(Soldan sağa) Global Spirit Ödülü sahibi Nuri Türkel ve Schulweis Legacy Ödülü sahibi Bayan Deanna Buckhantz ve Bayan Jane Cohen. Eylül 2022.

Yahudi İzleme (JWW), dünya çapında soykırım ve şiddete karşı mücadelede önde gelen kuruluşlardan biridir. Çin hükümetinin çeşitli şekillerde Uygurlara karşı soykırımı dahil.

Dünya çapında soykırıma karşı mücadele edenleri teşvik etmek ve tanımak amacıyla 2009 yılından bu yana iki yılda bir verilen “Global Soul Award” organizasyonunun bu yılki ödülü 18 Eylül’de verildi. Çin hükümetinin Uygurlara yönelik soykırımına karşı mücadelede ön saflarda yer alan Amerikan Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkanı Sayın Nuri Türkel, 7. “Dünyanın Ruhu Ödülü”ne layık görüldü.

 

 

“World Spirit Award” logosu da çok anlamlı ve logonun üst kısmında daire şeklinde “Kim bir hayat kurtarırsa, tüm dünyayı kurtarmaya eşdeğerdir” yazıyor. Dünya Yahudi Gözlemevi’nin ödülle ilgili web sitesinde ayrıca ödül töreninin soykırım ve toplu vahşetle mücadelede liderliğe, mirasa ve siyasi aktivizme adandığı belirtiliyor.

Ödül töreninde Nuri Türkel’in “Global Spirit Ödülü”nün yanı sıra Bayan Jane Cohen ve Diana Buckhantz’a “Schulweis Legacy Ödülü” verildi.

Sayın Nuri Türkel bu konuda radyomuza özel bir röportaj verdi. Ödülün kendisine değil Uygur milletine verildiğine inanıyor; Yahudi Gözlemevi, ödülün bir Uygur’a verilmesiyle, dünyanın dikkatini Uygur soykırımına çekmeyi amaçladığını vurguladı.

 

 

2019’dan itibaren Dünya Yahudi Gözlemevi’nin Uygur sorunuyla ilgilenmeye başladığı ortaya çıktı. O zamandan beri Uygurlar hakkında çeşitli pratik etkinlikler düzenledi. Örneğin, 22 Haziran’da, Biden yönetimi tarafından kabul edilen “Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası”nın ertesi günü, şirketlerin zorla çalıştırmaya dahil olup olmadığını kontrol etmek için bir veri tabanı yayınladı. Bu vesileyle, Amerika Birleşik Devletleri’ni Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasasını tam olarak uygulamaya ve Çin hükümetini Uygurlara karşı insanlığa karşı işlediği suçlardan sorumlu tutmaya çağırıyorlar.

 

Dünya Yahudi Gözlemevi, dünyadaki mazlum ulusların sesi olmak için kuruldu ve bu yıl 18. hizmet yılını kutladı. World Jewish Watch’ın yönetici direktörü Serena Oberstein, 18 sayısının Yahudi halkında yaşamın bir sembolü olduğunu, bu nedenle 18 Eylül’de düzenlenecek “World Spirit Award” için çok anlamlı olduğunu söyledi.

Serena Oberstein, radyo istasyonumuza verdiği röportajda “Küresel Ruh Ödülü” hakkında şunları söyledi: “Bu yıl Yahudi Rasathanesi ve 250 üyesi, Sayın Nuri Türkel’e “Küresel Ruh Ödülü”nü ve “Dünya Ruhu Ödülü”nü verecek. Bayan Jane Cohen ve Bayan Diana Buchhantz’a Schulweis Ödülü” verildi. Kuruluşumuz 2004 yılında kuruldu ve bu yıl 18. yılımızı kutluyoruz. 18 sayısı Yahudilikte yaşamı simgelemektedir. O yüzden bu yıl çok önemli ve anlamlı. Kutlamak için böyle büyük liderlere sahip olmaktan onur duyuyoruz.”

“Amerikan Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkanı Sayın Nuri Türkel’i bu ödüle layık görmemizin nedeni, milyonların korkusuz sesi olmasıydı. Bildiğim kadarıyla “` “ “ Uygur’da ” ışık ” anlamına gelir. Nuri, adından da anlaşılacağı gibi, kendisine verilen her fırsatta karanlıkta kalanlara bir ‘ışık’ idi. Doğu Türkistan’da ailesinin tehlikede olduğunu bilmesine rağmen Uygurların sesini dünyaya duyurmuştur. Sadece Uygurların değil, tüm soykırım ve kitlesel saldırı mağdurlarının sesi olmaya çalışmak” dedi.

Demokratik ülkelerin ve çeşitli insan hakları örgütlerinin Uygurlara destek verdiği bir dönemde, Uygurların kardeşi olan Orta Asya’daki Türk etnik grupları Xi Jinping’i ülkelerinde hediyelerle karşıladı. Sayın Nuri Türkel bu konuya değindi ve dünya kamuoyunun Çin’in diktatörlük ideolojisinin güçlenmesine dikkat etmesi gerektiğini kaydetti. Batılı ülkelere de “Kim ne yaptı değil, ben yeterince yaptım mı?” diye sordu. tavır alması gerektiğini vurguladı.

Serena Oberstein, Uygur katliamına sessiz kalan ülke ve hükümetlerin bu soykırımda suç ortağı olduğunu vurguladı. “Dünya sessiz kaldığında neler olduğunu biliyoruz” diyen Erdoğan, dünyanın her yerindeki Yahudi cemaatinin dünyanın hiçbir yerinde yaşanan soykırıma karşı savaşmaktan vazgeçmeyeceğini de sözlerine ekledi. Teşkilatımız 18 yıl önce kurulduğunda, dünyanın herhangi bir yerinde bir soykırım veya kitlesel baskı olduğunda, Yahudilerin kendilerine yardım etmesini bekledikleri gibi biz de onlara yardım etmeliyiz sloganıyla yola çıktık. Bu nedenle 2019 yılında Uygurların maruz kaldığı soykırıma karşı derhal harekete geçtik. Çocukların anne babalarından ayrı tutulmalarının, gözlerinin bağlanmasının, ellerinin kelepçelenmesinin ve trene bindirilmesinin ne demek olduğunu biliyoruz. Toplama kamplarına ve zorunlu çalışma kamplarına gönderilmenin nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla Uygurların payı bize, Uygurların mücadelesi bizim mücadelemizdir.

Ziyaretimiz sırasında Sayın Nuri Türkel, ödül törenine katılanların içtenlikle Uygurların karşı karşıya olduğu soykırımı durdurmaya çalıştıklarından çok etkilendiğini söyledi. Uygur soykırımının neden hala devam ettiği ve nasıl çözüleceğine dair analizini de bizimle paylaştı.

Röportajımızın sonunda Serena Oberstein, “Sadece söylemek yetmez, aksiyon olması lazım” dedi. ‘Asla tekrarlama’ kelimesi devam eden bir vaattir. Aşk gibi. Birine ‘seni seviyorum’ demek yetmez, bunu söylemek için bir eylem olmalı. Her kuruluş buna göre hareket etme niyetinde olmalı ve “Asla Tekrar Etme” demelidir. World Jewish Watch her zaman ve her yerde Uygurların yanındadır. Uygur soykırımının ve Uygur zorla çalıştırmanın bir an önce sona ermesini temenni ediyoruz ancak bu mücadele uzun sürse de sonuna kadar Uygurların ihtiyaç duyduğu yerde olmaya çalışacağız.

Son olarak, Sayın Nuri Türkel Uygurlara yürekten bir konuşma yaptı: “Birincisi, baskıcı rejimler genellikle zulme uğrayan milletin umurunda değil; İkincisi, insan onuruna sahip olmadığınız fikrini aşılar ve o ulusu tamamen ortadan kaldırmaya çalışır. Kamplardaki Uygurlar sözlerimi duyamıyor. Ama diasporadaki Uygurların bu iki noktayı anlamalarını ve cesurca yaşamalarını tavsiye ediyorum.”        https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/yehudiy-uyghur-09202022141119.html