logo

trugen jacn
01 Ocak 2017

DOĞU TÜRKİSTAN’DA (ASYA’DA) BEŞ TÜRK

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, ayakta ve güneş gözlüğü

Atilla ABACIOĞLU 
Yıl 1914,Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına sayılı günler kala,İstanbul’dan ayrılan beş arkadaş, Hindistan üzerinden Türkistan’a geçmek üzere zorlu bir o kadar da tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar.Enver Paşa tarafından görevlendirilen beş Teşkilat-ı Mahsusa görevlisi Türkçü dâvâ adamının işi,Türkistan’da Türk Birliği’ne zemin hazırlamak,orada dağınık hâlde bulunan Türkleri teşkilatlandırmak,Rusya ve Çin’e karşı bölge Türkleri’ni savunmaktır.Âdil Hikmet Bey,Kırımlı Hüseyin Bey,Emrullah Barkan,İbrahim Haklıer,Kuşçubaşı Selim Sâmi Bey’den oluşan ihtilâlciler,Hindistan’a vardıklarında savaş başlar.İngilizler’in peşine düştüğü beş arkadaş her seferinde onların ellerinden kurtulmayı başarıp Doğu Türkistan’a ulaşırlar.Bundan sonrasını Âdil Hikmet Bey şöyle anlatıyor:

“1914 yılı Eylül ayının 15. günü Pişavur’dan yola çıkarak 60 gün yol gittikten sonra 1914 yılının 15 Kasım günü Yenihisar’a ulaştık.Çin Türkistanı (Doğu Türkistan)nın köy ve mahallelerini geçerek gidiyorduk. Mahalle aralarından geçerken insanlar bize kavun, karpuz veriyorlardı. İnsanlar bizim Türk olduğumuzu öğrendikten sonra yemek ve meyvelerle misâfir ediyorlardı. İşte yıllarca hayâl ederek yaşaya geldiğim Türkistan’ı görüyordum. İşte bu mübârek kıtanın Türkleri idi. Ben onlarla tamamen bütünleşmiştim. Bundan sonra burası bizim faaliyet alanımız idi. Bütün işlerimizi bunlarla bu civârda yapacaktık. Buralar ecdâtlarımızın yurdu idi. Buradaki halkın çehresinde tebessüm görüyordum. Onların hiçbiri soğuk yüzlü değildi. Yenisar’ın evlerinin Anadolu’nun evleri ile hiçbir farkı yoktu. Buradaki insanlar sevinçli ve memnun görünüyorlardı.” :Âdil Hikmet Bey,altıbuçuk yıl süren Türkistan mâcerasını Türkiye’ye döndükten sonra yazdığı ”Asya’da Beş Türk” adlı kitabında ayrıntılarıyla anlatır.İttihatçı subay Âdil Hikmet’in Bey’in anlattığına göre,ikiye bölünmüş Çin’in muhalif liderleri kendilerinden yanlarında yer almalarını istiyordu.Onlardan yardım isteyen yalnız Çinliler de değildi: “Kore Hâriciye nâzırlığına namzet olan ihtilâl reisi Mister Kim ziyârete geldi. Kore ihtilâlini idâre etmemizi ricâ etti. Bunu reddettik. Korelilerin Türk olduklarını söyleyip, ırkdaşlarımıza yardıma koşmamızı istedi. Kore ihtilâlinin misyoner tahrikleriyle alevlendiğini ve ABD’nin menâfiğini istihdâf ettiğini ve bizim, ırkımız için cinâyet yapamayacağımızı izâh ettik.”
Birinci Dünya Savaşı sona ermiş İstanbul işgâl edilmişti.”Artık vatana dönme zamanı” diyerek yola çıkan ekip üyelerinden Âdil Hikmet Bey,evine,âilesine kavuşmasına da yer veriyor anılarında:“Henüz duvağıyla bıraktığım hayat ortağım ne hâlde? Kızım bana sarılacak mı? Ben bu heyecânı şimdi daha şiddetli hissediyorum. İçeriye adım attığım dakikada velvele koptu. Herkes biribirini kucaklıyordu. Şu köşede benim altı buçuk seneden beri hayâlimde yaşattığım kadın gözlerine mendil tutmuş, hıçkırıyor. Şu ufak yavru kim? Siyah gözlerini bana dikmiş, çekingen tavırlarla bakıyor. Eliyle çenesini okşayarak bir ayağını ileri geri oynatıyor. Kayınpederim torununu kucakladı, bana doğru gelerek: İşte baban kızım, dedi, artık öksüz değilsin.”

Adil Hikmet Bey Resimleri ile ilgili görsel sonucu

Etiketler: » » » » » » » »

Share
858 Kez Görüntülendi.