Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)
Komünist Çin Ordularının Doğu Türkistan ve Tibet’i istila ve işgal etmelerinin 68.yıl dönümü Fransa’nın başkenti Paris’te yapılan yürüyüş ve protesto gösterileri ve yapılan basın açıklamaları ile kınandı ve protesto edildi.
08 Ekim 2016 Cumartesi günü yapılan Doğu Türkistan ve Tibet(teki Çin işgalı ve güncel durumun tartışıldığı bilimsel Toplantı”Semepozyum)’un ardından bir araya gelen kalabalık guruplar Çin Büyükelçiliği yakınlarına gelerek işgalı protesto ettiler. Eylemler protesto yürüyüşü,Protesto Mitingi Fransa Uygur Derneği ve Uluslar arası Tibet Milli Hareketi Fransa Şubesi ve Paris’te faaliyet gösteren Türk İnsan hakları aktivisti ve Doğu Türkistan gönüllüsü Sayın Tahsin Tek önderliğinde ve onun arkadaşları tarafından ortaklaşa düzenlendi. Paris’teki Çin Büyükelçiliği yakınlarında yapılan gösterilerde Çin’in Doğu Türkistan ve Tibet’teki baskı,zulüm,etnik assimilasyon dini ve ırkı soykırım uygulamalarına son vermesi ve işgal ettiği bu toprakları derhal terk etmesi ve asıl sahiplerine teslim etmesi istendi. Ellerinde Doğu Türkistan’ın ay yıldızlı Gökbayrağı ile Tibet’in simgesi bayraklar bulunan göstericiler çeşitli sloganlar söyleyerek bu ülkelerdeki Çin zulmünü protesto ettiler.Düzenledikleri kısa oyunlar ve skeçler ve gösteriler ile kamu oyunun dikkatine Doğu Türkistan ve Tibet sorununa dikkatini çekmek istediler.Fransa’da yaşayan UYgur Türkleri,Tibetliler,Fransa ve civar ülkelerde yaşayan Türkler ve STK.temsilcileri ile Fransız İnsan Hakları aktivisti Francis Sistiague ve arkadaşlarının katılarak destek verdiği bu etkinlikler Paris’te yaşayan Türk İnsan Hakları aktivisti ve Doğu Türkistan gönüllüsü Sayın Tahsin Tek’ın okuduğu basın bildirisinin okunması ile sona erdi.
BASIN AÇIKLAMASI
Sayın hanımefendiler Beyefendiler
geleceğimizin umutlari siz değerli gençler
Değerli basın mensupları
18. yüzyıldan bu yana işgal altındaki Doğu Türkistan’da, Müslüman Uygur Türklerine karşı sürdürülen sistematik katliam ve asimilasyon politikaları, bu gün de görüldüğü gibi şiddetle devam etmektedir.
Özellikle 1949’ta Çin Komünist devrimi sonrasında bu politikalar daha şiddetli şekilde sürdürülmektedir.
Dinleri, dilleri, kimlikleri ortadan kaldırılmaya çalışılan bu halkın ülkelerinin adı bile Çin dilinde “işgal edilmiş toprak” anlamına gelen Sincan diye anılmaktadır.
Ve ne yazık ki bizler dahi bütün Dünyayla beraber bu adı kullanmaktayız.
Bütün işgalci güçler gibi; etnik temizlik ve katliama tabi tutulan Uygurların yaşadıkları bölgelere sistematik olarak yerleştirilmiş Çinliler, başta başşehir Urumçi olmak üzere bir çok şehirde nüfus çoğunluğunu sağlamış durumdalar.
Devletin ve etnik Çinli göçmenlerin baskısı altında kalan Uygurların her ne kadar -guya Özerkliklerinden dolayı- özerk-serbest denilse de öz ana dilleri olan Uygur Türkçesi Ana ve İlkokuldan Üniversite’ye kadar bütün okullarda yasaklanmış durumdadır.
Camiler açık gözükse de gençlerin, memurların, öğretmenlerin camiye gitmeleri ve ibadetlerini yeri getirebilmeleri yasaktır.
Kuran-i Kerim okuyan ve kendi istek ve şartlarında İslamı yaşamaya çalışanlar da takip altındadır. En ufak talepleri bile Aşırı Dinci- Terörizm diye suçlanarak tutuklanmakta ve ağır cezalara carptırılmaktadır. .
Özellikle Kadınıların ,ÇKP,üyelerinin devlet memuru olanların ve 18 yaşından küçüklerin Camilere giriş yasaklanmıştır.
Özerk bölgenin işbirlikçi yöneticileri bir lütuf olarak Müslümanların sadece evlerinde ibadet ve dua etmelerine izin vermiştir!
Aziz Türk Milleti.
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
�Biri ecdadıma saldırdı mı, karşı koyar ve hatta boğarım!… �-Boğamazsın ki! �-Hiçolmazsa yanımdan kovarım. �Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; �Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. �
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Değerli Dindaş,Kardeş ve Soydaş Her Ulus’tan Gönüldaşlarımız.!!
Ancak kabul edilmelidir ki bizler Hz. İbrahim’i yakmak için kurulan o devasa ateşe su taşıyan karıncayı örnek aldık ve tarafımızı belli ettik.
Umuyoruz ve bekliyoruz ki Cenab-ı Allah enbiya suresi 69. Ayette buyurduğu gibi biz, ‘Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve zararsız ol’ dedik. İlahi fermanı tekrarlanacaktır.
Farkındayız.
Şu anda çok güçsüz ve dağınık haldeyiz.
Ama içimizdeki samimi inanmışlar hürmetine yardım gelebileceğini de biliyoruz.
Kızıl Çin geçmişi unutma sözlerimi tamamlarken geçmişten bir dipnot hatırlatmak istiyorum
“Mete Han Çin ordusu ile karşı karşıya gelmiştir. Etrafı gözetmek için veziriyle bir tepee çıkar ve bakar ki Türk ordusu Çin ordusu karşısında bir avuç karınca gibi duruyor. Veziri Mete’nin geri çekileceğini düşünerek Mete’ye sorar; ‘Ne düşünüyorsunuz efendim?’ Mete Han vezirine dönerek, ‘Bu kadar Çinliyi ben nereye gömeceğim?’ diye cevap verir ..
Siz değerli Doğu Türkistan sevdalıları
Esaret altındaki Uygur Türkü’nün paris de sesi olduğunuz için ve katılımlarınızdan dolayı hepinize teker teker teşekkür ediyorum bir başka etkinlikte görüşmek üzere Allaha emanet olun Aziz Türk milleti.!
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin
BENZER HABERLER