ABD.: ÇİN’İN TEHDİTLERİNİ DURDURMAK İÇİN CAYDIRICILIK GEREKTİRİYOR

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Washington yönetimi, Pekin’in Çin Denizi bölgesindeki ABD çıkarlarına, ortaklarına ve müttefiklerine yönelik tehditlere ilişkin uyarılarına hız verdi.

ABD Pasifik ve Hint Okyanusları Filosu Komutanı Amiral John Aquilino, Çin’in açıklamaları ve verdiği güvencelerin bölgedeki saldırgan eylemleriyle orantılı olmadığı uyarısında bulundu. ABD Senatosu İstihbarat Komitesi liderleri ve diğer yetkililer de fikri mülkiyet hırsızlığı, ‘art niyetli nüfuz’ ve siber saldırılar da dâhil olmak üzere bir dizi başlıkta Çin’in artan tehditleri konusunda uyardı.

Colorado’daki Aspen Enstitüsü Güvenlik Forumu’nda yaptığı konuşmada “Pekin’in adımlarını endişeyle izliyoruz. Bizi endişelendiren sözler değil, gördüğümüz eylemler” ifadelerini kullanan Amiral Aquilino, Çin’in Hong Kong’daki eylemlerinin, İngiliz hükümetiyle 1997’de imzalanan anlaşma uyarınca özerkliği koruma sözünü tutmamasının endişe verici olduğunu da sözlerine ekledi.

“Benzer eylemleri Hindistan sınırında ve Uygur konusunda Sincan’da da görüyoruz” diyen Aquilino, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki hak iddialarının da bölgedeki tüm ülkelerin refahı ve çıkarlarıyla bağdaşmayan, kaygı verici hususlar olduğunu vurguladı. “Bu hususlar, entegre caydırıcılık uygulamamızın acilen gerçekleşmesi gerektiğine inanmamı sağlıyor” dedi. Komutanlığının kurallara dayalı uluslararası düzenin korunmasını ve yasa dışı iddiaların sorgulanmamasını sağlanması için müttefikleri ve ortaklarıyla çalıştığını belirtti.

“Çinlilerin son zamanlarda bölgedeki 80 coğrafi hattı kendi kendine yeniden adlandırarak buralarda tavizler talep etmesi, bölgedeki tüm ülkelerin refahlarını sürdürmek için bekledikleri ve ihtiyaç duyduklarıyla tamamen çelişiyor” diyen Amiral Aquilino, ABD’nin 80 yıldır bölgede çalıştığını, üzerinde anlaşmaya varılan uluslararası kuralları korumak için çalışmaya da devam edeceğini vurguladı.

ABD’li kıdemli bir senatör, Çin’in ABD’nin ulusal güvenliğine yönelik artan tehditlerini ‘korku şovu’ olarak niteledi. Yetkililere göre tehditler arasında ABD şirketlerine ve kritik kuruluşlara yönelik siber saldırılar, art niyetli nüfuz ve ABD fikri mülkiyetine yönelik milyarlarca dolarlık hırsızlık gibi faaliyetler yer alıyor. Komite Başkanı Demokrat Senatör Mark Warner konuyla ilgili şunları söyledi:

“İstihbarat Komitesi genellikle kamuya açık oturumlar düzenlemez. Ancak ben ve yardımcım Senatör Marco Rubio (Cumhuriyetçi), bu hikâyenin ABD kamuoyuna A açıklanması gerektiğine inanıyorum.

Özellikle teknolojik konularda ABD’yi baltalama çabalarıyla mücadelede Çin’e karşı koyma ihtiyacının altını çizen Rubio da şu ifadeleri kullandı:

“Bu komite üyeleri, gerek istihbarat bilgileri gerek Çin hükümetinin sağladıkları olsun en hassas istihbaratlardan bazılarını düzenli olarak gözden geçiriyor. Bu nedenle Çin ile ilgili durumlarda benzeri durumlarla karşılaştığımızda güçlü bir mesaj vermemiz gerektiğini düşünüyorum.”

Çin, ABD Başkanı Joe Biden’ın iktidara gelmesinin ardından Tayvan’a ilk silah satışına onay verilmesine tepki gösterdi. Tayvan hükümeti ise 750 milyon dolar değerinde silah anlaşmasını kabul ettiği için Washington’a teşekkürlerini iletti. Bu duruma karşı önlemler alınacağı tehdidinde bulunan Çin Dışişleri Bakanlığı, Washington’ı Tayvan’a silah satmayı bırakmaya ve askeri ilişkileri sona erdirmeye çağırdı.

Tayvan Hükümet Sözcüsü Şavier Chang, söz konusu gelişmenin ABD hükümetinin Tayvan’ın kendini savunma yeteneklerini ciddiye aldığını gösterdiğini bildirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı bir süre önce, 40 adet M109 kundağı motorlu obüs ve ilgili ekipmanlar dâhil olmak üzere Tayvan’a silah satışını onaylamıştı.

Pentagon’a bağlı Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı çarşamba günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, Kongre’nin bu yönde bilgilendirdiğini belirterek söz konusu gelişmenin, Tayvan’ın askeri yeteneklerini modernize etmesine, ABD ve diğer müttefiklerle çalışmasına yardımcı olacağını vurguladı. Ajanstan yapılan açıklamada “Önerilen satış, alıcı tarafın güvenliğini artırmaya yardımcı olacak. Bölgedeki siyasi istikrarın, askeri dengenin ve ekonomik ilerlemenin korunmasını sağlayacaktır” ifadelerine yer verildi.

ABD-Çin Rekabetinde İstihbarat Cephesi de Kızışıyor

Çin ve ABD arasındaki küresel rekabetin giderek daha da belirgin bir hâl aldığı yadsınamaz bir gerçek. Hatta iki ülke arasındaki rekabetin oluşturduğu gerginlik bazı analistlerce “yeni Soğuk Savaş” şeklinde nitelendiriliyor.

ABD’nin resmi strateji belgelerinde sık sık hasım güç olarak hedef aldığı ABD-Çin rekabetinin bir başka boyutu da istihbarat alanında yaşanıyor. Bu çerçevede Çin’in artan siyasi ve ekonomik etkinliğine paralel olarak istihbarî faaliyetlerinde de son yıllarda ciddi bir hareketlenme de söz konusu.

Çin’in ABD’ye yönelik istihbari faaliyetleri için belirdiği strateji, genel bir ifadeyle iç güvenliğinin ve istikrarının korunması hususunda öncelikle savunma, ardından özellikle etkili HUMINT (insana dayalı istihbarat) ve siber espiyonaj operasyonları dahilinde saldırı hedeflerine göre şekilleniyor.

Bu kapsamda Çin’in ABD’ye yönelik söz konusu stratejisinin temelde ekonomik, politik ve askeri hedeflerinin olduğu iddia edilebilir. Söz konusu hedefler ise temel olarak aşağıda belirtildiği şekilde sıralanabilir:

• Ekonomik büyüme ve istikrarın sağlanabilmesi için önemli etkiye sahip olan ve ABD’de geliştirilen yeni nesil teknolojilerin çeşitli espiyonaj operasyonları kapsamında temin edilmesi.

• ABD merkezli planlamalarla oluşturulabilecek toplumsal kalkışmaların engellenmesi ve Çin Komünist Partisi’nin ülke yönetimindeki etkinliğinin sürdürülmesi hedefleri doğrultusunda, internetin denetlenmesi ve böylelikle de yerel muhalif hareketlerin kontrol edilmesi.

• ABD tarafından desteklenebilecek algı yönetimi ve enformasyon savaşı planlamalarına karşı tedbirler geliştirilmesi ve ülkenin iç işlerini müdahaleye yönelik faaliyetlere karşı konulması.

KAYNAK :  kokludegisim.net/haberler/pentagon_cinin_adimlari_caydiricilik_

gerektiriyor?fbclid=IwAR3ew