Son Dakika
Birleşmiş Miller Teşkilatı tarafından tesbit edilerek her yıl 30 Ağustos günü çeşitli etkinliklerle hatırlanan “Yokedilen Kayıpları Anma Günü “ kapsamında dünyanın çeşitli ülkelerinde yönetimler tarafından göz altına alınan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan kayıp İnsanlar çeşitli etkinlerler düzenlenerek bir kez daha hatırlandı ve gündeme getirildi.
Çin işgal Orduzunun Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de 05 Eylül 2009 gerçekleştirdiği ve tarihe Urumçi katlıamı olarak geçen Çin etnik soykırımında Çin askerleri tarafından toplu şekilde tutuklanan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan Müslüman Uygur Türkü gençler de bu kapsamda bir kez daha hatırlandı ve gündeme getirildi.
Dünya Uygur Kurultayı ile Washington merkezli Uygur İnsan Hakları Programı açıklamalar yaparak Urumçi katliamında tutukladığı gençlerin akibetinin ailelerine bildirilimesini ve evlatları kayıp olan annelerin istirap ve göz yaşının dindirmesini istedi.
DUK.Genel Sekreteri İsa : Çin Kayıp Annelerin İstırabını Dindirmeli
Dünya Uygur Kurultayı genel Sekreteri Dolkun İsa yaptığı basın açıklamasında
Çin Yönetiminin 05 Temmuz 2009 Urumçi katliamı sırasında tutukladığı ve bir daha haklarında bilgi vermekten kaçındığı Uygur gençlerinin akibetleri hakkında açıklama yapmaya çağırdı.
DUK Genel Sekreteri Dolkun İsa şöyle dedi,” Tutuklamalardan 8 yıl geçmiş olmasına rağmen Çin yönetimi tutuklayıp götürdükleri bu Uygur gençleri hakkında hiçbir açıklama yapmamakta ve ailelerine hiçbir bilgi vermemektedir. Çin’in kaybettiği ve haklarında hiçbir bilgi vermeyerek sustuğu Uygur gençlerin ailelerinin ve özellikle Annelerinin göz yaşı devam etmekte ve evlatlarının acısı artarak sürmektedir. Çin yönetimi eğer bu gençleri idam etti ise en azından cenazelerini ailelerine teslim etmeli ve onları teskin etmelidir.”dedi.
Özgürlükler Evi : Çin’in Kayıp ettiği Uygurların Organlarının Çalınmasından endişeliyiz
Washington merkezli Özgürlükler Evi(Freedom House) adlı insan hakları ve hukuk kuruluşunun Sorumlusu ve Araştırmacısı Sarah Cock,zorla kaybettirilen insanların durumu en ağır insan hakları ihlali olarak kayıtlara geçtiğini belirterek şunları ifade etti ; “ Yönetimlerin tutuklayarak akibetleri hakkında sustukları ve zorla kayıp ettirilen bu insanların gizlice öldürüldüğü ihtimalı çok güçlüdür.Ancak,05 Temmuz 2009’daki Urumçi olayalarında kaybolan Uygur gençlerin akibetleri diğerlerinden çok farkl ı gözükmektedir. Özgürlükler evi olarak biz hala akibetleri hakkında bilgi verilmeyen ve zorla kaybettirilen bu insanların Çin’deki yasa dışı organ ticareti yapan Mafya organlarının kurbanlarına dünüştürülmüş olması ihtimalinden endişe ediyoruz. Ülkeler ve özellikle Uluslar arası insan hakları ve hukuk kuruluşları bu konuda ciddi çalışmalar yapmalı ve Çin’e bu konuda etkin bir şekilde baskı ve tepki göstermelidir.” dedi.
Sarah Kook : Elimizdeki Bilgi ve Belgeler Bu İhtimali Çok Güçlendiriyor
Özgürlükler evi yetkilisi Sarah Kook Çin’in 05 Temmuz 2009’daki olaylar sırasında kolektif bir şekilde tutukladığı yüzlerce Uygur gencinden akibetinden hala her hangi bir haber yoktur. Bizim ulaştığımız elimizdeki bilgi ve ve belgelere göre Çin’in zorla kaybettirdiği bu Uygur gençler Çin’de çok etkili ve aktif olan yasa dışı Organ Ticareti yapana Mafya gurupları tarafından ve onların adına organları için öldürülmüş olması ihtimalinden çok güçlü bir şekilde endişe ediyoruz. Çünkü.elimizde bu iddiamızı güçlendirecek kanıtlar çok fazla ve güçlüdür.Kaybettirilen Uygur gençlerinin tamamı genç ve sağlam insanlardan oluşuyor. Mevcut deliller Çin’deki Falunggong müritlerinin organlarının çalınması ile bire bir örtüşmektedir. Bizim ziyaret ettiğimiz bir eski Uygur siyasi hükümlünün anlattıkları çok önemlidir.Bu sabık Siyasi mahpus Uygur tutuklu ve hükümlülerden sürekli kan numunesi alınarak kontrol edildiğini.buna karşılık Çinli tutuklu ve hükümlülere bu işlemin yapılmadığını anlattı. Bu ve benzer örnekler 05 Temmuz 2009 olayları sırasında toplu olarak tutuklanan ve akibetleri hakkında hala bilgi verilmeyen Uygur gençlerinin gizlice katledilerek organlarının organ ticareti yapan Mafya guruplarına fahiş fiyatlardan satıldığı konusunda endişelerimizi güçlendirmektedir. Bu konuda yeterli kanıtlarımız yok ise de kaybolanların akibetleri hakkında suskunluğun sürmesi ve bu endişelerimizi çok güçlü şekilde arttırmaktadır.” Şeklinde konuştu.
Gözlemciler : Zorla Kaybettirilen Uygurların Durumu Çok Farklı Ve Dramatik
Bölge uzmanları ve gözlemciler zorla kaybettirilen Uygur gençlerinin sorunu diktatörlükle idare edilen ülkelerde olağan bir mesele olmasına karşılık Doğu Türkistan’daki durum çok farklılık arzetmektedir. Bunları şöyle sıralıyabiliriz ;
• Çin Doğu Türkistan’daki bilgi ve haber akışını çok sıkı kontrol etmektedir
• Bağımsız ve tarafsız medyanın ve gazetecilerin bölgeye gitmelerine izin vermemektedir.
• Kişi,Kurum Kuruluşlar ve kayıp yakınlarının kayıpların akibetini öğrenme talepleri sürekli geri çevrilmektedir.
• Israr eden kayıp yakınları tuklanmakta ve hapsedilmektedir.
Bütün bu sebepler kaybettirilen Uygur gençlerinin durumunun dğer diktatör ülkelerden çok farklı ve özel olduğunu göstermektedir.