Son Dakika
Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklere karşı yeni yürürlüğe koyduğu baskı ve zulüm uygulamaları çok tartışılıyor. Doğu Türkistan’da Çin işgal yönetiminin bu yılın Aralık ayı başlarında ” TUKKANLAŞIŞ – ETNİK ÇİNLİLERİN MÜSLÜMAN UYGURLARLA ZORUNLU AKRABA OLMA ” uygulaması başlattığı bildirildi. Bu uygulama uyarınca bölgedeki etnik Çinli kamu görevlilerinin kırsal bölgelerdeki Müslüman Uygur aileleriyle planlı ve programlı bir şekilde hafta’da en az bir gün birlikte yaşaması ve beraber vakit geçirmeleri öngörülüyor.
Resmi olarak bunun etnik uyumu teşvik edeceği belirtilirken, bu hareket gözlemciler tarafından Müslüman azınlıkla ilgili istihbarat faaliyetlerinin arttırılması olarak yorumlanıyor. Bunun da etnik gerilimi azaltmak yerine arttırabileceği yorumları yapılıyor.
11 Aralık’tan başlayarak Doğu Türkistan olarak bilinen kuzeybatı eyaletinden yüzlerce kamu görevlisi, ülkenin diğer ucuna gitti ve bir hafta boyunca Uygur aileleriyle kaldı. Devlet medyasına göre bu görevliler Uygur ailelerle birlikte yiyip içerek etnik grupla adeta bir aile ilişkisi kurdu.
Gözlemciler, bu görevlilerin belli bir bölümünün etnik Uygurlar veya Uygurlar’ın uzak akrabaları olduğunu,çoğunun yerel yönetimlerde çalışan Çinli Han grubundan oluştuğunu belirtti. Bu da Uygur bölgesine gönderilen görevlilerin çoğunun farklı kültürel ve dini geleneklere sahip etnik han Çinlisi kamu görevlileri (yabancılar) olduğunu gösteriyor.
Çin’in Bölge’de Artan Baskı ve Müdahaleleri
Bu uygulama sözde Uygur Otonom Bölgesi ÇKP.genel sekreteri parti genel sekreteri Chen Quanguan’ın bu yönde uygulamaya konmuş ilk uygulaması olduğunu de kaydetti. ÇKP.Ordusunun(PLA’nin)Eski bir mensubu asker olan Quangua sonradan politikaya girmiş. 2016 yılının Ağustos ayına kadar Chen, beş yıl süre ile Tibet Otonom Bölgesi parti sekreterliğini yürütüyordu.
Araştırmacı Zenz : Çin’in Bu Uygulamaları Yeni Değil
Alman araştırmacı Adrian Zenz, ” Akrabalaşmak = Yakınlar Haftası’ programını dozaji arttırılmış müdahalecilik olarak niteliyor. Bunun yeni bir gelişme olmadığını belirten Zenz, Chen’den önce Zhang Chunxian döneminde uygulanan benzer güvenlik önlemleri ve sosyal kontrollara da dikkat çekiyor.
Zenz, Amerika’nın Sesi radyosuna yaptığı açıklamada, “Bu bariz bir şekilde istihbaratı da kapsıyor. Bilgi almak istiyorlar, aşırıcılık olarak nitelenen soruna kanıt ve belirtiler arıyorlar” dedi.
Zenz, bundan önce Uygur bölgesi’nde on binlerce kamu görevlisinin, köylerde yaşamaya mecburi olarak gönderildiğini, yerel yönetimlere muhtemel etnik gerginliği daha iyi kontrol altında tutabilmek için yardım ettiğini söylüyor.
Araştırmacılar Bölge ÇKP.Sekreteri Chen’in Güvenlik ve İstikrarı Öne Sürerek uyguladığı tedbirleri çok aşırı ve daha sıkı olduğunu belirtiyor.
Alman uzman Zenz’in araştırmasına göre, ÇKP Sekreteri Chen’in geçen yıla oranla bu yıl bölge’de polis sayısını aşırı derecede arttırdığını bunun her yerde hissedildiğini belirtiyor. Bölgesel yönetim, 90 binden fazla güvenlik görevlisi alıyor. Bu rakam, 2009’daki Urumçi olaylarındaki polis sayısının neredeyse 12 katı. 2009 Haziran ayında Urumçi’de Uygurlar tarafından başlatılan protesto gösterileri bir dizi şiddet olayına dönüşmüş, yetkililer 197 kişinin hayatını kaybettiğini, 1,721 kişinin de yaralandığını açıklamıştı.
Doğu Türkistan ; Dünyada En sıkı kontrol edilen Bölge
Wall Street Journal’da yayınlanan bir haberde başkent Urumçi, dünyada en sıkı kontrol edilen yerlerden biri olarak nitelendirdi. . Haberde, sivillerin ve ziyaretçilerin her gün birçok kez polis kontrol noktalarından, güvenlik kameralarından, yüzlerini, gözlerini ve bazen bütün vücutlarını tarayan makinelerden geçtikleri belirtiliyor.
Uygur Militanlığı
Çin’in DOğu Türkistan’daki aşırı baskı ve şiddeet uygulamalarına bir tepki olarak Uygur militanları Çin”de ve Çin dışında bir dizi ölümle sonuçlanan şiddet eylemleri düzenledikleri iddia ediliyor. Bunlardar biri, Mart 2014’te Yunnan eyaletinde düzenlenen bıçaklı saldırı oldu. Bu saldırıda 30’dan fazla kişi hayatını kaybetti. 2015’te ise, Bangkok’da bir Budist Tapınağına Uygur Militanlarca saldırı düzenlendiği iddia edildi.Tayland’daki bu saldırının amacının ise, Tayland’in 8 Temmuz 2015’te kendilerine sığınan 109 Uygur mültecinin Çin’e geri göndermesi olduğu önü sürüldü.
Alman uzman Zenz, Chen’in artan güvenlik önlemleri ve stratejilerinin kısa dönemde başarı sağlayabileceğini, fakat uzun zamanda istikrarsızlığa neden olacağını düşünüyor. Zenz, bu önlemlerin etnik riskler, Hanlılar’ın yabancılaşması ve ekonomik riskler doğuracağını kaydediyor.
Zenz, “Büyük baskı uzun dönemde güçlü bir risk oluşturacak. Baskı herkes tarafından hissediliyor. Bu baskılar etnik Han Çinilisi göçmenleri de etkiliyor. Bölge’de yaşayan Hanlar ise, yerel yönetim için çok önemli. Yani onları yabancılaştırmak önemli bir risk” dedi.
Etnik Han Çinlilerinin Yabancılaşması
Bölgeye göçmen olarak getirilip yerleştirilen bazı Han Çinlileri’nin geçen yıl bölgeden ayrılması, emlak sektörüne ağır darbe vurdu. Zenz’in çalışmasına göre emlak yatırımları, Hanlar’ın çoğunlukta olduğu Urumçi ve Karamay’da yüzde 15 ve yüzde 22 azaldı.
İnternette “Akrabalaşma Haftası’na yönelik yorumlar programı destekler nitelikte. Alaylı cümleler kuranlarsa azınlıkta.
Çin’in twitter benzeri Weibo sosyal medya platformunda bir kullanıcı “Parti sekreteri Chen, Mao’nun uygulamalarını hayata geçiriyor” şeklinde paylaşımda bulundu. Bir diğeriyse “Bizi yaşam boyu yakın kılan bir aile bağı kuruldu. Uyumu güçlendirmek için birbirimize yardım etmeliyiz” dedi.
Ancak bir kullanıcı yerel yönetime verdiği dilekçenin bir haftadan fazla süredir yanıtlanmamasından şikayetçi. Sözkonusu kullanıcı, “Bütün kamu çalışanları kırsal kesime mi gitti?” şeklinde soru sordu.
Dünya Uygur Kurultayı Bu İnsanlık dışı Uygulamaya Sert Tepki Gösterdi
Sürgündeki Uygurlar’ın kurduğu, merkezi Almanya’daki Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşat Reşit, bu uygulamanın tamamen yasa ve insanlık dışı bir uygulama olduğunu belirterek buna çok sert tepki gösterdi ve uygulamayı protgsto ettiğini bildirdi.
DUK Sözcüsü Raşit,Çin’in bu uygulaması ile Uygurlar ile Zorunlu Akrabalığa dayatılan devlet memurlarının çoğunluğunun tamamen etnik Çinlilerden oluştuğunu , bunların Müslüman Uygurlar için tamamen yabancı olduğunu, farklı kültür ve dini gelenekten geldiğini, aynı zamanda Uygurlar’a karşı gizli siyasi gündemleri bulunduğunu de kaydetti.
DUK. Sözcüsü Raşit : Çin’in Bu Uygulamadan Esas Amacı Uygurların Dini Hayatlarını Kontrol etmek
Sözcü Raşit, Çin yönetiminin bu uygulamadan “Asıl amaçları Uygurlar’ın dinle ilgili eğilimlerini incelemek. Uygur ailelerinin evde Kur’ani Kerim,dini kitaplar ya da bir başka kitap bulundurup bulundurmadıklarını kontrol etmek,yanı Müslüman Uygurlarını dini hayatlarını yakından gözetlemek,kontrol ve müdahale etmektir.” dedi. Müslüman Uygur Ailelerin bu görevlileri evlerinde ağırlamaktan başka seçenekleri olmadığını söyledi. Sözcü Raşit, bu görevlilerin aynı zamanda, ev bazlı ÇKP rejimi propagandanın sözcüleri olarak da hizmet verdiğini belirtti.Bu tür siyasi manevralar istikrara hizmet etmez. Tam tersine Hanlar ve Uygurlar arasında gerilimi arttırır” dedi.
Kaynak : https://www.amerikaninsesi.com/a/cinin-uygur-bolgesindeki-yeni-uygulamalar-tartisiliyoir/4181001.html
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Eğitim » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER