DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİ VE TİBETLİ’LER,CENEVRE’DE İŞGALCI ÇİN’İ PROTESTO ETTİLER

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Diaspora’daki Doğu Türkistan Türklerinin en üst  Şemsiye organı Almanya merkezli Dünya Uygur Kurultayı ile Doğu Türkistan ile aynı kaderi paylaşan Tibet Halkının diasporadaki Uluslar arası Tibet Hareketi ile ortakalaşa düzenlediği “İşgalcı Çin’i Protesto yürüyüşü ve Mitingi ” İsviçre’nin Cenevre şehrinde Birleşmiş milletler Ofisi’nin önünde gerçekleştirildi. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Uygur Türkleri Sivil Toplum Kuruluşlarının önderliğinde Cenevre’ye akın ettiler. İsviçre Türk Federasyonu başta Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren Türk Federasyonları ve Sivil Toplum Kuruluşları ilanlar ve bildiriler yayınlayarak  ve açıklamalar yaparak üyelerini ve bu ülkelerde yaşayan Türklerin de  bu etkinliklere katılarak Doğu Türkistan Türklerine destek vermelerinii talepe ettiler. 16 Eylul Cuma günü saat 11,oo’de toplanan  ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden Cenevre’ye gelen Uygur Türkleri ve Tibetliler, BM önünde Çin’i protesto  eylemlerine  başladılar.

Anadolu Ajansı (AA)’nın Cenevre’den bildiridiğine göre   Almanya merkezli Dünya Uygur Kurultayı ile Uluslara arası Tibet Hareketi’nın ortaklaşa gerçekleştirdikleri bu etkinlikte Uygur Türkleri ve Tibetliler  Ülkelerini işgal eden ve Uygur Türkleri ile Tibetlilere karşı baskı,zulüm assimilasyon ve soykırım uygulayan Çin Halk Cumhuriyeti’ni  İsviçre’nin başkenti Cenevre’deki Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önünde  protesto ettiler.

Cenevre Gölü kıyısındaki bir otelin  önünde toplanan Dünya Uygur Kongresi, Tibet İçin Uluslararası Kampanya ve İsviçre ve Lihtenştayn Tibet Topluluğu adlı kuruluşlara mensup yaklaşık bin kişi, BM Cenevre Ofisi’ne doğru yürüyüşe geçti.

Uygur Türkleri ve Tibetli Budistlerin temsilcileri, BM Ofisi’nin önünde, sivillere yönelik silahlı şiddete karşı olmayı sembolize eden kırık sandalye etrafında kurulan platform üzerinden toplanan kalabalığa hitap etti. Miting&de konuşan Dünya Uygur Kongresi genel Başkanı Rabia Kadir Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal ettiği 67 yıldan beri Müslüman Uygur Türklerine ekarşı günden güne şiddetini arttıran bir şekilde baskı,zulüm,katliam,etnik ayrımcılık,dini ve ırkı soykırım uyguladığı belirtti.Çin’in bu insanlık dışı uygulamalarının BM.insan hakları sözleşmesi  ile  uluslararası yasalara tamamen  aykırı olduğunu ifade ederek ” Uygur Türkleri tarihin en eski Milletlerinden biridir.Onlar Türk-İslam ve dünya medeniyetine çok büyük katkılar yapmışlardır.İşgalcı Çin,Doğu Türkistan Türklerini toptan imha ederek,yer yüzünden  silip yok etmeye çalışırken,ayni  zamanda köklü bir kültür ve medeniyeti de  birlikte yok ediyor.” şeklinde konuştu.

Daha  sonra Tibet Temsilcisi ile UYgur Türkleri ile Tibetlilere destek amacı ile gelen  Avrupa’da faaliyet gösteren İnsan Hakları ve hukuk teşkilatları temsilcileri ile TÜrk STK.ları  vekilleri de birer konuşma yaparak Çin’in Doğu Türkistan ve Tibet’te uyguladığı soykırım politikalarını kınadı ve bu  uygulamalara bir an önce son vermesi gerektiğini belirttiler.

AA muhabirine konuşan Dünya Uygur Kongresi Genel Sekreteri Dolkun İsa, Çin’in Doğu Türkistan ve Tibet’te uyguladığı dini baskılara karşı bütün dünyaya seslerini duyurmak için toplandıklarını söyledi. Genel sekreter İsa, halen Cenevre’de BM İnsan Hakları Konseyi’nin 33. Oturumu’nun devam ettiğini hatırlatarak, BM’nin  Doğu Türkistan ve Tibet halklarının seslerine kulak vermesi ve insan hak ve özgürlüklerinin garantiye alınması için Çin’e baskı yapılması çağrısında bulundu.

Çin’de Müslüman ve Budistlerin aynı kaderi paylaştığı görüşünü dile getiren İsa, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Avusturya ve Lihtenştayn ve İsviçre’deki Uygur Türkleri ve Tibetlilerin yanı sıra, bazı insan hakları kuruluşlarına mensup üyelerin de söz konusu protesto gösterisine katıldığını kaydetti.

Öte yandan, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Almanya Münih Şubesi’nin bazı üyelerinin de Uygur Türkleri ve Tibetlilere destek vermek için Cenevre’ye geldigi görüldü.

Göstericiler, yapılan konuşmaların ardından, ellerindeki Doğu Türkistan ve Tibet bayraklarıyla birlikte, alandan olaysız şekilde ayrıldılar.