Son Dakika
Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
3.Çin, Müslüman Uygur Nüfusunu Sürekli Azaltılarak Toptan Yok Etmeye Çalışıyor.
Bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyetini yıkarak 1949’da bu ülkeyi işgal eden Çin işgal yönetimi Müslüman Türklerin nüfus sayısını sürekli azaltmak için her çareye başvurmuş ve bu jenosid temelli uygulamalarını hız kesmeden sürdürmektedir, Çin işgalı’nın başladığı 1949’da Doğu Türkistan’daki Müslüman Türklerin genel nüfus içindeki oranı resmi rakamlara göe % 95 ( 5,7 milyon kişi) Etnik han Çinilisi göçmenlerin ise % 5 (300 bin kişi) olarak açıklanmıştır.Bugün Cungarya bölgesinde demografik asimilasyon amacı ile getirilip yerleştirilen etnik Han Çinli göçmenler nedeniyle bazı bölgelerde bu oran % 60 seviyelerine kadar çıkmıştır.Ayrıca,Çin işgal yönetimi Müslüman Türklerin nüfuslarını azaltarak tamamen yok etmek ve silmek için hiç bir sebebi kaçırmamakta ve bilinçli olarak toplu katliamlara başvurmaktan kaçınmamaktadır. Çin’in bu amacına yönelik icraatlarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz ;
Toplu Kaliamlar : Çin Halk kurtulus Ordusu adı verilen Çin işgal öodusu Doğu Türkistan’ı ilk işgal yıllarında toplumu çeşitli sosyal ve siyasi sınıflara ayırmıştır. Bunlardan Devrim Karşıtı Unsurlar (İnkilapka Karşı Unsurlar) olarak ayırdıkları toplumun düşünen,ve ona yön verebilecek aydınlarını ilk etapta ve toplu şekilde idam etmiştir.Bunlardan Pomişçik(Toprak sahibi) ve Burjuvaj Unsurlar adını verdikleri toplumun ekonomik ve sosyal hayatına sahip bu milli sermayedarlarının bütün varlıklarına el koymuş ve kendilerini tutuklamıştır,Daha sonra bunların bir kısmını idam kalanlarını ise çalışma kamplarında ağır işlerde çalıştırarak ve aç bırakarak zamanla öldürmüştür. İşgalcı Komünist Çin rejiminin askerlerini Urumçi’de törenle karşılayan işbirlikçi vatan haini Komünistlerin ilk Valisi Burhan Şehidi 1953 yılında işgalin ilk 4 yılında idam edilenlerin toplam sayısını 130 kişi olarak ilan etmiştir. Gerçek rakamın ise bundan bir kaç kat daha fazla olduğu tahmin edilmektedir.
Kömün Uygulaması : Çin ,1958 yılının Ekimi ayında toplu yemek ve toplu yaşama uygulaması olan Soveyetlerin bir benzeri olan Komün sistemini yürürlüğe koymuştur.Bütün üretim ve gıda maddelerine Çin yönetimi el koymuş ve kendi kontrölüne almıştır. Hayatını devam ettirebilmek için yanı yemek için Komün’e muhtaç hale getirilen Müslüman Uygurlara yeterli yemek ve gıda verilmeyerek açlığa mahkum ederek topluca öldürmüştür.
Demir-Çelik Üretim Kampanyası : Kömünle birilikte aynı tarihte yürütülen bu insan ve hayvan katliamı amaçlı ve bilinçli olarak yapılan bir kampanya uygulamasıdır. Çin,Demir Çelik Üreiminde İngilitere’yi Geçerek ABD’ye Ulaşmak(Tömür-Polatta İngiliye’den İşip Amerika’ya Yitişiş) sloganı ile 1958 yılının son aylarında çok soğuk kış mevsimde 18-40 yaş arasındaki erkeklerin tamamını mevcuk at ve eşekleri ile birlikte Dmir Çelik Üretimi için dağlara zorla göndermiştir.İlkel usullerle çekiç ve kazma ile insanlar karlı dağlarda demir madeni bulmaya zorlanmıştır.Aylarca bu dağlarda bir kış mevsimi kalmaya zorlanan Türkler yetersiz beslenme, kahredici soğuklar ve diğer benzeri olumsuz şartlar sebebiyle çeşitli hastalıklara yakalanmıştır. Sağlık hizmeti verilmediği için insanlar ve hayvanlar toplu şekilde hayatlarını kaybetmiştir.
Bilinçli Olarak Sağlık Hizmetlerinin Verilmemesi : İşgalcı Çin Müslüman Türklerin sağlıklarının korunması için alt yapı olarak önleyici ve koruyucu sağlık hizmetelerinin hiç birini bilinçli olarak yerine getirmemiştir.Sağlıksız yaşam şartları sonucunda çeşitli hastalıklara yakalanan halk arasında toplu ölümler meydana gelmiştir.Bebek ölümleri başta gelmektedir.Yaşlılar ve hastalar zorla çalıştırıldığı ve yeterli gıda verilmeyerek ölüme terk edilmiştir.Bu suretle öldürülenlerin sayısı de en az idam edilenlerin bir kaç on katı kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Doğumu Yasaklama ve Planlı Doğu Uygulaması : İşgal Çin en vahşet derecesindeki toplu cinayetlerini bu insanlık dışı uygulamalarında işlemiştir.1980 yılında başlayan ve günümüzde şiddeti azalarak da olsa süren bu kaltiliam uygulaması halen sürdürülmektedir. 1990’lı yıllarda çocuk kotası uygulanmış, kota dışı hamile kadınlar mahallelerde görevlindirilen Hamilelikle Mücadele elemanları tarafından tesbit edilerek polis zoru ile sağlıksız ve ilkel Kurtaj merkezlerinde zorla kurtaja tabi tutulmuş ve 7-8 aylık aylık bebekler anne karnında zorla katledilmiştir.
Barışçıl Eylemlerin Devlet terörü Kullanılarak Bastırılması ve Eylemcilerin topluca Öldürülmesi : Çin,1990 yılında meydana gelen Kaşgar’ın Barın kenti Hhalk Ayaklanması Kaşgar Maralbaşı, Kuçar Alakarga’da, Turfan Toksun’da Hoten Guma ve Karakaş’ta , 05 Temmuz 2009 Urumçi katliamında ,28 Temmuz 2014 Yarkent –İlişku Halk ayaklanmalarında Çin ordusu ağır silahlar kullanmış savaş uçakları ile sivil halkın üzerine bombalar yağdırarak toplu katliamlar yapmıştır. Yarkent-İlişku Katliamında 3- 5 bin kişinin katliama tabi tutularak öldürüldüğü bildirilmiştir. 18 Eylul 2015 Aksu Bay Sogan Kömür İşletmesindeki etnik çatışmalardan Tanrı dağlarının yüksek kesimlerine kaçarak mağaralara gizlenen 3’ü bebek,6’si çocuk ve kadınların de yer aldığı 3 aileden toplam 20 kişi yakılarak,bombalanarak ve yayılım ateşine tutularak vahşice ve acımasızca öldürülmüştür.
Çalışma Kampları ve Hapishanelerde İşkence ve Kötü yaşam Şartlar : Çinli işgalcılar gerekeçeler ve sebepler icat ederek ve önceden planlar kurarak topluca tutukladıkları Uygur gençlerine sistemli ve envaiçeşit Çin işkenceleri uygulamaktadır.Bunun sonucunda aklı yeteneğini ve sağlıklarını yitirenler ailelerine teslim edilmeketedir. Bunlar bir süre sonra kendiliğinden ölmeketedirler.Bazı tehlikeli gördükleri aydınlara ise,zaman içinde ölmeleri için zehirli iğne yaptıkları bilinmektedir.
Uygurları Ekonomik Olarak Yok etmek ve Halkı Kendi Zorlukları ile baş başa bırakmak suretiyle Kaderine terk etmek
Uygur Türklerine haksız,yolsuz şekilde ekonomik ve mali cezalar uygulanmakta bu ağır cezaları ödemeyenlerin ise,mal mülkleri ile bütün varlıklarına el koyarak ekonomik olarak yok etmeketedir.Toplumu kendisini ve ailesini bakmak ve doyurmak noktasına mahkum ederek onun toplumdakı yerini ve onurunu yok etmektedir.Bu usul ise,Çin’in ilk işgal yıllarından beri uyguladıkları bir Çin usulu bir cezalandırma şeklidir. Çin’de ekonomide liberalizm uygulamasından sonra yerli sermayedarların güçlenmesini önlemek için son aylarda sebepler ve genekçeler öne sürerek paralarına,mallarına ve mülklerine zorla el koymaktadır.Milyoner olan bir Uygur iş adamı ertesi günü ekmek alacak parası dahi olmayan hiçbir şeyin sahibi olmayan bir fakir-fakaraya dönüştürülmektedir.
Uygurlardan Beyaz Yakalılar Yaratmak ve Toplumu onlar eli ile kontrol etmek
Çin işgal yönetimi son yıllarda tahsilli ve kendilerine sadık ve bağlı olduklarını düşündükleri biri kısım Uygurlardan imtiyazlı ve aynen ÇKP,üyesi etnik Han Çinilileri gibi devletin imkanlarından onlar gibi yararlanabilen bir zümre yaratmıştır.Bu adları Uygur ancak beyinleri Çinli satılmışlar zümresini toplumun arasına salarak,istihbarı bilgi toplamak,gammazlik ve muhbirlik yaptırmak eylemlerde onları ön saflarda kullanarak Uygurların de bu tepki eylemlerine karşı olduğu intibaını yaratmak istemektedir. Uygurlar arasında böylece fitne fesat ve nifak tohumları ekerek emperyalizmin Böl-Parçala ve Hükmet prensibini uygulamaktadır.
Müslüman Uygur Türklerinin Klasik Dini inançlarını Bozmak.Sapık görüş ve akımlara Halka Zorlamak
İşgalci Çin Doğu Türkistan’da yıllardan beri dini eğitimi yasaklarken,ibadetleri ve din eğitimini terörle eşdeğer Suçlar olarak tanımlayarak cezalandırmaktadır.Ancak.son yıllarda Müslüman Uygur Türklerinin yüzyıllardır bağlı oldukları ehli Sünnet Velcemaat temelli Matiridi ve Yesevi düşünce sisteminden gelen ve buna bağlı klasik ve geleneksel inanç,kanaat ve düşünece birliğini bozmak için bir kısım Uygur gençlerini Çin İstihbarat Örgütleri kanalı ile Terbiye ederek eğitmektedirler. Zorla kandırdıkları bir kısım gençleri Şiiliğin hakim olduğu İran’a Kum kentindeki Şii Öğreti Merkez ve Medreselerine ve bazı Arap ülkelerindeki İslam dışı sözde mezhep ve tarikat merkezlerine eğitim için yollamaktadır.Buradan Şii eğitimi alanların geri dönerek memleketlerinde yeni Şii ve diğer sünnet dışı aykırı mezhep ve inanç guruplarını oluşturmalarını desteklemektedir. Çin’in amacı şudur ; Müslüman Uygurlar ne kadar çok parçalanırlarsa onları yönetmek daha ucuz ve kolay olacaktır. Çin’in bu tertibi ile son yıllarda Yarkent,Kargalık ve diğer bazı bölgelerde küçük de olsa benzer sıra dışı mezheplere mensup guruplar oluşmuştur.
Çin’in eğiterek Savaş Bölgelerine Saldığı Uygur İSİS ve DAİŞ Militanları : 11 Eylul Terör saldırılarından sonra ABD.’nın başlattığı küresel çapta Terörle Topyekün Mücadeleden kendisi adına pay çıkarmak için Çin, bir günde “Uygur Terözminin ve Terörünün Mağduru” rolüne bürünmüştür.Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine uyguladığı assimislasyon ve soykırım uygulamalarını uluslar arası toplumun gözünden gizlemek ve üstelik onların destek ve yardımını alarak Çin’in mağdur ve mazlumü Uygur Türklerini mahkum ve toptan yok etmek istemektedir. Kendi yarattıkları sanal “Doğu Türkistan İslamı Hareketi” adındaki bir örgütü terör Listesine dahil etmiş ve bir çok Uygur Türkü’nü de terörist ilan etmiştir.
Çin yönetimi diğer yanden bu tertip ve iftiralarına meşru kılıf ve kanıt hazırlamak için İstihbarat elemanlarını işe salarak eğitimsiz,cahil ve işsiz ve güçsüz ancak samimi bazı Uygur gençlerini iğfal ederek zorla kandırmaya muvaffak olmuştur.ÇKP’nın Komünist ve Ateist Hitay Mollaları(!) ” Ortadoğu’da din Kardeşlerimiz ABD.Türkiye ve diğer NATO Üyesi emperyalist güçler tarafından işgal edilmek ve Müslüman kardeşleriniz katledilmek istenmektedir.Bunlara yardım etmek ve bu topraklardaki Cihat ve Gazat’a katılmak ve savaşmak farzdır.Katılmaz iseniz günah işlemiş olursunuz.,Ancak barış ve huzur içinde(!) yaşadığınız Şinjang’da Cihat etmek dinimizce haramdır.Aksini yapamaya kalkarsanız,büyük günah işlemiş olursunuz ve ayrıca Çin Ordusu sizleri anında yok edecektir.” Söylemleri ile savaş bölgelerine gitmelerini teşvik ve onların yol ve diğer masraflarını karşılayarak bu bölgelere salmaktadır. Bu tertiplerinde az da olsa başarılı olduğu söylense de uluslar arası toplum ve özellikle Türkiye kamu oyu Çin’in bu sinsi tertip düzenbazlıklarının farkına varmıştır.Kimse bu konuda artık Çin’in bu konudaki söylemlerine inanmamaktadır.
SONUÇ : yukarıdaki bizzat gözlem ve kanıta dayanan uygulamalar İşgalcı Çin’in Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerinin tamamen yok edilmesine yönelik uygulamalar olduğunu açık ve net olarak göstermektedir. BM. Örgütü’nün İnsan Hakları ihlalleri ve Savaş Suçları tarifine göre Çin yönetimi bu insanlık dışı uygulamaları ile sivil ve masum halka savaş kurallarını ugulayarak temel insan haklarını ağır derecede çiğnemekte ve İnsanlığa karşı savaş suçu işlemektedir.Ayrıca Çin yönetiminin Müslüman Uygur Türklerine karşı bu uygulamaları ırkçı ve faşist bir uygulamadır.Çin kendi ulusal çıkarları için kendisinden olmayan bir Milleti ; Müslüman Uygur Türklerini toptan imha ve yok etmek istemektedir. Bu ise, Hitler Almanyasındaki Faşist yönetiminin Yahudi ulusuna karşı uyguladığı soykırımdan farksızdır ve aynısıdır. Faşisizm nasıl ki bir insanlık suçu kabul edilerek mahkum ettirildi ise Çin’in yaptığı de aynı şekilde Pançinist temelli bir Çin ırçılığı ve Faşisizmidir. Çin’in bu insanlık dışı uygulamaları de Faşizim ve ırkçılık gibi uluslar arası ve insanlık dışı bir suç olarak kabul edelirek mahkum edilmelidir. (Yazı 2.bölümü ile bitmiştir.)
Teşekkür : Bu yazının hazırılanmasında Turkistantimes haber sitesinde yayınlanan ve İzci tarafından hazırlanan bir makaleden yararlanılmıştır.Kendilerine teşekkür ederiz.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Eğitim » Ekonomi » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER