Son Dakika
Abdulkadir Yapçan Doğu Türkistan’da Çin zulmüne karşı yıllarca mücadele veren bir isim. Barın ayaklanmasına iştirak ettiği için Çin hapishanelerinde 3 yıl hapis yattı. Sonra ülkesini terk etmek zorunda kaldı, Türkiye’ye sığındı.Türkiye’ye gelmek durumunu değiştirmedi Yapçan’ın. İşgalci Çin yönetimi tarafından 1996-1997 yıllarında Doğu Türkistan’da “terör faaliyetleri”ne katıldığı iddiası ile hakkında Kırmızı Bülten çıkartılarak iadesi istendi.
Peki biz ne yaptık?
Bizim “millî hükümet”, bu şikayetleri dikkate alarak Yapçan’ı 2003 yılı Haziran ayında gözaltına aldı. Sonra…2008’de yapılan Pekin Olimpiyat Oyunları öncesi tekrar gözaltına alındı ve bir süre Yozgat’ta “mecburi ikamet”e tabi tutuldu.Peki Yapçan durdu mu?Tabii ki durmadı. “Suç” işlemeye devam ederek Çin zulmünü anlatan televizyon programları yaptı.Bu arada ilginç bir gelişme yaşandı. “Şanghay Beşlisi” romantizmine kapıldığımız günlerde birden bire Çin’in aklına Yapçan’ın “Kırmızı Bülten”ini yenilemek geldi.
Tesadüfe bakın ki, son Çin seyahatinde Doğu Türkistan için Çin’in kulağını çeken (!) hükümetimiz ziyarete gitmeden iki gün önce, 31 Ağustos’ta Yapçan gözaltına alındı.Ondan bir gün sonra da program yaptığı televizyon kapatıldı. Yapçan 29 Eylül’de serbest bırakıldı, ardından 30 Eylül’de tekrar tutuklanarak Maltepe Cezaevi’ne konuldu. 40 gün cezaevinde kalan Yapçan çıktığı gün Göç İdaresi tarafından Kırklareli Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. Eğer bir müdahale olmazsa Çin’e iade edilecek.
Şunu da not edelim: “Kalifikasyonu çok yüksek” Suriyelileri vatandaş yapmak için çalışmalar yürüten hükümetimiz Yapçan’ın vatandaşlık başvurusuna da yıllardır cevap vermeye fırsat bulamadı.Yapçan’ın şu anda neyle suçlandığı belli değil. Beraat ettiği davada Çin’e veya 3. bir ülkeye gönderilmemesine dair karar verilmiş. AİHM’nin de Yapçan’ın sınır dışı edilmemesine dair 30 Kasım’da aldığı bir karar var.Peki o zaman Yapçan ne ile suçlanıyor ve neden sınır dışı edilmek isteniyor?
“Millî” hükümetimizin şu sıralar Çin ile ilişkiler hususundaki hassasiyeti ve tabii ki “Türk sorunu” hakkındaki tarihi yaklaşımı malûm da “tutarlılık” adına sorum şu: Yapçan benzeri pek çok muhalif lider Türkiye’de ikamet ediyor. Esad veya El Abadi istese onları da sınır dışı edecek miyiz?
Devlet dediğin iş ve işlemlerinde bir “standarda” sahip olmalı, Abdulkadir Yapçan’a neyse diğerlerine de o olmalı, değil mi?
Şu aralar AKP ile birlikte fiilî durumları hukukileştirme mücadelesi veren MHP’li yetkililer meşgul olduğu için olsa gerek Yapçan’ın durumunu Meclis gündemine taşımak CHP’li Gürsel Tekin’e düştü.Durum bu.Türk Dünyası’ndan sorumlu bir birimin olduğu MHP’nin bu konudaki girişimlerine bu sütunda yer vermek için sabırla bekliyoruz.***
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/abdulkadir-yapcanin-sucu-ne-40760yy.htm- İsmail Şahin
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER