Son Dakika
Uygur Arkeologların Doğu Türkistan’ın Tarım bölgesinde bulunan ve 4 bin öncesine tarihlenen mumyaları üzerine yaptığı araştırmalarda onların günümüzde bu ülkede yaşayan Uygur Türklerinin ataları olduğunu kanıtlandığını açıkladılar. Araştırma Raporuna göre, çalışmaların amacının “farklı çağlardaki ve farklı coğrafi konumlardaki genetik değişimleri tespit etmek ” olarak açıklanıyor. DNA Laboratuvarı’nda Uygur Bölgesi’nin doğu, kuzey, güney ve batı kesimlerinde 41 lokasyonda bulunan 237 kemik ve diş örneğini incelendiği ve bu mumya ve diğer buluntuların araştırma ve incelemelerinde bölgenin eski sakinlerinden mitokondriyal genler elde edildiği de bildirildi. Bu raporların sonucuna göre İşgalci Çin Yönetiminin “Doğu Türkistan Kadim Çin Toprağıdır.” iddialarının gerçek dışı olduğu ve bu iddiaları tamamen çürüttüğünü ortaya koyuyor.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Çin medyası 2021’de Uygur Özerk Bölgesi Kültürel Eserler ve Arkeoloji Enstitüsü ve Çin Bilimler Akademisi Antik Omurga ve Antik Beşeri Bilimler Enstitüsü ile bir araya gelerek yaptıkları geniş çaplı ve sistematik gen araştırma ve incelemelerde , insanoğlunun Doğu Türkistan olarak bilinen bu topraklarda en az 500 – 5.000 yılları arasında yaşadığının belirlendiğini belirten bu rapor yayınladı.
Rapora göre, 500- 5 bin yılları arasında yaşayan Uygurlar için “farklı çağlardaki ve farklı coğrafi konumlardaki genetik değişimleri tespit etmek” amacı ile yapılan incelemelerde ve DNA Laboratuvarı’nda yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, Uygur Özerk Bölgesi’nin doğu, kuzey, güney ve batı kesimlerinde 41 lokasyonda bulunan 237 kemik ve diş örneğinin incelediği ve incelemeler sonucunda Uygur Bölgesi’nin bu eski sakinlerinden mitokondriyal genler elde edildiği bildirildi. Gazetenin haberine göre araştırmayla ilgili en heyecan verici şeyin Tarım Havzası’ndaki “Küçük Nehir” mezarlığından çıkarılan 13 cesedin ve Jungarya Havzası’ndan çıkarılan 5 cesedin genetik araştırmasıydı. Bu cesetlerin “antik Kuzey Asya ve antik Doğu Asya menşeli bir grup insan” olarak tanımlandığını belirtiyor.
ÇKP’nin resmi yayın organı Xinjiang Daily (Xinjiang Günlüğü) gazetesinin ‘nin 2 Ocak tarihli haberine göre, Çin Bilimler Akademisi Eski Omurgalılar ve Eski İnsanlar Enstitüsü’nde araştırmacı olan Wang Wenjun, çalışmanın sonuçlarının arkeolojinin Uygur ve Avrasya bozkırlarının evrimi konusundaki anlayışını yeniden şekillendirdiğini ve insan evrimini yeniden tanımladığı söyledi.
Çin medyasında adı geçmemekle birlikte, Tarım bölgesinin Küçük Nehir (Little River) ve diğer kısımlarında keşfedilen 18 mumyanın DNA araştırma projesine Çinli araştırmacıların yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’dan araştırmacılar katıldı. Çalışmanın sonuçları geçen yıl Kasım ayında uluslararası medyada geniş yer buldu ve büyük tartışmalara neden oldu. Ayrıca, Uzmanlar ve Arkeologlar, Çin’in daha önce bu antik cesetlerin incelenmesini kontrol ettiğini öne sürüyorlar. s
Çin Uygurları Toptan Yok Etmek İçin Onların Genlerini Topladı
Reters’te yayınlanan bir haber analizde ise, Çin yönetiminin işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurların toptan yok edilmesi için onların DNA örneklerini depoladığı belirtti. Ayrıca, “Çin hükümeti sadece Uygurları “soykırım” yapmaya, Uygurlar hakkında biyolojik bilgi toplamaya, dünyanın en büyük DNA veri tabanını oluşturmaya çalışmıyor, aynı zamanda onların mevcut aktif kültürlerini yok etmeye, tarihlerini çarpıtmaya ve Uygurların eski sakinleriyle bir akrabalık kurmalarını önlemeye ve bu toprakların tarihten beri Çin toprağı olduğunu iddia ettiğini belirtiyor.
Dr.Kamberi : Çin’in iddiaları, Bilimsel Araştırmaların Sonuçları ile Ancak Yok Edilebilir
Doğu Türkistanlı Uygur Türkü bir Tarihçi-Arkeolog olan Özgür Asya radyosu Uygurca yayınları bölümünün eski direktörü ve halen ABD’de yaşayan Dr. Dolkun Kamberi açıklanan bu rapor hakkında şunları söyledi : ” Ben 1985 yılında Tarım bölgesinin güney bölümünde bulanan Çerçen kenti’ndeki Zagunluk ( Yağı çıkarılan bitki adı Zagun) antik mezarlığının kazılarına katılanlardan birisiyim. Buradan çok önemli buluntular keşfettik. Bu ve diğer buluntular da bu topraklarda kadim tarihten beri Uygurların yaşadığını kanıtlıyor. Arkeolojik kazılarda bulunan cesetlerin ve diğer buluntulardan elde edilen sonuçlar, onların Uygurların ataları olduğuna dair yeterli kanıt sağlamaktadır. Ama, bu gerçekleri Çin bir türlü kabul etmiyor. Çin’in bu saçma iddialarını çürütmek ve yok etmek için bu tür bilimsel araştırma sonuçları çok önemlidir. Çin’in bu bilimdışı iddialarının en son 2017’den sonra Uygur bölgesinde başlattığı bölgenin kadim sakinleri olan Uygurlar ve diğer Türk halklarını sosyal ve kültürel yaşamının tüm alanlarını hedef alan kapsamlı bir Çinleştirme hareketinin parçası olduğu açıktır”şeklinde konuştu.
Yukarıdaki çalışmanın sonuçları içeren rapor geçen yıl dünyanın en prestijli bilimsel dergilerinden biri olan Nature dergisinde de yayınlandı. Küçük Nehir Mezarlığında bulunan cesetler ve diğer buluntuların 3.700-4.100 yıl öncesine tarihlenen bu antik cesetlerin diğer halklarla hiçbir genetik bağlantısının olmadığını ve kalıtsal tek insan olduklarını vurguluyor.
ABD’de yayanlanan The Christian Science Monitor’ün Washington bürosu şefi David Cook ise şunları söylüyor ;” Bu konuda yapılacak en iyi şey bu gen araştırmalarıdır. Buna göre buluntuların genleri ile günümüzde bu topraklarda yaşayan Uygurların genlerinin aynı olduğu ortaya çıkmıştır. Artık bundan sonra bu konudaki tartışmalar burada bitirmelidir.” açıklamasında bulundu.
BENZER HABERLER