BALERİNLIĞI REDDEDEN UYGUR KIZI ARZUGÜL : TEMİZLİK İŞÇİSİYİM. ASLA PİŞMAN DEĞİLİM

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Çin yönetiminin, işgalı altındaki Doğu Türkistan’daki Müslüman Uygur Türklerine karşı yürüttüğü dini,Milli ve kültürel asimilasyon ve zorla dönüştürme  uygulaması sonucu zorla merekezi Çin’deki Özel Uygur Sınıfına ve daha sonra Moskova’daki ünlü bir bale okuluna gönderilme teklifini reddeden Arzugül Nurmuhammed’ın Annesi ve Kardeşleri ile birlikte    bir kaç önce Türkiye’ye göç  ettikleri açıklandı. Uygur kızı Arzugül Dini inançlarını rahatça yaşamak ve ecdatlarından kendilerine miras kalan dini ve Milli değerlerini kaybetmemek için  tıp doktoru olan Annesi Aygul Emin Hanım ile birlikte geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye geldiklerini bildirdi.
Özgür Asya radyosuna konuşan Moskova’nın ünlü bir Bale Okuluna gönderilme teklifini reddeden Arzugül Nurmuhammed kısa hayatı hakkında açıklamalarda bulundu.Uygur Türklerinin yüz akı  olarak anılan Arzugül  ve büyük bir cesaretle başından geçenleri şöyle anlattı ; “ 1994 yılında Doğu Türkisan’ın Kuçar şehrinde dünya’ya geldim.Annem tip doktoru olarak Kuçar’da bir Hastanede çalışıyordu. ilk ve Orta Okulu memleketi Kuçar’da tamamladım. Orta Okul’a devam ederken Okulumuzun Çinli Müdürü Ülke genelinde Mokova’daki ünlü bir Bale Okulun’da Balerin olarak yetiştirilmek üzere 3 kontenjan verildiğini belirterek kendilerince düzgün fiziki yapıya sahip olan ve benim de içinde bulunduğum kız öğrencileri ayırdı .Balerin adaylarını seçmek için gelen Heyet üyeleri öncelikle bizim vücut ölçülerimizi parmaklarımıza varana kadar ölçtüler ve çeşitli jimnastik hareketleri yaptırdılar.Yapılan bir çok test ve seçmelerde ben de Balerin adayı olarak seçildim. Bana daha sonra Çinli Okul Müdürü ” Seni Rusya’daki bir ünlü bir Bale Okulu’na  Bale eğitimi için yollayacağız.5 yıl sonra bu Bale Okulunu bitirdikten sonra seni Pekin’deki Devlet Opera ve Balesi’nde Balerin olarak alacaklar. Sen çok şanslı bir kız imişsin.Bütün test ve seçmeleri başarı ile kazandır. Derhal  yolculuğa  hazırlan.Devlet senin bütün masraflarını karşılayarak okutacak ve Ülkemizin Ünlü bir Balerini olacağına inanıyoruz.”dedi.

Ailem Çin’in Balerin Olmam yolundaki teklifini kabul etmedi : Ben daha o zaman 12 yaşlarında bir çocuktum. Benimle Balerin olmam konusunu  ailem ile konuştular.Ancak,Ailem bu teklifi reddetti ve benim Rusya’ya gitmemi istemedi .Annem bu konuda  beni saatlerce izah ederek beni de ikna etti.Annemin tesvip etmediği ve istemediği bir yeri elbette ki ben  de istemedim.
Ailem dinine bağlı, özellikle Annemin dini inançları çok güçlüdür.
Ben küçüklüğümden beri ailemin ve özellikle Annemin teşviki,eğitimi ve ilhamı ile dini duygularım çok küçük yaşlardan itibaren  gelişti. O zamanlar da dışarıda ve Okul’da başörtüsü yasağı vardı.Annem de Kadın Şapkası takardı ve bana de başımı örtmem için bir şapka almıştı.
Ailem ve ben aslında sanata karşı insanlar değiliz.Biz Elhamdulillan Müslüman ve Uygur Türkü’yüz.Ailem 12 yaşlarında olan benim Rusya’da dini inancı başka ve kültürü,örf adet ve sosyal değerleri bizden tamamen değişik ve başka olan bir ülkeye gitmemi ve Rus toplmunun içinde öğrenim görmemi istemedi.Benim kendi kimliğimden ve değerlerimden uzaklaşma ihtımalınden ve tehlikesinden korktular.Okul müdürü ve öğretmenlerimiz benim gitmemi çok istediler.Hatta bu Okul’a kızlarını gönderebilmek için para ödeyecek ailelerin olduğunu ve benim bu fırsatı ve bu şansı kaçırmamam gerektiğini söyleyerek çok ısrar ettiler.Fakat,ailem dini ve milli endişelerinden dolayı bize tamamen yabancı bir ülkede kültürel erozyona uğrayarak  yok olup gideğimden korktular ve beni göndermediler.

Ben Bu durumdan hiç Pişman değilim.: Radyo muhabirinin bu fırsatı kaçırdığımdan dolayı sonradan pişman olup olmadığı yolundaki sorusunu şöyle cevaplandırdı : “ Ben şu an 22 yaşındayım ve artık her şeyi düşünecek ve farkında olacak  durumdayım.Ailem ve ben bununu için asla pişman değiliz. Ailem elbette benim geleceğimi benden daha iyi düşünür ve onlara da çok güvenirim.Onlar benim Allah’tan sonra her şeyim. 2 kardeşim ve Annem toplam 4 kişi Türkiye’ye ailece göç ettik. Doktor olan Annem Hastane’de doğum uzmanı olarak çalışıyordu.Maddi durumumuz çok iyi idi.Ancak,gelecekten umutsuz ve hayatta çok çok mutsuz idik.Bugün polis asker ne zaman kapımızı çalacak ? Bizi ne ile suçlayacak ? Namaz kıldığımızı oruç tuttuğumuzu başımızı evde örttüğümüzü acaba birileri ispiyonladı ise,bizi nasıl cezalandırırlar ? bu teşviş ve korkular içinde yaşıyorduk. Ayrıca,ülkemizde çok baskı var.Türkiye’de  bazı tanıdıklarıma ve soranlara bu  Çin baskı ve  zulmünü anlattığımda insanlar inanmak istemiyorlar.Böyle bir şey olabilir mi ? diyorlar.Ama,bunların hepsi gerçek ve her gün karşılaştığımız ve bizzat maruz kaldığımız  uygulamalardır bunlar.
Ben her şeya rağmen,Rusya’ya kazandığım bale Okuluna gitmediğime asla pişman değilim.Kendi kimliğimi açıkça ve serbestçe ifade edebilmek dini ibadetlerimi  özgürce yerine getirebilmek  benim için en büyük bir mutluluktur. Temizlik elemanı olarak çalışıyorum.Helalinden kazanıyorum .Elhamdulillah hayatımdan çok memnunum.İleride hayatımızın daha de iyi olacağına inanıyorum.” Şeklinde konuştu.