Son Dakika
Amelia PANG
ÇKP’NİN UYGURLARA YÖNELİK SOYKIRIMI BANA UYGUR KÖKENİMİ HATIRLATTI
Çin Komünist Partisi, 1949’dan beri, Uygur kültürünü ve kimliğini tehdit eden politikalar geliştirdi. Ailemin zorla asimilasyonu bu hikayenin bir parçasıdır.
Uygur olduğumu ilk kez gerçekten fark ettiğim ve bunu sadece üç yıl önce, otonom bölge olduğu iddia edilen Uygur bölgesinin bir Uygur kenti olan Hoten bölgesindeki bir bir toplama kampında koyu mavi üniformalı Türk erkeklerin sıra sıra dizilmiş çaresiz ve ümitsiz bakışlarını aksettiren çok kötü viral fotoğrafını gördüğümde hissettim. Çin yönetiminin Toplama kamplarına kapattığı bu Mahkumların umutsuz yüzlerini tararken, tanıdık yüz hatlarına şaşırdım. Belirgin elmacık kemikleri, yuvarlak gözler, kalkık ve yüksek burunlar. Yüzüm onların yüzleri ile aynı idi.
Bu fotoğraf beni rahatsız edici bir gerçekle yüzleşmeye zorladı. Hayatım boyunca Amerika’da yaşamama rağmen, Çin’in zorunlu asimilasyon politikaları daha yeni bana ulaştı. Anneannemin Uygur olduğunu her zaman biliyordum, ama ailem kendini sadece Çinli olarak tanımlardı. Ailemde hiç kimsenin Uygurca konuşmamasının veya herhangi bir Uygur bayramını kutlamamasının nedeni, Çin’in resmi politikasının ” Tek Devlette Tek Etnik Irk” politikasından kaynaklanıyordu. Benim ailem de Çinli yetkilinin tek bir devlet ırkı olarak tanımladığı şeyi yaratmak için Çin’in onlarca yıldır sürdürdüğü zorunlu asimilasyon kampanyalarının olumlu bir sonucu olmamızdır .
1949’da Uygur bölgesini işgal eden Çin Komünist Partisi, o tarihten beri Uygur kültürünü ve kimliğini tehdit ve yok etme amaçlı politikalarını kademeli olarak uygulamaya koymaya başladı. .Uygur ve Han Çinli çiftler ile diğer etnik gruplar arası evlilikler için maddi teşvikler verdi. var . Okullarda Uygurcanın öğretilmesini yasakladı ve buna ait yasalar çıkardı. Ve bir de açık bir ırkçılık var Türk azınlıklar için İşyerleri,işletmeler ve Fabrikaların kapılarında s “Uygurların iş başvurusu gerekmez.Çünkü,kabul edilmeyeceklerdir.” tabelaları asılmış durumda. Bu da bölgere yaşayan Uygurların ve diğer azınlıkların işsiz kalmasına ve ekonomik olarak yok olmasına yok açıyor. Çin’de işsizliğin en yüksek olduğu bölge burası.
Bir Uygur Ailesi Eğer Hayatta Kalma şansı istiyorsa, Çinli olması Gerekiyor.
ÇKP yönetiminin bölgedeki bunun gibi düşmanca politikalar ailemi Orta Asya geçmişimizi kucaklamanın çok riskli olduğuna ikna etti.
Ama artık bu risk de mesele olmaktan çıktı. Son yıllarda, bir insanın kendisini Uygur olarak tanımlanması onun için artık bir ölüm kalım meselesi haline geldi. Kültürel bir soykırım olarak başlayan bu uygulamalar , Birleşmiş Milletler tarafından tanımlandığı gibi, gerçek bir soykırım haline geldi . Çin’in etnik politikaları konusunda uzman araştırmacı Adrian Zenz’e göre, 2015 ve 2018 yılları arasında zorla kısırlaştırma ve kürtaj, en büyük Uygur illerinden ikisinde doğal nüfus artış hızının yüzde 84 oranında azalmasına sebep olmuştur.
Uygurların nüfus sayılarının bu kadar düşüş göstermesi,Çin devleti için yeterince kafi değildi. Uygur bölgesinin yerel yönetimi, 2020’de doğum oranını sıfıra indirgemek için bir “Aile Planlaması Projesi” hazırladı.
Bu arada milyonlarca Uygur, toplama kamplarında çaresiz durumda. Bu tesislerin bazılarında Müslüman tutuklular Amerikalı tüketiciler için bir çeşitli ürünler üretmek için Köle/İşçi olarak çalıştırılıyor. Üretilen bu ürünlerin başlıcaları şunlardır : Çinvirüsü Covid-19 için Korunma Maskeleri,Bebek Pijamaları ve Kadınlar için uzun saçlar vebaşkaları .
ABD hükümeti şu anda Çin’in Uygur bölgesinde açtığı yüzlerce Toplama kamplarında 1-3 milyon arasında Uygur ve diğer Türk azınlıkların bulunduğunu tahmin ediyor . Sincan’daki Uygur nüfusu resmi rakamlara göre sadece 11 milyon civarındadır. Tam olarak Çin’in bu asimilasyonundan kurtularak yurt dışına çıkabilen ve dünyanin en uzak ülkelerinde de yaşayan Uygurların ülkelerinde yaşayan akrabalarımın bir kısmının şu anda kamplarda olma ihtimali çok yüksek.
Bölgede Yaşayan Aile Üyelerimin de Yok Olmalarından Korkarak Onları (Köklerimi) Aramaya Başladım.
Aileme, Uygur Büyükannemizin kardeşlerini ve onların çocuklarını ve torunlarını tanıyan var mı diye sordum. Ancak annem ve bir teyzem dışında hiç kimse bölgeyi ziyaret etmemişti ve ikisi de tanıştıkları akrabalarıyla iletişimi kesmişlerdi.
Sincan’daki Uygur aileme, seni hiç tanımadığım için üzgünüm. Şansım varken seni aramaya çalışmadığım için üzgünüm. Uygur olduğumu hatırlamam için tam teşekküllü bir soykırım yapılmasına üzüldüm.
Ailemin Çinli olarak asimilasyonunun, dolayısıyla etnik temizlikte suç ortaklığı yaptıklarının farkına vararak, Uygurlar hakkında elimden gelen her şeyi öğrenmeye çalıştım. Tarihimiz ve kültürümüz hakkında kitaplar satın aldım. Çevrimiçi bir dil sınıfına kaydoldum.
Ancak diğer Uygurlarla tanışana kadar, Uygur olmanın ne anlama geldiğini gerçekten anlayabildim.
Uygurlar İle İlk Kez Bir Uygur Restoranında Tanıştım
2018 yılında, Gayretcan Ruzi adlı bir Uygur göçmen,oturduğum bölgeye çok yakın bir yerde Marca&Polo adında bir Uygur restorarnı açtı. Benim ayağıma kadar gelen bu şansa önceleri pek inanamadım.
Gayretcan Ruzi, 50 yaşlarında bir Uygur ve 15 yıl Avrupa’da yaşadıktan sonra, daha iyi ekonomik fırsatlar aramak için 2015’te Amerika’ya taşınmış ve şimdi bu restoranı açmıştı.
Restoranına ilk gittiğimde annemle birlikteydim. Kısmen Han Çinlisi olduğumuzu görünce arkadaşca davrandı,ama bir az çekiniyordu. Ailem ile ilgili konuyu gündeme getirdiğimizde ve Çin’deki durumu tartışırken kendisini pek rahat rahat hissetmediğini anladım. Bu yüzden aramızdaki konuşmayı kestik ve bu seferki ziyaretimizi yemekle sınırladık. Bu Restoranda aromatik soslarla zenginleştirilmiş sebzeli garnitörü ile birlikte enfes elle yapılan geleneksel Uygur Legmanı yapılıyordu.Biz de bu Uygur Legmanını tatma fırsatına sahip olduk.
O günden itibaren Uygurca konuşma pratiği yapmak için bu Restoranı olabildiğince sık sık ziyaret etmeye başladım. En başta öğrendiğim Uygurca sözcükler şunlardı ;
“ Yahşimu siz? “ = Nasılsınız?
“Mening chong apam Urumchide tughuluptiken.” = Benim Büyükannem (Anneannem) Urumçi’de doğmuş.
Gayretca Ruzi da zamanla bize olan gadrını indirdi. Onunla her konuştuğumda ondan acı dolu geçmişi hakkında daha çok şey öğrendim.
Ruzi bana Çin’deki yaşamdan bahsetti. Çinli taksi şoförlerinin Uygur yolcuları özellikle arabalarına almadıklarını,Çinli Otel Sahiplerinin Uygurları misafir olarak ayırmayı reddettiklerini anlattı.
Rozi bir keresinde şunları anlattı : O ve arkadaşları Çin hükümetine Uygurlara yönelik bu ayrımcılıklara karşı yasaların uygulanması için dilekçe verdi. ÇKP Yönetimi onu ve arkadaşlarını tutukladı ve kendisini onu 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Olay 1994’te, Çin’in Uygurları kitlesel olarak tutuklamak için sert önlemler uygulamasından çok önce oldu. Ama bir bakıma, o zamanki durum da bugünkü kamplardaki Uygurlardan pek de farklı değildi.
Urumçi’deki bir hapishaneye hapsedilen Gayretcan Ruzi burada günde 15 saatten fazla hiç bir ücret ödenmeden Köle/İşçi olarak çalıştırıldığını ve pamuk işlediğini bildirdi. O, bu pamik işleme Fabrikasında çok yorulduğu bitkin düştüğünü ve dikkatı dağıldığı için Pamuk makinesine kaptırdığı kolundan parmağını kaybettiğini anlattı. Parmağından fışkıran kanın pamukların üzerine sıçradığı için azar işittiğini söylerken çok üzüntülü oluyordu. Rozi’nin parmakları sonunda o kadar enfekte oldu ki, işini yavaşlattı. İşte o zaman gardiyanlar, Bay Rozi’nin şişmiş parmaklarındaki tırnak parçalarını herhangi bir uyarı veya anestezi yapmadan çıkaran bir doktora götürdü.
Prosedürden sonra, hapishane onu nakliye kamyonlarına pamuk yüklemesi için görevlendirmeden önce iyileşmesi için üç gün izin verdi. Rozi, kamyonların hangi üreticilere gittiğini bilmese de, iltihaplı elleriyle taşıdığı pamuğun dünyanın her yerinden insanların giymesi için kumaşa dönüşeceğini biliyordu.
Gayrertcan Rozi’nin bu Kötü anıları yeniden canlandırması acı vericiydi.
Ruzi ile sohbet ederken,ingilizcesi daha tam olmadığı için zorlanıyordu. Doğru kelimeleri bulamayınca düşüncelerini bitirmek için Çince’ye döndü. Mandarin dili ona isteksizce yanıt verdim; Hala ikimizin de akıcı konuşabildiği tek dil Çince idi.
Ruzi’nin Anlattıkları Kalbimin Ağrımasına ve Çok Üzülmeme Sebep Oldu
Gayretca Ruzi ile bölgedeki durumu ve ÇKP’nin Uygurlara yönelik bastı,zulüm,etnik asimilasyon ve soykırım cinayetlerinin örneklerini duyduğumda adeta Kalbim duracak hale geliyordu. Kalbım ağrıyor ve çok üzülüyordum. ABD’de oturduğum Hyattsville’de bile, Komünist Partinin zorunlu asimilasyon politikasına maruz kalan Uygurların bu zulmün çok acı verici etkileri üzerilerinde hâlâ güçlü bir etki bırakıyordu.
Tarihimiz, kültür ve medeniyet mirasımız ÇKP tarafından ana vatanda yok edilirken, Gayretcan Ruzi’nun Uygur Restoranda yaptığı ve servis ettiği her bir porsiyon lagmen aslında ÇKP’ye karşı küçük de olsa bir direniş eylemi idi.
Bayan Amelia Pang, ABD’de yaşayan Çin ve Uygur kökenli bir gazeteci- yazar. Aynı zamanda 10 Şubat 2021’de çıkacak olan “Made in China: A Prisoner, an SOS Letter, and the Hidden Cost of America’s Cheap Goods” kitabının yazarıdır.
Kitabın Türkçe Adı : ÇİN MALI: Bir Tutuklu, bir İmdat Mektubu ve Amerika’nın Ucuz Mallarının Maliyeti.
Yayınevi: Algonquin, $27.95 (288 sayfa) ISBN 978-1-61620-917-9
Kaynak : https://www.nytimes.com/2021/01/10/opinion/uighur-xinjiang-china.html
BENZER HABERLER