EY MEDYA ! DOĞU TÜRKİSTANLILARI KURBANLIK KEÇİSİ YAPMA !

Yeni Akit Gazetesi yazarı, Gazeteci-yazar Mustafa Uzun, İstanbul Ortaköy’deki terör saldırısını Doğu Türkistan camiasıyla ilişkilendirerek haber yapanlara tepki gösterdi. Gazeteci-yazar Mustafa Uzun Ortaköy’deki terör saldırısını Doğu Türkistan camiasıyla ilişkilendirerek haber yapanlara eleştiren bir yazı kaleme aldı. İşte Mustafa Uzun’un dikkat çeken o yazısını aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.
İşgalcı,Ateist-Faşist Çin’in Mağduru Mazlum Doğu Türkistanlıı Kardeşlerine sahip çıkan ve bu suretle “GERÇEK MERT VE YİĞİTLİĞİNİ ” gösteren Sayın Mustafa Uzun Hocamızdan Allah sonsuz razı olsun.

"Ey medya! Doğu Türkistanlıları Kurbanlık Keçisi yapma"

Mustafa UZUN (Gazeteci-Yazar)

Algı operasyonları ve Doğu Türkistan Diasporasının çaresizliğinden yola çıkarak bakacak olursak Son zamanlarda ne olursa olsun, bir çok sıkıntılı olaylar söz konusu olduğunda hiç alakası olmasa da bir ucu Doğu Türkistanlılara dokunmadan geçmez oldu.

Yıl başı gecesi Türkiye’nin Huzuru, istikrarı ve şahlanışını hedef alan bir alçak terör saldırısı düzenlendi, herkesin üzüldüğü gibi başta Türkiye’de olmak üzere istabnulda gerçekleşen menfur saldırıdan dolayı bütün Türkistan diasporası çok büyük üzüntü ve kaygılara kapıldı.

Ancak hemen daha olayın failleri ve arkasındaki güçler gün ışığına çıkmadan Aslı astarı olmayan bir haberle birinci manşetten zeytinburnu’nda da ikamet eden bir Kazakistanlı vatandaşın resimini işte saldırı düzenleyen! DAEŞ’in Türkistan Tugay’ından diye haber operasyonu başlatıldı.

Türkiyedeki ve diasporadaki Türkistan bizde meşhur bir deyim var” yerimin ağzı aşa değse başı daşa değermiş ” diye, onun misali bir işler oluyor bugünlerde, camiasının yürekleri ağızlarına geldi.
Doğu Türkistan camiası Türkiye’deki muhaceret hayatının başlangıcından günümüze kadar Türk halkının her kesimi tarafından her yönüyle hep takdir ve övgü dolu duyguları içerisinde sevgi, saygı ve itibar kazanmıştır.

Bizden önceki büyüklerimiz Çin işgali sonrası başı sıkışınca Türkiye’ye sığınmış ve bu toprakları kendi vatanları bellemiş , hem burada yaşarken iyi ve örnek vatandaş olmuş ve Türkistan savaşınızda bugüne dek muhafaza ederek bizlere emanet etmiş. Onlardan sonra bizler ve bizden sonra son zamanlarda Doğu Türkistan’da çin zulmünün artmasıyla bayağı bir göç (yaklaşık on bin)ederek yine anadolu’nun merhametine ve kardeşlik şefkatine sığınmıştır.Anadolu’nun merhametlı insanları kendi kardeşlerine kucaklarını açmış ve bağırlarına basmışlar, ne yazık ki parlayan , yükselen ve şahlanmaya başlamış bu Türkiye’nin yeniden Çanakkale ve kurtuluş mücadelesine tutuştuğu ve her taraftan haince saldırıların başlatıldığı ve komşularının çok büyük yangınlarla tutuşarak ateşin hiddeti sınırın bu tarafında hissedilebilir bir vaziyete denk gelmiş maalesef.

Hal böyle olunca uluslararası dengeler, stratejik İlişkiler ve durumunu fırsat bilen bazı ülkeler gibi Çin de Uygurları Türk devleti, kamuoyu ve medya nezdinde çirkin ördek, zararlı bir obje gibi gösterme fırsatını elde etmeye başladı. Çin son yıllarda bütün devlet imkanlarını seferber ederek Türkiyede Doğu Türkistan meselesi ile ilgili dezenformasyon, kötü algı oluşturma, meşru zeminden zorla illegal terörist piyasasına sürgün etme gayretlerinin ivme kazanmaya başladı.

Ortaköy terör saldırısında da daha yumurta tavuğun karnında iken hemen Uygur’a benzeyen ve saldırı ile de hiç ilgisi ve alakası olamayan bir Kazak vatandaşın resimini hemen DAEŞ’in Uygur kolu ve işte bu fail diye medya ve sosyal medyaya servis edildi.

Benim anlamadığım bir şey var bu haberi yayanların akıllarına nasıl bu Afgan vatandaşın polis pasaport kontrolünden geçerken kaydedilen resimi geldi ve birde onun Uygur olduğunu da acımasızca kasıtlı bir şekilde yaydılar.
Peki DAEŞ’te sadece Uygurlarmı var?! DAEŞ içinde Türk, Kürt , Arap, İngiliz , Çeçen Özbek, hinltli ne ararsan var, niye bu konuda çok hızlı bir şekilde medyanın aklına sadece Uygur geldi?!
Birde en önemlisi Doğu Türkistan üç beş leş kargalarından ibaret değil 40 milyonluk çok büyük bir asıl milletten ibarettir. Bir avuç çirkin elmaydı bahane ederek var olma mücadelesinde can çekişmekte olan bir çaresiz ve yalnız milleti karalamak ve lekelerin çöpe atmak bir müslümana veya vicdanlı bir insana layık olmayan bir zulümdür.
Bir Doğu Türkistanlı olarak ben ve bütün camiamız DAEŞ ve benzeri sapkın ve vahşi terörist yapılara çok net ve keskin bir duruş sergilemişmişsin, ve uygur gençliğinin bu azgın güruhun peçesine takılmamalı ve esir olmaması için bütün imkanlarımız ile mücadele vermişiz, lakin koca büyük devletlerin kendi vatandaşlarını bu azgın teröristlerin etkisinden ve saflarına katılmalarına manı olamadıkları gibi bizim gibi yetim, kendi kaderlerini kendileri belirleme hakları ellerinden alınmış mahkum ve çaresiz bir topluluk da maalesef bazı Uygurların bunların safların katılmalarına manı olamadık.
Hal böyleyken toplumun her kesininden , yetkililerimizden , medyadan ve herkesten bu tür meselelerde bizim gibi bir çaresiz başsız ve himayemiz bir topluluğun haklarını “yetimin hakkı” gibi titizliktik ve sorumluluk davranışında bulunmasını arz etsek fazla bişey talep etmiş olmayız inşaAllah…