Son Dakika
Özer ÇETİNKAYA
Tarih 23 Aralık 1876.
Sultan Abdülhamit I. Meşrutiyeti top atışlarıyla kutlarken Haliç’teki Bahriye Nezareti’nin büyük salonunda Tersane Konferansı başlamak üzereydi.
Şangırdayan avizeler yabancı temsilcilerin şaşkınlıkla pencereye koşturmasına neden oldu.
Hariciye Nazırı Saffet Paşa, patlayan topların Müslüman ve Hristiyanların özgürlüklerinin güvencesi olduğunu belirterek böyle bir toplantıya artık gerek kalmadığını açıkladı.
Abdülhamit’in Şark kurnazlığı hiçbir işe yaramayacak, Balkanlar’daki Slavlara bağımsızlık isteyen Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan edecek ve 93 Harbi’nde yenilen Osmanlı, topraklarının büyük bölümünü kaybedecekti. [1]
TÜRKİSTAN’IN İŞGALİ
Bütün bu diplomasinin mimarı, Tersane Konferansı’nda Rusya’yı temsil eden Nikolay Pavloviç İgnatiev’di. Tersane Konferansı’ndan tam 18 yıl önce, İgnatiev, beraberinde kalabalık bir askeri heyetle Orta Asya’ya doğru yola çıkmıştı.
Görevi Hive ve Buhara hanlıkları hakkında bilgi toplamak ve Rusya’nın Orta Asya’yı tamamen işgal etme stratejisini oluşturmaktı.
İgnatiev raporunda hanlıkların birbirine düşürülerek zayıflatılmasını ve Türkistan’ın tamamen işgalini öneriyordu.
KAZAKİSTAN’IN SOSYAL DOKUSU
Rus Çarlığı bu işgalde Kazakistan’da yüzlerce yıldır süren sınıfsal yapıyı kullandı. Zira Kazakistan üç temel sınıfsal yapıya dayanıyordu. Küçük cüz denilen alt kesimleri oluşturan klan, orta cüz denilen yapı ve ulu cüz denilen elit aileler.
Küçük Cüz Hanı Ebulhayr Rus İmparatorluğunun himayesine girme kararı aldı. Hemen ardından orta cüz aynı yolu izledi.
İgnatiev’in raporunun ardından Rusya Kazak hanlığını kaldırdı. “Yeni Nizam” kuralı getirildi ve işgal edilmiş olan Kazak toprakları Rus hazinesine katıldı.
KAZAKİSTAN’IN ZENGİNLİĞİ
Türkistan’ın yer altı zenginlikleri İgnatiev’in raporunda “Amu Derya nehrindeki altın tozlarıyla” anlatılıyordu. Buna petrol ve gaz rezervleri eklenince Kazakistan, Sovyetler Birliği’nin en önemli parçalarından biri halini aldı.
Ulu cüz klanından önemli aileler Komünist Parti’de üst düzey görevlere getirildiler. Çocukları Moskova’da okutuldu, yönetimdeki güçleri tıpkı eskiden olduğu gibi devam etti.
Sovyet uzay programının en önemli bölgesi Baykonur Uzay Üssü Kazak topraklarında kuruldu. Nükleer başlıklı balistik füzeler ülkeye yerleştirildi, Kazakistan bozkırlarında nükleer denemeler yapıldı.
SINIF FARKI
Bağımsızlığın ardından yönetim elitini oluşturanlar petrol ve doğalgazla zenginleşirken, alt sınıflar ortalamanın bile altında yaşamak zorundaydı.
Kazakistan’ın batı bölgeleri zengin petrol yataklarını barındırmasına rağmen orada yaşayanlar zenginlikten aynı oranda pay alamadı. Aslında bu durum merkezi Sovyet planlamasından beri devam eden bir sorundu. Sovyet döneminde de Rus işçi, uzman ve yöneticiler petrol sahalarında görevlendirilirdi. Yerel halk ırgat gibi kullanıldı.
Kazaklar petrol sahalarında neredeyse ilkel şartlarda çalışırken, dışarıdan gelenler daha iyi ücretlerle ve daha iyi şartlarda çalıştılar.
Bu durum huzursuzluğu artırdı ve batı Kazakistan’ı hükümet karşıtlığının merkezi haline getirdi. Çoğunluğu küçük cüz klanından ailelerin yaşadığı bölge merkezden kopuk bir coğrafyada kendi sosyolojisiyle baş başa bırakılmıştı. Ta ki son ayaklanmaya kadar.
TÜRKÇÜ PARTİ
Yapılan yüzde 50 zam önce yoksul batı bölgelerini ayaklandırdı. Fakat beklenmedik şekilde şehirli orta sınıflar da gösterilere dahil oldu. İşte bu, Kazakistan için şimdiye kadar görülmedik bir durumdu. Oysa son birkaç yıldaki gelişmeler değişimin ayak sesleri gibiydi.
28 yıldır ülkeyi yöneten Nursultan Nazarbayev Mart 2019’da aniden görevi Kasım Tokayev’e bıraktı. 2021’in martından ise tanınmış Kazak aktivistlerden Nurjan Altayev, “El Tiregi” (Vatana Destek) Partisini kurdu.
DEĞİŞİM NESLİ
Bağımsızlıktan sonra çoğu yurt dışında iyi eğitim almış, birkaç lisan bilen ve dünyayı tanıyan yeni nesil için mevcut statükoya karşı bir arayış başlamıştı. Nazarbayev’in Tokayev’i yerine getirmesi bu statükoya karşı olan genç nesilde hayal kırıklığı yarattı. Son olaylara orta sınıfların destek vermesinin nedenlerinden biri de buydu.
Zira Tokayev de Nazarbayev’le aynı seçkin klanın bir üyesi; eğitimini Çin’de almış ve Kazakistan’ın Çin Büyükelçisi olarak çalışmış biriydi.
BREJNEV DOKTRİNİ
Rusya’nın Kazakistan’a müdahalesi ise Baltık’tan Çin’e kadar olan bölgede eski Sovyet lideri Brejnev’in müdahaleci doktrininin uygulamaya konduğunu gösteriyor. Macaristan 1956 yılında, Çekoslovakya ise 1968 yılında ülkede reform yapılmasını isteyen muhaliflere karşı Varşova Paktı birlikleri tarafından işgal edilmişti.
Brejnev durumu şöyle açıkladı: “Sorun sadece o ülke halkını değil tüm sosyalist ülkeleri ilgilendiren ortak bir sorundur artık.”
Brejnev Doktrini diye anılacak bu tutum 1980’lere kadar sürecek ve Kızılordu Afganistan’ı da aynı gerekçeyle işgal edecekti.
KGAÖ’NÜN ROLÜ
7 Ekim 2002’de altı Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkesi tarafından kurulan Kollektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) bugün benzer normlar üzerine oturuyor.
Üstelik 2016’da alınan karara göre üye ülkelerde iç karışıklıklar ve kamu düzeninin bozulması durumunda da örgüte müdahale yetkisi tanıyor. Rus ordusunun Kazakistan’a müdahalesi de bu yolla gerçekleşti. Ayrıca Ekim 2020’de Kazakistan ile Rusya arasında imzalanan yeni askeri işbirliği anlaşmasına göre, tarafların güvenliğine, bağımsızlığına veya toprak bütünlüğüne tehdit oluşursa, taraflar birbirlerine askeri müdahale dahil her türlü yardım göstermekle yükümlü. Anlaşma imzacı tarafların kendi topraklarını 3. güce kullandırtmalarını da yasaklıyor.
BÖLÜNME TEHLİKESİ
Gelir adaletsizliği ve yoksulluk Kazakistan’da milliyetçiliği besliyor. Bu durum ülkedeki azınlıklara ve yabancılara dönük şiddete dönüşebiliyor. Türk işçilerle Kazak işçiler arasındaki çatışma haberleri bir dönem sık sık medyanın gündemindeydi. Bugün ise aynı şiddetin ülkedeki Rus, Uygur, Kafkasyalı ve Kürtlere yönelmesi olasılığı bulunuyor. Böyle bir durum Kazakistan’ı daha kaotik bir döneme sokabilir.
RUSYA VE ÇİN KISKACI
Son yıllarda Çin tarafından dillendirilen “Kazakistan’ın hiçbir zaman devlet olmadığı ve topraklarının Çin’e ait olduğu” iddiaları Kazakistan tarafından sert tepkiyle karşılanmıştı.
Moskova’nın da Rus nüfusun görece fazla olduğu kuzey oblastlarına ilişkin niyetleri bizzat Duma milletvekili Vyacheslav Nikonov tarafından dile getirilmiş ve Kazakistan Rusya’ya nota vermişti. İstikrarsızlık sürer ve tepki Kazakistan’daki Ruslara da yönelirse Moskova Duma milletvekilinin söylemlerini hayata geçirmeye çalışacaktır. Tıpkı Kırım ve Doğu Ukrayna’da yaşananlar Orta Asya’da tekrarlanabilir.
Özer Çetinkaya
https://odatv4.com/guncel/kazakistan-uce-bolunur-mu-226176
[1] (Abdülhamit Merakı, Prof. Dr. Sina AKŞİN, Teori 328. Sayı, Mayıs 2017)
BENZER HABERLER