Son Dakika
YÜCEL TANAY
Uygurlar, tarihte adı bilinen, kendilerine has bir alfabeleri ile şöhret kazanan, kültür gelişmeleri başından beri yazılı belgelerden kesintisiz takip edilen, eski çağlardan beri hukuki vesikalar kullanan, düzenli bir devlet arşivine sahip olan, ileri derece gelişmiş en eski ve medeni Türk topluluğudur.
Uygur Tababeti, emektar Uygur halkının uzun tarihi devirlerden beri doğal afet ve hastalıklarla yaptığı amansız mücadelelerin gelişme sürecinde oluşmuş ve çağımızda düzenli bir tedavi yöntemi haline gelmiş bir bilim dalıdır. (1)
Uygurlar, birçok alanda olduğu gibi tıp alanında da büyük etkiler yaratmış bir topluluktur. Uygur medeniyetinin çağdaş medeniyetler arasında her yönüyle bir benzeri bulunmamaktadır. Türk irfanını, ilmini, tıbbını Asya’da Uygurlar korumuştur. (2)
Kadimi Uygur Tababeti hususundaki araştırmalar, ilk defa Prof. Dr. G.R. Rahmeti Arat’ın 1930 ve 1932 senelerinde Berlin’de yayınladığı Zurkunde der Uiguren ve F.K.W. Müller’in Ein Beitrag zur ärzlichen Graphik aus Zentralasien (Turfan). (Arch. f. Gesch. d. Med. Bd. 15.) adlı eserleriyle tanıtılmıştır. (3)
Prof. Dr. G.R. Rahmeti Arat, 1930 yılında düzenlenen APAW I ‘nın (Prosya Fenler Akademisi İlmi Makaleler Mecmuası)felsefe ve tarih kısmında sunulan raporunun 451- 473 sayfalarında ve 1932 yılında düzenlenen APAW II ‘nın 401- 448 sayfalarında, eski Uygur yazısıyla yazılmış İdikut Uygur Devleti devrine ait 198 satırlı “İdikut Reçeteleri” ni dünya kamuoyuna tanıtmıştır. (4)
İngiliz Araştırmacı James Churhward ‘a göre, Büyük Uygur İmparatorluğu döneminde (M.Ö.20.000 yıllarında, yani Mısır tarihinin başlangıçından çok daha evvel kuruldukları tahmin ediliyor.) döneminde Uygurlar, müneccimlik, madencilik, dukumacılık, mimarlık, matematik, tarım, eğitim, tababet gibi ilimlerden iyice haberdar olarak yüksek medeniyet seviyesine ulaşmışlardır. (5)
Uygurlar çok eski çağlardan beri doğayı tanımış, alemi oluşturan su, hava, ateş ve toprak unsurları hakkında bilgi sahibi olmuş ve bunları sayısal olarak ifade eden o şeklindeki Uygurca 4 rakamını keşfetmiştir. (6)Prof. Dr. Abduşükür Muhammet İmin ‘in, Ğarbi Yurt Taşkemir Seneti adlı eserinde verdiği bilgilere göre, tarihi İpek Yolunun Karaşehir Hoten istikametindeki Kroran harabelerinden, Nevada koleksiyonunda da yeralan, eski Mu uygarlığına göre insanın ve tüm evrenin fiziksel dengesini temsil eden dört ilkel gücün bir nevi sembolü bulunmuştur. (7)
Ebu Nesir Farabi İhsaü´l Ulum (İlimlerin Sayımı) adlı eserinde alemi oluşturan dört kutsal varlık hususunda diyor ki :”Onları türlendirerek beyan ettiğimizde bir dörtlü olarak ortaya çıkarlar. Onlar ateş, hava, su ve topraktan ibarettir. Nitelikleri de dört çeşittir. Daha doğrusu Sıcak, Soğuk, Nemli ve Kuruluk ‘tan ibarettir. ” (8)
Uygur Tababetinin Dört Etken, Dört Durum, Dört Mizac ve Dört Sıvı (Kan, Balgam, Safra ve Sevda) nazariyeleri, işte bu Dört Tadu (Madde) ‘dan ibaret olan ilkel maddecilik düşüncesi temelinde oluşturularak hastalıkların teşhisi ve tedavisi için dayanak sağlanmıştır.
İbn Sina ‘nın El Kanun Fit Tıb adlı eserinde “Doğa faktörleri dörttür. Doğa bilginleri bunun dörtten fazla olmadığına inanmalıdır. Bunların ikisi hafif, ikisi ağırdır, hafif olan ateş ile havadır, ağır olanı ise su ile topraktır” diye bahsetmiştir. Tıbbi Destan adlı eserinde bu hususu şiirle dile getirmiştir. (9)
Uygur Tababeti’nin bu nazariyeleri büyük bilgin Yusuf Has Hacip ‘in Kaşgar lehçesinde yazdığı felsefevi destanı” Kudatgu Bilig “in 60, 143, 144, 145, 1053, 3579, 3725, 3726, 4620, 4621, 4622, 4624, 4627, 4628, 4629, 4631, 4632, 5866, 5867, 5868, 6006, 6007, 6008, 6009, 6010, 6011, 6012, 6013 ve 6014 beyitlerinde de teyit edilmiştir.
Destan ‘ın 1053, 1054, 1055 beyitlerinde vücuttaki Dört Tadu bozukluğunun sağlığı nasıl etkilediği şöyle izah edilmiştir. (10) Yaraşik tadular karıştı için, küçendi biri tutti bastı üçin
Tadu tegşürüldü aşı boldi yig, ağır boldi könli katığ tutti ig
Tadu artadı kör küçi eksüdi, kağıl teg köni bod egildi kodü XII. XIII. yüzyılda Hidistan ‘da kaleme alınan Ülkeler Tezkeresi adlı eserde: “En eski hekimlik, bundan 3.000 yıl önce Tarım Ovası’nda yaşamış olan Gazi Bey adlı bir kişinin Bediyan (Fructus Feniculi), Serik Hilile (Fructus Chebulae), Binepşe (Viola Odorata) , Sana (Folia Sennae), Yada taşı (atın mide ve bağırsaklarında toplanmış taş), tuz ve et gibi malezemeleri kullanarak ağrı kesmesiyle, hastayı azaptan kurtarmasıyla bilinmiştir” diye bahsedilmiştir. (11)
Uygur Tababetinin getirdiği mucizeler Çin kaynaklarında da övgüyle bahsedilmiştir.
Qing (M.Ö. 221 – 206) ve Han (M.Ö 206 – M.220) hanedanlıkları devrinde kaleme alınmış Huang Di Nei Jing Su Wen’da diyor ki : Batı Diyarlarının; Uygurların yaşadıkları bölgelerin insanları çok eski çağlarda bile hastalıklara karşı bağışıklık kazandırma konusunda bilgi sahibi olmuştur. (12)
Sui (518-618) Hanedanı devrinde orta düzlüklerdeki hekimler Batı Diyarlı Uygur hekimlerinin deneylerinden yararlanarak onları Batı Diyarlı Hekimlerin Reçetelerinden (23 Cilt) ve Ünlü Batı Diyarlı Hekimlerin Reçeteleri ( 4 Cilt ) adlı eserlerinde tanıtmıştır. (13)
M.S. 659 yılında Tang Hanedanı tarafından ilan edilen Yeniden Düzenlenen İlaç Kamusu’nda, bulunan 850 çeşit ilacın 144 ‘ünün Batı Diyarlarından çıktığı anlatılmıştır. (14)
M.S. 730 yılında Nanto isimli bir Uygur hekimi sefaretle Toharistan ‘dan (Kosen Hanlığı) Çin ‘e gitmiş ve beraberinde Çinli bilgin ve hekimlerin hiç bilmedikleri birçok ilaç ve tıbbi malzemeler götürmüştür. Bu hekim tababetteki üstünlükleriyle yüksek bir mevki kazanmıştır. Çin devlet arşivlerinde, 759 ‘da Toharistan Yabgusu tarafından imparatora gönderilen hediyeler arasında iki yüz çeşit hazır ilaç ve bir çok cins makyaj malzemelerinin olduğu kaydedilmiştir. (15)
M.S. 753 yılında dini yaymak amacıyla denizi aşarak Japonya ‘ya giden Yang Zhou ‘lu ünlü rahip Jian Qin, sefer sırasında kör olmuş ve tüm çabalara rağmen iyileşememiş sonunda Batı Diyarından gelen bir Uygur hekim tarafindan ameliyat edilerek iyileştirilmiştir. (16)
Tang (618-907) ve Song (960-1279) Hanedanlarının kayıtlarında, Samyeli hastalığının tedavisinde Uygur tababetinin çok etkili olduğundan bahsedilmiştir. (17)
Taiping Hikayetleri adlı eserde verilen bilgilere göre, Uygurların Song Hanedanının başkenti Kaifeng’e gerçekleştirdiği ilaç malzemeleri ihracatı zirveye ulaşmış, yalnız 27 Aralık 1077 tarihinde Hoten sefiri Uas ile Nasağun’un kraliyet sarayına getirdiği Mestiki Şirin’in miktarı 31.000 Jing (15.500 kilo) olarak belirtilmiştir. (18)
“Tangname Batı Diyar Tezkeresi”, “Tang Devrindeki Ünlü Hekimler Listesi” ve “Hukuk Lügatı” gibi tarihi eserlerde, Uygur hekimlerinin hastanın kafatasını açarak kurdu çıkardığından ve göz ameliyatlarıyla görme bozukluklarını düzelttiğinden bahsedilmiştir. (19) Sui ve Tang Hanedanları devrinde büyük etkinlikleri olan ünlü Uygur hekimleri ve tıp bilginleri :
Çimenkuli : Tang Hanedanları devrinde yaşamış ünlü hekim. (Devlet Yönetiminde Yararlı Örnekler) adlı eserde bahsedildiğine göre, padişah Tang Gauzong, M.S. 633 yılında tehlikeli bir hastalığa yakalanmış, saray hekimleri bile çare bulamazken Uygur hekim Çimenkuli onu zamanında tedavi edip iyileştirmiştir. (20)
Gancukağın : VII. Yüzyılın sonlarından VII. Yüzyılın ortalarına kadar yaşamış Udun ‘lu (şimdiki Hoten) ünlü hekim ve tıbbi çevirmen. (Gülle Teşhis) adlı eserin yazarı (21)Lishun Dizun : (855-930 ) Si Chuan Xinzhu ilinde doğmuş ünlü Uygur tababet bilgini, hekim ve eczacı. Devrinin Xinzhu valisi onun tedavilerinden memnun kalmış, valinin beğenisini kazanmış ve ona ? (Li) soyadı hediye edilmiştir. Onun “Yabancı Ülkelerin Bitkisel İlaçları” adlı 6 ciltli dev eseri bulunmaktadır. Bu eserde bahsedilen ilaçların önemli bir kısmı (Denenmış Bitki İlacları ve Bitki İlacları Kamusu ) adlı kitaplarda tanıtılmıştır. Çinli araştırmacı Fan Xingjun bu eserlerden yararlanarak tekrar “Yabancı Ülkelerin Bitkisel İlaçları” adıyla bir kitap yazmış ve 124 çeşit bitki ilacı dahil etmiştir. (22)
Canbaşlak (Şirahan) : M.S.VIII. yüzyılda Batı Diyarlarından Tibet’e teklifle getirilen Çerçan ‘lı Uygur hekimdir. O Lasa’da yaşadığı süre içinde Tibetli hekimlere Uygur Tababetini öğretmiş aynı zamanda “Canlı Beden Ölçüleri” ve “Ceset Çizgilerinden Örnekler” adlı iki ünlü tıbbi eseri yazmıştır. Bu eserler Tibetlilerin 4 ciltli tıbbi lügatına dahil edilmiştir. (23)
Saoşiyavkuy : Türkistan Öretöpe Hanlığında (Samarkand etrafı) Dokuz Cavup Uygurlarındandır. Tang Hanedanının Kay Yuan yılları (713-741 ) Chang An’daki padişah sarayına teklif edilmiş ünlü müzisyen, besteci, akustika bilgini ve müzikli tedavi hekimidir. (24)
Turfan koleksiyonu Uygur tababetini araştırma açısından çok önemlidir. Halk tababetinin daha gelişmiş bir numunesi olan Uygur tababetinin birçok noktalardan kıymetine payan yoktur. Medeni sahada Moğol İmparatorluğuna hocalık yapan Uygurlar kuvvetli bir tababete sahiplerdi ve bunu etrafa yaymışlardır. (25)
Tarihi kayıtlara gore, Moğolların Çin´in orta düzlüklerine gotürdüğü Uygur hekim ve eczacıların sayısı ikiyüzü geçmiştir. Onların çoğu hekim sıfatıyla Moğol ordusunun herhangi birliklerinde çalışmış hatta bazıları hükümdar kuruluşlarında görev alarak hizmet etmiştir.
Moğol hakimiyeti devrinde büyük etkinlikleri olan ünlü Uygur hekimleri ve tıp bilginleri :
Nizer : Moğol kraliyet hastanesinin baş hekimi, harciye uzmanı
Yuçuriş Kaya : Ordu hekimi
Bulmiş oğlu Aşu : Kalp ve sinir hastalıklar uzmanı
Çakay : Kraliyet hastanesinin baş hekimi
Maynu : 1308-1311 yılları kraliyet hastanesi ve eczanesinin sorumlusu. 36 ciltli Uygur Reçteleri adlı eserin yazarı. 1312 ‘de Kraliyet Teftiş Kurulu Başkanı
Tarım : Kral Yuan Qing Zong ( Timur 1294-1307 ) ve Yuen Shun Di (Olcaytu Han 1333 -1368 ) ‘nin ozel doktoru, kraliyet hastanesi ve eczanesinin sorumlusu
Sadırm : Büyük tıbbi bilgin. 15 ciltli “Bambu Ağaçlı Sarayda Denenmiş Reçeteler” adlı eserin yazar.
Koskoy : Beslenme uzmanı Kral Yuan Qing Zong (Timur 1294-1307 ) ve Yuen Shun Di (Olcaytu Han 1333-1368) devrinde kraliyet misafirhanesi sofra sorumlusu. Üç ciltli Yemek Hazırlama Desturu adlı eserin yazarı (26)
Yuen Hanedanı (1206-1368 ) devrinde yaşamış yazar Tao Zongyi ‘nin “Jiu Bing Geng Lu ” adlı eserinde, bir Uygur hekiminin komşusunun şiddetli başağrısını teşhis ederek ameliyatla kafatasını açıp kurdu çıkardığından bahsetmiştir. (27)
FARABİ
Uygur tababetinin son bin yıllık tarihine baktığımızda. Eski Yunan filozofu Aristo’nun (M.Ö. 384-322) felsefesini islam düşüncesiyle uzlaştırmaya çalışan, Aristo ‘nun ardından İkinci Öğretmen olarak bilinen büyük Uygur bilgini, Farabi ‘nın ( 870-950 ) orta çağ tababetine olan katkısını dile getirmeden geçmek mümkün değildir.
Asıl adı Ebu Nesir Muhammed bin Uzluk bin Tarhan olarak bilinen Farabi, 870 ‘de Türkistanın Farab-Utrar-Cevher kentinin Vasi quot kalesinde Mani dinine inanan bir Dokuz Oğuz Dokuz Uygur komutan ailesinden dünyaya gelmiştir. 893 ‘deki Talas – Farabı Balasağun savaşında Samanilar Hanlığı’na esir düşen 15 bin kişiyle birlikte ailece İslam dinini kabul etmek zorunda kalmıştır. (28)
Farabi din, metafizik, evrenbilim, mantık, doğa bilimleri, ahlak, astronomi, kimya, müzik ve tıp alanlarında “İhsaü´l Ulum” (İlimlerin Sayımı), “El Medinetül Fazıla” ( Erdemli Kent ), “Tehsilü´s Saade ” (Mutluluğu Kazanma), “Kitap Cemiyul Menteke ” (Büyük Mantık Kitabı), “Kitabul Musikul Kebir”, “Delilik Hakkında”, “Uzuvların Hizmeti Hakkında “, “İşitme ve Görme Hakkında”, “Ruh ve Can Hakkında”, “Fikir ve Akılın Evrimi”, “Hekimlerin Nitelikler”, “Kimya İlminin Zerururiyet”, “İnsan Vücudu Hakkında ” gibi 160 ‘ı aşkın eser yazmış, bu eserlerin birçoğu değişik dillere çevrilmiştir. (29) Farabi 950 tarihinde Suriye Şam ‘da vefat etmiş ve Bebes Seğir adlı kale kapısının yanında defnedilmiştir. Büyük tıp bilgini İbn Sina (980-1037) ‘nın doğa felsefesi ve tıbbi teorileri, İpek Yolu boyunca ortaya çıkan Uygur felsefesi ve tababet gelenekleri ile bağlantılıdır. Onun Dört Zat teorisi Uygurların ve Farabinin alemin yapısı hakkındaki felsefelerinin etkisiyle şekillenmiş de olsa, nabız teşhisi konusundaki bazı teorileri Uygurlar aracılığıyla bütün Orta Asya’ya yayılmıştır. Onun teşhis yöntemleri Uygur tababetinin etkisinde somutlaşmış ve bununla birlikte El Kanun Fit Tıb, Danışname, Eşşifa gibi değerli eserleri Uygur bilginleri ve hekimleri arasında büyük intibalar yaratmıştır. El Kanun Fit Tıb, XI. Yüzyılda yaşamış Uygur hekimi İmamuddin Keşkeri tarafından Uygur diline çevrilmiştir. El Kanun Fit Tıb, temelinde hazırlanan Kanunçe1961 ‘de Yusuf Hacı Keşkeri tarafından Uygurca olarak yayınlanmıştır. (30)
Ünlü Arap filozofu Ömer Ferruh’un “İki Farabi” adlı eserinde, Farabi Aristo’dan sonraki İkinci Öğretmen, İbn Sina ise Farabi’den sonraki İkinci Farabi olarak nitelendirilmiştir. (31)
Farabi ‘den sonra Kaşgar Medrese-i Saciye’de yetişmiş ünlü Uygur bilgin ve müdderislerinden İmamuddin Kaşgari, Muhammad Binni Reşididdin Ali Kaşgarı, Ebul Feyzi Muhammad ibn Hüseyin Beyhiki (996-1039) Uygur Tababetinin gelişmesine büyük katkı sağlamışlardır. (32)
Günümüzde Uygur Tababeti, batı tıbbından farklı bir felsefe sayesinde Vitiligo (Samyeli) hastalığı gibi tedavisi zor birçok hastalıkta büyük yeniliklere damgasını vurarak tıp dünyasının dıkkatini çekmektedir. Kursi İmsak, Kursi İpar gibi etkili ilaçları 1997’den itibaren Amerika, Japonya ve Singapur piyasasında yerini almıştır. Uygur tababetine ait 202 çeşit ilaç Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Farmakopisince (İlaç Rehperi) resmen onaylanmıştır. 1987’de Hotan şehrinde tesis edilmiş Uygur Tababeti Fakültesi nden 1998 itibarıyla 520 öğrenci mezun olmuştur. Uygur Tababeti klinikleri tüm Uygur yurtlarında faaliyetini sürdürmektedir. Son zamanlarda, Çin in Beijıng, Guangdong, Yunnan, Sichuan, Gansu bölgelerinden gelip yalnız Hotan’daki Uygur Tababeti kliniğinde tedavi görenlerin sayısı 500–600 kişi; Amerika, Japonya, Singapor, Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelerden gelenlerin sayısı ise 200–300 kişiye ulaşmıştır.Günümüzde de Uygur Tababeti hala etkinliklerini korumaktadır. XVI.Yüzyılın önceki yarısında (1520-1533) Yarken Saidiye Hanlığı devrinde yaşamış Uygur hekimi Sultan Ali tarafından Fars dilinde kaleme alınmış, sonradan Sultan Seyid Bahadır Han ‘nın emriyle Çağatay Uygurcasına çevirilen Uygur tababet ilminin tedavi desturu olan dev eser Desturul İlac aradan 500 sene sonra Hacı Muhammet Bakı Alım tarafından çağdaş Uygur dilinde yayınlanarak (A4 format 558 sayfa) Uygur hekimlerinin yararına sunulmuştur. (33)
Klinik çalışmalar açısından bakıldığında, Doğu Türkistan (Uygur Özerk Bölgesi )çapında devlet izniyle faaliyet gösteren Uygur Tababet şifahanelerinin sayısı 38 ‘i bulmuş yatak sayısı da 1173 ‘e ulaşmıştır. (34)
Uygur tababetinde kullanılan 202 çeşit bitkisel ilaç Çin Halk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Farmakopi Komitesi tarafından onaylanmış ve 7 Mayıs 1998 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığının İlaç Standartı Uygur Tababeti İlaçları bölümünde ilan edilmiştir. (35)
Uygur tababet eğitimi de devletin resmi makamlarınca tanınmıştır. Uygur dilinde tedrisat yapılan, yabancı dil olarak Ordo dili öğretilen ilk Uygur Tababet Fakültesi 1987’de Hoten Eyaletinde tesis edilmiştir. Şu an 520 öğrenci bulunmaktadır. (36)
Çin Tıp Ansiklopedisi Uygur Tababet Kamusu üç cilt olarak, Uygur Özerk bölgesi Halk Sehiye Neşiriyati tarafından 1991 ‘de Urumçi ‘de yayınlanmıştır.
Kaynaklar :
BENZER HABERLER