Son Dakika
Suudi Arabistan’da Arapça olarak yayınlanan ve bu ülkenin ve Arap dünyasının önemli aylık yayın organlarından , El-Rabita Dergisinin Şubat 2017 sayısında ” Çin Yönetimi Dini Özgürlükler Konusunda Neden Ülkesinde Yaşayan Etnik Müslümanlar Arasında Farklı Uygulamalar Yapıyor ?” başlıklı gözlem ve araştırmalara dayanan bir yazı yayınlamıştır.Bu Makale-Analiz daha sonra Arap sosyal medyası ile çeşitli haber sitelerinde de paylaşılmış ve İslam ve Arap dünyası kamu oyunda büyük ilgi görmüştür. Bu Arapça makale-analiz Uygurnet.Org okuyucuları için Türkçeye aktarılarak yayınlanmaktadır.Makalenin temini ve Türkçeye tercüme edilmesinde emeği geçen Kardeşimize kalbi teşekkürlerimizi sunuyoruz
Uygur Haber Ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Çin ,Dini Özgürlükler Konusunda Neden Ülkesinde Yaşayan Müslümanlar Arasında Ayrımcılık Yapıyor?
Ömer el-Mudîfer’nin 06 Ağustos 2016 tarihinde el- Cezîre dergisinin ‘‘Çin’deki Müslümanlara yönelik baskı iddiaları ve Bunlar hakkındaki gerçekler’’ isimli makale yayımladı. Daha sonra 15 Ağustos 2016 tarihinde adı geçen dergide aynı makalesinin devamını ‘‘Çin’deki Müslümanlara yöneltilen baskı iddiları ve Diğer Gerçekler’’ ismiyle neşretti. Bin Fehd Ârîşî ise 15 Temmuz 2016 tarihinde Vatan dergisinde ‘‘Çin’in Müslümanlara Yönelik Baskıların Gerçek Yüzü’’ isimli yazısı yer aldı. Bu her iki yazarın Çin’deki Müslüman Kardeşlerimizle yakından ilgilendikleri açıktır. Üstelik bu iki makalede de Çin’de yaşayan Müslümanların dini görevlerini yerine getirebilme özgürlüklerini çok iyi ve mükemmel denebilecek derecede anlatmıştır. Ancak bu makalelerin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü Çin’deki Müslümanların durumları ile ilgi bu tür yazılar araştırmacıların, uluslararası basın – yayın kuruluşlarının ve araştırma merkezlerinin sıkça üzerinde durmak istedikleri önemli bir konuların başında gelmektedir. Günümüzde bilgiye erişim çok kolaylaşmış ve araştırma sonucunda gerçeklere ulaşma imkanı sağlanmış olmasına rağmen Arap dünyasının kendi sorun ve iç sıkıntılarından dolayı Arap medyasında bu konu yeterince ele alınamamaktadır.
Çin’deki Müslümanların durumu yaşadıkları yer ve bölge ve etnik olarak farklıdırlar. Çin halâ kominist yönetimini devam ettirmektedir. Onların dinle olan mücadelesi Çin Kominist partisinin belirlediği çizgiler doğrultusunda devam ettirilmektedir.
Hui (Tungan) Müslümanları İnanç Özgürlüklerine Kanunların Belirlediği Ölçüde Sahiptirlar
Çin’de yaşamakta olan müslümanlar genel olarak iki’ye ayrılmaktadırlar;
1. Türk ırkından olan ve çoğunluğu Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Uygurlar
2. Hui’ler yanı Çinli Müslümanlar : Etnik olarak Çin ulusuna mensup ve Çince konuşan Hui adı verilen Müslümanlardır.
Müslüman Hui’lar Çin’in Ningxia Hui Özerk Bölgesin’de çoğunlukta olmak üzere merkezi Çin’in iç bölgelerinde Hui Müslümanları yahut Tungan adı ile azınlık halinde yaşarlar. Onların dilleri Çince’dir. Hui’ler Çin’in her yerinde bulunmakla birlikte Yunnen, Çinhay, Gensu, Ningşia ve iç Moğolistan gibi Çin’in kuzey batı bölgelerinde yoğun olarak yaşıyorlar. Onların nüfusu 2011 yılındaki resmi istatistiki verilere göre 10,5 milyon olarak açıklanmıştır. Hui’lar yaşadıkları bölgelerde dini vecîbelerini yerine getirmek ve cami ve açtıkları Medreselerde din eğitimi vermek ve genç nesilleri eğitmek ve hac ibadetini yerine getirebilmek gibi meselelerde belirli ölçüde özgürlüklere sahiptırlar. Bu bölgelerde yaşayan ve Çince konuşan Hui’lere toplum olarak ( genç, yaşlı, küçük, büyük,kadın ve erkek) herkes islami eğitim alma hakkı ve fırsatı tanınmıştır. Erkekler ve kadınlar camilerde rahatça ibadet edebilmektedirler. Hatta kadınların kendilerine özgü Mescit ve Camileri vardır. Bu konuda ” The History of Womens Mosques in Chinese Islam: A mosque of Their Own published by 2000 Curzon Press ” adı ile yayınlanan eserde bu konuda geniş bilgiler bulunmaktadır.
Çin yönetimi, etnik Çinli Hui Müslümanlarının özerk bölgesi olan Ningşia’daki Hui’lara ait İslam kültürünü, Müslüman alemine Çin’deki İslam kültürünün temsilcisi ve örneği olarak göstermekte ve lanse etmektedir. Hatta Çin hükümeti Birleşik Arap Emirlikleri’nde faaliyet gösteren bir büyük Reklam şirketi ile ortaklaşarak Ningşia’nın başkenti Yijiwan şehrinde İslam kültürü caddesi adı altında 250 bin M2.lik bir komple İslam Mahallesi inşa etmiştir. Bu projeyi körfez ülkelerindeki bazı sivil toplum kuruluşları de maddi olarak desteklemişlerdir. Bu projenini amacının bu proje aracılığı ile Çin’le İslam dünyası arasında bir köprü kurulmasını temin olarak açıklanmıştır.
Çin Yönetimi, Ülkesindeki Müslümanlar Arasında Şi’i Mezhebinin Yayılmasını Teşvik Ediyor
Çin Hükümeti büyük ekseriyeti Sünni Müslümanlar olan Çin Müslümanları arasında şi’iliğin yayılmasını el altından desteklemektedir. Halbuki Doğu Türkistan’ın Taşkurgan ilçesinde yaşayan çok küçük Tacık asıllı İsmaili azınlığı dışında bu ülke’de yaşayan tüm Müslümanlar ehli sünnettendir. Onlar bu ülke’de Şi’iliği yaymayı başarabilmek için, Hüccetiyye Medresesi, Kum Üniversiteleri, Uluslararası Mustafa Üniversitesi ve Zehra’ Üniversitesi gibi İran’in farklı Şii eğitim kurumlarına yüzlerce Müslüman Uygur ve Çinli Müslümanı Şi’i öğrenimi için göndermişlerdir. Berat gecesinde Çin’li Müslümanlar Şangay yakınlarındaki Eybu isimli beldede Şii inancına göre kaybolan imamın anısına tören düzenlemişlerdir. Törende Irak’taki Haşdi Şa’bi Militanlarının marşları okunmuş ve Şii mercilerin cihadi kifaye hakkındaki fetvaları dillendirilmiştir. Ayrıca İran’ın Curcân şehrindeki Mustafa Uluslararası Üniversitesindeki Çinli talebeler 7 Şubat 2016’da Çin yeni yılını (Dinsiz Çinlilerin dini ve milli yılbaşı bayramı) kutlamışlardır. İran menşe’ili Uluslararsı Kurân Ajansı Pekin, Lancu ve Ningşia şehirlerindeki Müslümanların camilerini ziyaret ve Kur’anı Kerim kıraat etmeleri için 2016 ( 1437 H.) yılının Ramazan ayında Mehdi Gulam Nejad ile Seyyid Mustafa Hüseyni isimli iki hafızı göndermiştir. Bütün bu Şii propagandasına yönelik girişim ve faaliyetlerden haberdar olan şeyh Yahya el-Bulînî 10 Mayıs 2016 tarihinde ‘‘Çin’deki Müslümanları Şiileştirilmekten Kurtaralım !’’ başlıklı bir makale kaleme alarak Risaletu’l-İslam adlı web. sitesinde yayımlamıştır.
Bütün bu anlattıklarımız Çin’i ziyaret eden Müslüman Arap turistlerin Çin’deki Müslümanların inanç özgürlüklerine ilişkin, bizzat gördükleri ve şahit oldukları bilgilere dayanmaktadır. Bütün bunları resmi Çin medyası Arap dünyası medya kuruluşlarını kullanarak Çin yönetiminin propagandasını yapmak gayreti içindedir.
Çin Doğu Türkistan Müslümanlarının Dini Eğitim, Kur’ani Kerimi Hıfzetme Ve Dini İbadetlerini Engelliyor
Dünya İslam Birliği(RABİTA) Teşkilatı, Çin’deki devlet güdümü İslamî Cemiyetler ile çok uzun süre öncesinde resmi ilişkiler kurmuş , hatta bu Cemiyetlerle olan münasebetleri, Suudi Arabistan’ın Çin’le olan diplomatik ilişkilerinden daha eskilere dayanmaktadır. İslam dünyası genelinde faaliyet gösteren ve Uluslarasaı bir Sivil Toplum Kuruluşu olma özelliğini taşıyan Dünya İslam Birliği (Rabita) Örgütüne şu soruları sormak istiyorum ;
Bu sorulara gerçek ve doğru cevaplar verebilmek için Çin Müslümanlarının durumlarını iyi araştırmak ve incelemek gerekmektedir. Bu konularda Çin’in baskıları ile bu ülkenin resmi medyasının etkisinden arınmak ve kurtulmak gerekmektedir.
Bu husustaki tartışmaları uzatmamak için Çin’deki Müslümanların içinde bulundukları realiteyi yansıtan bazı örneklerle yetineceğiz ;
Bunun üzerine Çin Devlet Başkanı Xi Jing Ping 22 – 23 Nisan 2016 tarihlerinde Pekin’de düzenlenen ” Dinler Arası Diyalog Toplantısı”‘nda bu konuyu özellikle dile getirdi ve şöyle dedi: ‘‘In no way should religions interfere with government administration, judiciary and education. They must not seek their own values and beliefs from religions, Xi said, adding that efforts should also be made to help teenagers form a scientific outlook of the world, and guide them to believe in science, study science and promote science.’’ Yeni Çin Haber Ajansı ( Xin Hua)24.04.2016.
Çin Lideri Xi’nin konuşmasından sonra Pekin’de merekezi yönetimde Milli işler Komitesi başkanlığı görevini yürütmekte olan Hui Müslüman Wang Zhengwei 28.04.2016 tarihinde görevinden alınarak emekliye sevkedildi, ( James Leibold,Creeping Islamophobia: China’s Hui Muslims in the Firing Line, China Brief, Vol.16.Issue 10 , June .21 ,2016 p.12-15.)
Sosyal medya’da yayınlanan bu 5 yaşındaki Hui kızınınKur’an Kerim okuyan video görüntüsü ve Çin devlet Başkanı Xi’nin Pekin’de yaptığı konuşmanını ardından Gansu Eyaleti Eğitim Müdürlüğü derhal bir genelge yayınlandı.Bu genelge ile eyaletteki tüm okullarda dini eğitimi yasağı getirildi. (Chinese Province orders religion out of School , Fox News , Associated Press May 6,2016). Beijing Restricting Hui Islam While Courting Tourists,.China digital Times, August 20,2016.
Doğu Türkistan’da Yaşayan Müslüman Uygurlar
Çin’de kalabalık olarak yaşayan bir diğer Müslüman etnik gurup ise, Çin’in Kuzeybatı sınırındaki Doğu Türkistan’da yaşamakta olan Türk soyundan olan Müslüman Milletlerdir.
Çin’in 2010 yılında açıkladığı resmi istatistiklerine göre Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türk Uluslarının sayıları şöyledir:
Uygurlar, 10,367,958.
Kazaklar: 1,462,588
Kırgızlar: 186,708
Tacikler 51.069 (Tacikleri Pers etnik gurubuna mensupturlar)
Özbekler: 13,370
Tatarlar : 5,064
Çin’in resmi açıklamalarına göre Doğu Türkistan’da yaşayan toplam 6 etnik Müslüman Milletin toplam nüfusu 12,086,757 kişidir. Onlar bu sayı ile Çin’deki Müslüman nüfusun yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Nitekim Çin’in resmi istatiski rakamlara göre, Çin’de toplam 23,357,657 Müslüman yaşamaktadır. Bilindiği üzere Çin Halk Cumhuriyeti, sınırları içinde yaşayan toplam 10 Müslüman milleti resmen tanımaktadır. Halbuki, Çin’in resmi olarak tanıdığı bu 10 Müslüman etnik Milletten başka Han Çinlileri, Tibet’liler ve Moğollar olmak üzere pek çok Milletlerden Müslümanlar da bu ülke’de yaxamaktadır.Bu Müslümanlar Çin yönetimi tarafından açıklanan bu resmi rakamlara dahil değildir.
Doğu Türkistan’da yaşayan Müslümanların gerçek sayısının ise, Çin’in resmi rakamlarından bir kattan daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Ancak Çin’in iç bölgelerinde yaşamakta olan Hui Müslümanları ile Doğu Türkistan’da yaşayan Türk asıllı Müslümanlara karşı Çin yönetiminin uyguladığı yaklaşımları ile politikaları ve icraatları çok farklı olmaktadır. Bir çok Uluslararası araştırma merkezleri ve akademisyenler ve bölge uzmanlarının bu konudaki görüşleri örtüşmekte ve bu farklı uygulamalara dikkati çekmekte ve bu duruma özellikle vurgu yapmaktadır.
Aşağıdaki Listede bu Çin’de yaşayan farklı Müslüman Milletlere karşı Çin’in uygulamalarını yansıtan Araştırma Sonuçlarından bazıları yer almaktadır ;
Çin Yönetimi,Hui Müslümanlarına Müslüman Uygur Öğrencileri Kovmalarını Emrediyor
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki Mescit ve Camilerde yürütülen dini eğitim faaliyetlei yasaklamasının ardından, Müslüman Uygurlar, çocuklarını Hui Müslümanlarının yoğun olarak yaşadıkları Gansu, Ningşia, Çinghai ve en güneydeki Yunnen eyaleti ile diğer şehirlere göndermeye başlamışlardır. Ancak, Çin yönetiminin yetkilileri o bölgelerdeki Hui Müslamanlarına ait Cami ve Medreselerin sorumlularına, Müslüman Uygurları bu dini öğretim kurumlarına kayıt etmemelerini ve halen öğrenimlerini sürdürmekte olan Uygurları derhal buralardan kovmalarını emretmiştir. Bu konuya Dr. Matho yazdığı kendi kitabında yer vermekte ve bu uygulamaya özellikle dikkat çetmektedir. ( Matthew S. Erie China and Islam, The Prophet, the Party and Law, 2016, Oxford University Press.)
Hui Müslümanlara İbadetler ve Tesettürlü Kıyafet Serbest, Müslüman Uygurlara İse Tamamen Yasak
Hui Müslümanların kızları tesettürlü kıyafetleri ile Camilere girebiliyor ve oralarda ibadetlerini yerine getirebiliyor ve dinlerini öğrenebilmek için dini eğitimlerini serbestce alabiliyorlar ve dinlerini de öğrenebiliyor. Buna karşılık Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Uygurlar Hui Müslümanların serbestçe kullanabildikleri bu dini özgürlüklerden ve bu haklardan tamamen mahrumdurlar. Ayrıca Doğu Türkistanlı Müslüman Uygur gençler Camilerde namaz kılabilma ve diğer dini vecibelerini yerine getirebilme ve en önemelisi dinlerini öğrenebilme haklarından tamamen mahrumdurlar.Çin yönetimi Müslüman UYgurlara,Hui Müslümanlara tanıdığı bu dini özgürlekleri tamamen yasaklamışlardır. Üstelik Uygur Müslümanaların çocuklarına evlerinde dinlerini öğrenmeleri dahi yasaktır. Ebeveyinlerin evlerinde dahi çocuklarına dini eğitim vermeleri dahi yasaktır.
Doğu Türkistan’daki Mescit ve Camilerin giriş kapıları ile Cadde ve sokaklara Din eğitimi verilmesinin tamamen yasak olduğu ve aksine davrananların ağır cezalara çarptırılacağı uyarısını içeren büyük pankart ve levhalar asılmıştır. Ayrıca,18 yaşını doldurmamış çocukların ve kadınların de Camilere girmeleri ve ibadet etmelerinin de yasak olduğunu ihtar eden cümleler bu afişlerde ayrıca yer almaktadır. Hatta baş örtüsü takan kadınların toplu taşıma araçlarına binmeleri, Hastane, okul ve benzeri kamu kuruluşlarına kendi kişisel işlemlerini yerine getirebilmek için girmeleri de yasaklanmıştır. Sakallı erkeklerin sakalları sokak va caddelerde zorla kestirilmektedir. Kabul etemeyenler ise derhal tutuklanarak hapsedilmektedir.
Cep Telefonları Sokaklarda Polisçe Kontrol Edilmektedir
Ayrıca,Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerinin kullandıkları akıllı cep telefonları yürüdükleri sokaklarda Çin Polisi tarafından el konularak aranmakta ve telefonunun içerisinde dini içerikili yazı,resim ve diğer verilerin olduğu tesbit edilirse,telefon sahibi derhal tutuklanarak hapse atılmaktadır.
BİR DEVLETTE ETNİK AYIRIMCILIK TEMELİNDE İKİ FARKLI UYGULAMA
Aynı devlet sınırları içinde yaşamalarına rağmen, aynı haklara sahip olamayan ve etnik farklılıklar üzerinden iki farklı uygulamalar çok dikkat çekicidir. Çin yönetiminin MüslümanHuilar ile Uygur Müslümanlar arasındaki bu farklı uygulamalar ve etnik temelli ayrımcılığı Müslüman Uygurların yaşadığı Doğu Türkistan ile Hui Müslümanların yaşadığı Hui bölgelerini ziyaret eden Turistler ve diğer amaçlarla giden yabancılar ve araştırmacılar üzerinde için ( Müslüman veya gayrı Müslim) bu etnik temelli farklı uygulamalar dikkatlerini çekmekte ve bu uygulamalara şaşırdıklarını söylemektedirler.Araştırmacılar ve uzmanlar da bu konuda kaleme aldıkları araştırma sonuçları raporları ile yazılarında bu konu üzerinde özellikle durmaktadırlar. Doğu Türkistan’ı ve Huiların merkezi olan Ningşia’yı ziyaret eden Araştırmacı-gazeteci Hanna Bitsh gibi bazı muhabirler ve gazeteciler de bu konuyu ele almıştır. Hanna Bitsh bu bölgeleri ziyaret ettikten sonra kaleme aldığı anı ve düşüncelerini 12 Ağustos 2016 tarihinde İngiliz The Times gazetesinde ‘‘Çin Yönetimi Mademki İslam’a karşı, O zaman Neden Hui Müslümanlarına inanaç özgürlüğü Serbest ,Uygur Müslümanlara Yasak ? ’’ başlığı ile yayınlamıştır. ( Hanneh Beech : If China is Anti-Islam Why are these Chinese Muslim Enjoying a Faith Revival? Time, August 12,2014 )
Doğu Türkistan’daki Müslümanların inanç özgürlüğüne sahip olduğunu iddia edenler, Hui Müslümanlarının dini vecibelerini serbestçe yapabildkleri gibi Uygur Müslümanların de ayanı özgürlüklere sahip olduklarını ileri sürmektedirler. Bu iddia sahipleri Doğu Türkistan’daki Camilerde gençlerin dini eğitim aldığını, Kurâni Kerim ezberleyebildiğini ve ibadetlerini serbestçe yerine getirebildiklerini kanıtlamalıdırlar.
Dünya İslam Dünyası Birliğinin eski başkan Yardımcısı şeyh Muhammed b. Nasır el-Abbûdî, Doğu Türkistan’da gördüklerini yazdığı bir eserde dile getirmektedir.
Doğu Türkistan’daki Oruç ve İbadet yasaklarına Gelince : bu yasakların üç yıl önce uygulanmaya başladığı bilinen bir gerçek. Uluslararası basın kuruluşlarından İngiliz Reuters ve Fransa Haber Ajansı (AFP) ve Associated Press(AP.) gibi haber kuruluşları bu yasakları yerinde görerek bunu dillendirmişlerdir. Çin’in bu yasaklama ve uygulamalarını Uluslararası İslami Kuruluşlarından, İslam Dünyası Birliği(RABİTA) İslâmi Fıkıh kurulu, El-Ezher Üniversitesi ve Uluslar arası İslam Âlimleri Birliği gibi kurumlar yayınladıkıları bildiriler ile tepki göstermiş ve kınamışlardır.
Hatta,ABD.Hükümeti Sözcüsü bu Ramazan yasakaları hakkında bir açıklama yapmış ve Çin yönetimini Doğu Türkistanlı Müslümanların inanç özgürlüklerini konulan kısıtılamaları kaldırmaya ve Müslümanlara dini özgürlerini vermeye çağırmıştır. ( The Financial Express , June 29, 2016.)
Çin yönetimi , Rusya ve İran ile birlikte Suriye’de Esed rejimini desteklemeye devam ederken,diğer yandan batılı ülkeler ve uluslar arası kamu oyundan gelen eleştiriler baskılara karşı , ‘‘Xinjiang’da İnanç Özgürlüğü’’ ismi ile bir kitap yayımlamak zorunda kalmıştır. ( Freedom of Religious Belief in Xhnjiang, China Daily 2/5/2016.) Çin yönetimi yayınladığı bu kitapta Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Uygurlara tanıdığı inanç özgürlüğünü açıklayarak bu konuda kendisine yöneltilen eleştirilere cvap vermekte ve kendisini savunmaktadır.
Doğu Türkistan’ın sınır komşusu olan Pakistan’da yayınlanan ” Dawn” dergisi, ‘‘Çin kamu görevlilerinin oruç tutmalarını yasaklıyor’’ başlığı ile bir yazı yayımladı.( China restricts fasting in Ramazan for Xinjiang govt staff, minors) Bu yazının ardından Çin, Pakistan’dan Doğu Türkistan’daki inanç özgürlüğünü yerinde gözlemlemek için bir Pakistan Heyetini Doğu Türkistan’a davet etmiştir. Pakistan heyeti’nde Din İşleri Bakanlığı yetkilileri ile Nuru’l-İslam Şah Araştırma Merkezi başkanı ve İslamabat’taki Faysal Camii imamı Zahîru’r-Rahman’ın başkanlığında bir heyeti geçtiğimiz Ramazan ayında Doğu Türkistan’a göndermiştir. Bunu Pakistan Din İşleri Bakanlığı sözcüsü Nuru’z-Zaman ifade etmiştir. Ancak, daha sonra adı geçen haberi hazırlayarak yayınlayan ” Dawn ” dergisi Çin’in birkaç yıldan beri Doğu Türkistan’da Kamu görevlileri, öğrenciler ve çocukların oruç tutmasını yasakladığını belgelerle doğrulamıştır. ( Pakistani delegation off to China to›observe› fasting ban in Xinjiang, Dawn, June 29 ,2016.” İşte bu Çin’in en yakın müttefiki Pakistan’ın Doğu Türkistan’daki Müslümanların Gördükleri Çin Zulmüne yaptığı Şahitlikitir ! “
En acı olan bir gerçek şudur ki, Çin yönetimi 2016’de ( 1437 hicri yılında) 14 bin 500 Müslümanın hacca gelmesine müsaade etmiştir.Bu Hacı adaylarından sadece 3 bin 700 kişisi Doğu Türkistanlı Müslümanlardandır. Bu Hacı adayları toplam 22 uçuş ile Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’den Suudi Arabistan’a gelmiştir. Bunlardan geri kalan yaklaşık 12 bin Hacı adayı ise,Müslüman Çinli Hui müslümanlarıdır. Halbuki Çin’in resmi verilerine göre, Doğu Türkistan’daki müslümanların sayısı etnik Çinli Müslüman Hui’lardan daha fazladır. Çin’in koyduğu az aayıdaki Hac kotasından yararlanamayan Uygur Müslüman hacı adaylarından yakalaşık bin kişi Türkiye üzerinden hacca gidebilmeke umudu ile Doğu Türkistan’dan İstanbul’a gelmiş ve oradan hacca gitmenin yollarını aramaktadır. Çin yönetimi hac ibadetinde dahi Müslümanlar arasında etnik uygulama yapmıştır. Halbuki Çin yönetimi daha adil davranarak aynı hak ve hukuka sahip Uygur ve Hui Müslümaanları ayırımıcılık yapmadan Uygur Müslümanlara da Hui ler gibi daha fazla kontenjan tanısa idi, Müslüman Uygurlar bütün bu çile ve zorluklara maruz kalmamış olacaktı.
Bizim Doğu Türkistanlı Müslüman Kardeş lerimizin Hac ibadetleri konusundaki sorunlarının çözüme kavuşturulması için tek umudumuz Suudi Arabistan kralının bu konuda yardımcı olmasıdır.
Kaynak : El-Rabita dergisi 604.sayı Cemazilevvel 1438 H.- Şubat 2017 M.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Eğitim » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » Röportajlar » Siyaset
BENZER HABERLER