Son Dakika
Türkiye – Çin ilişkilerini şu anki milli durumumuzdan dolayı çok hassas bir psikoloji ile milletçe çok dikkatli olarak takip etmekteyiz. Çünkü Türkiye Uygurlar için çok önemli bir ülkedir. Soydaş ve dindaş olmakla beraber Uygur Türklerinin içinde Türkiye’deki kardeşlerine karşı tarihten gelen derin bir muhabbet ve ümit vardır. Bu sadece Cumhuriyet döneminde değil,daha kadim zamanlardan; Osmanlı döneminden bu yana yaşamakta olan bir düşüncedir. Uygur Türklerinde ortada hiçbir kanıt veya mantıklı bir içerik olmadan Türkiye’ye karşı derin bir sevgi ve imdat çığlığı vardır. Bunu belki Türkiye’deki kardeşlerimiz pek anlayamazlar.Ancak Uygurların Ülkesi Doğu Türkistan’a gidip gezmiş olanlar hemen hisseder ve derhal anlayabilir. Tabii olarak Türkiye’den bir karşılık beklenir ve bu sevgi ve aşktan dolayıdır ki Türkiye’de yaşayan Uygurlar bazen olan bitenlerden dolayı üzülürler ve sitem ederler.Ancak,bu üzüntü veya sitemde art niyet asla yoktur ve kötü bir şey de değildir: Uygur Türkü Kardeşlerimizin Türkiye’ye karşı beslediği aşkın ve sevginin sonucu verdiği bir tepkidir.
Türk Birliği için Türkiye’nin dışındaki hiçbir Türk ülkesi şu an itibariyle hiçbir pratik adım içerisinde değildir. Ama Uygur Türklerinde Türklük bilinci çok kuvvetlidir. Doğu Türkistan haricindeki diğer Türk memleketlerinde Türklük bilinci Uygurlar’daki kadar çok kuvvetli değildir. Hiç bir Türkistan Ülkesi halkı Türkiyeyi Uygurlar kadar dikkatli ve çok yakından yakından takip etmiyorlar. Ben Türk devlet büyüklerinin ve yöneticilerinin Uygurları unutacağına asla ihtimal vermiyorum. Ancak Türkiye’nin şuan düşürüldüğü durum içerisinde pratik olarak bir şeyler yapabilme ihtimali çok zayıf olduğunu düşünüyorum. Türkiye’ye karşı günümüzde her yönden çeşitli saldırılar yapıldığına hepimiz şahidiz ve bizzat görmekteyiz. Türkiye kendisine bu durumdan bir çıkış yolu arıyor ve adeta tekrar bir bağımsızlık mücadelesi veriyor.
Arap ülkelerine gelince ; birlik ve beraberlikleri dağılmış bu ülkelerden Türkiye’ye şu anda her hangi bir tehdit geleceğini zannetmiyorum. Ancak Türkiye’nin saldırıları bertaraf ederek düzlüğe çıkıması ve güçlenmesi için en azından onların normal yaşam şartlarına geri dönmeleri gerekir. Taşeron <Terör örgütleri YPG ve PKK için barınak ve harekat alanı olan topraklarda Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ciddi bir mücadele veriyor. Ben inanıyorum ki; Türkiye bu zor durumun içinden mutlaka çıkacaktır ve çıktığı vakit daha da güçlenecek ve her şey çok daha güzel olacaktır.
O yüzden Türkiye’den fazla şikayetçi olmamak lazım. Çünkü bizim bu durumumuza kendimiz sebepçiyiz, Biz ilk olarak Türkiye’de var gücümüzle ekonomiye katkıda bulunmalı, önemli mevkilerde hizmet etmeli ve tek ses halinde Hükümetler ve siyasi partiler ve teşkilatlarla daha sıkı ilişkiler kurmalı ve daha yakın irtibat halinde bulunmalıyız. Bizler ancak, bu şekilde bize gelebilecek zararı en az seviyeye indirebiliriz. İtidallı,soğukkanlı ve Sabırlı olmalı ve çok çok çalışmalıyız. Türkiye sadece tek siyasi Parti’den yanı AK parti’den ibaret değildir. Ayrıca, AK Parti’nın içinde de özellikle üst düzey yöneticilerde Uygurlar hakkında ciddi manada kafa yoran onların dert ve istıraplarını kendisine dert edinen insanlar var. Burada bizim düştüğümüz durum çok çok farklı. Ama esas olan bizim önce Allah’a sonra kendi yurttaşlarımıza dayanmaktan başka çaremiz bulunmamaktadır. Diğer hususlar ise, zaten doğal olarak peşimizden gelecektir. Türk devleti olarak Türkiye-Çin ilişkisinde belirleyici olamayabiliriz ancak önemli bir etki unsuru olduğumuzu düşünüyorum.
Öncelikle ve İvedilikle ” DİLDE,FİKİRDE VE İŞTE BİRLİK ” Olmalıyız
Uluslararası arenada karşılıklı ilişkilerde taraf seçimi ve diplomasi çok önemli rol oynuyor. Bu durum sadece Çin’den geçmez ancak bu bir dış politika oyunudur. Bu işin bir görünen yani zahiri kısmı var bir de görünmeyen yanı dahili kısmı var. Ne Çin Türkiye’ye güvenir ne de Türkiye Çin’e güvenir. Türkiye günümüzde bu kadar zor durumda olmazsa böyle bir yola asla girmezdi. O yüzden bizim önce kendimizi toparlayıp güçlü hale gelmemiz gerekir. Ülkemizi kuvvetlendirip Türkiye’de bir güç haline gelmemiz parti programlarına ve dış-iç politikada önemli yerlerde bulunmamız ve rol almamız lazımdır. Çinlilerin istediği de biz Uygur Türklerinin Türkiye’ye olan güvenimizi sarsarak kırmaktır. Sakin ve sabırlı olmalıyız. Çok çalışmalıyız. Uygur Kardeşlerim sizleri çok iyi anlıyorum ve fikirlerinize de saygı duyuyorum.
Ama Çinliler Türkiye ile işbirliği yaptığı için Uygurlara bu zulmü yapmıyor, Bu zulüm 1949’dan itibaren devam etmektedir.Ayrıca bunun daha öncesi de vardır. Türkiye Çin’e topyekün karşı gelse bile bu zulme şu ortamda engel olabileceğini tahmin etmiyorum. Türkiye çok derin ve köklü devlet geleneğine sahip bir ülkedir ve mutlaka bir şekilde Uygurların yanı bizim meselemiz daima hafızasında ve sürekli gündemindedir. Ama Türkiye günümüzde Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm ve soykırımlarını durdurabilecek güç ve potansiyele sahip değildir.Gerçekçi olmalıyız. Türkiye, bu konuyu mecburen diplomasiyi işleterek diyalog yolu yapmak zorundadır. Türkiye’nin Çin ile yaptığı her işbirliğinde bize zarar verilebilir gibi bir düşünceye kapılmamak lazım. Ama, tabii ki bizim de endişelerimizi dile getirmemiz ve karşılıklı bu işbirliğinde rahatsız olmamız ve görüşlerimizi açıkça ifade etmemiz demokratik bir hak ve ifade özgürlüğü noktasında gayet doğaldır. Ama Ülkemize yanı Türkiye Cumhuriyeti devletimize daima güvenmeliyiz.
Türk devletinin sizleri çok iyi anladığını düşünüyorum. Türk devleti her şeyin farkındadır. Aslında bütün bu gelişen olaylar bize çok iyi bir ders olmalıdır. Bir milletin Uygurların başka bir Millet ve ülkenin bu Ülke Çin’de olsa esaret ve köleliğini kabul etmemesi gerektiğini bir kez daha haykırmalıyız. Artık Paraların ve diğer imkanların Türkiye’deki Uygurların güçlenmesi ve kuvvetlenmesine harcama zamanın gelmiştir,diye düşünüyorum. . Güçlenelim ki o masada biz de olalım. Bununu için de çok çok çalışmamız ve çok gayret göstermemiz gerekir. Güçlü olmak zorundayız. Çünkü Çin sandığımızdan çok çok daha güçlü !
Türkiye’deki boş tarım arazilerini işletmeliyiz.
Üniversitelerdeki öğretim elemanlarının sayısını artırmalıyız. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık hatta Parti genel merkezlerinde çalışabilecek öğrencileri ve kadrolar yetiştirmeliyiz.
Bu son gelişmeler sadece bir anlaşma işi değil. İnşallah ileride görüştüğümüzde akademik notlara bakarak sohbet ederiz. Kendi Milleti için kaygılanan her düşünce, saygıya değerdir. Sizler güçlenin ki sesimiz daha güçlü çıksın.
Uygur Türkü Kardeşlerime Önemli Tavsiyeler
Bütün bunlardan sonra Uygur Kardeşlerime şunu özellikle tavsiye ediyorum; Türkiye’deki iç siyasi çekişme ve kavgalara taraftar olmaktan sakınmak ve uzak durmak lazım, Türkiye iç siyaseti keskin bıçak gibidir.
Bizi esas ilgilendiren daha önemli konulara daha çok kafa yormalıyız. Biz burada sadece Uygur Türklerini temsil etmeliyiz. Hiç bir siyasi Parti’yi bu Parti Hangi parti olursa olsun asla karşımıza almamalıyız.
Etiketler: Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER