Son Dakika
Seyfettin GELEKÇİ (Celalabat – Kırgizistan)
Ayasofya’yı yeniden ibadete açtık, kutlu olsun. İnşallah siyasete malzeme edilmez.
Bilindiği gibi Ayasofya 1453’te İstanbul’un fethiyle beraber camiye dönüştürüldü.
Aynı yüzyıllarda, Türk Coğrafyasının doğusunda Iydgâh Camii Tanrı adıyla gökyüzünü dalgalandırıyordu.
Eyidgâh Camiinin inşaası İlk müslüman Türk Hümdarı Karahanlı Türk-İslam devleti Hakanı Abdulkerim Satuk Buğra Han zamanı olduğu biliniyon.Bugünkü halini 15. yüzyılda (tahminen 1442) almıştır. Yani Ayasofya ile aynı yüzyılda ibadete sunulmuş; ancak Iydgâh Camii daha eski. Iydgâh Camii bütün Doğu Türkistan’ın en büyük camisidir ve aynı anda burada 10 bin kişi ibadet edebiliyor. Maalesef bu tarihi cami şu sıralar yaslı. İşgalci Çin, Iydagâh Camii’ni ibadete kapattı. Bu cami Doğu Türkistan için özgürlük ve bağımsızlık sembolüydü. Doğu Türkistan halkının sesi nasıl kısıldıysa Eyidgâh Camii’nin sesi de öylece kısıldı.
Bizim için Ayasofya, ibadetten çok prestij meselesidir. Tüm dünyaya, bağımsız ve güçlü Türkiye mesajını vermenin bir yoludur. Şu anda bu mesajı vermiş durumdayız.
Bu mesaj kadar önemli olan bir diğer mesele camilerimizin ahvali. Yozlaşma camilerimizde almış yürümüş. Kesinlikle ıslah edilmeli. Camiler halkın ruhunu beslemeli, siyaset ve tarikat yuvası olmaktan uzak durmalıdır. İmamlarımız ise daha milliyetçi ve aydın olmalıdır. Aksi takdirde Ayasofya’ın taşıdığı milli ve manevi anlamın hiçbir önemi kalmaz.
Iydgâh Camii onlarca imamı şehit edildi. Çünkü onlar halkın milli bilincini uyanık tutuyor, milli değerlerine sahip çıkıyordu. Bizdekilerin tutumu endişe verici…
Sonuç olarak Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasına çok sevindik; ancak Iydgâh Camii zincirlenirken ruhumuz bile duymadı. Devlet olarak Çin’i kınamadık bile.
Türk Coğrafyasının batısında gökler, Tanrı adıyla dalgalanırken doğusunda, mazlum Doğu Türkistan halkının feryadıyla dalgalanıyor artık.
Talih bize neler eder,
Biri ağlar, biri güler.
Oysa aynı soy, aynı din;
Biri mutlu, biri üzgün.
BENZER HABERLER