logo

trugen jacn
16 Ağustos 2016

ÇİN’İN SÖMÜRGESİ DURUMUNA DÜŞÜRÜLEN TÜRK CUMHURİYETLERİNİ BEKLEYEN TEHLİKELER (3.VE SON BÖLÜM)

Mehmet Emin Hazret

Mehmet Emin HAZRET

Türkistan  Topraklarına  Çin’in Parası ile Birlikte Gelen  Kitlesel  Çinli Göçmen Nüfusu

Türk Cumhuriyetlerinde Çin’ın  yatırımları arttıkça, bu ülkelere gelen  Çin göçmenlerin sayısı  de artmaktadır. Bu ülkelerdeki Çinli göçmen işçilerin sayısının  milyon mertebesine  yaklaştığı tahmin edilmektedir. Çinli Şirketlerin işlettiği  Petrol  sahaları ve kuyuları,  maden ocakları ve diğer  bütün Çin yatırım projelerinin her birinde binlerce,  on binlerce Çinli  işçi çalışmaktadır.

Sadece Tacikistan’ı ele alırsak, bu ülkede bulunan bütün doğal kaynakların ve bunların çıkarıldıkları ocak ve tesislerin tamamı Çinlilere verilmiştir.   Hatta  Tacikistan’ın çeltik, buğday, pamuk üretimi ve tarlalarının  ekimi ve işletilmesi dahi   çoktan Çinlilere teslim edilmiştir. Şu anda kendi  ana vatanında işsiz kalan 1,5 milyon Tacikistan  vatandaşı, Rusya’ya gidip gurbette çalışmaktadır. Tacikistan,Kazakistan ve Kırgızistan  başta olmak üzere  bir çok Türk Cumhuriyetlerinde,bu ülke vatandaşları kızlar ile evlenen ve bu evlilikleri kullanarak bu ülkenin vatandaşlığına geçen Çinlilerin sayısı hızla artmaktadır. Moğolistan ve  Türk Cumhuriyetlerinde bu ülke vatandaşları ile evlenerek bu ülkelerde ömür boyu kalma imkanı kazanan Çin vatandaşları için 1990’lı yıllardan beri Çin yönetimi bunlara cazip parasal destek ve  yerleşmeleri için mali imkanlar sağlamakta ve  bu Çinlilerin bu ülkelere yerleşmelerini teşvik etmektedir.   Bu ülkelerde evlenen Çinlilerin  ev alabilmeleri, iş kurabilmeleri için  yüklü miktarda karşılıksız para vermektedir.
Günümüzde  Türk Cumhuriyetlerinin yöneticileri,elitleri ve Bürokratları   Çin’in bu sinsi planlarına gereken önemi vermemekte ve hassasiyet göstermemektedirler.  Günlük politika ve diğer işlerin  peşindedirler. Çin yönetimi özellikle, bu ülke Liderlerine çok önem veriyorlar.Onları sık sık   Ülkelerine ve başkent  Pekin’e davet etmekte ve olağanüstü ve aşırı saygı, sevgi gösterisinde bulunmaktadır. Onların hoşnut etmek  için kendilerini her türlü ikramlara ve kıymetli hediyelere boğmaktadır. Çin devlet başkanı Şi jinpeng , Kazakistan devlet başkanı Nursultan Nazerbayev’i, Eylül ayında Çin’in  Hangju şehrinde gerçekleştirilecek  G20 Ülkeleri Zirve Toplantısına  şeref misafiri olarak davet etmiş bulunuyor. Çin’in, G20 Ülkeleri  üyesi olmayan  Kazakistan Liderine yaptığı bu davetin Kazak Liderini çok memnun  ettiğini, Kazakistandaki  Rusça medyada  dile getirilmektedir. Ancak, bize acı veren,  üzüntü ve endişemize yol açan husus, bu durumun,  bu ülke  aydınları ve kamu oyunca yeterince değerlendirilmemiş olmasıdır. Türkistan coğrafyasında günden güne şiddetini arttıran bir şekilde, bu ülkelere karşı   sinsi ve derinden yapılan Çin ileri hamlelerinin  ve Çin yayılmacılığı  tehlikesinin farkına varılamaması bizlere  büyük  ıstırap vermektedir.

Büyük, güçlü ve Çin gibi emperyal, küresel güç olma iddiasındaki  devletler, ulaşım ve enerji yollarına yatırım yaparken bin düşünüp, bir karar verirler. Büyük yatırımlarını koruma altına alma güç ve potansiyeline sahip olmadan ve zorunlu olduğunda askeri güç kullanma seçeneği dahil tüm plan ve stratejik projelerini hazırlayarak  masasında hazır bulundurmadan  milyarlarca büyüklükteki   yatırımlarını  dış ülkelerde  asla yapmazlar.
Panama kanalına 1880 tarihinde ilk yatırım yapan iş adamı Fransız Ferdinand Marie Vicomte de Lesseps idi. O zaman Panama,  Kolombiya devleti’nin bir vilayeti idi. Panama kanalı projesini ele geçirmek isteyen ABD. 1903’de Fransız ve İngiliz askeri gücünü  bu ülkeden kovdu  ve  Kolombiya hükümeti ile Panama kanalı projesi konusunda yeni bir anlaşma imzaladı. Ancak, Kolombiya parlamentosu  bu antlaşmayı ret etti.  Bunun üzerine  3 Kasım 1903 tarihinde ABD ordusu Panama’da karaya askerlerini çıkardı ve güç kullanarak Panama Vilayetini Kolombiya devletinden ayırarak bağımsız bir devlet olmasını sağladı ve  18 Kasım günü Panama Cumhuriyeti ilan edildi. ABD, Panama kanalı projesini üstlendi ve sonsuza dek Panama kanalının  işletme hakkına sahip oldu. O günden günümüze kadar ülke parası olarak ABD.doları kullanan Panama, Washington tarafından yönetilmektedir.
Süveyş kanalı da, İngilizlerin, Hindistan baharatı, Çin ipeği ve Arap körfezi petrollerini Avrupa pazarına taşıma maksadı ile gündeme gelmiştir. İngilizler 1822 de Osmanlıyı Mısır’dan çıkarıp, kendisi işgal etmiştir. Ak denizi Kızıl denize bağlayan Süveyş kanalını İngilizler ve Fransızlar birlikte  yapmak üzere anlaştılar ve 25 nisan 1859 da kanal inşaatını başladı ve 17 kasım 1867 tarihinde  Süveyş kanalı resmen deniz trafiğine  açılmış oldu. Gerçi Mısır 1922 de bağımsızlığına kavuşmuş olsa da, İngiliz ve Fransızlar kanalın işletme hakkını elinde tutmaya devam etti.  Mısır Cumhurbaşkanı Nâsır, 26 Temmuz 1956 yılında Süveyş Kanalını millileştirmiştir. Fransa, İsrail ve İngiltere  ortaklaşa Ekim ayında Mısır’a saldırdı ve kanalın her iki sahilini işgal ettiler.  BM’lerin aracılığı ve ABD’nin baskısı ile  İngilizler ve Fransızlar anlaşma yapmak zorunda kaldılar. Mısır devleti çok büyük tazminat ödedikten sonra, işgalcı ülkelerin  orduları ancak,  Mısırdan çekilmiştir.
Çin çok geç kalkınan ve kendisine çok geç gelebilen bir ülke olduğu için,  okyanuslardaki stratejik ulaşım  yolları ile  enerji  taşımacılığında  kilit öneme sahip  olan  Pasifik Okyanusundaki Malakka Boğazı gibi stratejik geçiş noktaları ABD. başta  batılı ülkeler tarafından  çoktan bölüşülmüştü. Batı’nın  bu bölgelerdeki deniz ve  okyanuslarda uyguladığı stratejisini, Çin günümüzde Avrasya coğrafyasında karadan gerçekleştirme yoluna gitmektedir. Bunun için yer altı kaynakları zengin, parçalanmış ve ufalmış, modern sanayi ve ekonomik gücü olmayan, askeri gücü sıfıra yakın Orta Asya Türk cumhuriyetlerini, Çin,kendisi için eşi  bulunmaz bir tarihi fırsat olarak değerlendirilmektedir.

Gün Gelecek,  Çin bu ülkelerde kurgular ve ayak oyunları ile istikrarsızlıklar meydana getirebilecektir.Çin bu konuda çok mahirdir. Çin gerekçeler,sebepler yaratarak  Çin  endüstrisinin can damarı olan  Enerji  nakil hatları ile yollarını ve yatırımlarını Korumak bahanesi ile bu Kardeş Cumhuriyetlerimize askeri müdahalede bulunabilecek  ve bunu yapmaktan hiç tereddüt etmeyecektir. Çünkü Çin, yakın zaman tarihinde  kuzey, doğu, güney sınırında hep kaybetmiştir. Çin son 300 yıl içinde denizdeki askeri hareketlerinde hiç bir başarı elde edememiş, hep kaybetmiştir. Doğuda kaybettiklerini batıdan elde etmiştir. Çin, batıda Türk toprakları üzerinde genişleyerek bugünkü büyüklüğe ulaşmıştır. Bu defa da, karşı koyacak güce sahip olmayan Türk toprakları üzerinde ilerleyeceklerdir.

Saatli Bomba Üzerine Oturtulan Türk Cumhuriyetleri

Türk Cumhuriyetlerinin kendi aralarındaki  toprak paylaşımı, etnik gerginlik ve bundan kaynaklanan sorunlar ve bu coğrafyanın hayatı önemdeki ortak akar sularının paylaşımı  konusundaki tehlikeli pay hattı hala dondurulmuş  ve buz dolabına kaldırılmış durumdadır.Bu  dondurulan sorunlar yumağı henüz  buz dolabından çıkarılmamıştır. Çarlık Rusyasının 1860’lı yıllarda Türkistan’ı  ilk işgal ettiklerinde Bolşevik devrimine kadar   “ Türkistan Gobirnatorlugu = Türkistan Genel Valiliği” diye adlandırdığı bu topraklar, Lenin’in ölümünden 2 sene sonra, yanı 1926 da Sovyet Diktatörü Stalin tarafından Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan diye 3 Cumhuriyete ayrılmıştır.  Tarihten beri Özbek Türklerinin yaşadığı  ve bugün Türkmenbaşı adı verilen büyük bir kısım topraklar Türkmenistan’a verilmiştir. Tamamının  Özbek Türklerinin oluşturduğu ve onların tarihi yerleşim bölgesi ve çok verimli bir tarım havzası olan  Çimkent bölgesi Kazakistan’a  tabi kılınmıştır.

1934- 36. Yılları arasında Özbekistan’ın Oş ve Celalabat bölgesi ile  Kazakistan’ın bir bölümü  Stalin tarafından alınarak yeni bir  Kırgızistan Sovyet Cumhuriyeti   adı ile yeni bir devlet kurulmuştur.   Aynı şekilde Özbekistan’ın büyük bir bölümü elinden alınarak yanı  bir parçası kopartılarak Tacikistan Sovyet Cumhuriyeti tesis edilmiştir.   Tacikistan’da 1992 -1997  yılları arasında  devam eden iç savaşta Özbek ve  Tacik etnik  faktörü de çok önemli yer tutmaktadır.  Mayıs – haziran 2010′ da  yine Kırgızistan’ın Öş ve  Celalabat bölgelerinde  patlak veren Özbek- Kırgız Kardeşlerimizin etnik temelli  çatışmaları  bir başka dikkat çekici olaydır.
Uzun yıllardan beri Çin, Özbekistan’ı Kazakistan’a karşı silahlandırmaktadır. Özbekistan’ın askeri komuta kademesi ve polis şefleri Çin’de eğitim görmektedir. Çin onları burslu okutuyor. Buna karşılık, Rusya ise Kazakistan’ı silahlarla donatmaktadır.
Bir başka gelişme ise Çin kredisi ve yardımı ile Tacikistan ve Kırgızistan’da yapılmakta olan dev hidroelektrik santral inşaatlarıdır. Bu santraller için Özbekistan dış işleri bakanlığı defalarca bu ülkelere protesto notası vermiş ve santral inşaatlarının durdurulmasını talep etmiştir. Özbekistan Lideri İslam Kerimov, Tacikistan’ı uyararak “ Hidroelektrik santraller durdurulmazsa, savaş çıkacaktır.” Açıklamasından bulunmuştur. Buna karşılık Çinli Yüklenici Firma bu tehditlere aldırmadan Rus mühendisleri  öne sürerek  Santral inşaatını devam ettirmektedir. Özbekistan’ın Fergane vadisi genişliği 150 km, uzunluğu 300 km lik  çok verimli bir tarım havzasıdır. 31 Milyonluk  Özbekistan  nüfusun 20 – 25 milyonu bu  bereketli Vadi’de   yaşamaktadır. Tanrı dağlarından gelen bereketli sular  Sir derya’yı Kırgızistan,  Pamir dağlarından gelen  Amu derya’nın  suyunu Tacikistan kesecek olursa 20 – 25 milyon Özbek’in hayat  damarları kesilmiş olacaktır. Tacikistan ve Kırgızistan  bu can damarı akar suları kullanarak ve bu suları inşa ettiği barajlarla keserek bunu bir koz olarak kullanmak suretiyle  Özbekistan’dan su karşılığı doğal gaz talep edebilir. Türk boyları arasında tarihte  defalarca görüldüğü gibi,  (Allah korusun) sonu gelmez  iç savaş kaçınılmaz hale gelebilir.
Günümüzde Batı Türkistan’ın omurgası olarak bilinen Özbekler ile ekonomik zenginliği ve  kalkınma hamleleri ile   bölgenin yıldızı  olarak  yükselen Kazaklar arasındaki bölgesel üstünlük  ve dar anlamda   boy ve  etnik üstünlük anlayışı tavan yapmış durumdadır. Bölgeyi ateşe vermek için bir tek kibrit yeter, artar bile.
Türkistan Coğrafyasında geçen yüzyılın başlarında  sinsi Türk düşmanı ve Celladı Stalin’in ektiği ayrıştırma,bölerek ve parçalayarak yönetme,kardeş halklar arasına ayrılık ve fitne fesat sokma ve benzeri sinsi zehirli tohumlar maalasef,günümüzde meyvalarını vermeye başlamıştır. Bütün bu etnik çekişmeleri ve rekabetleri ve bölge ülkeleri arasındaki sorunları  kendi lanetli plan proje ve hesabı bağlamında Çin yönetimi çok  iyi değerlendirmekte ve kullanmakatadır.  Diğer yandan aynı Çin, Pekin ve Urumçi’de sık- sık Taliban Liderlerini ve komutanlarını  ağırlamaktan geri durmamaktadır. Doğu Türkistan’daki masum Uygur Türklerini Taliban üyesi veya militanı olmakla suçlayarak katleden ve hayatlarını karartan  Çin yönetimi,  Afganistan’ın  seçimle iş başına gelmiş, meşru ve yasal hükümetinin bütün itirazlarına rağmen, Taliban ile dirsek temasını  açıkça sürdürmektedir.

Türkistan Bölgesi’nin tarihten beri Çin’e ait olduğu yalanına Çin halkını inandıran  günümüzün Pekin yönetimi, başka birilerini işe salarak  Türkistan  Coğrafyasını  onların eli ile  yeni bir  Suriye’ye dönüştürürse kimse buna şaşırmamalıdır. Çin, Türkistan Cumhuriyetlerindeki yatırımlarını ve   “ Enerji yollarının güvenliğini sağlamak bahanesiyle  ÇKP.emrindeki 2,5 milyonluk  “Çin Halk  Kurtuluş Ordusu”nu    bu ülkelere  her an sokabilir.

Merhum Liderimiz İsa Yusuf Alptekin’in anlattığı bir anı çok manidardır ve günümüze de ışık tutmaktadır.

 2.Ordu Komutanmarımızdan Merhum Orgeneral Bedrettin Demirel  bir toplantı’da Liderimiz Alptekin beyle karşılaşır ve kendisine  başından geçen bir olayı nakleder.   1984′ yılının 01 Ekim günü Çin’in Devlet günü dolayisiyle Ankara Büyükelçiliğinde bir resmi davet vardır ve kendisi de davetlidir.  Resepsiyon’da   Çin’in Ankara Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Bir Çinli General yanına gelir ve kendisine şöyle dediğini nakleder ; ”  Sayın Orgeneral; Biz Çin devleti olarak   21.yüzyılda Hazar denizinin doğu sahiline kadar gelerek Türkiye ile Komşu Olacağız.”der.Bunun üzerine Orgeneral Demirel bunun nasıl olacağını sorar.Çinli General biz 742 yılında Talas Savaşı’nda Hazar sahillerine kadar gelmiştik.O tarihten beri bu topraklar bize aittir.Biz güçleniyoruz ve ileride bizim olan bu toprakları alacağız.der. Bunun üzerine bizim General de Çinli Ataşe’ye “Sayın General,Talas savaşı doğrudur.Ancak,siz  200 bin kişilik bütün  ordunuzu  Talas savaşında ölü olarak bıraktınız ve  bin 200 kişi zor canınızı kurtararak ülkenize kaçabildiniz.” cevabını yapıştırır.Bunun üzerine Çinli Ataşe oradan hemen uzaklaşır. Ancak, Çinili Ataşe’nin 32 yıl önceki söylemleri bugün adım adım gerçekleşiyor ve Çin ileride böyle devam ederse hazar kıyılarına da gelebilirler.  Çin’in ” Hazar kıyısı komşuluğu”  söylemi  her an gerçekleşebilir.
“Bir Müsibet, Bin Nasihattan  evladır” ata sözü  bütün  Türklerin ve onun tüm  boylarınca bilinen ve çokça  tekrarlanan  ortak ata sözümüzdür.

  Türk Cumhuriyetleri’nde yaşayan Kardeşlerimiz ;  başlarınıza biz Doğu Türkistanlı Kardeşleriniz  gibi ağır  bir müsibet gelmemesi için  bizim haykırışlarımıza kulak tıkamaya devam etmeyiniz LÜTFEN !           (YAZI BİTTİ.)

 TÜRKLERİN ONURU VE GURURU OLAN TÜRKİSTAN CUMHURİYETLERİNDE YAŞAYAN ÇOK AZİZ KARDEŞLERİM ; 

” ÇİNLİLERİN TATLI SÖZLERİNE, YUMUŞAK İPEĞİNE, BİR BİRİNDEN GÜZEL ALIMLI  VE GÖZÜNÜZÜ OKŞAYAN  ENVAİ ÇEŞİT HEDİYELERİNİN CAZİBESİNE  KAPILMAYINIZ  VE ONLARA ASLA KANAMAYINIZ .”

  • ALDANMANIN VE KANMANIN SONU ÖLÜMDÜR,GERİ DÖNÜŞÜ YOKTUR   VE YOK OLMAKTIR.!
  • BİZ DOĞU TÜRKİSTANLILARIN  DURUMUNU  GÖRÜN VE  İBRET ALINIZ  !

 

Kaynaklar:

  1. 中国在中亚的角色与利益
  2. IS进逼中亚 中国投资或受威胁
  3. 乌危机让俄无暇他顾 中国趁机进军中亚
  4. 俄智库:俄困境殃及中亚 中国势增
  5. 中国在中亚地区无与伦比的影响
  6. “丝绸之路经济带”能为中亚带来什么?
  7. 地图:盘点中国在新丝路上的关键建设
  8. 土库曼斯坦年供中国天然气将达650亿方
  9. 中亚对中国的战略重要性
  10. 论中亚的战略地位及与中国的关系
  11. 中国企业承建的“中亚第一长隧”实现全隧轨通
  12. Korgas Sınır Kapısı, İpek Yolu’ndaki yeni ticari geçit
  13. Хоргос (Хоргос) – Актау (Актау) железной дороги
  14. Газопровод Туркмения — Китай
  15. Железнодорожная магистраль Китай — Киргизия — Узбекистан
    ПОЛИТИКА КИТАЯ В ЦЕНТРАЛЬНОЙ АЗИИ
  16. Китай придает большое значение участию Назарбаева в Саммите G20
Etiketler: » » » » » » » » »
Share
1157 Kez Görüntülendi.