logo

trugen jacn
02 Ekim 2016

BİR CİA AJANI’NIN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ “GÖREV AŞKI (6.VE SON BÖLÜM)

ozkaya-harita

Ömer ÖZKAYA

Batı’nın Korku ve Endişesi : Çin Tehdidini Nasıl Atlatırız ? 
Batı “Çin tehdidini nasıl atlatırız?” sorusunun cevabının peşinde, ama pek bulacağa da benzemiyor. Çin, bu süreçten önemli kazanımlar elde etti. Çin’i, sadece ucuz iş gücü deposu ülkesi olarak görmemek lazım. Çin, çok farklı bir devlet. Batı’da, Çin’in strateji kültürüyle ve diğer yönleriyle alakalı eserlerin tercümesi çoktan yapıldı ve tamamlandı. Bu tercümelerden sonra “Artık tanıyoruz” dedikleri Çin kültürü, Batı’nın zihninde, “Çin’i kolaylıkla manipüle edebiliriz” gibi bir tasavvur oluşturdu. Ancak bugün gelinen noktada bunun, zannedildiği gibi çok da kolay olmadığı ve olmayacağı ortaya çıktı.
ABD ve Batılı güçlerin ortak ürünü Tiananmen Olayları (1989), Çin’in kolayca münipüle edilip edilemeyeceğinin bir denemesiydi. Çin, buna ciddi bir karşılık verdi, Batı’ya bir karşılık vermedi ama kendi ülkesindekilere, “Dış güçlere maşa olursan sonun böyle  kötü olur” dedi. Bu olaylar sonrasında Çin ve Batı, masaya oturdu ve ciddi anlaşmalar yaptılar. Batı bu olaylarla, Çin’i masaya oturtmayı ve elinden daha fazla tavizler koparmayı başardı. Ama bugün bu tavizlerin gerçekten bir taviz mi, yoksa Çin tarafından Batı’nın içine atılan zaman ayarlı bombalar mı olduğu konusunda ciddi bir tartışma var. “Çin, bizden ne aldı, bize ne verdi?” sorusunun cevabı, Batı’da hemen hemen herkesi rahatsız edebiliyor. Evet, bütün bunlar devletler ligindekiler açısından geçerli.
Çin konusunda devletler üstü ligde de ciddi problemler var. Çünkü Çin, öyle bir taviz dağıtma mekanizması kurdu ki, isterse bütün bu işlerin içerisinden çok rahat sıyrılabilir, ülkesini de bu süreçten çok hasarsız bir şekilde çıkarabilir. Burada en önemlisi, Çin’in bu taviz dağıtma mekanizmasını nasıl kurguladığıdır. Burada çok ustaca bir plan var. Çin’in geçmişten gelen hemen hemen tüm birikimini, bu planın detaylarında görmek mümkün. Bunlar Batı’da açıkça tartışılmayan konular. Çünkü bu tartışmadan herkesin öğreneceği değişik şeyler var. Batı’da “Çin, Uzak Doğu ve Asya konusunda dünyaya bedelsiz bir eğitim vermeyelim” deniyor. Batı en az 500 yıldır bu coğrafyada. Uzakdoğu’nun 500 yıllık tarihini Batı’dan bağımsız okumak mümkün değil. Böyle bir birikimin öğreteceği şey, çok fazla. Bunu da kimse bedava vermek istemiyor. Bu sebeple kapalı devre etkinliklerle yeni bir Çin ve Uzak Doğu stratejisi geliştirilmeye çalışılıyor. Bu konuda mutabakatın henüz sağlanmamış olması, önümüzdeki dönemde savaşın Asya’da yoğunlaşacağı anlamına gelebilir. Devletler ve devletler üstü ligdekiler arasında zaten inanılmaz bir çatışma var şu anda. Hem devletler arasında hem de üst ligde çatışma yükselecek ama Çin ya da Çin’in arkasındaki güçler (bunların tümünü Batılı olarak adlandırmak hatalı olur), bu çatışmayı yönetecek bir derinlik kazandı.
Asya kazanı kaynıyor ama henüz patlama noktasına gelmedi.
1948-50’lerden 1975’e kadar İngiltere, Çin stratejisini başarıyla yürüttü. Ama 1975’ten itibaren hem Uzak Doğu’da hem de dünya çapında İngiltere’nin kaybettikleri, envantere sığmaz oldu. İngiltere bugün yeniden toparlanmak için yönetime kalifiye eleman takviyesi yapıyor.

CİA Amblemi ile ilgili görsel sonucu

CİA Casusu Mackierman’ın  Doğu Türkistan’daki ” Görev Aşkı ”  Ve  Onun  Hazin Sonu
CIA casusu Mackiernan ve arkadaşları Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’den Hindistan’a gitmek üzere yola çıktılar. Onların planı Doğu Türkistan’dan  Tibet’e ve  oradan da Hindistan’a geçme ve kurtuluşa erme şeklinde idi. CİA casusu Mackkierman ve arkadaşları   erzak yüklü 22 atla  yola koyuldular. Birkaç ay sonra  ise, yolda her şeyleri bitti, hayatta kalabilmek  için önlerine çıkan her şeyi yediler. Yola çıktıktan 8 ay sonra Tibet sınırına geldiler, sınır muhafızlarını görüyorlardı. “Evet kurtulduk” derken, üç el ateş edildi. Mackiernan vurulmuş, karlar üzerine düşmüştü, ağzından ve burnundan kan geliyordu, öldü ve oraya gömüldü. CIA, Tibet Yönetimi’nden geçiş müsaadesi almıştı ama haber, sınıra henüz ulaşmamıştı. Mackiernan, “Görevi başında ölen ilk CIA casusu” olarak tarihe geçti. CIA’in Şeref Defteri’ndeki ilk isimsiz yıldız, ona aittir.

Bir CİA Ajanı’nın Doğu Türkistan’daki “Görev Aşkı” da böyle hazin bir   şekilde sona ermiş oldu.

( Yazı dizisi bitti.)

Kaynak :  http://www.gunes.com/yazarlar/omer-ozkaya/gorev-aski-7-723167

Etiketler: » » » » » » » »
Share
859 Kez Görüntülendi.