Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Efeler diyarı Aydını ilimizde yaşayan Tülay Güneş Hanım 05 Temmuz 2009’da İşgalcı Çin’in Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de gerçekleştirdiği Müslüman Türk katliamına sessiz kalmadı ve tek başına yaptığı bir eylemle tepkisini gösterdi.
Aydın’ın cesur ve yiğit Asenası Tülay Güneş 05 Temmuz 2009’da resmi açıklamalara göre 200 kişinin öldüğü ve 2 bin kişinin yaralandığı öne sürülen ancak,yerel kaynaklarca binlerce kişinin katledildiği ve on binlerece kişinin yaralandığı Çin işgal ordusunun etnik soykırımın yıldönümünde kendi hazırladığı bir bildiri metnini masraflarını kendisi karşılayarak bastırdı ve kent meydanında halka değıttı.
Urumçi katliamının 8.yıl dönümü olan 95 Temmuz 2017 günü Aydın Şehir Merkezi’nde bulunan Kent Meydanı Bey Camii önünde bir masa kuran Tulay Güneş sözlü olarak halka Doğu Türkistan’ı anlıttı ve bastırdığı bildirleri de dağıtarak Aydın halkından Doğu Türkistan Kardeşlerini unutmamalarını istedi .Sayın Güneş, ayrıca Doğu Türkistan davası ile ilgili çalışan kurum ve kuruluşlara destek olmalarını talep etti. Tülay Güneş Hanımın , 05 Temmuz 2017 Carşamba günü saat 18.oo’de başladığı eylem aynı gün akşam 19,3o’da sona erdi.
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi’mize konuşan Efeler diyarı Kahraman Aydın ilimizin cesur ve yiğit evladı Tülay Güneş 05 Temmuz 2017 Çarşamba günü Çin’in Urumçi Katliamının 8.yıl dönümü münasebetiyle yaptığı eylem ile ilgili olarak şunları ifade etti ; “ Doğu Türkistan bizim kalbimizin yarısı ve yüreğimizin de yarasıdır.Aynı zamanda Türk dünyasının günden günden artarak kanayan büyük bir yarasıdır. Biz Türkiye Türkleri olarak Doğu Türkistan’ı ve bu ülke’de Çin esaretinde, temel insani hak ve hukuklarından mahrum olarak yaşayan Soydaşlarımızı unutmamalıyız.Ben de Doğu Türkistan’ı ve bu ülkede yaşayan Kardeşlerimizi uunutmadığımı ve duyarlılığımı ortaya koymak için bu eylemi tek başıma da olsa yapmaya karar verdim. Aydın’mızda böyle bir olayın ilk kez gerçekleşmesini çok önemli buluyorum.Gönül ister ki, Aydın’da faaliyet gösteren bütün sivil toplum kuruluşları da kalabalık bir şekilde Çin’in 05 Temmuz katliamını protesto etsinler ve Doğu Türkistanlı Soydaşlarımızı unutmasınlar. İnşaallah benim bu tek kişilik eylemim bir başlangıç olur ve ileride daha büyük protesto ve tepki eylemleri yapılır,diye düşünüyorum.
Doğu Türkistan’ı Unutmak, Muhteşem Tarihimize ve Şanlı Geçmişimize İhanettir
Doğu Türkistan’ı ve Uygur Türkü Kardeşlerimizi unutmanın muhteşem tarihimize ve şanlı geçmişimize ihanet olacağını düşünüyorum.
Tek kişilik eylemim sırasında kendimin hazırlayıp batırdığım bröşürleri halka dağıttım.Doğu Türkistan’ın ay yıldızlı Gökbayrağı şeklinde hazırladığım kitap ayraçları ile Gökbayrakla buzdolabı magnetlerini hediye olarak halkımıza tekdim ettim . Tek başıma iken de bir şeyler başarabileceğime inanıp; her zaman teşvik eden, destek veren, kalbi her an Doğu Türkistan için atan çok değerli dost ve gönüldaşlarıma cok teşekkür ederim.Ayrıca, Doğu Türkistan davasını bana öğreten ve bu haklı davayı bana aşılayan Öğretmenlerime,büyüklerime de bunun için ömür boyu minnettar olduğumu ifade etmek istiyorum.” sözleri ile sonlandırdı.
HALKA DAĞITILAN BİLDİRİ METNİ
Çin’in işgal ve istilası altındaki Doğu Türkistan’da yaşayan Kardeşlerimiz Çin yönetimi 1949 yılından beri etnik baskı,zulüm, asimilasyon ve yok etme politikalarnın dozajini her gün bir az daha arttırarak sürdürmektedir. 1930’lu yıllardaki büyük ve genel ayaklanma sonunda ilan edilen “Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti bir süre sonra Rusların yardımı ile Çin işgal ordularınca yıkılmıştır.Bu Cumhuriyetten 11 yıl sonra Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuriyeti de 1949’da ilan edilmiştir.Bu Cumhuriyet de Çin’diki iç savaşta galip gelen Mao Önderliğindeki Çin Komünist Ordusu tarafından ortadan kaldırılmış ve bu Cumhuriyetin Lider kadrosu uçak kazası süsü verilerek katledilmiştir. 01 Ekim 1955’de sözde Uygur Özerk Bölgesi yönetimi Doğu Türkistan Türklerine sorulmadan ilan edilmiş ve zorla dayatılmıştır. Komünist Çin işgalinden sonraki 67 yıllık dönemde Doğu Türkistan Türkleri ile İşgalcı Çin yönetimi arasında sürekli gerginlikler,şiddet olayları ve ölüm ve yaralanmalar ile sonuçlanan çatışmalar meydana gelmektedir Doğu Türkistan toprakları bugün Çin’in işgali altındadır. Doğu Türkistan; jeo-politik ve jeostratejik konumu, zengin kaynakları ve ekonomik potansiyeli nedeniyle komşu ülkelerin ve özellikle küresel egemen güçlerin nüfuz kurmak istediği bir bölge olup,bu önemi günümüzde daha da artmıştır. 1955 yılından beri bölge’de sözde bir Özerk Yönetim olduğu iddia edilse de bu özerklik ve yasalarla Uygur Türklerine verilen haklar ÇKP.diktatörlüğü tarafından ihlal edilmekte ve Çin işgal yönetimi kendi yasalarını çiğneyerek anayasal bir suç de işlemektedir.
Çin yönetiminin 5 Temmuz 2009 da Urumçi’de gerçekleştirği etnik Türk katliamı ve sonrası yaşanan olaylarla Doğu Türkistan bir kez daha dünya kamuoyunda gündeme gelmiştir. Aradan 8 yıl geçmiş olmasına rağmen, Doğu Türkistan’da Çin’in etnik baskı,zulüm ve soykırımları ile ve insanlığa karşı işlenen suçlar devam etmektedir. Çin ‘in uyguladığı baskıcı ve katı sansür politikaları bölgeye uluslararası bağımısız gözlemcilerin ve medyanın girmesine imkan tanımamaktadır. Ülkeye insani yardımların girişi temel hak ve insanı hak ihlallerinin yerinde tespiti imkansız hale getirmektedir. Çin’ in bu baskıcı politikaları ile ve hak ve hukuk ihlalleri sadece Doğu Türkistan’la da sınırlı değildir. Doğu Türkistan ile aynı kaderi paylaşan Tibet ve Güney Moğolistan başta olmak üzere Çin esareti altındaki diğer uluslar ve etnik Çin halkını ve bölgedeki diğer etnik ve dini grupları da mağdur etmektedir. Çin’in uyguladığı baskıcı ve soykırımcı rejimi yalnızca ülke içindeki barışı değil bölge ve dünya barışını da tehdit eden sonuçlar doğurmaktadır. İslam Dünyası, Doğu Türkistanlı Müslümanların yaşadığı zulüm ve kısıtlamalara duyarsız kalmaktadır. Birleşmiş Milletler, Çin’in güvenlik konseyi üyesi olması sebebiyle ve demokrasi ve insan hakları değerlerini her şeyden önemli gördüğünü iddia eden ülkeleri de ekonomik çıkarları nedeni Çin’e karşı sessiz kalmakta ve bu baskı ve zulümlere karşı kör ve sağır kalmaktadır.
Çin yönetimi, 11 Eylül 2001 terör saldırısı sonrası küresel düzeyde yürütülmeye çalışılan “Terörle mücadele ” söylemini gerekçe göstererek bölgedeki baskılarını daha da arttırmıştır. Çin, bölge halkının temel hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmış ve hak hukuk ihlallerini zirveye taşımıştır.
Çin’in Doğu Türkistan’da ve diğer işgalı altındaki bölgelerde uyguladığı etnik baskı,zulüm ve hak ihlalleri özetle şunlardır ;
Çok değerli halkımızdan ve Aydınlı Hemşehrilerimizin Doğu Türkistanlı Kadeşlerimizi unutmamalarını ve bu konuda faaliyet gösteren her oluşuma destek vermenizi diliyor ve saygılarımızı sunuyoruz.
Allah Doğu Türkistanlı Kardeşlerimizin ve Büyük Türk Milletinin yar ve yardımcısı olsun !
.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Makale Analiz » Röportajlar » Siyaset