Son Dakika
Ülkemizin en köklü ve prestijli sivil toplam Kuruluşlarından Türk Ocakları Genel Merkezi’nde 10 Aralır Dünya İnsan Hakları günü dolayisiyle “Doğu Türkistan ve Uygur Meselesi ve Son gelişmeler “konulu bir konferas düzenlendi. Türk Ocakları Genel merkezi’nın ” Ocakbaşı Sohbetleri” adı altında her hafta mutad olarak düzenlediği bu konferans, Ankara Ün.öğretim üyesi Doç.Dr.Erkin Emet ile Hacettepe Ün.Tarih bölümü öğretim Üyesi Doç.Dr.Erkin Ekrem tarafından verildi. Ülkemizin önde gelen fikir ve bilim adamları ile Araştırmacılar,öğrenciler ve Türk Ocaklılar tarafından ilgi ile takip edilen Konferans yaklaşık 2 saat sürdü.Konferans’ta Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri sorunu ile son gelişmeler hakkında ayrınıtılı bilgiler verildi
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Türk Ocakları Genel Merkezi’nin her hafta düzenlediği Ocakbaşı Sohbetlerinde bu hafta, “Doğu Türkistan’da Son Gelişmeler” konusuyla Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Ekrem ve Ankara Üniversitesi DTCF Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Emet konuşmacıydılar.
Doç. Dr. Erkin Ekrem konuşmasına, bölgede Doğu Türkistan ve Uygur davası olmak üzere iki ayrı mesele olduğunu söyleyerek başladı. Uygur davasını insan hakları temelinde ele alan Ekrem, Doğu Türkistan davasının 1884’de bölgenin Çin hâkimiyetine girmesiyle başlayan 135 yıllık bir dava olduğunu ifade etti. Ekrem, Uygurlar ve Çin için Doğu Türkistan ve Uygur davalarının iç içe olduğunu belirtirken, Amerika ve Avrupa’nın daha çok insan hakları ihlali çerçevesinde Uygur meselesini dikkate aldığını, Doğu Türkistan meselesini kabul etmediğini vurguladı. Doğu Türkistan meselesinde coğrafyanın ve stratejik konumun önemine değinen Ekrem, Doğu Türkistan’ı Çin’in Batı’ya çıkış kapısı olarak tanımladı.
“ÇİNLİLER KENDİLERİNİ DİĞER MİLLETLERİ ” ISLAH EDİCİ” OLARAK GÖRÜYOR”
Ekrem, siyasal kültür yönünden yapılan ayrımcılık meselesinden bahsederken bu meselenin millet kavramıyla birlikte ırk ayrımcılığına dönüştüğünü anlattı. Çin’in siyasi kültüründe de diğer milletlere karşı bir ayrımcılığın var olduğunu söyleyen Ekrem, Çinlilerin kendilerini, diğer milletleri ıslah edici olarak gördüklerini aktardı. Ekrem, Çin’in ekonomi ve ticaret yönünden dünyada en gelişmiş ülkeler arasında yer almasına karşın Doğu Türkistan’ın ekonomisinin kötü durumda olduğunu dile getirdi. Doğu Türkistan’ın toplumsal gelişmede de geride kaldığına dikkat çeken Ekrem, ciddi boyutta sürdürülen dini baskıdan bahsetti. Ekrem, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türkçesinden uzaklaşılması için çift dil politikasını uyguladığını anlattı. Uygur kızlarının, Doğu Türkistan’da şartlar müsait olmadığından, çalıştırılmak için Çin’in içlerine kadar götürüldüğünden bahseden Ekrem, Uygur kızlarına karşı fuhuş baskısı ve şiddetin uygulandığını söyledi. Ekrem, bu zulümlere başkaldıranların cezasının ölüm olduğunu ifade ederken, aydınların yaşadığı zor durumlardan ve zulümlerden bahsetti. Ekrem: “Netice olarak Uygurlar, siyasi merkezden uzaklaştırılmıştır, kültürel zenginliği yozlaştırılmıştır, dini inançları zayıflatılmıştır, aşağılanmış, ayrımcılığa uğramış ve Doğu Türkistan’da azınlık konumuna düşmüştür” sözleriyle konuşmasına son verdi.
“DOĞU TÜRKİSTAN’DA ÖZGÜRLÜK YOK”
Doç. Dr. Erkin Emet ise dünyanın Doğu Türkistan’a bakışı üzerinde durdu. Çin’in Almanya, Amerika, Japonya, Türkiye ile ilişkilerinde bu konunun konuşulduğuna değinen Emet, Uygur meselesinin insan hakları kapsamında değerlendirildiğini söyledi. Emet, Doğu Türkistan’da “ Erkin” isminin çok sık kullanıldığını ifade ederken bunun sebebini erkin kelimesinin anlamının “özgürlük” olmasına dayandırdı ve Türklerin yaşadığı coğrafyalarda özgürlüğün hiç olmadığı tek coğrafyanın Doğu Türkistan olduğuna dikkat çekti. Emet, Doğu Türkistan Cumhuriyeti hükümet kabinesinden de bahsetti. Doğu Türkistan davasının İsa Yusuf Alptekin ile dünyaya ve Türkiye’ye duyurulduğunu söyleyen Emet, Doğu Türkistan’daki Türkiye sevgisini anlattı. Emet, Doğu Türkistan’da uygulanan kürtaj politikasının Uygurlarda ağır bir travma yarattığını vurguladı. Çocuk sahibi olmanın ciddi bir suç kabul edildiğini ifade eden Emet, bunun bir soykırım politikası olduğunun altını çizdi. Emet, Gulca katliamı ve benzeri zulümlerden de bahsetti. Bu tür olaylarla Doğu Türkistan meselesinin dünya gündemine girdiğini aktaran Emet, bu zulümlerden sonra Türkiye’nin Çin’e olan baskılarına değindi.
“DOĞU TÜRKİSTAN MESELESİ ARTIK ULUSLARARASI BİR MESELEYE DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Emet, Rabia Kadir için sosyal medyada yazılanların doğru olmadığını açıkladı. Rabia Kadir için “ Vatan ve Millet Sevdalısı Ve Yüreği Yanık Bir Ana ” ifadelerini kullanan Emet, Rabia Kadir’in yaptıklarından ve projelerinden bahsetti. Emet, Rabia Kadir’in Amerika’dan gelen senatörlere Çin’de öldürülen Uygurların listesini vermesinden dolayı 11 yıl hapis cezasına çarptırıldığını belirtti. Rabia Kadir’i anlatan “Ejderhayla Savaşan Kadın” isimli kitaptan bahseden Emet, Rabia Kadir’in Amerika’da Başkan George Bush ile yaptığı görüşmelere de değindi. Emet, Dünya Uygur Kurultaylarını, Uygur Araştırmaları Sempozyumlarını anlatırken “Çin’in Doğu Türkistan’a yaptığı baskının arttıkça Uygur gençlerinin kendi benliklerine ve kültürlerine daha çok döndüğü ortaya konulmuştur” dedi. Emet, Doğu Türkistan meselesinin Çin’in iç meselesi olmaktan çıkıp uluslararası bir meseleye dönüştüğünü ve gelecek yıllarda dünyanın önemli meseleleri arasında yer alacağı ve çözüm yollarının aranacağını dile getirerek konuşmasını bitirdi. Program soru cevap kısmının ardından sona erdi.
Kaynak : http://turkocaklari.org.tr/faaliyetdetay/328/ocakbasi-sohbetlerinde-dogu-turkistan-ve-uygur-meselesi-konusuldu.html( Haber:Hilal Süyümbike Maraş)
Etiketler: Çin » Din » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Kültür Sanat » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER