logo

trugen jacn
13 Mayıs 2015

DOĞU TÜRKİSTAN VE MAZLUM COĞRAFYALAR HAKKINDA DÜŞÜNCELER

Hamit - 1Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Köklü Değişim Dergisi İstanbul Temsilciliği,10 Mayıs 2015 Pazar günü Fatih Camisin’den Saraçhane Parkına kadar binlerce duyarlı Kardeşlerimizin katıldığı bir yürüyüş ve ardından de adı geçen park’ta bir basın açıklamasını de içine alan bir dizi etkinlikler gerçekleştirdiler Organizosyan çok mükemmel ve katılım de tahminlerden kat kat üstünde idi.
Etkinlik yürüyüşünde şunları düşündüm. Aynı yerde Mısır’da Sisi darbe yaparak seçilmiş ve meşru Cumhurbaşkanı Dr.Mursi için de günlerce süren etkinlikler yapılmıştı.Topluca namazlar kılınmış ve dualar edilmişti. Ateşli konuşmalar ile askeri darbe protesto edilmişti. Ancak,Mısır’da mücadele eden Mısırlılardı. Batı’nın kışkırtma ve desteği ile ordu darbe yapmış ve meşru yönetimi devirmişti. O zaman çok mahzun olmuştum.Çünkü,Doğu Türkistan’da Mısır ile kıyaslanmayacak kadar baskı,zulüm ve dini ve etnik soykırım vardı. İşgalcı Çin Uygur Türklerini sırf Müslüman oldukları için,namaz kıldıkları,Oruç Tutukları ve Allah’a inandıkla ve islam dinini vecibelerini yerine getirmek istedikleri için onları aşağılıyor,işkence ediyor ve hatta öldürüyorlardı. Bunu Müslüman Kardeşlerimizin bilmemesine imkan yoktu. Ama,Uygur Türkü Müslümanlar için susuluyor ve görmemezlikten geliniyordu. BU durum ise,Allah Taala’nın adil sıfatı şerifine uygun değildi ve dinimizin kardeşler arasında eşit ve adil muamele ediniz hükmüne aykırı idi.

Fatih Sultan Mehmet han Hazretlerinin Fethi Mübin ile fethettiği,kendi adı ve ata binmiş heykeli de bulunan bu parkta Doğu Türkistan ve diğer mazlum coğrafyaların sorunlarının gündeme getirilmesi bir ilk olmuş bizleri çok sevindirmiştir.
Basın açıklamasında bana söz verildiğinde de bu hususları  ifade ettim.
Bugün Türk Coğrafyasının de merkezinde yer aldığı islam dünyası krizlerle boğuşmaktadır. Filistin’de ,Suriye’de,Irak’ta, Yemen’de ve Gazze başta olmak üzere her gün yüzlerce yaşlı,kadın ve çocukların içinde bulunduğu kardeşlerimiz evlerinden sürülmekte.evlerine topraklarına el konulmakta ve mülteci durumuna düşürülmektedir. Arakan’da ,Patani’de veya Afrika’nın değişik islam diyarlarında kan ve göz yaşı hakimdir. İnancımıza göre dil, ırk,renk ve diğer insanı ve yaratılış özellikleri içinde bütün Müslümanlar olarak hak ve hukukça eşitiz onların her birine aynı mesafedeyiz. Bu kardeşlerimizin dert ve istiraplarını adil ve eşit olarak paşlaşıyoruz. Bunun aksine yapmamız ise,Kardeşlerimize zulüm olduğunun bilincindeyiz. Bizler Türkiye’de yaşayan Müslümanlar ve STK.lar olarak yıllardan beri Orta doğu’ya,Gazze’ye ,Kobani’ye veya diğer Mazlum ümmetle meşgül iken ve bu bölgelere bakarken maalesef Doğu Türkistan’ı yanı başımızdaki Karabağ’ı,Kırım’ı,  Kerkük’ü ve diğer Müslüman Türk diyarlarını üzülerek söylüyürom unuttuk ! Bu etkinliği bu nedenle çok özel ve önemli buluyorum. İslam dünyasının Sorunlarını , dert ve istiraplarını doğru, adil ve eşit şekilde paylaşılması noktasında bu faaliyeti bir ilk olarak çok önemsiyoruz. Bugün burada bu eksikliğin giderilmiş olduğunu düşünüyoruz.
1949’dan beri komünist Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türkler İşgalcilerin kendilerini imha politikalarına karşı kendilerini koruma mücadelesi vermektedir. Doğu Türkistan’in Türk İslam tarihindeki yeri çok önemlidir. Bizim İlk Müslüman Türk devletimiz bu topraklarda 2.Buhara olarak anılan Azizane Kaşgar’da kurulmuştur. İlk Müslüman Hükümdarımız Abdulkerim Satuk Buğra Han rüyasında şereflendiği Peygamber Efendimizin buyruğu ile islamla müşerref olmuştur . Müslüman Uygur Türklerinin Azizane Kaşgar şehri biz Müslüman Uygurlar için İstanbul ,Kahire,Şam,Buhara, Taşkent,Bağdat ve Şam gibi azizdir ve kutsaldır. 20 yüzyılın en büyük İslam düşünürü Allame Muhammed İkbal 1933 yılında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ilan edilirken, Kaşgar’ın başkent olduğu Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetini ve bu Coğrafya’yı İslamın Doğu Sınırındaki Sarsılmaz ve yıkılmaz müstahkem Koruganı olarak ilan etmiş ve bu durumu büyük bir ileri görüşlülükle ifade etmiştir.
Doğu Türkistan 1863 yılında Osmanlı Cihan devletine biat ettiğini bildirmiştir. Müslümanların Halifesi ve Sultanı Sultan Abdulaziz Han adına hütbe okunmuş ve para bastırılmıştır. Hukuki olarak bu Ülke Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir parçası sayılmaktadır. Doğu Türkistan’ın yer aldığı Türkistan Coğrafyası Din Büyüğümüz Türkistanlı Kul Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinden itibaren Anadolu’yu, Balkanları ve diğer islam beldelerinin fethedilmesinde itici ve halledici roller üstlenmiştir . Bu topraklar insan gücü, Alimler, Bilginler ve Sanatkarlar noktasından Sulçuklular, Osmanlılar ve Cumhuriyet devletlerimizin her zaman yanında olmuştur. Tarih içinde Anadolu’ yu besleyen önemli kaynak ve lojistik üs görevi ifa etmiştir.
Ayrıca Müslüman Türkler olarak İlk Türkçe Lugatımız Divani Lugat-İt Türk ve ilk siyasetnamemiz Kutadgu bilik bu topraklarda yazılmıştır. Bu topraklar ecdatlarımızın, Evliyalarımızın ,Alimlerimizin ve Kahramanlarımızın Şehitlikleri ile doludur. Aradolu’yu bu topraklara maddi ve manevi olarak bağlayan bir çok hususu burada saymamız mümkündür.
Bugün Doğu Türkistan Türkleri ölüm kalım savaşı vermektedir. İşgalci Kızıl Çin yönetimi bu ülkenin zengin kaynaklarını hiçbir insaf ve insani ölçüt tanımadan sömürmekte, çalmakta ve gasbederek merkezi Çin’e taşımaktadır. Günümüzde 400 milyor Çinli Doğu Türkistan’dan elde edilen doğal gaz ve elektrik enerjisi ile hayatını sürdürmekte,buna karşılık Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri bu nimetlerden mahrum edilmiş durumdadır. Kardeşlerimiz orta çağın hayat şartlarına dolayisiyle çağın gerisine itilmekte ve dini,milli, sosyal,ekonomik ve topyekün imha ve yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır.
İşgalci Çin yıllar önce Uygulamaya koyduğu doğum kontrölü ve yasağı ile Uygurları imhayı amaçlıyordu, Günümüzde ise, anneyi ve dünya’ya gelen yavrusu ile birlikte onun tüm ailesini işsiz ve aşsız bırakarak insanlık dışı yöntemlerle yok etmektedir. Müslüman Uygur Türklerinin evlerini,topraklarını ve işlerini ve her şeylerini Doğu Türkistan’a merkezi Çin’den demografik assimilasyon amacı ile ve büyük maddi teşviklerler getirdiği etnik Çinli göçmenlere vermektedir.
İşgalcı Çin 05 Nisan 1990’da Kaşgar’ın Barın İlçesinde, 05 Temmuz 1995’de Hoten’de 05 Şubat 1997 Kadir gecesinde Gulca’da,05 Temmuz 2009’da Urumçi’de ve en son 28 Temmuz 2014 Ramazan bayramında Yarkent’in İlişku Kentinde sivil halka karşı.tanklar,toplar,İnsansız Hava araçları,Helikopterler ve Savaş uçakları kullanarak büyük bir katliam gerçekleştirmiştir.Çocuklar,yaşlılar,kadınlar öldürülmüştür.Nitekim bu katliamlar BM. ABD.İİT.gibi ülkeler ve uluslar arası kuruluşlar tarafından de gündeme getirilmiştir.Ayrıca 09 Temmuz 2009’da zamanın Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Doğu Türkistan’daki bu Çin katliamı için “Yapılanlar adeta Soykırımdır.” Tarihi çıkışı ile bu Çin soykırımını teyit ve tescil etmiştir.
Doğu Türkistan’dan son günlerde ardı ardı onlarca Müslüman Uygur’un şehit edilmesi ile sonuçlanan katliam haberleri gelmektedir.
Bugün Doğu Türkistan’da bir İstiklal Savaşı başlamış bulunmaktadır. Doğu Türkistan bağımsızlık savaşını uluslar arası topluma duyurmak için Fedai adı verilen Özgürlük Savaşçısı Mücahitler bu mücadeleyi merkezi Çin’e taşımış durumdadır.
İşgalcı Çin’ın baski,zulüm,dini ve etnik soykırımlarından kaçan birlence Müslüman Uygur Türkü ölümü göze alarak güney doğu Asya ülkelerine sığınmaktadırlar.Ülkemize gelebilenler ise, hamiyet perver yüreği sevgi dolu Ensar halkımız bu mazlumlara bağrını açmakta gibi bu kardeşlerini himaye etmektedirler.
Geçen ay Kargalık’ta 10 yaşındaki bir erkek çocuk babası ile birlikte vurularak infaz edilmiştir.
İşgalçi Çin Müslüman Uygurların inançlarını aşağılıyor ve onlara hakaretler ediyor. Müslüman Uygurların sembolü Azizane Kaşgarın ünlü Eyidgah meydanında namaz kılmayı engelliyor , buna karşılık Camii imamlarını toplayarak onları Çince oynamaya zorluyor.
Müslüman Uygurlara İçki ve sigarayı zorla satın almaya ve dükkanlarda satılmasını zorunlu hale getiriyor.
Doğu Türkistan’da tatil günlerinden Müslümanların ibadet etmelerini önlemek ve alıkoymak için “ Maneviyatımızı Yükseltmek için Dini radikalizme değil, Oyun ve Spora Yönelin” talimatı çıkarıyor.
Doğu Türkistan’da demografik assimilasyonu bir an önce gerçekleştirmek Ve ülkeyi Çinlileştirmek için etnik Çinli göçünü özendirici teşvikler uygulamaya koyuyor.
İşgalcı Çin’in bu baskı, zulüm ve soykırım uygulamalarının örnekleri bununla sınırlı değildir ve bütün hepsini de burada dile getirmemiz de mümkün değildir.
Türkiyemizde Yaşayan Kardeşlerimizin Türk İslam aleminin ebedi Türk-İslam yurdu Doğu Türkistan’ı ve bu ülkedeki yok edilme tahdidi ile karşı karşıya bulunan Müslüman Kardeşlerimizi unutmamaları ve bu davayı sürekli gündemde tutmaları son derece önemlidir. Bilinmeyen ve gündemde olmayan bir sorunun dillendirilmesi ve takibi takdir edersinizki, mümkün değildir. Zalim, Mazlumların ve onun destekleyen Kardeşlerinin tepki ve protestolarından son derece ürker ve korkarlar. İşgalçi kızıl maskeye bürünmüş Faşist Çin de sizlerin tepkilerinizden son derece çekinmekte ve korkmaktadırlar.
Doğu Türkistan’ı ve varlık mücadelesi vermekte olan Kardeşlerimizi unutmayalım. Unutmak ve onları kendi başlarına yalnız ve yetim bırakmak inançlarımıza ve bu mazlum Kardeşlerimize bir ihanettir. Dualarımızda onları unutmayalım. Doğu Türkistan davasını ve Uygur Türkleri sorununu Medya, Sosyal medya ve STK.ları ektinliklerinde ve çeşitli platformlarda mutlaka gündeme getirelim.

Etiketler: » » » » » »
Share
1593 Kez Görüntülendi.