Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Washington merkezli Uygur İnsan Hakları Programı Uzmanı Hanri Shajieski 10 Aralık insan hakları günü öncesinde yaptığı açıklama’da “Çin’in işgalı altındaki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerinin insan hakları konusundaki durumu çok ciddidir.Uluslar arası toplum Uygurların çiğnenen insan haklarının iadesi için derhal ve ivedilikle ayağa kalkmalı ve bir şeyler yapmalıdır.” Dedi.
BM.Örgütü tarafından ilan edilen ve her yıl çeşitli etkinlikler ile hatırlanan ve kutlanan bu yılın ana teması “ HAKLARI VE HUKUKU ÇİĞNENENLERİN SESİ OLMAK” olarak belirlenmış olup,BM.İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyid Ra’ed Elhüseyin yaptığı açıklamada “ Yer küresinde yaşayan her fert,kişisel olarak insan hak ve hukukunu korumak için elinden gelen her çabayı göstermelidir.Bu konuda gösterilecek en küçük bir çaba ve girişim büyük ve kalıcı sonuçların alınmasında büyük rol oynayabilecektir.”dedi.
10 Aralık insan hakları günü kutlamaları çerçevisende konuşan Uygur İnsan Hakları Programı uzmanı Shajiesky Uluslar toplumun ve insan hakları ve hukuk kuruluşlarını “Çin işgalinideki Doğu Türkistan’da Uygurların insan haklarının ihlalleri için harekete geçmeye ve hak ve hukuk mağduru Uygurların sesi ” olmaya çağırdı.
Özgür Asya radyosuna konuşan Sajiesky şunları ifade etti , “ BM.İnsan Hakları Komitesi bu yılın temasını bütün fertlerin kişisel olarak İnsan haklarının korunması ve savunulması konusunda ayağa kalkma olarak tesbit etmiş bulunuyor.Bu tema Uygurların mevdut durumuna çok uymaktadır.Herkesçe kabul edildiği uzmanların ortak tesbit ve görüşü olan Çin Lideri Xi’nın ikitidarında Uygurların insan hakları sorunu çok tehlikeli bir döneme girmiş bulunyor.Bu durum tüm Çin genelinde de geçerli elbette.Ancak, Uygurların ana vatanı Doğu Türkistan’da güvenlik tedbirleri merkezi Çin ile kıyaslanmayacak kadar sıkı ve aşırı derecede uygulanıyor. Çin’in son baskı ve insan haklarına yönelik uygulamaları şunlardır ;
1. Uygurlara zaten zor verilen pasaport verme işlemi durdurulduğu gibi, şimdi verilen pasaportlar zorla toplanıyor.
2. Uygurlara Pasaport verilmeyerek ve verilen pasaportlara el konularak seyahat özgürlükleri kısıtlanmaktadır.
3. Çin baskı ve zumünden kurtulmak için dış ülkelere sığınan Uygur Mülteciler sığındıkları ülkelerde de takip edilmekte ve onların ilgili ülkelerden iadesi için girimişlerde bulunmaktadır.
4. 3 yıl önce Tayland’a sığınan ancak.sınır ihlalı yaptıkları için tutuklanarak cezaevine konulan 70 Uygur Türkü mülteci Çin’in baskısı ile serbest bırakılarak 3.bir ülkeye gitdebilmeleri engellenmektedir.
5. Bunların dışında yine Tayland’da kaybolduğu bildirilen 100 Uygur’un akibetleri hakkında bir bilgi yoktur.Bunların gizlice Çin’e verilmiş olduğu yolunda şüpheler vardır.
6. İslam dinine yönelik baskı politikaları.Önceleri bu baskılar sadece din adamlarına idi.Şimdi ise, yaygınlaştırarak Uygur çocuklarına ve onların ana ve babalarına ve toplumun tüm katmanlarına kadar genişletmiş bulunuyor.
7. Uygurlara Çin anayasası ve Sözde Özerk bölge yasalarında verilen verilen haklarının uygulamada da verilmesini barışçıl ve yasal yollarla ve ifade özgürlüğü çerçevesinden talep eden Uygurların vicdanı Uygur bilim insanı Dr.İlham Tohtı 2014’de haksız ve hukuksuz olarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır.Çin yönetiminden kendisinin bir an önce serbest bırakılması için girişimlerde bulunulmalıdır.
8. Uygur bölgesinden bize ulaşan ve bir köy’de yaşayan bir Uygur Çiftçinin ifadesine göre Doğu Türkistan’da kırsal kesimlerde yaşayanların 4 kişinin bir araya gemeleri,bir birleri ile konuşmaları ve toplanmaları yasaktır.
9. Çin yönetiminin icraatlarından şikayet edenler bir gece ansızın kaybolmaktadır.Bunların Çin gizli Palisi tarafından tutuklyandıkları ve gizlice yok edilmiş olduklarından çşüphelenilmektedir.
10. Bütün bu baskı,hak ve hukuk ihlalleri ve Uygurların ansızın kaybolmaları keyfiyeti Uygurların ne kadar zor ve sıkıntılı bir durumda olduklarına bir kanıttır.Bu nedenlerle fertler ve uluslar arası toplum UYGURLARIN SESİ OLMALI VE UYGURLAR İÇİN DERHAL AYAĞA KALKMALIDIRLAR. göstermeketedirki .
Bütün bunlar Çin yönetiminin Uygurlara karşı baskı ve insan hakları ihlallerini bir basamak daha yükseltmiş olduğunun göstergesidir.Bu nedenle Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki hak ve hukuk ihlallerine dikkat edilmesi ve bunun için ferdi olarak bütün insanlığı ayağa kalkma zamanı gelmiştir.” Şeklinde konuştu.
Uygur İnsan Hakları Program Yöneticileri 10 aralık Dünya insan hakları günü dolayisiyle yayınladığı mesajda insan haklarına duyarlı kişi ve kurumlar ile uluslar arası toplumun Uygurların sesi olmaya çağırdı ve bu konuda yapılabilecek girişimleri şöyle sıraladı ;
1. Bulunduğunuz ülkelerdeki Çin Temsilciliklerine veya Çin yönetimine birer mektup yazarak Çin’in Uygur Türklerine karşı insan hakları ihlallerine son vermelerini isteyin ve talep ediniz.
2. Bulunduğunuz ülkelerin Parlamentonlarına, ve Milletvekillerine bu durumu hatırlatan mektuplar yazın veya elektronik ortamda mesajlar yazarak uyarılarda bulunun.
3. Çin’in Uygurlara karşı karşı hak ve hukuk ihlallerini ve buna ait haberleri medya ve sosyal paylaşım platformlarında paylaşın ve dağıtın.
4. Demokrası ve insan hak ve hukuk değerlerine saygı gösteren uluslar arası kuruluşlar ile ülke yöneticilerinin Çin yönetimine açık ve net şekilde tavır koyarak tepki göstermelerini bekliyoruz.
5. Dünya Uygur Kurultayı başkanı Rabia Kadir’ın 2006’de Çin zindanlarınıdan kurtarılıması, ABD.yönetiminin ve uluslar arası insan hakları kuruluşlarının ve uluslar arası toplumun Çin’e karşı gösterdikleri açık ve net tavır ve tepkileri sonuçunda mümkün olabildiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
6. Biz ilgili ülke yönetimlerinden Uygurların insan haklarının ihlal ve gasbi yönündeki görüşmelerin kapalı kapılar ardında değil, açık şekilde dile getirilmesinin hallededici olabileceğini düşünüyoruz.Bu şekilde açık ve net tutum ve tepki sergilemekte emeklerimizin sonucunu görebileceğimizi ifade etmek istiyoruz
BENZER HABERLER