Son Dakika
Ahmet KURT (Başkent Edebiyat,Kültür,Sanat ve Eğitim Derneği Başkanı )
Millet davası kadın erkek, genç yaşlı demeden mensubiyet duygusu taşıyan bütün fertlerin davasıdır. Hep birlikte hareket edildiği zaman karşısında duracak hiçbir güç yoktur. Sahipsiz bırakılır ise sahip çıkmayanlar da bedelini ödeyeceklerdir. Bunun en yakın örneği Suriye’dir.
Türk milleti bugünlere kimsenin lütfu ile gelmemiştir. O varlığını sarsılmaz bir imanla beslenen kahramanlık, mücadele azmi, merhamet, direnç ve dirayete borçludur. Mücadeleye başladığı an ya sonuçlandıracak veya bu uğurda sonsuzluğa uçacaktır. İslam’ın şehadet kavramıyla can bulan ruh yapısında bu duygu muhteşem bir hazza ulaşacaktır.
Arada düştüğü rehavet ve beslediği merhamet duygusu zamanla başına türlü gaileler açsa da son noktaya kadar sabreder. Ayağa kalkınca sonuç almadan durmaz. Kadın erkek bu duygu ile yeniden canlanır, bir yandan zemzemi diğer yandan Orhon Irmağının suyunu içer gibidir. Varlık mücadelesinde kadın erkek birliktedir.
Bizim meselemiz varlığımızı devam ettirme, geçmişten kalan mirasımızın üzerine yenileri ilave ederek bizden sonraki kuşaklara tertemiz bir gelecek bırakmaktır. Bu ifadelerin muhatabı kendisini Türk hisseden herkestir. Doğu Türkistan kan ağlarken, Türkmenli ateş çemberinde kıvranıp, Karabağ’da sürgün devam ederken, Kırım’da, Batı Trakya’da, balkanlarda, dünyanın daha birçok yerinde gözyaşları sele dönmüşken sessizlik gafletin ötesinde anlamlar taşır. Unutulmamalıdır ki varlığımız birbirimizle doğrudan ilişkili, varlık sebeplerimiz ortak, kökümüz ve geleceğimiz müşterektir.
Dün Nene Hatun, Çete Emir Ayşe, Tayyar Rahmiye, Şerife Kadın, Kara Fatma, Nezahat Onbaşı gibi daha birçok kahraman ana, bacı, eş, nine ile beslenen maneviyatımız bugün de aynı kaynaklara ihtiyaç duymaktadır.
Yiğit Türk kadını dün nasıl meydanlarda ve cephe gerisinde erkeğiyle var olma mücadelesine, kurtuluşa elinin kınasıyla imza atmışsa, bugün de aynı gayreti göstermek mecburiyeti vardır. Eskisi kadar etkili olur mu bilemem ama ilk hareketi vermesi gereken sizlersiniz. Aksi halde beylerimizin rehavetten kurtularak gerçekleri görmesi pek mümkün olmayacak gibidir.
Beyler! ya meselenize sahip çıkacak yahut bu zillete göz yumacaksınız. Yumduğunuz gözler ne yazık ki gerçekleri değiştirmeyecek en acılarıyla yüzleşmek zorunda kalacaksınız. Gelecek kuşakların sizleri hayırla yâd etmesini istiyorsanız meselenize sahip çıkmalısınız… Birçokları meselesini cüzdanı ile cebi arasında, ya da bilmem neresinde görüyor olabilir. Sözümüzün muhatabı da onlar zaten değil.
Ne mutlu öz varlığını Türklük şuuruyla birleştirip, İslam’la süsleyen, davranışlarını Kur-an’ın aksiyon öğretisiyle bütünleştiren yüreklere. Ne mutlu ben de varım ve varlık gayeme uygun hareket edeceğim diyebilenlere.
BENZER HABERLER