logo

trugen jacn
04 Kasım 2022

MÜSLÜMAN FİLİSTİN İLE MÜSLÜMAN DOĞU TÜRKİSTAN’A FARKLI STANDARTLAR

 bdt-uygur-muayene-bilet-düşürme“Sincan’daki Uygurlar ve diğer Müslüman etnik grupların insan hakları ihlallerini tartışma önerisi”nin sağlam sonuçları. 6 Ekim 2022.
 REUTERS

Çin hükümetinin Uygur bölgesindeki katliam ve baskı eylemleri dış dünyanın da bildiği bir olgu haline geldi.Şu anda önemli olan bu eylemleri kamuoyuna duyurmak değil, bunlara karşı fiili eylemler başlatmaktır. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin Uygur bölgesi ile ilgili hazırladığı raporun “Çin hükümetinin Sincan’da insanlığa karşı suç işlemiş olabileceği” sonucuna varmasının ardından uluslararası alanda en çok ilgiyi çeken konunun yargılanması konusu oldu.

İnsan Hakları Konseyi’nin 49 üye devletinden 19’u, Çin hakkındaki raporun BM merkezinde görüşülmesi önerisini reddetti. Bu ülkeler arasında çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin bulunması dünyayı bir kez daha şok etti.

Aynı Müslümanlar için farklı “standartlar”

Dünyanın en büyük Müslüman ülkesi Endonezya’nın, Uygur diasporası hakkındaki raporu görüşmek üzere BM binasında Çin hükümetini destekleme oyu, yalnızca uluslararası alanda değil, Endonezya’nın kendisinde de güçlü bir etki yarattı. “Endonezya-Çin Araştırma Merkezi”nde araştırmacı olan Habib Pashya, 27 Ekim’de “Euro-Asia Outlook” dergisinde yayınlanan bir inceleme yazısında, konuları detaylı bir şekilde anlattı. Yazar, son yıllarda yayınlanan birçok raporun Uygur topraklarında büyük çaplı adam kaçırma, siyasi beyin yıkama ve zorla asimilasyonun yanı sıra Çin hükümeti tarafından Uygur katliamını açıkça göstermesine rağmen, Endonezya hükümetinin Çin ile savaşmak istemediğine inanıyor. Uygur meselesi üzerine.

Yazara göre Endonezya hükümeti yıllardır Filistin meselesinde en aktif Müslüman ülke oldu. Temmuz 2022’de Endonezya’nın İspanya büyükelçisi Muhammed Najib şunları söyledi: “Endonezya her zaman Filistin’in yanındadır. Bu şimdi ve gelecekte böyle olacaktır.

Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, 20 Mayıs 2021’de New York’taki BM merkezinde toplanan yıllık toplantıda yaptığı açıklamada, “Endonezya, Filistin Yönetimi sorununda insancıllığı, adaleti ve barışı destekliyor. İsrail’in işgali sonsuza kadar kınanacak. Ancak Filistin’deki krizden daha ciddi olan Uygur meselesi gündeme getirildiğinde, aynı konuya bir sezon desteğini veremedi. Ayrıca Filistin hakkında bu kadar güçlü açıklamalar yapmayı da başaramadı. Bunun yerine, Çin hükümetini koruma konumundaydı.

Bu noktaları özetleyen yazar, bu olayların aslında Endonezya Anayasası’nın ihlali olduğuna da dikkat çekiyor. Çünkü Endonezya anayasası, “Endonezya hükümetinin barışı sağlamak ve toplumsal eşitliği sağlamakla görevli olduğunu” belirtiyor ve aynı zamanda Endonezya’daki Müslüman çoğunluğun isteklerine göre hareket etme görevine de sahip. Çünkü 2019 gibi erken bir tarihte Endonezya’daki “İslami Destekçiler Cephesi” gibi büyük örgütler, Uygurlar için adalet talep ederek ve isteklerini Endonezya hükümetine ileterek Jakarta’daki Çin büyükelçiliği önünde geniş çaplı bir gösteri düzenledi. Bu tür bir protesto 2022 yılında da yapılmış ve kendilerine söylenince “Uzaklardaki Müslümanlar bizim kardeşlerimizdir” deyip hükümetten bu konuda harekete geçmesini istemişlerdir. Ancak Endonezya hükümetinin bu tür talepleri dikkate almaması sadece Endonezya Müslümanları için yürek parçalayıcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda anayasalarına aykırı hareket etmekle eşdeğer.

“Endonezya için ulusal çıkarlar Uygurlardan daha iyidir!”

Yazarla yaptığımız tartışma sırasında Endonezya hükümetinin neden böyle bir “çifte standart” izlediği önemli bir konuydu. Habib Paşa, Çin’in Endonezya’da büyük bir siyasi, sosyal ve ekonomik nüfuzu varken Endonezya hükümetinin Çin’i rahatsız edecek şeyler yaratmasının imkansız olduğuna inanıyor. Özellikle Endonezya ile Çin arasındaki toplam dış ticaret 2021’de 85 milyar ABD dolarını aşacak ve Çin şu anda Endonezya’nın en büyük dış ticaret hedefi konumunda.

“Öncelikle şunu söylememe izin verin” diyor. Endonezya’nın ekonomik olarak Çin’e büyük ölçüde bağımlı olduğunu kimse inkar edemez. Çin artık sadece Endonezya’nın en büyük ticaret ortağı değil, aynı zamanda Endonezya’nın en büyük yatırımcısı. Endonezya’nın madencilik ve mühendislik projelerine büyük yatırımlar Çin’den geliyor. Yine, bu tür bir iş ilişkisi her yıl daha da yakınlaşıyor. Ancak Endonezya’nın Çin ile ticareti her zaman açık verdiği için Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Çin ile müzakere ederek durumu çözmeye çalışıyor. Çin, Endonezya’daki yatırımlarını tehdit etmeye devam ederse, Endonezya bir anda ortadan kalkacak. Öte yandan, şimdi Çin hükümeti Endonezyalı öğrencilerin Çin’de eğitim görmeleri için çok sayıda burs kurdu. Bu durumda halk arasında Çin hakkında olumlu görüşler yer alıyor. Ayrıca Uygurlarla ilgili haberlerin “Batı oyunu” olduğunu düşünenler de çok kilo alıyor. Ve insanlar bunun Batı basınında Filistin ve diğer Müslüman bölgeler hakkında yazılanlarla uyumlu olduğunu düşünmeye meyilli.”

Habib Paşa’ya göre Çin hükümetinin “borç diplomasisi”, diğer ülkeler gibi Endonezya’yı da Çin’e bağımlı kılan önemli bir dış faktör haline geldi. Böyle bir arka planda çalışan Endonezya hükümetinin dünya ne derse desin Çin’i koruyacağı açık.

“Endonezya şimdi Çin için büyük bir yatırım destinasyonu. Özellikle, “One Belt One Road” projesine göre, Çin şu anda Jakarta-Bandong yüksek hızlı demiryolunu inşa ediyor. Öte yandan Çin, uzun süredir Endonezya’ya sosyal olarak entegre olmuş durumda. Çin yemek tarzı, Çin dili ve Kongzi Kolejleri artık Endonezya’da yaygın sosyal fenomenlerdir. Özellikle son on yılda Çin’in Endonezya üzerindeki siyasi etkisi ve kontrolü artıyor. Bu durumda Endonezya hükümetinin Uygurlarla ilgili raporu Birleşmiş Milletler’de tartışırken Çin’den yana oy kullanması doğaldır.

Endonezya kamuoyu Müslümanları, Müslüman örgütler ve bazı partiler Uygurlar hakkında çeşitli himayeci görüşler ileri sürmüşlerdir ve Habib Paşa bu durumun hala devam ettiğine inanmaktadır. Ancak Endonezya hükümeti her zaman kamu denetiminden ve görüşlerinden uzak bir hükümet olduğundan, Uygurlar hakkında bu tür sivil şikayetler ülkenin temel politikalarını değiştirmek için zayıf olmuştur.

“Temel olarak Endonezya ve Çin arasındaki ilişki bir iş ilişkisidir. Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, bu ticari ilişkiyi teşvik ettiği için 2019’da yeniden seçildi. İki taraf arasındaki ticari ilişkiler artık zirveye ulaşıyor. Bu 2023’te daha da fazla olabilir. Bu durumda Endonezya hükümeti için Uygurların kaderi, Endonezya’ya bu kadar yoğun siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda varlık faktörleri sağlayan Çin faktöründen daha yüksek bir konumda değildir. Çünkü Endonezyalılar doğal olarak önce kendi ulusal çıkarlarını düşünürler, sonra Filistin’deki ya da başka yerlerdeki Müslümanlardan bahsederler. Endonezya halkı hala Uygurlara sempati duyuyor ve onları destekliyor. Ancak Endonezya hükümeti, halkın Uygurlar için haykırışlarına “Çin’in içişlerine müdahale edemeyiz” diyerek yanıt veriyor. Endonezya hükümeti bu nedenle sadece kendi halkının kalbini incitmiyor, aynı zamanda kendi anayasasına aykırı şeyler yapıyor. “Maalesef Endonezya’da kamuoyu devletin işleyişini asla etkileyemez.”

Çin ile ilgili bu tür “ekonomik faktörler”, “siyasi faktörler” ve “sosyal faktörler” nedeniyle birçok İslam ülkesinin Uygur meselesini “ülkenin çıkarları Uygurlardan daha iyidir” ilkesine göre ele aldığı ortaya çıktı. “. Bu durum günümüzde giderek yaygınlaşsa da Çin ile dünya arasındaki çatışmanın artmasıyla bazı değişikliklerin olması bekleniyor.

Share
5003 Kez Görüntülendi.