Son Dakika
New York Times başta Batı’nın önde gelen medya organları “Doğu Türkistan” ismini sadece “küresel çapta düzenlenen bombalı eylemlerle” veya “Terörizmle Mücadele” kapsamında değerlendiriyor. Bu küresel medya Çin yönetimi’nin Uygurlara karşı yürüttüğü baskı,zulüm etnik ayrımcılık ve dini ve ırkı soykırım uygulamalarına karşı “kör-sağır-dilsiz” bir tavır sergiliyor. Bu durum ise, küresel medyanın insan hakları noktasında sahip olduğu iki yüzlü, samimi olmayan ve çifte standardlı tutumunu açık ve net olarak gözler önüne seriyor. Bu tutum dahi tek başına batı’nın olay İslamo- Fobi Algısı ve İslamı toptan Suçlama ve Düşman ilan etme noktasında Çin ile hemfikir oldukları gerçeğini akıllara getiriyor. Çin,batı’nın İslamfobi algısını çok iyi kullanmakta veÇin tipi Maozimin islan karşıtlığı ve düşmanlığını Çin devlet terörü uygulayarak ve bu batılı ortaklıkları üzerinden Müslüman Uygur Türklerini vurmaya devam etmektedir.
Çin’in 11 Eylül saldırısını bahane ederek , Doğu Türkistan’daki Müslüman Uygur Türklerine karşı büyük ve ağır baskı ve zulümler yapıyor. Yıllar öncesinden kapattığı Mederese ve Dini eğitim Kurumlarından sonra kendi kurduğu Üniversitelerde tahsil görmekte olan Müslüman Uygur öğrencileri üniversitelerden sebepler ve bahaneler icat ederek bu Eğitimi kurumlarından kovarak,Uygur Türklerinin cahil kalamasını temin etmek istiyor.
Uygur Türkleri , tarih boyunca medeniyetlerin ve kültürlerin buluştuğu ve bir birlerini tanıyıp kaynaştığı geçiş ve düğüm noktası olan Doğu Türkistanda yaşıyorlar. Uygur Türkleri muhteşem tarihlerinin büyük bir bölümünde bağımsızlıklarını korudular ve Türk töresi gereğince bağımsız devletler kurarak tarihlerini ve kimliklerini koruyup devam ettirebildiler. Tarihi doğu Komşusu ve Türklerin ezeli rakibi Çinlilerin eğemenliği altına düştükleri zaman da hiç bir zaman hür ve bağımsız olma amaçlarından asla vazgeçmediler.Hür ve bağımsızlık için her fırsatta ayaklandılar bağımsız devletlerini kurarak ,bölgede kayda değer bir etki ve nüfuza sahip olarak yaşamlarını sürdürdüler.
En son 1949 yılında 2.dünya savaşı’nın galipleri büyük devletlerin dünya’yı payalaşmak için toplandıkları Yalta Konferansı’nda Batılı devletlerin lakıyıtlığı,Sovyet Dikmtatörü Türk düşmanı Stalin’in son ihaneti ile Doğu Türkistan son kez Çin’in nüfuz bölgesine terk edildi.Çin’deki iç savaştan galip çıkan Kızıl Diktatör Mau’nun 8. Ordusu marifetiyle en son Ekim 1949’da zorla işgal edilmiş oldu.
Çin işgal yönetimi, kendi anavatanlarında temel insanı haklarına sahip , hür ve bağımsız olarak yaşamak isteyen Uygurları “terörist” diye nitelendirip bağımsızlık hareketlerini sert bir şekilde bastırdığı gibi barışçıl ve şiddet içerikli olmayan hak ve hukuk arama taleplerini bile bile şiddetle cezalandırmaktadır.
ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİNİ İSLAM FOBİSİ ALGISI ÜZERİNDEN VURMASI
Çin hükümetinin, özellikle son yıllarda Batı’da artan İslam karşıtlığını da fırsat bilerek Uygurların ana vatanı Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türkleri kültürel açıdan da baskı altına alıp, sindirme ve asimilasyon politikalarını hızlandırdı.
1980 yılında “4’lu Çete”nin tasfiyesinden sonra Çin genelinde ebaşlayan kısmı özgürlük ve bahar havası’ndan sonra resmi olmayan ancak,açılmasına göz yumularak yasal işlem yapılmayan Medreseler ülke genelinde bir biri ardı sıra açılmaya başladı. Bu Medreselerin sayısı 1989’da 938’e kadar yükseldi.Ancak,05 Nisan 1990 Barın ayaklanmasını sahane eden İşgalcı Çin medreseleri birer birer kapatmaya başladı. En son Medresenin sonuncusunun eğitimi en son 1996 yılına kadar sürdürebildi. Bu Medreselerde yetişen ve sayılarının bir kaç onbin olduğu tahmin edilen bu medreselerde eğitim gören Uygur öğrenci memleketlerine zorla gönderildiler. , Kısa zamanda çok iyi derecede islamı eğitim alan bu din adamlarının ekseriyeti çeşitle bahanelerle tutuklandı ve hapsedildiler.
Devlet memurları ve öğrenciler ile devletten maaş alan işçilerin namaz kılmaları ve oruç tutmaları yasaklanıyor ve buna aykırı hareket edenler ise, işten atılıyor ve hatta ısrar edenler tutuklanarak cezalandırılıyorlar. ÇKP’ne direkt bağlı Din İşleri idaresi ve Siyası Danışma Konseyi üyeleri de olan 23 bin camide görevli imamların, cemaat hakkında ayrıntılı bilgi vermeye mecbur bırakılıyor.
Çin işgal ve sömürge yönetimi Müslüman Uygurların Ramazan ayında oruç tutmasını engellemek için her yolu deniyorlar. Çin yönetimine bağlı tüm medya organları internet siteleri, yoğun olarak Uygur Türklerinin yaşadığı Uygur Özerk Bölgesi’nde memurlar, öğrenciler ve çocukların oruç tutmasının yasaklandığının haberini sürekli neşrediyor. Ramazan ayında Lokanta ve Restoranların normal zamanlarda olduğu gibi faaliyet göstermesini emrediyor.Dini hassasiyetleri sebebiyle kapatanların ise,izinleri iptal ediliyor ve kapatılıyor.
Çin, Doğu Türkistan’da resmi kurumlar, okullar ve iş yerlerinde Müslümanların namaz kılmaları yasaklamış bulunmaktadır. İbadet ve Namaz yasağının yanında kadınların dini içerikli giysilerle iş yerlerine gelmeleri,hatta dışarıda seyahat ederek dolaaşmaları dahi yasaklanmış durumdadır., kadınların başörtüsü takması ve kişinin İslam dini mensubu olduğunu gösteren diğer sembollere hiç bir şekilde izin verilmiyor.
Kutsal İslam Dinini büyük Bir Tehdit olarak gören Çin’in Doğu Türkistan’daki Yasakları :
Doğu Türkistan’ın tarihi Kuçar şehrine yeni atanan etnik Çinli ÇKP genel Sekreteri Yang Faşing göreve atanır atanmaz, Uygur Müslümanlara akıl almaz yasaklar getirdiği belirtiliyor. Çkp genel Sekreteri Yang Faşing’in Kuçar şehrinde ilan ettiği yeni yasaklar maddeler halinde şöyledir ;
Çin İşgal Yönetimi Doğu Türkistan’da İslam’ı Çağrıştıran İsimleri Yasaklıyor
İşgâlci Çin, Doğu Türkistan’da İslâm menşe’ili 22 isme yasak getirdi. İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’da kullanımasını yasakladığı isimler ise şunlardır ;
Seyfullah, Seyfeddin, Müslime, Bilaleddin, Saddam, Arafat, Mücahid, Mücahidullah, Esedullah, Abdulaziz, Cundullah, Zikrullah, Şemseddin, Nasrullah, Fahreddin, Ayşe, Fatma, Hatice, Asenat, Muhlise, Munise
İşgalci Çin’in bu yasağına karşı çıkan Doğu Türkistanlı Müslümanlara yüklü miktarda para ve hapis cezası vermekle tehdit ettiği gelen haberler arasında.
Çin’in bu yasaklarına gerek dünyadan, gerekse İslam âleminden hiçbir tepki gelmemesi, Doğu Türkistanlı Müslümanlar için yeni yasakların kapısını aralıyor!
ÇİN’İN İSLAM DÜNYASINI ALDATMA PROJESİ ‘’ ‘DÜNYA MÜSLÜMANLARI ŞEHRİ ATAĞI ’’
Burada Çin kurnazlığı yine devrede. Çin’in Müslüman Uygur Türklerine uyguladığı baskı nedeniyle Ortadoğu’daki Arap ülkelerinin Çin’deki Müslüman kente ilgisi beklenenden az olabilir.
Yeni projeyle Müslüman dünyası ve Ortadoğu’lular için bir çekim noktası meydana getirmeyi ve dünyadan Müslüman turistleri ağırlamayı amaçlayan Çin hükümetinin parkında, Müslümanların kendilerini ‘evlerinde hissetmesi’ için her şey düşünüldüğü belirtiliyor.
4 milyar dolarak mal olması beklenen ‘Dünya Müslüman Şehri’ne Müslüman ülkelerden insanların gelmesini kolaylaştırmak amacıyla Amman ve Kuala Lumpur’dan direkt uçuşlar da başlatılacak.
Küresel Medya’nın Doğu Türkistan İhanetleri
Küresel medyanın Çin işgali altındaki Doğu Türkistandakı İnsan hakları olaylarına Çin’in gözüyle bakması Doğu Türkistan’da Çin tarafından yapılan vahşetin sadece Çin’e karşı ideolojik tepkiye dayalı olması ve olayların ayrıntılı bir şekilde yer almayışı küresel medya açısından çok manidar ve düşündürücü bulunuyor. Newyork Times ise “Doğu Türkistan” ismini sadece “küresel çapta düzenlenen bombalı eylemlerle” ve“Terörizmle Mücadele” kapsamında değerlendirmesi ve onlara yapılan etnik ve dini ayrımcılığa karşı “kör-sağır-dilsiz” oluşu küresel medyanın insan hakları noktasında sahip olduğu çifte standardı gözler önüne sermektedir. Bu olay İslamo- Fobi Algısı konusunda Çin ile hem fikir oldukları gerçeğini gösteriyor.
BENZER HABERLER