Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Dünya Uygur Kurultayı,Uygur Hareketi ve Uygur Akademisi Derneği tarafından ortaklaşa Ankara’da düzenlenen bir basın toplantısında Doğu Türkistan Cumhuriyetlerinin kuruluşu ve günümüzde Çin’in işgalindeki bu ülkede yaşayan Türklere yönelik baskı,zulüm ve soykırım cinayetleri bir kez daha gündeme getirildi.
Tamgaturk.com’in haberine göre Çin Halk Cumhuriyeti işgali altındaki Doğu Türkistan’da kurulan iki cumhuriyetin kuruluş yıl dönümü olması münasebetiyle Green Park Otel’de gerçekleştirilen organizasyona Doğu Türkistan davasının önemli isimleri katılım sağladı.
Uygur Hareketi İcra Direktörü Rushan Abbas, Dünya Uygur Kongresi Temsilcileri ve diasporanın diğer uzuvlarının temsilcilerinin bir araya geldiği etkinlikte tarihi bir basın açıklaması yayımlandı. Doğu Türkistan’ın işgal altında olduğu vurgulanan açıklamada mücadelenin ilkeleri ve yol haritasına ilişkin net ifadelere yer verilirken bütün dünya Çin emperyalizmine karşı uyarıldı. İşgal altında bulundurduğu Türk topraklarında bir soykırıma imza attığı kaydedilen Çin’in bu politikasının ilerleyen süreçte sadece Doğu Türkistan ile sınırlı kalmayacağı noktasında çağrıda bulunuldu.
Söz konusu basın açıklamasının tam metni şöyle:
“Bugün 12 Kasım 1933 tarihinde Kaşgar’da ilan edilen Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetinin 87. yıl dönümü, 12 Kasım 1944 Gulca’da ilan edilen Doğu Türkistan Cumhuriyetinin 76. yıl dönümüdür. Kutlu Olsun!
Canab-ı Allah bizlere “Ya İstiklal, Ya Ölüm” bilinciyle ebediyen var olacak Doğu Türkistan Cumhuriyetini yeniden kurmaya nasip etsin.
Doğu Türkistan ile ilgili net olarak bilinmesi gereken 3 konuyu bilginize tekrar sunmak isteriz:
1. Doğu Türkistan Çin tarafından işgal edilmiş bir Türk toprağıdır.
Sadece Çince adlardan bakıldığında bile bu gerçekler gün gibi ortadadır.
Çin tarihinde Doğu Türkistan başta olmak üzere Türkistan’a “Şiyu / Xiyu” yani “Batı Bölge” veya “Batı Bölge Ülkeleri” denmekteydi.
1884 yılında Doğu Türkistan Çin-Mançu İmparatorluğu tarafından işgal edilince adı “Yeni Toprak” anlamına gelen “Şin / Xinjiang” olarak değiştirilmiştir, yani adı üstünde olup, gerçekler çakma adına yansımak zorunda kalmıştır. 1949’da Çin Komünistleri Doğu Türkistan’ı işgal ettikten sonra ise Doğu Türkistan adını “Şin Ciang Uygur Özerk Bölgesi” olarak değiştirmiştir.
Günümüz Çincesinde bile Doğu Türkistan ile Çin arasındaki gerçek statü “Sınır kapısının içi / kapısının dışı”, “Gümrük kapısının içi ve gümrük kapının dışı“ sözcükleri ile ifade edilmekte olup burada kastedilen “Sınır Kapısı” veya “Gümrük Kapısı” ise Doğu Türkistan ile Çin hududunda bulunan “Yeşim Kapısı” ile Çin Seddinin başlangıç noktası olan “Jia yu sınır kapısı”dır. Buradan da görüldüğü gibi Doğu Türkistan’ın işgal edilmiş toprak olduğu su götürmez bir gerçektir.
2. Doğu Türkistan davası Milli hak- hukuk ve özgürlük mücadelesidir.
Bu gerçeği ve varabileceği boyutları en iyi bilen Çin devletidir. Onun için Çin devleti 11 Eylül’den sonra oluşan “İslami Fobi” algısını “Terörizm” ile çok iyi harmanlamış, Uygurları “Aşırı dinci, Terörist” olarak etiketlemek için Çin’in içi ve dışında birçok tuzak kurmuş, “Terör Olayları” tezgâhlayarak algı operasyonları yapmıştır. Beyin yıkayarak kendi elleriyle organize ettiği “Aşırı dinci” kimseleri Suriye’ye göndermek yoluyla “Aşırı Dinci, Daeşci Uygur” imajını yaratmaya çalışmıştır.
Ancak, Güneş Balçıkla Sıvanmaz, bugün Çin’in Doğu“ Türkistan davasına kurduğu komploları ifşa olmuş, Çin’in kendisi dünyanın ileri gelen ülkeleri tarafından “Soykırımcı” olarak suçlanmaktadır.
Çin her ne kadar komplolar hazırlasın, tuzaklar kursun “Güneş Balçıkla sıvanmaz”. Haykırıyoruz: Doğu Türkistan Davası Milli Hak – Hukuk Mücadelesidir.
3. Doğu Türkistan’daki soykırım “Çin Rüyası“ ve “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” için yapılan “Enerji Güvenlik” önlemleridir.
2010 yılında Çin “Ekonomik Süper Güç” konumuna gelince tarihi yayılmacılık emelleri yeniden yeşermiştir.
Kasım 2012 yılında Şi jinping / Xi jinping tarafindan ilan edilen “Çin Rüyası”nın hedefi “Çin Ulusunun Büyük Dirilişi” olarak açıklanmakta olup, küresel güç olma sevdasıdır.
Eylül 2013 yılında ilan edilen “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” tarihi İpek Yolunun yeniden yorumlanması olup, “Nihai hedeli: İnsanlığın ortak kaderi topluluğunu inşa etmek” olarak açıklanmaktadır.
Yani “Çin Rüyası”, Çin’in dünyaya hâkim olma hedefidir. “Bir Kuşak Bir Yol Projesi“ ise bu hedefe ulaşmak için hizmet edecek olan araçtır.
Çin’in hedefe ulaşmak için başlattığı projenin ilk durağı ise Doğu Türkistan’dır. Doğu Türkistan ise tarihi bir Türk yurdudur ve Uygurlar bu toprakların sadık bekçileridir.
Çin felsefesine göre “Farklılık Tehdittir”. Çin ile komşu olmak veya Çin hâkimiyeti altına girmek ya asimile olmak veya yok olmak demektir.
Uygurlar Çin’in geleneksel asimile yeteneklerini boşa çıkarmış, milli ve manevi duruşuyla varlığını korumuştur.
“Çin Rüyası” ve “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”nin “Enerji Güvenliği” kaygısı Çin’in anlayışına göre, Uygurları yok etmeyi gerektirmektedir.
Çin Doğu Türkistan’da soykırıma başvurmuştur.
Çin Milli Savunma Üniversitesi Rektörü General Liu Yazlıou 2010 yılındaki “Batı Bölge teorisi” başlıklı yazısında şöyle demektedir:
Genellikle Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Sincan (yani Doğu Türkistan) — Orta Asya denmektedir. Orta Asya Tanrının bugünkü Çinlilere lütfettiği zengin bir pastadır”
Görüldüğü gibi Çin’in Soykırımı Doğu Türkistan ile sınırlı kalmayacaktır.
Biz Doğu Türkistan davasını savunurken Türk Milletinin ortak menfaatine olan sorumluluk duygumuz gereği uyarıyoruz:
Tıpkı Merhum Liderimiz İsa Yusuf Alptekin’in dediği gibi: Bize Bakın İbret Alın, Çin’i tanıyın, kara emellerini anlayın ve kendinizi koruyun.“
BENZER HABERLER