AVUSTRALYA’DA YAŞAYAN BİR UYGUR TÜRKÜ’NÜN DOĞU TÜRKİSTAN İZLENİMLERİ (1)
Yıllar önce Doğu Türkistan’dan Avustralya’ya iltica ederek bu ülkeye vatandaş olarak yerleşen Nizamettin Almas geçtiğimiz aylarda ülkesinde bulunan Annesi ,Eşi ve yakınlarını ziyaret için bir ziyarette bulunuyor.Ancak,Annesi ve eşi kendisi yurt dışında yaşadığı bahanesi ile suçlu olarak tutuklanmış ve siyasi-İdeolojik olarak eğitime tabi tutulması için geçtiğimiz yıl Çin Nazi Kamplarına kapatılmıştır.Bütün çabalarına rağmen onlarla görüşmesine izin verilmiyor. Almas bunun üzerine çaresizce Avustralya’ya geri dönüyor.Döndükten sonra da Avustralya’nın önemli yayın organlarından ABC. muhabiri ile Doğu Türkistan’da bizzat şahit oldukları ile Toplama kampında tutulan Annesi ve eşinin durumu hakkında açıklamalar yapıyor. ABC.Sitesinde yayınlanan bu raportaji aşağıda bilgilerinize sunuyoruz. (UYHAM)
Doğu Türkistan’da Uygurlar, Çin’in sayılarını bir az daha arttırdığı “Yeniden eğitim kamplarında” kalanlar ile onların ailelerı olarak korku ve travma ile yaşıyorlar. Uygur asıllı bir Avustralya vatandaşı olan Almas Nizamidin, Avustralya hükümetinden Çin’in tutuklayarak Eğitim Kampına kapattığı Annesi ve eşinin kurtarılması için yardıma çağırıyor.
Geçen yıl, Almas Nizamidin, Çin’in uzak Kuzeydoğu bölgesi’nde yer alan Ülkesi Doğu Türkistan’ın( Sincan’ın ) başkenti Urumçi’ye Annesi,eşi ve yakınlarını ziyaret amacı ile gittiğinde Annesini ve eşini evinde bulamadı. Onların hiç bir sebep gösterilmeden birkaç sade kıyafetli polis tarafından evinden alınıp götürüldüğünü öğrendi.
2009 yılında Çin’den ayrıldıktan sonra Avustralya vatandaşı olan Adelaide’den gelen 27 yaşındaki inşaat işçisi, eşinin haberini tutuklandığı haberini duyuduktan sonra dinledikten hemen sonra ülkesine geri döndü. Doğup büyüdüğü memleketi başkent Urumçi’yi tam anlamıyla tanıyamadı. Sadece kentin çok büyüdüğünü görebildi.
Doğu Türkistanlı Müslüman Kazak Ömir Bekali
Doğu Türkistanlı bir Müslüman Kazak olan Ömir Bekali yıllar önce Kazakistan’a göç ederek bu ülkenin vatandaşı olmuş ve burada yaşamaya başlamııştı.Geçtiğimiz yıl Uygur bölgesi’ndeki yakınlarını ziyaret için gitmişti.Ancak,Çin yönetimi kendisini bir süre sonra tutuklamış ve Toplama kampına kapatmııştı.Kazakistan yönetiminin girişimleri sonuçunda 7 aydır tutuklu bulunduğu Kamptan kurtarılmış ve Kazakistan’a gelebilmişti. Onun anlattıkları ise şöyle idi ; ” Bizi islami inaçlarımızı ve etnik kimliklerimizi eleştirmeye mecbur ediyorlardı. Bunaa karşılık Çin Komünist Partisini övmeye teşekkür etmeye ve Lider Xi’yi methetmeye zorluyorlardı. Biz de işkence görmemek ve hayatta kalabilmemiz için bunları istemiyerek de olsa yerine getiriyorduk.” şeklinde konuştu.
ABD Merkezli İnsan Hakları Örgütü : Çin’in Müslüman Uygurları toptan Kamplara kapatması Dünya’daki En Büyük Tutuklama Kampanyası
Geçtiğimiz bahardan bu yana, Uygur bölgesi’nde Çin yönetiminin bir biri ardı sıra açtığı Toplu Cezalandırma Kampları ile ilgili bir çok rapor yayınlandı. Bu raporlarda ülkede yüz binlerce belki de bir milyondan daha fazla azınlık olarak tanımlanan Müslüman’ın çoğunlukla Uygurların bu İdeolojik Eğitim merkezleri adı verilen Toplu Cezalandırma Kamplarında hapsedikleri bilgi yer almaktadıır. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nin bir alt komisyonu Nisan ayında yayınladığı bir raporunda da Çin’in UYgur bölgesindeki Gözaltı kampanyası için ” Bugün dünyadaki bir azınlık nüfusunun en büyük kitlesel olarak hapsedilmesi ” tanımlamasında bulunmuştur.
Çin’in Uygurlara Baskısı 1990’lardan Sonra Artmaya Başladı
Uygurlar üzerindeki Çin baskısı 1990’larda, bu eyalette yaşayan Uygur halkının özgürlük ve bağımsızlık talep ve arzularının dile getirilmesi ve günden güne artmasbına paralel olarak başladı ve daha sonra etnik Çinli göçmenler ile bu toprakların tarihi sakinleri olan Müslüman Halklar arasında etnik sürtüşmeye dönüştürüldü.
Çin hükümeti, Sincan’daki uzun vadeli hedeflerinin gerginlikleri hafifletmek olduğunu ve etnik halkın dini inançları ile ekonomik durumlarının iyileştirilmesi olduğunu ileri sürüyor. Bu niyetlerini de Georgetown Üniversitesi’nden bir bölge tarihçisi olan Prof.Dr. Millward’a açıkça ifade ediyor.
Geçtiğimiz otuz yılda, bölgenin ekonomisi iyileşti, bu yüzden Orta Asya’nın diğer bölgelerine ulaşım ve haberleşme şartlarında yeni imkanlar ortaya konuldu. Fakat Uygurlar için bütün bu iyileşmeler hiç bir zaman geçerli olmadı. Bu imkanlardan yararlananlar sadece bölgeye göç ettirilen etnik Çinli göçmenler oldu. Bu nedenle çoğunluk Han Çinlileri ile bölgenin yerli halkı Müslüman Türkler arasındaki etnik ilişkiler son derece kötüleşti. Uzun zamandır dinsel özgürlüklere karşı Çin’in baskısı ile Uygur halkına karşı devam eden ayrımcılığa dair uygulamalar raporlarda yer alıyor. Ancak son zamanlarda Uygurların kitlesel olarak gözaltına alınarak Kamplara kapatılması uygulamasının Çin sosyalizmin “Yeni bir çağa” girdiği iddiasıyla örtüşüyor . (Yazının 1.bölümünün sonu.devam edecek)
Kaynak : http://mobile.abc.net.au/news/2018-06-24/uighur-community-in-australia-fear-reports-of-crackdown-in-china/9824554?pfmredir=sm