Uzaklardaki sevdamız Ata Yurdumuz Doğu Türkistan
Doğu Türkistan’ım! Ana yurdum, baba ocağım, doğduğum, aleme gözümü açtığım topraklarım… Aşkım, hayalim, hedefim… Türklük dünyamın, Muhammed ümmetimin kutsal beldesi
… Uzaklardaki sevdam, kardeşlerimin mekanı, canım, damarlardaki kanım, tabiiyetim, herşeyim…
Sen ki; ilk Müslüman Türk Hakanı Saltuk Buğra Han’ın, “Divan-I Lügat-it- Türk” adlı ilk Türkçe sözlüğümüzü yazan, ilk Türk dil bilgini Kaşgarlı Mahmud’un, “Kutatgu Bilig” adlı eserin sahibi şair, yazar ve devlet adamı Yusuf Has Hacip’lerin diyarı, Göktürklerin, Uygurların, Karahanlıların hüküm sürdüğü topraklarsın…
Sen ki; yüreğimize ne kadar yakınsın. Adın anıldığında içimizdeki karlı dağlar bir bahar güneşiyle eriyor. Özlemini çekmeyen, senin için titremeyen kalp bizden midir?
Gözden ıraksın ya Türkistan’ım! Gönülden de mi ıraksın? ‘Uzak Doğu’ denirken seni bizden uzaklaştırdılar mı yoksa? Göremediğimiz, çığlığını duyamadığımız, dertlerini hissedemediğimiz bu yüzden midir? Kör dünyanın nasırlaşmış vicdanlarına bunun için mi dokunamıyorsun? Mazlum nefesin bu yüzden mi hissedilmiyor maskeli suratlarda?
Akılalmaz mezalimler işleniyor, ahlaksızlık tavan yapmış, en tabi yaşama hakları dahi tanınmayan soydaşlarımız belli ki azametli tarihlerinin bedelini ödüyorlar. Onlar ki Çin’e dünya tarihinin en aşılmaz seddini yaptırmışlardı… Şimdi ise her müslüman topluluğun yaşadığı makus talihi yaşıyorlar…
Türkistan’ım, canım memleketim!
Biliyoruz, Çin mezalimi önce insanları camilere evlere hapsetti, ‘inançlarınızı burada yaşayacaksınız’ dedi. Şimdilerde gözü iyice döndü, hemen her yerde, hayatın her alanında kuran okumayı, oruç tutmayı, başörtüsü takmayı yasaklıyor. Özellikle Ramazan ayında tavan yapıyor zulüm… Gerçi bilsek ne olur, zalime bir beddua edenimiz mi var sanki?
Bir büyük alimi, Muhammed Salih’i hapishanede şehit ettiler, kim ne diyebildi. Binlerce genç hapishanelerde işkence görüyor, sorgusuz sualsiz vahim geleceklerini bekliyorlar. Adalet yok, hukuk yok, Türkler için yargılanmak hayal bile değil… Nerde hak savunucuları, mazlumdan yana olanlar nerede?
Kimse dışarıdaki bir akrabası ile irtibat kuramıyor, telefon açamıyor, e-posta bile atamıyor. İnsanların kendi akrabaları ile iletişimi kesilmiş, bir nevi jenosid uygulanıyor, soydaşlarımıza soykırım yapılıyor, asimilasyona maruz bırakılıyor, kimseden çıt yok, herkes sağır, herkes kör, herkes dilsiz…
Diktatörlük mü arıyorsunuz, Çin’e bakın siz; Uygur Türklerini meydanlara çağırıyorlar, topluca dans etmelerini, komünist partisinin sloganlarını atmalarını istiyorlar, yapmayanların sonu ise malum… Camilere bile Çin bayrağı asacaksınız, ‘Allah-ü Ekber!’ yerine “Yaşasın komünist Çin” diye bağıracaksınız…
Çin mezalimi o kadar ileri gitmiş ki, “Kardeş aile” diye bir ucube proje icat etmişler, her Türkistanlının evine bir Çinli erkek yerleştiriyorlar. Ne namus kalmış, ne iffet… Müslüman kızlar çinlilerle evlenmeye zorlanıyor, razı olmayanlar ya işkence görüyor, ya da şehadet şerbetini içiyor.
Nazi kamplarını aratmayan ortamlarda uygur gençleri aşağılanıyor, sistemli bir şekilde işkende ediliyor, azıcık itiraz edenin akıbeti belli; dişleri dökülenler, kulakları koparılanlar, dipçik darbeleriyle karınları patlatılanlar… Gençlerin uğradıkları aşağılık suikastlar yürekleri dağlıyor da çağdaş dünyadan en ufak bir kıpırdanma görülmüyor?
Neden bu kadar sahipsiz Doğu Türkistan?
Müslüman Türk çocukları her gün Çin devlet marşını söylemek zorunda mı? Zorba Çin devletinin ideolojisini ezberleyip her gün yüksek sesle tekmil vermek mecburiyetinde mi? Neden buna zorlanıyorlar, onurları, haysiyetleri neden bu kadar aşağılanıyor?
Ya bizdeki bu ölüm sessizliği neden? Bunca insanlık dışı, vahşi ve barbar uygulamalar karşısında, insan neslinin yüreğinde neden en ufak bir kıpırdanma olmuyor? İnsanlıktan tamamen çıkmış Çin yönetimine iki kelam edecek bir babayiğit yok mu koskoca İslam dünyasında?
Zulümle kim abad olmuş ki sen de olacaksın. Bilesin ki; bu gün ezdiğin mazlumlar gün gelecek, seni yeni sedler inşa etmek zorunda bırakacak. Yeniden kaçacak delik, sığınacak mağara arayacaksın. Ama Allah’a yemin olsun ki, güneşin çocukları Türkistanlılar asla sizler kadar zalim olmayacaklar…
Türkistan tutsak olmayı asla içine sindiremedi esareti asla kabul etmedi ve asla da etmeyecektir !
Doğu Türkistan’in yakın özgürlük mücadelesi tarihi hürriyet meşallerini yakan nice yiğitlerle doludur !
Mehmit Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Rıza Bekin gibi siyasi Liderler; Gani Batur,Osman Batur,Fatih Batur ve Hiyaz Kemal Albay gibi nice kahramanlar, Abdulahat Barat Mahdum’a, Muhammed Salih Damollam, Halmurat Gafur ve diğer onlarca dini bilgini.akademisyenler ve diğerleri Tüm şehitlerimize rahmetler olsun…
Bu gün yeni bir acının yıldönümü. Filistin’den Doğu Türkistan’a, Libya’dan Irak’a aynı acı; feryat aynı f2eryat…..
Bağrımıza yeni bir kanlar damlatan Türk islam beldelerinin dramatik durumu ve insanlık faciaları daha bitmedi .
Allah bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın…
Tüm şehitlerimize rahmet olsun…