Dünya Uygur Kurultayı(DUK) sabık Başkanı ve Doğu Türkistan davasının öncü Aktivistlerinden Rabia Kadir Çin işgal yönetiminin Urumçi’de kendisine ait İş Merkezi’ni yıkması ile ilgili  olarak  ” Çinli işgalcilar  evlerimizi, İş Merkezlerimizi(Ticaret Saraylarımızı/Hanlarımızı) ve Saraylarımızı yıkabılırler. Ancak  Sömürgeci  ÇKP işgal rejimi biz Uygurların  ruhumuzu  yıkamaz ve kalbimizdeki özgürlük ateşini  asla Yok edemez  !”   açıklamasında bulunduğu bildirildi.

Özgür Asya radyosuna açıklamalarda bulunan   DUK eski Başkanı   Rabia Kadir  Çin işgal rejiminin mülkiyetinin tamamının kendisine ait olan Ticaret Merkezini yıkmasının   esas nedeninin   Uygur Türklerine karşı bir yeni  bir saldırı ve  aklınca bir güç  gösterisi olduğunu belirterek şunları söyledi : ”  Çinli işgalciler   evlerimizi, İş yerlerimizi ve Uygurların  benzer ekonomik ve ticaret hayatında önemli rol oynayan  mekanları   yıkabilirler. Ancak  ÇKP işgal rejimi biz Uygurların  ruhumuzu   asla yıkamaz ve kalbimizdeki özgürlük ateşini  de asla Yok edemezler. Çin  İşgal rejimi   Uygurların hayatında  önemli  ve sembol bir sima olan “Rabia Kadir” ismini Uygur halkının kalbinden de asla silemezler.  Uygurların ticaret mekanlarını  zorbalık ve  şiddet yoluyla yıkılabilirler ancak Uygurlar arasındaki  kadim zeka, maharet  ve ticari bilinci, girişimci iradesini  ve kolektif işbirliği ruhunun  asla yok edemeyecektir. ”  dedi.

Uluslararası Toplum Çin saldırganlığına ve Etnik Soykırım Suçlarına Sessiz Kalmamalı

DUK eski Başkanı  açıklamasında uluslararası topluma  da seslenerek şunları da söyledi :  “Uluslararası  toplum  Çin’in  BM. evrensal Beyannamesini imzalayarak  kabul ettiği ” Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi”ni çiğnemekte ve  işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan  Çinli olmayan Uygurlar ve diğer etnik Türklere kökene sahip  halkların    farklı  olan varlığını ve refahını engellemekte ve BM. Sözleşmesinin bu kurallarına  uymamaktadır. Ayrıca  Uygur Bölgesinde yaşayan Uygurlar başta diğer Türk halklarına ait  ekonomik alanları hukuksuz olarak  etnik dışlayıcılık  ve ayırımcılık yaparak  gasbetmektedir.  ÇKP diktatörlüğünün Çin usulü  liberal ekonomik sisteminden   yararlanan  Uygur iş adamları ve sermaye sahiplerini  çeşitli  aslı olmayan iftiralarla  varlıklarına el koymakta  ve kendilerini  tutuklayarak Çin zindanları ile Çin tipi Nazi Toplama Kamplarına hapsetmektedir. Bu durum karşısında BM.başta olmak üzere uluslararası insan hakları ve hukuk kuruluşları  Uygur iş adamlarının can ve mal güvenliği konusunda da özel bir soruşturma başlatılmalıdır. ” ifadelerini kullandı.

Çin İşgal  Yönetimi

1990’lı yıllarda başkent Urumçi’de  çok katlı olarak  “Rabia Kadir Soda Sarayı= Rabia Kadir Ticaret Merkezi” adı ile inşa ettiği   ve  100 kadar  dükkanın yer aldığı  Ticaret merkezi  05 Temmuz 2009  Urumçi katliamından sonra boşaltılarak kapatılmıştı.  15 yıldan beri  atıl durumda tutularak kendi haline  bırakılan   Merkezin 15 yıl sonra aniden yıkılarak ortadan kaldırılması   15 yıl sonra kamuoyunun ilgisini çekti. Ayrılış nedenini açıklığa kavuşturmak için Uygur Özerk Bölgesi Parti Komitesini ve ilgili devlet kurumlarını aradık. Yetkililerin çoğu sorularımıza doğrudan cevap vermekten kaçındı. Çalışkanlığı ve entelektüel yeteneği sonucu binanın yıkılmasından üzüntü duyduğunu ancak bunalıma girmediğini kaydeden Rabia Qadir, insanların dini inançlarından dolayı cezalandırılmayacağından emin olduğunu vurguladı. .