Uygur İnsan Hakları Projesi (UHRP) Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik baskı, zulüm, etnik soykırım ve insanlık suçları ile ilgili yeni bir rapor yayınladı. Bu yeni rapora göre Çin İşgal rejiminin Uygurların gizlice kaçırılması(gizlice yok edilmesi) gözaltına alınması ve cezalandırılmaları ile ilgili istatistiki karşılaştırmalı rakamların endişe verici endişe verici boyutta olduğu ve tutuklama ve cezalandırmaların dünya ortalamasının bir kaç kat üzerinde olduğu açıklandı.
Uygur İnsan Hakları Projesinin(UHRP)’nın bu yeni raporunun ana başlıkları şöyle ;
- Çin’in işgalindeki Uygur bölgesinde yaşayan Uygurların ve diğer Türk halklarının sayısı Çin’in toplam nüfusunun yalnızca yüzde birini oluşturmaktadır. Ancak Çin’in tutukladığı tutuklu ve hükümlüler Çin’deki toplam tutuklu ve hükümlülerin 1/3’nı oluşturuyor. Bu sayı ise Çin’deki Kamplar ve Hapishanelerde tutulan nüfusunun yüzde birinden fazlasına tekabül etmektedir.
- Çin’in toplam nüfusunun Uygur bölgesi nüfusuyla karşılaştırıldığında Uygur bölgesindeki cezaevi nüfusunun yüzdesi dünyadaki en yüksek orandır.
- Uygur bölgesinde tutuklu ve hükümlülerin sayısı ve oranı (etnik Çinli göçmenler hariç) sadece Türk etnik gruplardan her 100 bin kişiden 3.814 kişinin cezaevinde olduğunu gösteriyor. Bu sayı ve oran ise, etnik Çinlilerin yaşadığı merkezi Çin’de 100 bin kişiden sadece 80 Çinlinin kamplar ve cezaevinde bulunuyor.
- Bu sayı ve oran ise, Uygur bölgesinde Uygurların ve diğer Türk etnik gruplarının hapsedilme oranının Çinlilere göre 47 kat daha fazla olduğunu göstermektedir.
UHRP Uzmanı Carrdus : Tutuklu ve Hükümlülere Ait Bu rakam ve Oran Çin’in Resmi Acıklamalarına Dayanmaktadır
Bu raporun hazırlayıcı ve yazarlarından Uygur İnsan Hakları Vakfı araştırmacılarından Ben Carrdus, raporun açıklanması sırasında yaptığı açıklamada yukarıdaki sayı ve oranları belirtilen rakamların Çin Adalet Bakanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan resmi istatistiklere dayanılarak hazırlandığı belirterek şöyle konuştu. ” Hazırladığım rapor sadece Çin’in açıkladığı rakamlardır. Aslında gerçek rakamların açıklanan sayılardan daha fazla olduğunu ve durumun bundan daha kötü olabileceğini tahmin ediyoruz. Çalışmamız Uygur bölgesinde 2017’den beri uygulanan Toplama kamp sisteminde tutuklu bulunanları kapsamıyor. Bu sadece göz altına alınan ve çeşitli hapis cezalarına mahkum edilenleri kapsamaktadır. Bölgede 2017 sonrası toplu adam kaçırma/gözaltına uygulamalarında tutuklanan ve bugüne kadar hâlâ keyfi olarak esir tutulan milyonlarca insan bulunmaktadır ve onlar bu sayıya dahil değiller. Uygur Bölgesinde konuşlu Direkt Pekin’e bağlı Üretim ve İnşa Ordusu adı veriler Bingtuen Paramiliter Askeri Birliklerinin/Ordusunun de ayrı kamp ve Hapishaneleri bulunmaktadır. Bu Paramiliter Çin OrdusununHapishane ve Toplama Kamplarındaki tutuklu ve hükümlüleri de hesaba katarsak Uygurların hapsedilme oranının yukarıdaki sayı ve oranlardan çok daha yüksek ve fazla olabilir. »
Uygur Tutuklu ve Hükümlülerin Sayı ve Oranı El Salvador’daki Tutuklu ve Hükümlülerin tam 3 Katı
Uygur İnsan Hakları Vakfı’nın Çin Adalet Bakanlığı’nın 2017- 2022 yılları arasındaki altı yıllık döneme ilişkin yayınladığı resmi istatistiklere ilişkin analizine göre, Uygur bölgesindeki her 26 Uygur ve diğer Türk etnik kökenden biri cezaevinde esir tutuluyor. Bu rakam ise, dünyada “En fazla hapsedilen İnsan Sayısına sahip olduğu bilinen” güney Amerika ülkesi El Salvador’daki hapishane nüfusundan üç buçuk kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Bu rakam El Salvador’da her 100. bin Kişiye 1.086 kişi iken, bu rakam Uygur bölgesinde ise 3.258 kişi ile tam tamına 3 katı mertebesindedir. Uygur bölgesindeki Uygurlar ve Çinli olmayan diğer milletlerin hapsedilme oranı, en büyük hapishane nüfusuna ve yönetimin en şiddetli baskıları ve keyfi gözaltılar ve gizli adam kaçırmaların yapıldığı El Salvador’dakinden üç buçuk kat daha yüksek. Çin yönetimi ülkelerinin bir hukuk devleti ve hukukun üstünlüğüyle yönetilen bir ülke olduğunu iddia ediyor. Ancak rakamlar Çin’de yasaların hukuka aykırı ve keyfi olarak uygulandığını gösteriyor.
Çin’in İddialarının Tersine, Uygur Bölgesinde Genel Durum Hiç te Olumlu Yönde Düzelmemiştir
Uygur rehine rakamlarının bölgede durumun hiç de düzelmediğini gösterdiğini vurgulayarak, uluslararası topluma Uygurları unutmaması çağrısında bulundu. Dedi ki:
“Buradaki sorun, Uygur meselesine olan ilginin sıklıkla uluslararası düzeyde devam eden diğer meseleler tarafından başka yöne kaydırılmasıdır. Ukrayna’daki savaş ve Gazze meselesi nedeniyle Uygurlara yapılan baskılar unutulmaya yüz tutuyor. Sessizce devam ediyor. Elbette bu Ukrayna ve Gazze’ye dikkat etmememiz gerektiği anlamına gelmiyor. Elbette onların da yardıma ihtiyacı var, bizim de onlara dikkat etmemiz gerekiyor. Ancak bu, Uygurların yardıma ve ilgiye ihtiyacı olmadığı anlamına gelmiyor. Bölgedeki durum iyileşiyor gibi görünebilir. Ama bu tamamen yanlış, orada da bir iyileşme yok. Uygurların durumunun hiç düzelmediğini %100 güvenle söyleyebilirim. »
Rapor, Uygurların hapishanelerde Çin’deki diğer etnik gruplara göre daha yüksek ölüm oranına sahip olduğunu gösteriyor ancak ölüm cezası istatistikleri devlet sırrı olarak kabul edildiğinden Çin’de mevcut değil. Ancak Uygur İnsan Hakları Vakfı, Uygurların “Kuran okumak” veya “çocuklara Kur’an öğretmek” gibi basit suçlardan dolayı en az 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığı dikkate alındığında, idam cezasına çarptırılanların daha yüksek sayılabileceğine inanıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki insan hakları örgütlerinden “Diyalog” Vakfı Başkanı John Kamm, radyo istasyonumuza verdiği yazılı yanıtta, “Esaret altındaki Uygurlar meselesinin uluslararası düzeyde vurgulanması ve bu konuda isimlerin yükseltilmesi gerekiyor” dedi. Rachel Davut da dahil olmak üzere esaret altındaki tüm Uygurlar, basının ve hükümetlerin dikkatini çekmede önemli bir rol oynayacaktır.” dedi.
https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/uhrp-doklati-turme-uyghur-04302024141126.html