Açıklamada görüşlerine yer verilen ECHHR İş ve İnsan Hakları Programı Müdürü Miriam Saage-Maaas, “Şirketleri Uygur halkının sömürüsünden kazanç sağlarken Avrupa hükümetlerinin, Çin’deki insan hakları ihlallerini eleştirmesi kabul edilemez. Zorla çalıştırma iddialarının doğrulanması halinde şirketlerdeki sorumluların adalete teslim edilmesinin tam zamanıdır.” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Fransa’da, nisan ayında benzer suç duyurularının ardından temmuzda Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı’nın insanlığa karşı suçlar birimi, İspanyol Inditex, Japon Uniqlo, Fransız SCMP ve Amerikan Skechers firmalarına Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki kamplarda tutulan ve zorla çalıştırılan Uygurların iş gücünden yararlanarak insanlığa karşı işledikleri suçları gizledikleri gerekçesiyle soruşturma açmıştı.
Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’ndeki uygulamaları
Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor. Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise “yeniden eğitim kampları” diye tanımladığı yerlerde, çok sayıda Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
Çin makamları, zorla çalıştırma iddialarını reddederken, Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede genişçe ve serbestçe inceleme yapma talebini de geri çeviriyor.