Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Ankara- Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr.Ekrem Barak Arıkoğlu, Çin işgalı altındaki Doğu Türkistan ve bu ülke’de yaşayan Uygur Türklerinin sorunlarını gündeme taşıyarak dile getirmek yer küresinde yaşayan her bir insanın ve her bir Türk’ün öncelikli meselesi ve görevi olmalıdır dedi.
Prof.Dr.Arıkoğlu bu sözleri Gazi Üniversitesi’nde düzenlenen “Doğu Türkistan’daki Kültürel Miraslarımız” adı altında verdiği konferansta dile getirdiği açıklandı. .
ABD.merkezli Özgür Asya radyosu Ankara Temsilcisi Erkin Tarım’ın haberine göre, bu Konferansta konuşan Prof.Arıkoğlu,kendisinin Türkiye Kırgizistan Manas Üniversitesi’nde çalışırken,” Kaşgar’dan Urumçi’ye Doğu Türkistan “ konulu bir bilimsel araştırma raporunu hazırlamak için Doğu Türkistan’da 3 haftalık bir seyahatta bulunduğunu belirterek şunları söyledi,” Arkadaşım ve Meslekdaşım İsmail Doğan ile birlikte yaptığımız bu 21 günlük bilimsel araştırma gezisi benim Manas Üniveresitesinde görvli bulunduğum 4 yıllık çalışmamın toplamından çok daha değerli olmuştur. Urumçi’den Kaşgar ve Yarkent şehirlerine kadar gitme şansımız oldu.Gezim boyunca gördüklerim ve duyduklarımı sürekli olarak not aldım.İleride bu notlarımı esas alarak bir kitap yazmayı düşünüyorum.Bu kitabımda elbetteki Doğu Türkistan konusuna özellikle yer vermeyi düşünüyorum.Bu ülke’de şahit olduklarımdan sonra bunu yazmayı kendime vaat ettim.Gezimizin 20 günü çok güzel anı ve duygularla geçti. Uygur Türküleri Kardeşlerimizce tarifi imkansız bir sevgi ve güvenle karşılandık.Bu duygularımı sözle ifade etmem mümkün değildir.Ancak,bu duygu yaşanarak ancak hissedilebilir.Fakat, gezimizin son günü olan 21.günde Çinlilerin çok kötü ve insanlık dışı davranışlarına maruz kaldık. Ben o gün kendi kendime vaad ettim.Bundan sonraki hayatımda Doğu Türkistan sorununa öncelikli bir mesele olarak yer vereceğime söz verdim.Elbette bugün Türkiye’nin sınırlarının hemen ötesindeki Suriye’de ve güneydoğu bölgelerimizde bir çok sorunlarımız mevcuttur.Ama,Türk dünyasına genel olarak bakacak olursak.günümüzde bizim birincil,en büyük ve öncelikli meselemiz Uygur Kardeşlerimizin güncel sorunları olmalıdır.” Dedi.
Prof.Arıkoğlu günümüz dünyasında yaşayan her bir insanın ve her bir Türk’ün birinci meselesinin Uygur Türklerinin sorunlarını gündeme taşıması ve dile getirmesi gerektiğini ifade ederek konfaransını şöyle sürdürdü , “ bu yer küresinde yaşayan her bir insanın ve özellikle Müslüman Türklerin birinci ve incelikli meselesi Uygur Türklerinin günümüzde yaşadığı dramatik ve insanlık dışı sorunları olmalıdır.Benim konferansımın tamamını dinledikten sonra benim bu tezimin doğru olduğuna sizler de inanacak ve bana hak vereceksiniz.Çünkü,dünyanın her tarafında yaşayan Türk Halklarının elbette sorunları vardır.Ancak,onların kısmen de olsa bazı özgürlükleri ve insanı hakları mevcuttur. Fakat sıkıntılı olan bu Türk Kadeşlerimizin içinde tek bir halk’ın hiçbir şekilde özgürlüğü ve insanı hak ve hukuku yoktur. Bu halk ise,bugün Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkü Kardeşlerimizdir.Benim sizlere konferansım esnasında Doğu Türkistan’daki köylere ait göstereceğiniz resimler Anadolu köylerinden hiçbir farkı bulunmamaktadır. Bizim ile ayni olduğunu göreceksiniz.Ama,bu köyler bizden 5-6 bin Km. uzakta bulunan Doğu Türkistan’da ayaşayan Uygur Kardeşlerimizin yaşadığı köylerdir.
Çin,Doğu Türkistan’ın Demografik Yapısını hızla değiştiriyor
Doğu Türkistan’in bir çok ülke ile sınırı bulunmaktadır.Bu ülke topraklarının büyük bir bölümünü Teklemakan çölü başta olmak üzere insan yaşamasına uygun olmayan çöller ve dağlık araziler oluşturmaktadır.İnsan yaşamı için Uygun topraklar toplam ülke yüçölçümüne göre çok azdır. Doğu Türkistan, Çin’in toplam yüz ölçümünün 1/6’sını teşkil ediyor.Bugün Çin’in enerji kaynakları başta bir çok doğal zengiliklerini bu ülke karşılamaktadır.Bu nedenle Çin.bu ülkenin demlografik yapısını değiştirmek için Komünist Çin işgalinden hemen sonra 1950 yılından itibaren bölge’ye etnik Çinli yerleştirme politikası uygulamaktadır.Resmi rakamlara göre günümüzde ülke nüfusunun yarısını bu zorla getirilip yerleştirilen Çinli göçmenler oluşturmaktadır. Çin işgalinden önce 1940’yı yıllarda ülkedeki toplam etnik Çinli nüfus oranı % 5-6 civarında iken,günümüzde çok artmış ve Uygur nüfusuna yaklaşmıştır.Aksu şehrinde bindiğimiz bir taksi şoförü Uygur Kardeşimiz bize gözyaşları içinde, ”Ben çocukken,bu kent’te hiç Çinli yoktu.Şimdi ise Uygurlar günden güne azalmaya başladı.”dedi. Doğu Türkistan’da etnik nüfus oranı gün geçtikçe Uygur Türklerinin aleyhine işlemektedir.
Doğu Türkistan’daki Kültürel Eserler Türk Milletinin Ortak Mirasıdır.
Prof.Dr.Arıkoğlu konferansında sıkça Doğu Türkistan gezisine ait resimler ile bu ülkede bulunan tarihi eserleri ekranda göstererek açıklamalar yaptı. Doğu Türkistan’ın Turfan Bezeklikte bulunan ve Budizm devrine ait Bezeklik Minöyleri = Binevleri,Kaşgar’da Karahınlılar devletinin 3. Ve İlk Müslüman Türk hükümdarı Abdulkerim Satuk Buğrahan’in, biz Türklerin İlk Türkçe Lugat kitabi Divanu Lugat-i Türk’ün Mellifi Karşgarlı Mahmut ve Kutadgubilik adlı felsefevi eserin yazarı Yusuf Hashacip’in türbeleri hakkında dinleyicilere ekrana yansıttığı resimler eşliğinde ayrıntılı bilgiler verdi ve bu eserleri ziyareti sırasında çektiği resimlerini de gösterdi.
Doğu Türkistan’da bulunan bu eserlerin Türk Milletinin ortak tarihi, ortak kültür ve medeniyetinin mirasları olduğunu de sözlerine ekledi.
Öğrenciler ; Uygur Kardeşlerimizi biliyorduk,Ancak,bu kadarını bilmiyorduk.
Gazi Üniversitesi öğretim Üyesi Prof.Dr.Ekrem Barak Arıkoğlu’nun verdiği konferans öğrenciler tarafından çok büyük bir ilgi ile karşılandı. Öğretim üyeleri ve öğrencilerden oluşan yaklaşık 500 kişi tarafından takip edilen konferansa katılan bazı öğrenciler konferans hakkında görüşlerini şöyle dile getirdiler ;
Feyzanur Erdal(Gazi Ün.Çağdaş Türk Dilleri ve Lehçeleri bölümü öğrencisi)
Sayın Arıkoğlu Hocamıza bu konferansı için çok teşekkür ediyorum. Ben Uygur Türklerinin varlığını biliyordum.Ancak,bu Kardeşlerimizin bu kadar baskı ve zulüm içinde olduklarını bilmiyordum.Onların hiçbir insanı hak ve hukuklarının olmadığını,sosyal medya kullanmalarının dahi yasak olduğunu bilmiyordum.Bu konferansta bu bilgileri duyduktan sonra Uygur kardeşlerimize teselli ve moral vermek için Doğu Türkistan’a gitmeyi ciddi olarak düşünmeye başladım.
Duygu Keleş(Öğrenci) : Doğu Türkistan’ı biliyordum. Esarette yaşayan bu Ülkedeki kardeşlerimizin bu kadar baskı ve sıkınıtıya rağmen,büyük bir cesaretle kendi kültürlerini ve Milli benliklerini korumaya çalışmalarını çak değerli ve önemli buluyorum. Kendi kimliklerini koruyabilmek için büyük fedakarlıklarla çocuklarını Türkiye’ye ve dış ülkelere göndermeleri takdire şayandır.Aramızda bu kadar uzak mesafeler olmasına rağmen,bizlere güvenmeleri ve bizleri sevmeleri beni çok duygulandırdı.Manevi birliktelik ve duygu ortaklığı çok önemli.Ben okulumu en iyi derecede tamamlayıp hayata atıldığımda bu kardeşlerimizin durumunu anlatmaya gayret göstereceğim,Doğu Türkistanlı Kardeşlerimizi için bir şeyler yapmaya çalışacağım.”
BENZER HABERLER