Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma merkezi(UYHAM)
Kırgizistan’an Oş kenti’nde 24 Haziran 2016’da anıden ortadan kaybolan Kırgizistanlı Uygur İş adamının Çin hapishanesinde olduğu açıklandı.
Çekiya Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’dan yayın yapan Özgürlük (Azatlık) radyosunun adının açıklanmasını istemeyen bir Kırgiz devlet güvenlik yetkilisine dayandırarak verdiği habere göre kaybolduğu bildirilen bu Uygur iş adamının “Teröristlikle” suçlanarak Çin’e gizlice teslim edildiği belirtildi.
Radyonun haberinde ayrıca, Kırgiz yönetimi tarafından doğrulanmayan ancak, güvenilir kaynakların verdiği bilgilere göre söz konusu Uygur Türkü iş adamının Çin’e tesliminde Kırgizistan Milli Güvenlik Servisi’nın rolünün olma ihtimalinin güçlü olduğu ve bu Servis tarafından gizlice Çin’e teslim edilmiş olabileceği ifade edildi.
Ancak, Kırgizistan Milli Güvenlik Servisi bu konuda şimdiye kadar her hangi açıklama yapmadığı ve bu olayla ilgili bilgi vermekten kaçındığı belirtildi.
Oş İl Emniyet Müdürlüğü kaybolan Uygur iş adamının akibeti ile ilgili bir açıklama yaparak konunun incelenmekte olduğunu ve Oş kentinde oturan Uygur iş adamının Çin’e gizlice teslim edildiği yolundaki haberlerin ciddi olarak araştırıldığını bildirdi.
Adı açıklanmayan ve aslen Doğu Türkistanlı olan Uygur iş adamının bağımsızlıktan sonra bu ülkeye gelerek Oş’ta Kırgiz uyruklu bir hanım ile evlenerek eşinin yanına Oş kentine yerleştiği ve ticaret ile iştigal ettiği bildiriliyor.
Kırgiz Parlamenter : Uygur ve Özbeklerin Teslim edilmesi İnsanlık ve Hukuk dışı
Radyo’ya konuşan Kırgizistan Parlamentosu üyesi Çolpan Yakubuva Uygur iş adamının Çin’e teslimi ile ilgili olarak Kırgiz hükümetini kınadı ve tepki gösterdi. O, şunları ifade etti , “ Uygur iş adamının Çin’e gizlice teslim edilmesi Kırgiz yasalarının çok ağır şekilde ihlal edilmekte olduğunun bir kanıtıdır.Aslında yasalarımıza göre bu Uygur iş adamı her hangi bir suç ile itham ediliyor ise, önce yargılanmalı ve Kırgizistan yasalarına göre cezalandırılmalı idi. Hükümetin ve bağlı yetkililerin bu yasal yolları ihlal ederek kendi başlarına ve keyfi olarak Kırgiz devletinin güvencesi altında yaşayan bir insanı gizlice kendi istedikleri bir devlete(Çin’e) teslim etmeleri insanlık ve hukuk dışı ve bir uygulamadır ve asla kabul edilemez.”dedi.
Kırgizistan önde gelen insan hakları ve hukuk aktivisti Avukat Azize Abdurresulova da bu tür yasa dışı gizlice geri verme ve teslim etme olaylarının Bişkek yönetimince sık sık tekrarlandığını belirterek tepki gösterdi ve şunları söyledi : “Kırgiz yasalarını uygulama ile görevli güvenlik elemanlarının bir kısmının para düşkünü ve rüşvetçi oldukları biliniyor.Bazı kişiler yasa dışı karanlık güçler ve ülkelerden aldığı rüşvet paraları karşılığında bu ve benzeri insanlık ve yasa dışı icraatlara imza atıyorlar. Kırgizistan güvenlik yetkililerinin yardımı olmadan Çin veya başka bir ülkenin bu tür kaçırma ve teslim alma eylemlerini tek başlarına gerçekleştirmeleri çok zor ve hatta imkansızdır. Kırgizistan yönetimi onlarca kişiyi şimdiye kadar Terörislikle suçlayarak katletti.Bu kişilerin terörist oldukları yolunda yargı kararı var mı dır ? Kırgizistan yönetimi bu iddialara cevap veremez. Kırgizistan Milli Güvenlik Servisi günümüzde bir iblis ve şeytana dönüşmüş bir teşkilat haline gelmiştir.” Şeklinde konuştu.
Bundan önceki Uygur İş adamlarının aniden koybolması ile ilgili olarak Oş Emniyet Müdürlüğü’nün 10.Kısım olarak adlandırılan İstihbarat ve Güvenlik Şube biriminde çalışan Bekcan Acıkuluv bu aniden kaybolma ve sonrasında Çin’e teslim edilmesi suçu ile göz altına alınmış ve tutuklanmıştı.Bekcan Acıkuluv’un kaybolma olayının olduğu gün Celalabat kentinde olduğu ve bu işlemi bu kentte gerçekleştirdiği anlaşılmıştı.Daha sonra bu kaybolmalar bir süreliğine durmuştu.
Uygur Türklerinin Kaybolmaları ve Çin’e Teslim edilmeleri yıllardır devam ediyor
Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Güvenlik Birimi’nin merkezi Bişikek’te bulunuyor.Çin’in en rahat olduğu ve Çin istihbarat elemanlarının en engelsiz ve rahat hareket ettikleri bir ülke olarak biliniyor.Hatta bu kayabolma ve Çin’e kaçırma operasyonlarını Çinli Ajanların bizzat gerçekleştirdikleri söyleniyor.
Uygur Türklerinin Kırgizistan’da aniden yok olmaları ve daha sonra Çin hapishanelerinde ortaya çıkmaları yıllardan beri devam eden bir gerçek. Kaybolan bu Uygurlar genellikle Çin’e gizlice teslim ediliyorlar ve daha sonraları Çin hapishanelerinde olduğu açığa çıkıyor veya bir çoğu Çin İşgal yönetiminin İşkence uzmanlarının envaiçeşit Çin işkenceleri altında hayatlarını kaybediyor. Ölenlerin cenazeleri daha sonra ailelerine teslimi ediliyor.Bu şekilde kaybolanların akibeti açığa çıkmış oluyor.
Kırgizistan Çin ile stratejik ilişkilerinin bozulmaması için sürekli kendilerine sığınan Uygur Türklerini Çin’e gizli ve açık şekilde insani ve dini teamüllere ve uluslar arası anlaşmalara aykırı bir şekilde teslim etmekten çekinmiyor. Bu ülkenin ikili ve güvenlik konularında Çin ile arasında yazılı olmayan ve özel anlaşmalar olduğu söyleniyor.Bu ülke ülkesinde yaşayan Kırgiz vatandaşı olan Uygur Türklerine Çin’in talebi ile baskı uygulamaktan çekinmiyor. Onların demokratik ve temel insan haklarından olan fikir ve ifade özgürlüklerini sürekli baskı altına alarak ihlal ediyor ve yasaklıyor. Başkent Bişkek başta Celalabat,Oş gibi şehirlerde önemli miktarda Uygur Türkleri yaşıyor.Resmi rakamlara göre 60 bin ve mahalli kaynaklara göre ise Kırgizistan genelinde 200 bin civarında Uygur Türkü yaşadığı belirtiliyor.
Uygurların sosyal ve kültürel değerlerini korumak yaşatmak için kurulan bir çatı Örgüt olan “Kırgizistan Uygurlarının Birliği(İttifakı) Dereneği’nın merkezi ise Bişkek’te faaliyet gösteriyor.
15 Temmuz Darbe girişimi sonrası Kırgizistan’da yaşayan Uygur Türklerinin Türkiye devletimize destek ve bağlılıklarını ifade etmek için Bişkek ve civarında yaşayan Uygur Türkleri Türk Büyükelçiliği önünde ellerinde Türk bayrakları olduğu halde destek gösterileri yapmışti.Uygur İttifak Derneği Başkanı Artıkhacı Haciyev başakanlığında bir heyet Türkiye Büyükelçiliği ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulunmuş ve Şihetelerimiz için kur’an tilaveti yaparak baş sağlığı dilemişti.
Uygur Türkü Abduşşekur Mehmet Ali Tevfik’ın Kaçırılısı ve Öldürülmesi
Uygur aydını ve aktivisti Abduşşekur Tevfik, 1930’lu yıllarda İstanbul’da Öğretmen Okulunun tamamlayıp Ülkesine dönerek memleketi Kaşgar’ın Artuş ilçesinde Okul açan ve açtığı Okulda Türkiye müfradatını kullanan ve daha sonra Çinli Uygur Celladı Kanlı general Şeng Sisey tarafından yakılarak şehit edilen Doğu Türkistanlı ünlü eğitimci ve İdealist Mehmlet Ali Tevfik’ın torunu’dur. Kendisi okumuş ve vatanperver bir aydını olarak 1990’lı yılların başında Kırgizistan’a gelerek bir tip doktoru hanımla evleniyor ve Bişkek’e yerleşiyor.Daha sonra 1997’de Türkiye’ye gelerek bir süre İstanbul’da kalıyor ve 1999’da Kırgizistan’a dönüyor. Nisan 1999’da İstanbul’da Kırgizistan’daki Uygur Türklerini ziyaret için giden O zamanki Doğu Türkistan Vakfı’nın Genel Başkanı ve Doğu Türkistan Milli Merkezi’nin Genel Koordinatörü olan merhum E.General Mehmet Rıza Bekin’i beraberindeki heyetle birilikte Bişkek’te karşılıyor ve ziyareti süresince kendilerine mihmandarlık ve rehberlik yapıyor. Heyet Bişkek’ten Alma-Ata’ya gitmek için Bişkek’ten ayrıldığı günün gecesi kendisi evinden kayboluyor. O yılın Yaz aylarının sonunda Urumçi Hapishanesi yetkilileri ailesine onun cesedini alması için haber gönderiyor.Böylece onun kaçırıldığı ve Çin’e teslim edildikten sonra Çin işkeneceleri altında can verdiği böylece anlaşılmış oluyor.
Uygur Aydınların Kitapları Toplatılıyor ve Yasaklanıyor
Kırgizistan’ın tam manası ile Çin’in arka bahçesi konumuna getirilmiş bir durumda olduğu iddia ediliyor.Çin’in her arzu ve talebinin bu ülke yöneticileri tarafından anında yerine getirildiği söyleniyor. Çin yönetiminin isteği ile bu ülke’de Kırgizistan Vatanadaşı olan Uygur Türklerinin bütün faaliyetleri sıkı şekilde kontrol ve gözlem altında tutuluyor. Bişkek’te yaşayan Uygur İnsan hakları Aktivisti ve Hukukçu Av.Tursun İslam’ın yazdığı ve 04 Şubat 2011’de yayınladığı “Çin,Dünya Barışını Tehdit Ediyor” adlı kitabı ile yine bir Uygur Türkü Eski parlamenter Nur Muhammed Kencioğlu’nun Karahan Nur ile birlikte “Ben Uygurum = Men Uygurmen” adı ile 09 Temmuz 2014’de yayınladıkları kitaplarının dağıtımı,satışı ve bulundurulması Kırgizistan Yönetimince yasaklanmıştır.
Özbek Muhalifleri De Teslim Etmiş
Ayrıca Özbekistan yönetimine muhalif olduğu için Kırgizistan’a sığınan Özbek Kadın Politikacı Halide İsrailova 2006 yılında Oş’ta, bir diğer Özbek rejim muhalifi Şöhret Muhsin ise 2013 yılında Bişkek’ta aniden kaybolmuşlar ve daha sonra her iki muhalifin Endican Hapishanesinde olduğu açığa çıkmıştı.
Şu husus özellikle Belirtilmek İsteriz ki ; Türkistan Cumhuriyetleri içerisinde demokrasi değerleri ile temel İnsan haklarına en çok riayet edilen bu hakların en çok kullanılabildiği ülke Kırgizistan olarak biliniyor ve tanınıyor. Hakkı teslim etme yönünde bu ülke’de yaşayan Uygur Türklerinin diğer Cumhuriyetlerde yaşayanlara göre daha şanslı olduğunu önemle hatırlatmak isteriz.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Makale Analiz » Siyaset
BENZER HABERLER