Son Dakika
Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine karşı günden güne artan baskı,zulüm,asimilasyon ve soykırım uygulamaları ile onlar üzerinden islam dinine saldırmaları,dinin hükümlerinin değiştirme,dönüştürme ve tahrif etme gibi şen’i ve lanetli icraatlarını devam ettirirken, Türkiye ve İslam aleminin tepkisizliği batılı Gözlemcilerin,araştırmacı ve bilim adamları tarafından eleştiriliyor.Diğer yandan ise bu duruma karşı tepkilerini sürdürüyorlar. Batılı aydınlar Çin’in Müslüman Uygur Türklerine ve onların dini inançlarına karşı baskı.engelleme,yasaklama ve dönüştürme ve değiştirmesi icraatlarına karşı dini özgürlükler, temel insan hakları,hak- hukuk ve inanç özgürlüğü noktasında tepki gösteriyorlar. Ayrıca, Batılı Aydınlar İslam dünyasının Çin’in Müslüman Uygur Türklerine karşı baskılarına sergiledikleri duyarsızlığa da özellikle isyan ediyorlar.
Özgür Asya radyosuna Çin’in son aylarda Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine karşı baskı ve zulümleri ile İslam dininin temel değer ve hükümlerini değiştirme ve dönüştürme amaçlı uygulamalarını değerlendiren ABD.merkezli Özgürlük Evi Araştırmacısı Sarah Cook ile Kaliforniya Üniversitesi’nin DOğu Türkistan’a yöneliik çalışmaları ile tanınan Öğretim üyesi Prof.Dr.Dru Gladny bu konudaki görüşlerini şöyle açıkladılar ;
Özgürlü Evi Araştırmacısı Sarah Cook : Çin’in Dini Baskı ve Dünüştürme Uygulamalarına İslam Ülkeleri de Tepki Göstermeli
ABD.merkezli ve uluslar arası düzeyde faaliyet yürüten bir STK. olan Özgürlük Evi(Freedoom House) Sorumlusu Araştırmacı Sarah Cock,Özgür Asya radyosuna verdiği demeçte şunları ifade ediyor ; “ Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanların dini inançlarına karşı baskı ve zulmü tavan yapmış bulunmaktadır. Bu duruma sadece biz batılı STK.lar ve ülkeler değil,Suudi Arabistan ve Türkiye gibi İslam ülkelerinin Sivil Toplum kuruluşları ile toplumları ve İslam ülkelerinin yönetimleri hep birlikte ve bir ağızdan ciddi bir şekilde tepki göstermeleri gerekir.
Çin’in Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerinin inancı olan İslam dinine karşı baskı,tahrif,değiştirme ve dönüştürme uygulamaları uluslara arası toplum nezdinde eleştiriliyor ve tepkiler oluşturuyor ve bu eleştiri ve tepkiler gün geçtikçe artmaktadır. Ancak,buna karşılık İslam dünyasından ciddi bir tepkinin geldiğini söylememiz mümkün değildir. Şuna hepimiz şahit olduk ; İslam Peygamberi Hz Muhammed’in hayatının anlatıldığı bir çizgi film yapılmak istendiğinde Müslüman devletler hep birlikte buna karşı ayağa kalktılar. Şimdi ise, Çin yönetimi Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarına Hz.Muhammed’in isminin verilmesini yasaklamış bulunuyor. İslam alemi niçin Çin’in bu uygulamalarına karşı aynı tepkiyi göstermiyorlar ? Türkiye ve Suudi Arabistan gibi İslam ülkeleri neredeler ? Sadece onlar değil,Endonezya ve Malaysiya gibi ülkeler de ortalarda yoklar ? Eğer bu Müslüman ülkeler yönetimlerinden güçlü bir tepki gelmiş olsa,Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine karşı bu kadar açık ve pervasızca baskı yapaması mümkün olamayacaktı,diye düşünüyorum.” Şeklinde konuştu.
Prof.Dru.Gladny : Müslümanlar Doğu Türkistan’daki Çin Baskı ve Zulmünü Biliyorlar.Ancak Tepki vermiyorlar
ABD.’nin Kaloforniya Üniversitesi öğretim üyesi ve Doğu Türkistan çalışmaları ile tanınan Prof.Dr.Dru Gladny Çin’in son baskı ve yasakalamaları ile dini hükümleri değiştirme ve zorla dönüştürme uygulamaları ile İslam dünyasının tepkisizliğini şöyle değerlendirdi ; “ İslam ülkeleri Çin’in Doğu Türkistan’daki Müslüman halka uyguladığı İslam dini yasaklamalarından mutlaka haberdardır ve kamu oyunun de bu konuda duyarlıdır da. Müslüman halkların bu duruma çok üzüldüklerini ve istırap duyduklarını de tahmin edebiliyorm. Ancak,İslam ülkeleri komu oyunda bu konuyu dillendirecek ve gündeme getirecek ve ülke yönetimlerini harekete geçirebilecek özgür basın mevcut değildir. Ayrıca,İslam ülkeleri özgürlükler ve özgür basın noktasında gün geçtikçe kötüye doğru gitmektedir. Bu ülkelerde medya yönetimin kontrol ve denetiminde olup, Ortadoğu’deki bu ülkeler ve hatta İsrail bile Çin ile olan ekonomik manfaalarını korumak uğruna bu konuda Çin’i eleştirmekten çekinmektedirler.
İkinci olarak ,Çin de bu ülkelerdeki bu durum karşısında “ devletlerin bir birlerinin iç işlerine karışmama” prensibine sıkı sıkıya bağlı kalmak iddiası adına bu konuda kör ve sağır kalmayı sürdürmektedirler. Yanı bu konu Çin ile Arap ve Ortadoğu ülkeleri arasında karşılıklı manfaat noktasında karlı bir alış olarak kabul edilmektedir. Körfez ülkeleri içerisinde sadece Katar basın özgürlüğü noktasında bağımsız ve özgür bir ülke olarak öne çıkmaktadır.Bu ülkeler basın özgürlüğüne asla istemezler ve bu nedenle Suudi Arabistan başta bölge ülkelerinin El Cezire Tv.’ne karşı tutumundan bunu açıkça görebiliyoruz. Arap ülkeleri yönetimleri diktatörleştikçe bu ülkelerin Çin’i eleştirmesi o derece zayıflar. Özetlersek, günümüzde Çin’i bu konuda eleştirmemek bu ülkelerin temel politikası olarak öne çıkmaktadır.
Çin’in Uygurlara karşı Bu baskı ve Zulmünü Arttırmasında Batılı Ülkelerin de Sorumluluğu Vardır
Kaliforniya Üniversitesi öğretim üyesi ve Doğu Türkistan’a yönelik çalışmaları ile tanınan Prof.Dr.Dru Gladny Çin’in Müslüman Uygur Türklerine baskı ve zulümlerinin artırmasında batılı ülkelerin de büyük sorumluluklarını olduğunu belirtti ve ABD’nin dünya siyaset sahnesi ile Ortadoğu’dan çekilmesinin en önemli nedenlerden biri olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırdı ; “ Çin’in Doğu Türkistan’da günden güne artan ve insanlık sınırlarını zorlayan baskı,zulüm ve yasaklama ve engellemelerinden bir bakıma ABD ve batı ülkeleri de sorumludur ve bu konuda onların tutumlarının önemli rol oynadığını düşünüyorum. .Çünkü özellikle ABD’nin dünya siyaset sahnesinden ve özellikle Müslüman Ortadoğu’dan çekilmesinden sonra Çin’in Uygur Türklerine baskı ve zulmü dayanılmaz boyutlara vardırmıştır. Mevcut ortamda Çin’in bu baskı ve zulümlerini azaltması de mümkün görünmemektedir. Çünkü,ABD’nın önceki yıllardaki yönetimlerinde insan hakları ve hukuk öne çıkan ve çok önemli gündem maddelerinden biri idi. Ancak, Donold Tramp yönetimi öyle değildir.ABD gün geçtikçe dünya siyaset sahnesinden çekilmektedir. ABD.yönetimi çekildikçe Çin ve Rusya gibi ülkeler onun boşalttığı sahneye çıkmaya ve yerini doldurmaya çalışmaktadır. Böyle bir ortamda Çin’e karşı eleştirel ve tepkisel görüşlerin ortaya çıkması asla mümkün değildir.” Şeklinde konuştu.