logo

trugen jacn
04 Eylül 2022

ÇKP’NİN UYGUR SOYKIRIMI ÇİN IRKÇILIĞI,SÖMÜRGECİLİK VE KAPİTALİZMİNİN BİRSONUCUDUR

 Kanada, Windsor Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Vincent Wong, Çin’in işgalindeki Uygur bölgesindeki  etnik soykırımı ÇKP’nin  Apartheid, Irkçı ve Sömürge temelli   Politik-Ekonomik  uygulamalarının  Çin’in geleneksel karakteristiklerini  içeren/birleştiren Çin sömürgeciliği  ile  Han  Şövenizminin  bir sonucu olduğunu açıkladı.

Prof.Dr. Wong  “Afrika Uluslararası Ekonomik Hukuku ” adılı derginin son sonbahar sayısında  yayınladığı “Çin’in Geleneksel  Karakteristiklerine Sahip Irkçı Kapitalizmi:  Uygurlara yönelik ırkı ayırımcılık ve Sömürgeciliğinin Siyasi ve Ekonomik  Amilleri Hakkında Bir Analiz”  başlıklı geniş hacimli bir makale yayınladı.  Prof.Dr.Wong bu Makalesinde ” Çin’in  Uygur bölgesini 1949’da işgali ile başlayan ve bugüne kadar Uygurlara karşı  yürüttüğü  sömürge kapitalizminin  süreç ve sonuçlarını ortaya koyuyor. Ayrıca,  makalede Çin hükümetinin Uygur  bölgesindeki  sömürgecilik ve baskı,zulüm ve sömürgecilik  tekniklerini  bilmek,  Çin’in bölgede yaşayan Uygurlara  karşı gerçekleştirdiği etnik  soykırımını  anlamada önemli bir  dönemeç  olduğunu de bildirdi.

Prof.Dr.Wicent Wdng’un makalesi Ana Başlıkları İle şöyle devam ediyor :

Çin, Uygurları “Kuşak-Yol” Projesi  Önünde  Engel görüyor ve Toptan Yok etmek istiyor. 

Çin Komünist Yönetimi  Uygur bölgesinin  “Bir Yol-Kuşak ” küresel projesinin bir transfer ve ticaret merkezi  merkezi  haline getirmek istiyor. Çin ekonomisinin gelişmesi ve  yükselişi, yerel ve uluslararası enerji piyasalarına olan talebinin gün geçtikçe  artmasına neden olmuştur.  Çin bu konuda özellikle bir tek noktaya odaklandı  o da ”  Uygur bölgesindeki ekonomi politikasını “Çin’in tüm  özelliklerine sahip ve Han Irkçılığını Temel Alan   Çin kapitalizm” olarak nitelendirmiştir.

Çin hükümeti  Uygur bölgesini sözde ” Güvenli” bir ticaret merkezine  dönüştürmek için  bölgedeki  ekonomik politikasının temel uygulamalarından biri olarak  bölgenin kadim ve yerel  sakinleri  olan Uygurlardan ibaret bu “Engeli” temelinden  ortadan kaldırmayı “Etnik Soykırım” ile   kesin şekilde sonlandırmak/halletmek istiyor.

Çin’in Bölgedeki Uygulamaları Çin  Irkçılığına Dayalı   ÇKP Sömürgecilik  ve Kapitalizmı

Çin yönetimi  için “Çin Karakteristiği temelli Irkçı Kapitalizm”  sözü ile esasen Çin’in yönetim sistemi dikkate sunulmuştur.  1950’lerden sonra Çin hükümeti yavaş yavaş sosyalizmin karakterini değiştirdi, piyasayı liberalleştirdi ve kapitalizmi serbest bırakarak  geliştirmeye çalıştı. Bu yeni  ekonomik sistemini işgalindeki  sömürge bölgelerinin ekonomik yapısını tanımlamak  ve  kendisini makyajlamak  için kullandı.  Çin, bu politikayı uygulamak için  bölgenin yerli halkı olan Uygurlar,Kazaklar ve diğer Türklerin  dili, dini, kültürü ve görünümü tamamen farklı olan diğer ırklarla(Çinliler ile) fiziksel olarak hiç  bir benzerliği  olmayan ırksal ilişkilerle uğraşmak zorunda kaldı. Bu  ilişkileri düzenlerken  şiddete dayalı baskıcı ve ırksal sömürgecilik ve diğer her türlü  insanlık dışı,acımasız, vahşi ve rezil  olarak sömürücü yöntemler kullandı.  Buradaki esas  sorun ise, insan hakları ihlalleri olarak açıklanıyor ki bu da bize o bölgede neler olduğunu anlatmaya yetmektedir.

Çin’in bu etnik sömürgeciliğe dayalı rezil uygulamaları şunlardır ;

  1.  yerel sakinler evlerinden sürüldü ve kamplara gönderildi. Bir ırk, amaçlarına ulaşmak için başka bir ırkı insanlıktan çıkarır. Burada açıklamaya çalıştığım şey, bir etnik grubun toprağının ve mirasının ondan alınıp diğerine verildiği belirli bir sömürge kapitalizmi biçiminin yan yana gelmesidir. Daha sonra insanları tüm haklarından mahrum ederek ve böylece büyük miktarlarda emek elde ederek, kapitalizmin yararına insanlığı feda ederek sömürmektedir.

r kadınlarının sistematik, planlı ve kasıtlı olarak zorla kısırlaştırılması; Uygur çocukları küçük yaşta ebeveynlerinden ayırıp devlet tarafından işletilen yatılı okullara yerleştirmek; Uygur gençlerini Çin anakarasına nakletmek ve Çinlileri çok sayıda Uygur bölgesine yerleştirmek; Ayrıca Çin hükümeti, toplama kampları hakkında toplanan birçok delile dayanarak Uygurlara karşı “soykırım” ve “insanlığa karşı suçlar” işlediğini ilan etti.

 

 

Yazısında dikkat çektiği önemli noktalara odaklanarak, Geriye dönüp baktığımızda 2015-2016 yıllarında Uygur bölgesinde “Bir Kuşak Bir Yol” projesi başlatılmış, 2016 ve 2017 yıllarında yatılı okullar ve kamplar yapılmıştır. Sadece kamplardan bahsetmiyorum, yerel nüfusu, o ırkı tüm haklarından mahrum bırakma ve onları hareket ettiren Çinlilerin yararına sömürme sisteminden bahsediyorum. Soykırım bu planların sonucuydu. Soykırım, sömürgeci kapitalist sistemin ve işlevlerinin gerçekleştirilmesidir. İşte tam da bunu kastediyorum.” Sadece kamplardan bahsetmiyorum, yerel nüfusu, o ırkı tüm haklarından mahrum bırakma ve onları hareket ettiren Çinlilerin yararına sömürme sisteminden bahsediyorum. Soykırım bu planların sonucuydu. Soykırım, sömürgeci kapitalist sistemin ve işlevlerinin gerçekleştirilmesidir. İşte tam da bunu kastediyorum.” Sadece kamplardan bahsetmiyorum, yerel nüfusu, o ırkı tüm haklarından mahrum bırakma ve onları hareket ettiren Çinlilerin yararına sömürme sisteminden bahsediyorum. Soykırım bu planların sonucuydu. Soykırım, sömürgeci kapitalist sistemin ve işlevlerinin gerçekleştirilmesidir. İşte tam da bunu kastediyorum.”

Bu yazıda Çin hükümeti, terörle mücadelede uluslararası iradeyi, 11 Eylül olayının ardından Uygurları bastırmak için bir silah olarak kullanmış ve Bingtuan’ın Uygurlara yönelik soykırımda oynadığı rol. Çin hükümetinin Uygur ulusunun dinini ve geleneklerini “Çin Ulusu Topluluğu” propagandası yoluyla Çinleştirmeye çalışmasını da “kültürel istila” olarak nitelendirdi. Yerel meyve ve gıda ticaretinin, herhangi bir sömürgecinin özelliği olan Uygurların elinden alındığını vurguladı.

“Turizm, özellikle Çinli turistler için giderek daha fazla büyüdü” dedi. Yerel kültürü görmek, yemeklerinin, müziğin tadını çıkarmak ve farklı binaları ziyaret etmek istiyorlar. Tarihte sömürgeciliğin birçok örneğine bakarsanız, yerlilerin kültürünü koruyorlar, ancak iş amaçlı açık tutuyorlar. Irkçı kapitalizm gerçekte ne yapar? Para kazandırır. Yani tüm giyim, yemek, dil ve kültür mazlum Uygur milletinden alınıp turizme tek bir ürün olarak satılmaktadır. ve Uygurları ve diğer yerel sakinleri topraklarından çıkarmaya devam ediyor.”

Röportajımız sırasında dünyanın başka yerlerinde yaşayan Uygurlardan yaşadıkları acı gerçeği duyduğunu ve Çin dışında yaşayan birçok etnik Çinlinin Çin hükümetinin Uygurlara ve diğerlerine yönelik bu politikasını desteklemediğini söyledi. .

“Çin ırkçılığının yükselişini görmezden geliyorlar” diyerek sözlerini tamamladı. Bu, Xi Jinping tarafından desteklenen Çin milliyetçiliğidir. Çin milliyetçiliğini normalleştiriyor. Çinlilerin medeni ve diğerlerinden üstün olduğunu, Çin ülkesinin ekonomik olarak güçlü olduğunu göstermeye çalışıyorlar. Buna katılmıyorum. Bence Çinliler bunu yapmanın insani ve yanlış olduğunu söylemeliler. Özellikle yurtdışında yaşayan Çinliler, bu sorunu çözecek olan biz olmalıyız, sorunun kendisi değil. Pekin’in sistemi tüm Çin halkını temsil etmiyor. Buna inanan biz Çinliler, Uygurların sesini yükseltebiliriz. Söylediğim şey, sömürgeci ırkçılığa karşı mücadelenin uluslararası bir mesele ve kutsal bir şey olduğudur. Bu mücadelenin alıcı tarafındaysanız, hangi ırktan, hangi ülkeden olursanız olun aynı mücadeledir. Uzun bir mücadele olabilir ama bu zorluğu birlikte aşacağımızı düşünüyorum.

Vincent Wong, Kanada Windsor Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde profesördür ve başlıca araştırma alanları hukuk, göçmenlik, sömürgecilik ve ırk ilişkileridir. Son zamanlarda Uygur bölgesi üzerine araştırmalar yapmaktadır.

https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/a-07282022104120.html

Share
7425 Kez Görüntülendi.