Son Dakika
Komünist Çin işgal yönetiminin işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik işlediği insanlık suçları ve etnik soykırım cinayetleri ile ilgili Uygur İnsan Hakları raporu BM. Hakları Yüksek Konseyi Komiseri Michelle Bachelet’nin dört yıllık görev süresinin bitimine 12 dakika kala açıklandı. Raporun açıklanan tarihte yayınlanmamasında en dikkat çeken detay Çin baskısının yansıması olarak yorumlandı. BM. Raporunda Doğu Türkistan’daki Çin vahşetine tarihte ilk kez “Resmi Olarak” projeksiyon tutularak ÇKP/Pekin yönetimine ” Çin Tipi Toplama Kamplarının kapısına kilit vur – Kamplardaki milyonlarca Uygur, Kazak ve diğer Müslüman Türkleri Serbest Bırak! ” çağrısında bulunuldu.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
1949 yılında Gulca merkezli bağımsız ve egemen Doğu Türkistan Cumhuriyetini ortadan kaldırarak ülkeyi işgal eden Komünist Çin, Doğu Türkistan’da sistemli zulmü sürdürürken tüm dünya gözünü, yaşananları en üst düzeyde kayıt altına alacak olan Birleşmiş Milletler raporuna çevirdi. Ancak 4 ay önce Çin’i ve Uygur bölgesini ziyaret eden Yüksek Komiser Michelle Bachelet raporun yayınlanmasını birkaç kez erteledi. Çin lobisinin baskısı altında olduğu belirtilen Bachelet 48 sayfalık metni dört yıllık görevinin son gününde saat 23.48’de ( görvinin bitmesine 12 dakika kala ) açıklayarak işgalci Çin’in acımasız vahşetini tüm dünyaya duyurmuş oldu.
‘DÜNYA TAŞLARI YERİNDEN OYNATACAK RAPORA HIZLI BİR TEPKİ VERMELİ’
Raporda, Müslümanlara dönük insanlık suçu işlendiği belirtildi. Kamplarda insanlık dışı yöntemlerin kullanıldığı vurgulandı. Çin yönetimine ‘Cezaevlerini kapatıp tutukluları serbest bırakın, ailelere kayıplara ilişkin bilgi verin’ çağrısı yapıldı. Pekin ‘Planlı bir saçmalık’ tepkisini gösterirken Dünya Uygur Kongresi ‘Bu çalışma taşları yerinden oynatabilir. Dünya yaşananlara hızlı bir tepki vermeli’ açıklaması yaptı.
BM UYGUR RAPORUNU AYLAR SONRA AÇIKLADI: İNSANLIK SUÇU ‘OLABİLİR’
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiseri Michelle Bachelet, uzun süredir beklenen Doğu Türkistan ziyaretine ilişkin raporunda, Çin’in Uygurlara yönelik muamelelerinin insanlığa karşı suç teşkil edebileceğini vurguladı. Pekin rejimini ciddi insan hakları ihlalleri ile suçladı. Ancak Çin’in soykırım politikaları hakkındaki sorumluluğu hususunda çekimser bir tavır sergiledi.
Uluslararası kamuoyu ve Doğu Türkistanlıların merakla beklediği Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komiseri Michelle Bachelet’in Doğu Türkistan ile ilgili raporu yayımlandı. Raporda Çin yönetiminin ‘ciddi insan hakları ihlali’ olarak nitelenen uygulamalarının ‘insanlık suçu teşkil edebileceği’ kaydedildi. Ancak raporda, bazı batılı ülkelerin Uygur Türklerine yönelik uygulamaları soykırım olarak tanımasına atıf yapılmadı ve bu ifade kullanılmadı. 48 sayfalık raporda Doğu Türkistan’da yaşayan 23 Uygur, 16 Kazak ve 1 Kırgız Türküyle detaylı mülakat yapıldığı, konuşulan isimlerden 26’sının 2016’dan bu yana belirli aralıklarla ya keyfi tutuklandığı ya da Çin’in yeniden eğitim kamplarında çalıştırıldığı bilgisi paylaşıldı. Raporda bölgede “terör ve aşırılıkla mücadele adı altında ciddi insan hakları ihlalleri işlendiği” ve bu ihlallerin “insanlık suçu teşkil edebileceği” vurgulanırken, “Hak ihlallerinin dayandırıldığı terörle mücadele kanunları, uluslararası insan hakları norm ve standartları açısından oldukça sorunludur. Bölgedeki yetkililere geniş soruşturma, yasaklama ve baskı imkanı tanıyan bu yasada belli belirsiz, geniş ve ucu açık tanımlamalar bulunmaktadır.” ifadesi yer aldı. Bölgedeki yeniden eğitim kamplarında tutulanlara yönelik muamelenin endişe verici olduğu, işkence, kötü muamele ve zorunlu tıbbi tedavi uygulandığına dair raporların güvenilir bulunduğu belirtildi. Komiserliğin eriştiği belgelerin, söz konusu hak ihlallerinin net bilançosunu çıkarmaya yetmeyeceği fakat “yeniden eğitim kamplarındaki ayrımcı ortamın, bu tesislerde insan hakları ihlallerinin geniş eksende yaşandığını doğrulayacak yeterlilikte olduğunun” altı çizildi. Yeniden eğitim kamplarında tutulan Müslüman azınlığa mensup kişilerin temel insan haklarından mahrum edildiği kaydedilerek, “Dini kimlik, ifade, mahremiyet ve hareket özgürlükleri usulsüzce yasaklanmıştır.” denildi. Çin’in baskıcı ve ayrımcı uygulamalarının etkisinin sınırları aştığı, tutuklamalar ve eğitim kamplarında zorla çalıştırmalardan ötürü birçok kişinin ailesinden ayrı düştüğü veya baskı ortamından ötürü ülkelerini terk etmek zorunda kaldığı vurgulandı. Raporun sonunda Çin hükümetine, “yeniden eğitim kampları, cezaevleri ve benzeri tutukluluk merkezlerinde keyfi tutulanların derhal serbest bırakılması”, “Aile mensuplarının haber alamadığı kişilerin nerede olduğuna dair bilgi verilmesi”, “terörle mücadele, ulusal güvenlik ve azınlık haklarına dair yasaları gözden geçirecek çalışma planı oluşturulması”, “yeniden eğitim kamplarındaki hak ihlallerinin ivedilikle araştırılması” ve “bölgedeki cami, tapınak ve mezarlıkların yıkıldığına dair iddialara somut veriler sunularak açıklık getirilmesi” çağrıları yapıldı.
GÖREVİNİN BİTİŞİNE 12 DAKİKA KALA YAYIMLANDI
Yüksek Komiser Michelle Bachelet’nin görev süresi bitmeden açıklayacağı sözünü verdiği rapor, son görev gününde İsviçre saatiyle 23.48’de yayımlandı. Komiserlikten 10 Aralık 2021’de yapılan açıklamada, Uygur Özerk Bölgesi’nde Çin’in uygulamalarına ilişkin raporun haftalar içinde açıklanacağı duyurulmuştu. Açıklamanın ardından aylar geçmesine rağmen raporun yayımlanmaması, Uygur Türkleri başta olmak üzere uluslararası hak gruplarından tepki görmüştü. 23-28 Mayıs’ta Çin’e giden ve Uygur Özerk Bölgesi’ni de ziyaret eden Bachelet, ziyaretin ardından Çin’in başkenti Pekin’de düzenlediği basın toplantısında, raporun ne zaman açıklanacağına ilişkin bilgi vermekten kaçınmıştı. Çevrim içi ortamda düzenlenen basın toplantısına BM’ye akredite gazetecilerin internet yoluyla katılımına izin verilmemesi de tepkileri çekmişti.
BENZER HABERLER