Son Dakika
İYİ Parti TBMM. gurubunun Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki baskı zulüm ve soykırım uygulamalarının TBMM.’de araştırılması ve sonuçlarının bir raporla dünyaya ilan edilmesi yolundaki önergesi oylamada AK Parti’nin ret ve MHP’nin çekimser kalması ile reddedilmişti. Bu oylamada AK Parti’nin görüşlerini açıklayan Antalya Milletvekili Sayın Atay Usu konuşması hakkında sosyal medyada tartışmalar ortaya çıkmıştı.
Biz de bunun üzerine Sayın Milletvekili Uslu’ya ait olan kısa video’daki bir kısım konuşması hakkındaki görüşümüzü içeren aşağıdaki mektubumuzu iletmiştik. Sayın Milletvekilimiz Sekreteri aracılığı ile mektubumuzu aynı gün(15 Mart) derhal cevaplamıştır. Kendisine tarafımızdan yazılan mektubu ve gönderdiği cevabını aşağıda bilgilerinize sunuyoruz. AK Parti Antalya Milletvekili Sayın Atay Usu’ya da bu nezaketi ve Doğu Türkistan duyarlılığını içeren cevabı için teşekkür ediyoruz.
Hamit Göktürk(UYHAM)
AK Parti Antalya Milletvekili Sayın Atay Uslu Beyefendi,
İYİ Parti tarafından TBMM.Başkanığına verilen Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik baskı, zulüm,insan hakları ihlalleri ile soykırım cinayetlerinin araştırılması yolundaki önergesi dolayisiyle TBMM.Genel Kurulunda yaptığınız konuşmanızın çok kısa bir videosunu büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı ile izledim.
Konuşmanızın tamamında Çin’in baskı ve zulmünden şikayet ettiğiniz ve bu zulmü kınadığınız cümleler varsa bu mektup için sizden özellikle özür diliyorum.
Sayın Milletvekilim,
Çocukluğu Doğu Türkistan’da geçmiş(11 yaşıma kadar) 2,5 ay kadar yayan olarak Afganistan’in Vahan koridorunu boydan boya geçerek (350 km) Afganistan’a göç etmiş ve 1965’den beri Türkiye’de yaşayan bir Doğu Türkistanlı Uygur Türkü’yüm. Dünyaya gözümü açtığım 71 yıldır Çin’in baskı ve zulmünden hala kurtulabilmiş değilim. Allah’ıma çok şükür Türkiye’de huzur içindeyim. Ama, yüreğimin yarısı ülkemde, Akraba ve yakınlarımda. Bugün Çin, işgalindeki Doğu Türkistan’daki Türklere Faşist Lider Hitler’den daha kötü daha aşağılık yöntemlerle soykırım yapmaktadır.
Bu konudaki bilgi ve haberlere ulaşmak çok kolaydır. Ayrıca benim yönettiğim Uyghurnet.org haber sitesine de bakılabilir.
Sayın Milletvekilim, siz yine de bu önergeye red oyu verin. Elbette ki devletimizin çıkarını gözetmek hepimizin vatandaşlık görevidir. Eğer Aziz devletimizin çıkarları benim ve bütün Doğu Türkistanlıların ölmesi veya öldürülmesinde yatıyorsa, ben dahil bütün Doğu Türkistanlılar devletimize kanımızı, canımızı ve her şeyimizi seve seve vermeye ve kurban ve feda etmeye hazırız. Ancak, konuşmanızda sosyal medyaya yansıyan kısmındaki ifadeniz gibi, Çin’in Müslüman Türklere yönelik soykırımını CİA,FETÖ veya küresel güçlerin çatışma aracı gibi tanımlamak asla doğu değildir. Sizin konuşmanızın benim dinlediğim bölümünde sanki Doğu Türkistan’da hiç bir baskı ve zulüm yok ve bunu yabancı güçler istismar ediyor anlamı çıkmaktadır. Çin’in soykırımını ABD, batı ülkeleri veya başkalarının kınaması veya çıkarları için sahiplenmesi bu ülkede zulüm ve soykırım olmadığını göstermez. Yanlışa elbette ki her kes yanlış diyebilir ve demelidir de.
Değerli Milletvekilim,
Çin işgal yönetimi bugün Doğu Türkistan’da tarihin en acımasız ve en vahşi soykırımlarını icra etmektedir. Bu soykırım 21. yüzyılda insanlık için bir yüz karası ve utançtır.
Çin’in amacı ecdatlarımızın kanlarının döküldüğü Devletler kurduğu,Türk kültür ve medeniyetini teşekkül ettirdiği ve dünyaya yaydığı bu Müslüman Türk Ülkesi Doğu Türkistan’daki Türkleri yok ederek sadece etnik Çinlilerin yaşadığı bir Çin toprağı yapmaktır. Çin’in bu lanetli amacını gizlemek ve örtmek için bu şen’i niyetini parlak cümleler ve vaatlarla makyajlayarak, insanlığı aldatarak orta attığı ” Bir Kuşak- Bir Yol”projesi ile gerçekleştirmek istemektedir. Çin’in asıl niyeti Çin’in ekonomik imkanları ile Çinli nüfus gücünü kullanarak bu emperyalist, yayılmacı amaçlarını Türkistan bölgesini sömürgeleştirmek ve daha sonra ise yutmaktır. Bu proje Çin’in bu art ve kara niyetinin üstünü örtmek ve gizlemek için ortaya attı bir sahte bir projedir.
Sayın Milletvekilim. bu konuda yazacak çok konular vardır. Ben epey çok şeyler yazdım. Sizi daha fazla meşgul etmek istemem.
Sizin de en az benim kadar Çin’in Doğu Türkistan Türklerine yönelik bu soykırım cinayetlerinden üzüntü duyduğunuza ve vicdanınızın acıdığına bütün kalbimle inanıyorum. Ancak, sizin sosyal medyadaki bu konuşmanızın bölümü bu satırları size yazmama mecbur etmiştir.
Size en derin hürmetlerimi sunar sağlık ve başarılarınız daim olmasını dilerim.
Saygılarımla Hamit Göktürk (hamitgokturk1950@gmail.com)
Bizim yukarıdaki bu yazımız üzerine Sayın Milletvekilimiz Uslu Sekreterliği aracılığı ile aşağıdaki cevabı yazıyı bize göndermiştir :
Milletvekili Atay Uslu konuşmasının yalnızca bir cümlesinin alınması yanlıştır. Konuşmadaki CİA-FETÖ kısmından kasıt, insan haklarında sicili bozuk ülkelerin, Dünyanın bir çok bölgesinde insanların yaşam haklarını yok eden Ve Haklarını yok sayan bir takım mihrakların bu konuda birden hassas hale gelmeleridir, Bu hususu ekonomik çıkarlarının veya siyasi hesaplarının bir aracı haline getirmeleridir.
Sayın Vekilin sözü sözde insan hakları savunucusu odaklaradır. Atay Uslu konuşmasında; ” Uygur Türklerinin hak ihlallerini ifade etmişler, bu konudaki endişe ve kaygıyı açıklamışlar, Uygur Türklerine uygulanan hak ihlallerinin takipçisi olduklarını ve uluslararası kuruluşların yerinde izleme yapmalarınım önemini ifade etmişlerdir.“
SAYIN MİLLETVEKİLİ USLU’NUN KONUŞMANIN TAM METNİ
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri
Tüm İslam aleminin miraç gecesini tebrik ediyorum, miracımıza vesile olmasını diliyorum.
Biz soydaşlarımızın, dindaşlarımızın dillerinin, kimliklerinin, tarihi miraslarının, insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde dünyanın her yerine korunması gerektiğini her daim söylüyoruz, bunun için adımlar atıyoruz.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde uluslararası kuruluşların raporlarına da yansıyan insan haklarına aykırı uygulamalardan BÜYÜK ENDİŞE duyuyoruz.
Uygur Türkü kardeşlerimizin insan haysiyetine uygun koşullarda yaşaması için yüksek hassasiyete sahibiz. Uygur Türklerine yönelik negatif olumsuz uygulamaları, oradan gelen bir takım görüntüleri KAYGIYLA İZLİYORUZ.
Türkiye, yurtdışındaki tüm soydaş ve akrabalarına bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü desteği sağlamaya devam edecektir. Bu çerçevede, Ahıska Türkleri, Uygur Türkleri, Kırım Tatarları, Gagauz Türkü soydaşlarımız, Batı Trakya Türk azınlığı, Oniki Adalar ve Balkanlardaki soydaşlarımız başta olmak üzere tüm soydaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması ve haklarının korunması için çalışıyoruz, çalışacağız.
Kültürel ve dini bağlara sahip olduğumuz Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesine, dini ve kültürel haklarının güvence altına alınmasına, eşit vatandaşlar olarak, huzur, esenlik ve refah içinde yaşamalarına büyük önem veriyoruz.
Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, Uygur Türklerinin mağduriyetlerinin giderilmesi ve haklarının güvence altına alınması amacıyla konuyu Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere bütün uluslararası platformlarda gündeme getirmeye devam edecektir.
Çin’e, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygur Türkleri ve diğer Müslüman Toplulukların temel haklarına saygı gösterilmesi, huzur, refah ve barış içinde yaşamalarının temini çağrısında bulunuyoruz.
Çin’in toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz. Ancak, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde temel hakları yok sayan, kültürel, dini Hakkarı yok sayan ve ikinci plana atan yaklaşımları doğru bulmuyoruz. Bu nedenle, Çin’in şeffaf bir tutum izleyerek uluslararası toplumun giderek artan endişelerini gidermesi temel bir gerekliliktir.
Bu çerçevede, özellikle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserinin uluslararası toplumun beklentilerini karşılayacak şekilde Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni herhangi bir engelleme olmadan ziyaret etmesi önem taşımaktadır.
Çin’in kabulu üzerine, ülkemizden de bölgeye bir heyet gönderilmesi gündemdedir. Salgın koşullarının el verdiği ilk fırsatta, heyetimizin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaret etmesi için gerekli hazırlıklar yapılmaktadır. Çin makamları, bu ziyaretin şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi konusunda destek sağlamalıdır.
Bazı ülkelerin ve bazı mihrakların Uygur Türklerin haklı meselesini kendi çıkarıyla Çin ile mücadelenin bir parçası haline getirmeye çalıştığını da görüyoruz.
Bu şekilde Uygur Türklerinin araçsallaştırılmasına razı olmayız. İnsan Hakkarı kaygısı olmayan bazı mihrakların, yalnızca bu konuyu gündeme getirmesi manidardır. Bu konuda CİA’nın, Fetö’nün tuzağına düşmeyiniz. Biz hassasiyetimizi sürekli gündemde tutuyoruz. Bu sorunun ekonomik savaşların yada güç mücadelesinin bir aracı haline getirilmemesi gerekir.
Bizim buradaki ana hassasiyetimiz, çeşitli devletlerin güç mücadelesinin dışında Uygurlu kardeşlerimizin haklarının sonuna kadar korunmasıdır.
Sayın Dışişleri Bakanımızın Mevlüt Çavuşoğlu BM İnsan Hakları Konseyi’nin 25 Şubat 2019 günü yapılan 40. oturumunun açılışında ve 22 Şubat 2021 tarihinde BM İnsan Hakları Konseyi 46. Oturumu Yüksek Düzeyli toplantısı çerçevesinde Cenevre’de yaptığı konuşmalarda SUÖB’deki insan hakları durumunun yakından takip edildiği, bu bağlamda endişe ve beklentilerimizin Çin tarafına aktarıldığı, öte yandan,
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin SUÖB’e en kısa sürede, uluslararası toplumun beklentilerini karşılayacak şekilde, tam ve engelsiz bir ziyaret gerçekleştirmesine önem verdiğimiz vurgulanmıştır.
Yüce Milletimizin ve Devletimizin güvencesi altında olan ülkemizdeki Uygur Türklerinin hak ve ihtiyaçlarının korunması önceliklerimiz arasındadır. Bu çerçevede, Çin’deki aile ve akrabalarının akıbeti hakkında haber alamayan vatandaşlarımızın bilgi taleplerinin karşılanmasının takipçisi olacağız. Uygurlu kardeşlerimizin Türkiye’deki iş ve işlemlerini İçişleri Bakanlığımız çok büyük bir titizlikle takip ediyor, etmeye devam edeceğiz. Ülkemizdeki,
1. Uygur Türklerinin Vatandaşlığa geçişleri kolaylaştırılmıştır
2. Sekiz yıl beklemeden Uzun dönem ikamet izni veriliyor.
3. İşlemleri Özel ofislerde yapılmaktadır. Türk soylular özel ofisinde kendi evlerinde gibi hizmet almaları sağlanıyor.
Uygur Türkleri kardeşlerimizin durumlarımı Milli iradenin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisinde Milletvekili olarak bizler, Ak Parti grubumuz takip etmeye devam edecek. Cumhurbaşkanımız takip ediyor, Meclis Başkanımız takip ediyor, Dışişleri, İçişleri Bakanlarımız takip ediyor.
Dünyanın neresinde okursa olsun mazlumların Haklarını savunmaya devam edeceğiz, meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
BENZER HABERLER