Son Dakika
Avustralya’da yaşayan Uygur Türkü Sadam Abdusalam, Çin’in rehin aldığı Karısı ve çocuğu ile. Çin hükümeti ailenin Avustralya’da yaşayan Babanın yanına gitmesine izin vermiyerek kendilerini rehin olarak tutuyor.( Fooğraf© Peter Parks / AFP / Getty )
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Çin’in işgali altındaki Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman etnik azınlığa yönelik baskı ve zulmü ülke sınırlarını aşmış ve uzak Avustralya’ya uzanmış durumda.
Çin’in ülkelerinde yaşayan ailelerine yönelik baskı ve zulmüne karşı sesini Avustralya’da yaşayan Uygurları ayağa kalkmış bulunuyor. Avustralya’da yaşayan Doğu Türkistanlılar kendileri yüzünden baskı ve zulüm gören “ Cezalandırılan Ailelerinin ” bu durumunu Avustralya’nın Pekin Büyükelçisi Arthur B. Culvahouse Jr. ile geçtiğimiz Ağustos ayında görüşerek anlattılar. Pekin Büyükelçisinden ailelerinin cezalandırılmalarına son verilmesi ve ve özellikle Sadam Cur’at’in rehin tutulan Eşi ve çocuğunun serbest bırakılması için girişimlerde bulunmasını talep ettiler. Büyükelçi Culvahouse Uygurların endişelerini ve Çin’in ailelerine karşı baskılarını daha iyi anlamak için Uygurlarla bir araya geldi. Culvahouse toplantıdan sonra yaptığı açıklamada “ Sizlerin Ülkemizde Dernek kurma , İfade- konuşma ve toplanma özgürlüğünüzü sonuna kadar kullanmanız yabancı güçlerin size bir şey yapamayacağı ve takip etse de bir sonuç elde edemediği anlamına geliyor” dedi.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı John Sullivan Eylül ayında BM Genel Kurul çalışmaları ülkesini temsilen katıldı. Bakan Yrd.cısı yaptığı konuşma’da Çin’in uzak kuzey batısında yer alan Uygur bölgesinde yaşayan Uygurlar,Kazaklar ve diğer Müslüman azınlıklara karşı Çin yönetiminin yıllardan beri “ Korkunç Baskı ve Zulüm kampanyası” yürütmekte olduğunu açıkladı. BM.üyesi ülkelerin bu konuda Çin yönetimine tepki göstermelerini talep etti ve onlara çağrıda bulundu.
Uygurlar, çoğunlukla Çin’in en batı eyaleti olan Sincan’da yaşayan Türk Türk soylu etnik grubun bir parçasıdır. Uygurlar kültürel, dil ve dini olarak Çin’in etnik Han çoğunluğundan farklı özellikler taşımaktadır.
Nisan 2017’den bu yana, Çin yönetimi bölgede “Eğitim Merkezleri ” adı ile açtığı yüzlerce toplama kamplarında 1 milyondan fazla Uygur ve diğer Müslüman etnik azınlıkları alıkoyarak Uygur etnik-dini kimliğini silmek için bir baskı kampanyası yürütüyor. Bu toplama kamplarında Müslüman Uygur ve Kazak tutuklulara baskı ve işkence yapıldığı onların zorla çalıştırıldığı kadınlara taciz ve tecavüzler yapıldığı ve hatta tutukluların öldürüldüğü konusunda inanılmaz ve korkunç haberler yansıyor.
Kamplara alınmayan ve dışarıda serbest olduğu belirtilen açınlık Müslümanlar ise fiziki ve polisiye kontrolü dışında her sokak ve caddalerde bulunan yüzlerce güvenlik kamerası ve yüz tanınma sistemleri ve diğer gözetleyici aygıtlarca süreekli izlinoya ve kontrol altında tutuluyorlar.Bölge adeta etkili bir şekilde AÇIK HAVA HAPİSHANESİ haline getirilmiş durumda. Çünkü yetkililer yüz tanıma teknolojisine sahip güvenlik kameraları ve korkutucu taktikleri dahil olmak üzere yüksek ve düşük teknolojili izleme ve gözetleme kombinasyonlarını kullanıyor.
ABD. Dışişleri Bakanı Michael R. Pompeo , son zamanlarda Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman azınlıklara karşı ağır insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar için vize kısıtlamaları getirildiğini açıkladı. Ayrıca Amerikan şirketlerinin bu ürünleri kötüye kullanabilecek bazı Çinli teknoloji şirketlerine ihraç etmelerini yasakladığını söyledi .
Kaynak : https://share.america.gov/u-s-australia-stand-up-for-uighur-rights/?fbclid=IwA
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Gündem » Haber » insan hakları » Orta Asya » SoykırımBENZER HABERLER