logo

trugen jacn
06 Kasım 2016

TÜRK DÜNYASI VE TÜRKLÜK BİLİMİ (TÜRKOLOJİ) ÇALIŞMALARI

Türklük bilimi ile, Türk soylu ülkelerin iç ve dış siyasetlerini birbirine karıştırmayacağız; bunlar onların devlet adamlarının işidir; netice olarak bizde de böyle değil mi? İç düzenleri ne olursa olsun, böyle şeyler o ülke insanlarını ilgilendirir; bizim iç işimize onlar, onların iç işlerine de bizler karışmamalıyız! Âlimin görevi ilim yapmak ve bunları nerede olursa olsun insanımızın hizmetine sunmaktır! Genel ve ilmî anlamda bizi, bizim milliyetimiz ve ırkımız ilgilendirir! Türk insanının ölmediği bir kıyamet günü bile bizim için bayramdır! Dâima unutmayacağımız ve bendenizin çok kullandığı “Milletim Canım Benim!”; varlık sebebimiz ve yaşama umudumuz budur!

ali-bademci-_turkoloji

Ali BADEMCİ (alibademci@gmail.com)

Türkoloji artık sâdece dil çalışmaları; Türkolog da Türkler’in dil âlimlerini ifâde etmiyor; Türkoloji geniş ve aslî anlamda “Türklük Bilimi” olarak adlandırılıyor. Geriye dönük son iki asır içinde Türkiye hariç bugün Türk dünyası dediğimiz geniş ülkeler işgâl altında bulunduğu için elbette dünyaya paralel olarak buralarda Türkoloji bir bilim olarak ürünler veremedi! Fakat batı oryantalizminin de ana kaynağı ve sahası daima kadim Türkler’in yaşadığı coğrafya ve yarattığı tarihten ilham alıyordu! O sebeble birçok batılı âlim Çarlık Rusya’sı zamanında bu coğrafyaya yöneldi ki, Çin’in bunalımlı yıllarına denk gelen aynı zamanda Doğu Türkistan’da da bu çalışmalar az çok görüldü. Ruslar tarafından istilâ edilen Batı Türkistan ve Moğolistan’da bu araştırmaların bilhassa saha çalışmaları ve kazılarla da desteklenmesi bu ülkelerde Türkolojiyi önemli bilim dalı hâline getirdi. Belki Rus âlimlerinin kendileri ile ilgili çalışma ve araştırmaları bu kadar yoğun olmadı ve o kadar da ilgi görmedi. Dolayısiyle batı oryantalizmi bu mataryalleri de kullanarak bir hayli zenginleşti. Araya ilk dünya savaşı gibi büyük bir siyasi patlama girince elbette bu bilgiler siyasette de kullanıldı. Hatta Bolşevikler devrinde komünizmin Rusya’da ihyası için bu tesbit ve araştırmalardan büyük ölçüde faydalanılmıştır.

Türkiye’ye gelince, devâm eden imparatorluk zihniyeti ve Rusya’dan çekinceler dolayısiyle ancak XIX.asır sonlarında Türkoloji ile tanışmaya başladık! Aşılamayan handikab Türkolojinin gelişim ve oryantalizme dönüşüm yıllarında Türkiye’nin bir asırdan fazla zamandan beri Rusya ile savaşta olmasıydı; fakat Cumhuriyet yıllarda ülkemizde Türkoloji tam bir bilim dalı hâline geldi. Siyaset tarafından elegeçirilen oryantalizm İngiltere-Fransa-Almanya tarafından Rusya aleyhine kullanıldı! Elbette işin içinde Asya’nın paylaşımı bulunuyordu! XXI. yüzyılı idrak ettiğimiz şu günlerde ABD liderliğinde batının Asya’yı paylaşması sü’ratle devam etmektedir. Geçen asrın ortalarından itibaren ABD geniş Rus tecrübelerinden faydalanarak bu ülkelerden pay almak için “Türkoloji” yerine daha geniş bir bant olan “İslâmi Köktendincilik” e sarıldı. İşte Asya’nın kapısı olan bölgemizde silâhların susmamasının gerçek sebebi budur! Bu asrın ortalarına doğru Ortadoğu’da “Petröl” gibi, yüz yıldan beri bölgeyi kana bulayan, devlet yıkıp devlet kurduran bir zenginlik tükeniyor. İşte o sebeble tarih boyunca Türk ırkının at oynattığı ülkelerde paylaşımlar başlııyor. Rusya’nın yüz yıldan fazla bir zaman etnik milliyetçiliği körüklemesi elbette geçen asrın sonunda gerçek milliyetçiliğe dönüştü; fakat fundamantalizmin dönüşeceği yeni bir görüş ve siyaset yok; başından sonuna kadar kan, kan yine kan!

İşin aslına bakarsanız bugün Orta Asya Türk coğrafyasında “Köktendincilik” yok; çünkü Türk kültürü böyle söylemlere ve ifâdelere geçit vermiyor! O sebeble ABD bu işe Afganistan-Pakistan-Tacikistan’da Peştunlar-Abdaliller ve Tacikler’le başladı! El-Kaide ve Taliban gerçeği budur! 32 milyon Afganistan nüfusunun çoğunluğunu Özbekler-Türkmenler-Hazaralar oluşturuyor. Özbek ve Türkmenler’den köktendinci bulamayacağınız gibi, bir Cengiz Han bakıyyesi olan Hazaralar’ın Şii olması dolayısiyle, bir Türki unsur olarak böyle görüşlere meyilleri yoktur! Afganistan’ın coğrafya adı Türkler’in Horasanı’dır; Meşhed İran’dadır ama geriye kalan Horasan coğrafyası Afganistan’ı meydana getiriyor. 653 bin km.karelik ülkenin her şehir, kasaba ve kışlağı eski Horasan yurtlarıdır! Ülkede büyük azınlık Hazaralar, yine Cengizî bir Türk ulusu olan Özbek ve Türkmenler’le sürtüşme hâlindedir! Özbekistan’da bu kadar yoğunluğu olmayan Özbek-Tacik düşmanlığı Afgan’da haddi aşmıştır. Hülâsa olarak Afganistan’da unsurlar arasında dinden ziyade kabile ve kavim mücadelesi söz konusudur.

Bugünkü dünyada ABD tesiri ile eski Türkoloji çalışmaları neredeyse kurumaya yüz tutmuş, Avrupa âlimleri de siyasetin nemalandığı dini görüşlere sarılmıştır. Fakat Sovyetler’in dağılmasından sonra ortaya çıkan Türk Cumhuriyetlerinde doğru da olsa yanlış da olsa muazzam bir Türklük bilimi çalışmalarını gözardı etmemek gwerekiyor. Elbette bu çalışmalar Sovyet araştırmalarının üzerine binâ edildi; lâkin yavaş yavaş artık görüşler terkedilerek müşterek isim “Türklük” etrafında birleştiriliyor. 1992’den sonra Türkiye Özbekistan’da böyle bir imkânı elde edemedi ama, Kazakistan-Kırgızistan-Türkmenistan-Azerbaycan’da Türklük çalışmaları fevkin de üzerindedir. Türk bilim adamlarının Afganistan saha çalışmaları Tacikistan’ı da bir hayli etkilemiş ve Tacik bilim adamlarının gözünü açmıştır. Elbette siyaset çoğu zaman bilimin önünü tıkıyor, ama netice olarak her şey mutlaka aslına rücû edecektir. Devlet olarak ortaya çıkan kırgınlıktan ötürü çok görmüyoruz ama Özbekistan’da pek kıymetli çalışmalar yapılmaktadır; siyaset ne derse desin halk bu çalışmaların ısrarla arkasındadır ve Özbekistan’da milliyetçiliğin polisiye tedbirlerle önlenmesi mümkün değildir; aksi takdirde daha kötü olaylar çıkar. Bugünkü Türkistan’da Özbekleri hesaba katmadan bir Türklük bilimi oluşturamazsınız! Kazaklar ve Karakırgızlar için zaten birşey söylemeye gerek yoktur, bunlar Türkolojiyi her türlü güçlendiriyorlar! Bize göre en temiz ve duru Türk Milliyetçiliği Kazakistan’da yapılmaktadır! Çünkü ilmî çalışmalardan destek alınmaktadır! Aklı ermeyenlerin söyledikleri doğru değildir; çünkü Kazaklar tarihin hiçbir devrinde “Fundamentalizm” e itibar etmemişlerdir! Türkmenistan’ın da kendi adına lâyık olacak çalışmalara ve bilimi geliştirmeye katkı yapacaklarına inanıyoruz!

Türklük bilimi ile, Türk soylu ülkelerin iç ve dış siyasetlerini birbirine karıştırmayacağız; bunlar onların devlet adamlarının işidir; netice olarak bizde de böyle değil mi? İç düzenleri ne olursa olsun, böyle şeyler o ülke insanlarını ilgilendirir; bizim iç işimize onlar, onların iç işlerine de bizler karışmamalıyız! Âlimin görevi ilim yapmak ve bunları nerede olursa olsun insanımızın hizmetine sunmaktır! Genel ve ilmî anlamda bizi, bizim milliyetimiz ve ırkımız ilgilendirir! Türk insanının ölmediği bir kıyamet günü bile bizim için bayramdır! Dâima unutmayacağımız ve bendenizin çok kullandığı “Milletim Canım Benim!”; varlık sebebimiz ve yaşama umudumuz budur!

Herşey Türklük için, mutlu olun!

Kaynak :  http://www.ulkucukadro.com/2016/11/turk-dunyasi-turkoloji-calismalari/

Etiketler: » » » » » » »
Share
737 Kez Görüntülendi.