Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Judith Butler, Salman Rushdie, Achille Mbembe gibi entelektüeller, Çin’in Türkçe konuşan bu Müslüman halkına yönelik baskıları kınayan MEP Raphaël Glucksmann’ın girişimi üzerine bir metinde Pekin’e baskı yapmaya çağırıyor.
Yıllardır dünya insanlığa karşı işlenen bir çok suça tanıklık etti . Çin rejimi yıllardır milyonlarca insanı sırf Uygur olarak doğdukları için toplama kamplarına hapsetti Ve yıllardır, uluslararası toplumun onların yşadığı ana vatanları Doğu Türkistan’a girmelerine izin vermedi. Uluslararası toplumun kahredici ölüm sessizlikleri , Çin’in işgalı altında yaşayan Müslüman Türklere yönelik işledikleri büyük insanlık dışı suçlarını daha da arttırmasına yol açıyor. Şimdi ise, insanlığın Uygur halkının zulmünü çevreleyen sağır edici sessizliğini kırmasının zamanı gelmiştir.
Sistematik kısırlaştırmalar, zorla kürtajlar, ebeveynlerinden ayrı tutulan çocuklar, ölüm cezasına çarptırılan inançı kadınlar, yataklarını Çin Komünist Partisi temsilcileriyle (kelimenin tam anlamıyla) paylaşmaya zorlanan kadınlar, kitlesel tecavüzler: 2016’nın sonundan bu yana, “Sincan özerk bölgesi” insanlığın yadsımasının diğer adı haline geldi. Sürgünlerin nedenleri, ÇKP.kadrolarını Uygurlara karşı “acımasız” olmaya çağıran Başkan Xi Jinping’in yetkisi altında uygulamaya konulan baskıcı sistemin doğasını ortaya koyuyor .
Alkol içmiyor musun Kampa gidiyorsun. Bayram kutlama kartları veya dileklerini mi gönderiyorsun? Kampa gidiyorsun. Kuran okuyor musun? Kampa gidiyorsun. Yurtdışında yaşayan aileni mı arıyorsun? Kampa gidiyorsunuz…
Ve kamplara girdikten sonra tutuklular her sabah dillerinden, kültürlerinden, dinlerinden – İslam’dan vazgeçtiklerinı zorla bağırttırılan bir törene katılmak zorundalar. Bu durum ise,Uygurların kendi kendilerini feshetmesi ve Çin hükümetinin “yeniden eğitim” politikasının tam işlediğinin ve bu soykırım politikanın kalbidir: Uygurlar ; ayrı bir etnik halk olduğunuz gerçeğini inkar edin,Uygur olmaktan vazgeçin demektedir. Uygurlar belki o zaman ancak,yaşayan bir birey olarak hayatta kalacaksınız.
Uygurlar bir tür evrensel kara deliğin içine düştüler. Bu kara delik ise,Çin’de yasal ve sahibi de ÇKP.yönetimi. Çin yönetimi devlet eli ile işlenen bu suç uygulamaları için yasal çerçeve ve sorumluluklarından kaçıyor.
Bu durum aynı zamanda Batı demokrasileri için de bir kara delik: Batılı Liderlerimiz Pekin’de ÇKP liderleriyle yaptıkları siyasi ve ekonomik alışverişlerde uzun zamandır Uygurlardan neredeyse hiç bahsetmiyorlar.
Çin’in Doğu Türkistan’da açtığı bu kara delik aynı zamanda Müslüman dünyası için de kara delik: Sözde “Müslüman” ülkelerin liderleri, Pakistan veya Suudi Arabistan gibi Çi’in Uygurlara baskı,zulüm ve soykırım cinayetlerini resmen desteklemekte ve bu konuda Müslüman Uygur Kardeşleri ile hiçbir şekilde dayanışma göstermiyorlar.
Bu kara delik uluslararası ve Kamusal tartışmalarımızda da bir kapkara bir delik: Birkaç hümanist örgüt, üniversitelerimizde veya televizyon ekranlarımızda bu Uygur olarak tanımlanan insanların yok edilmesine karşı aktif olarak kampanya yürütüyorlar.
Son olarak, İnsanlığın vicdanı geç ve istenildiği gibi olmasa da yavaş yavaş uyanıyor.Uygur bölgesinde Çin’in işlediği suçların boyutunu kavramaya başlıyor. Böyle bir dehşetle karşı karşıya kalınca, kınama gerekli ve dünyadaki tüm vicdanları öfkelerini haykırmaya çağırıyoruz.
BENZER HABERLER