymadılar.”

İsyancılar, bazen tasvir edildikleri gibi saf ya da umutsuz gençler değildi. Bölgede neler olacağını doğru bir şekilde tahmin eden akıllı ve olgun genç erkekler ve kadınlardı. Meşru bir ülkeyi parçalamaya değil, kendi milletlerini milyonlarca insanı ezen işgalin boyunduruğundan kurtarmaya çalışıyorlardı.

Bu nedenle, Bugur isyancıları Çin’in gözünde teröristken, benim kalbimde birer kahramandırlar ve öyle kalmaya devam etmektedirler.

yitirmiş ve acı çekerek hareket eden genç erkekler ve kadınlar olduğunu iddia etti. Benim görüşüme göre, hiçbir iddia isyancıların gerçek doğasını temsil etmiyor. İşgalcilerin katlettikleri ve tutukladıkları bu Fedaileri

KAYNAK : https://bitterwinter.org/bugur-insurgents-extremists-or-freedom-fighters/
Share
1503 Kez Görüntülendi.