Son Dakika
Türkiye’de siyası partilerin Doğu Türkistan davası ve Türk dünyasına bakış açısını ne yazık ki savundukları ideoloji belirliyor. Halbuki Doğu Türkistan davası Türk dünyası Partiler üstü olması gereken bir milli davadır.
Türk dünyası ve onun kanayan yarası Doğu Türkistan davasının Türkiye’de savunucuları,Türkiye cumhuriyetinin kuruluşundan günümüze hep Türk milliyetçileri Türklük sevdalıları olmuş,Ümmetçi kesim diye bilinen İslamcılar ise zaman, zaman Doğu Türkistan davasına sahip çıkmaları zayıf kalmış, asıl sahiplendikleri ‘’ Filistin davası ‘’ olmuştur.
YÜCEL TANAY
Türkiye’de siyası partilerin Doğu Türkistan davası ve Türk dünyasına bakış açısını ne yazık ki savundukları ideoloji belirliyor. Halbuki Doğu Türkistan davası Türk dünyası Partiler üstü olması gereken bir milli davadır.
Türk dünyası ve onun kanayan yarası Doğu Türkistan davasının Türkiye’de savunucuları,Türkiye cumhuriyetinin kuruluşundan günümüze hep Türk milliyetçileri Türklük sevdalıları olmuş,Ümmetçi kesim diye bilinen İslamcılar ise zaman, zaman Doğu Türkistan davasına sahip çıkmaları zayıf kalmış, asıl sahiplendikleri ‘’ Filistin davası ‘’ olmuştur.
Ümmetçi kesim, Ümmetin bir parçası olan Doğu Türkistanın Müslüman Türklerini savunmak yerine İslamcılığın odağına Arapçılığı oturtarak,’’ Filistin davasını’’ savunmuşlar. Doğu Türkistanda yaşananlar, Filistin’de yaşananlardan binlerce kat kötü olmasına rağmen..
Türkiyede bugün var olan veya varlığı sona eren siyası partilerin Doğu Türkistan ve Türk dünyasına bakış karnesine bir göz atarsak..
ANAVATAN PARTİSİ (ANAP)
ANAP’ın kurucusu merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal Türk cumhuriyetleriyle ilişkileri geliştirmekten yanaydı. 1992’de, Merhum Uygur lider İsa Yusuf Alptekin’le Cumhurbaşkanı Turgut Özal arasında gerçekleşen görüşmede, Alptekin’in Doğu Türkistan bayrağını Özal’a vererek; “Doğu Türkistan davasını size emanet ediyorum” demesi üzerine, Özal şu cevabı vermiştir: “Burada ilan ediyorum ki, Doğu Türkistan davasını üzerime alıyorum. Sovyet yönetimi altındaki Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını ilan ettiler. Şimdi sıra Doğu Türkistan’a gelmiştir. Arzumuz, Türk halkının eski ata yurdunun bir devlet haline gelmesidir.” Fakat ondan sonraki devirde Başbakan olan Mesut Yılmaz 1998’de Çin ve Doğu Türkistan ile ilgili gizli bir genelge yayınlarak. Çin’in Türkiye’de sürgünde bir Doğu Türkistan hükümeti kurulmasını istemediğinin vurgulandığı genelgeyle, Rabiya Kadir gibi Uygur Türkü liderlerinin faaliyetleri kısıtlanıyor, gösterilerde Çin bayraklarının yakılmasının engellenmesi istedi .
23 Aralık 1998 tarihinde dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz imzası ile yayınlanan Başbakanlık Genelgesi’yle Türkiye’deki Doğu Türkistanlılar’ın faaliyetlerine kısıtlama getirildiği ortaya çıktı. 1997 şubatında Doğu Türkistanlılar hükümete karşı ayaklanınca Çin protestoları kanlı bir şekilde bastırmıştı. O dönem Türkiye’de yine Çin’e karşı protestolar yapılıyor, Çin bayrakları yakılıyordu. Bundan rahatsız olan Çin, Türkiye’de sürgünde Doğu Türkistan hükümeti kurulacağı duyumlarını da alınca Ankara’yı uyarmıştı.
Mesut Yılmazın: “Doğu Türkistan, Çin toprağıdır.” sözü Doğu Türkistanlılarda hayal kırıklığı ve tramvaya neden olmuş.
DOĞRUYOL PARTİSİ (DYP)
1991’de Merhum Uygur lider İsa Yusuf Alptekin, Başbakan Süleyman Demirel’le görüşmüş ve Doğu Türkistan davasını anlatmıştır. Bu görüşmenin sonunda Demirel; “Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin Çin tarafından asimilasyona uğramasına izin vermeyeceğiz ve gerekirse, konuyu BM’ye götürebiliriz.” ifadesinde bulunmuştur. Fakat 2000 yılında, Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin’in Türkiye ziyareti esnasında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel şu ifadede bulunmuştur: “Uygur Türkleri, sadık yurttaşlar olarak Çin’in değerli bir parçasıdırlar. Onlar, ülkelerimiz arasında kurulan dostluk köprüsüdürler. Türkiye’nin politikası Çin’in toprak bütünlüğünün korunması ve içişlerine karışmamadır. Sözü tutarsızlık içerir.
REFAH VE SAADET PARTİSİ ( RP VE SP)
Merhum Necmettin Erbakan, yaptığı açıklamada “bizim başlattığımız D–8 oluşumu nihai hedefe ulaşmış olsaydı, bugün yeryüzünde oluk oluk Müslüman kanı akmayacak, insanlık da huzur bulacaktı.” Doğu Türkistan özgür olacak demişti.
Erbakanın vefatından sonra Refahın yerine kurulan Saadet partisi Türk Dünyası’na özel politikalar üretmemiş, Azerbaycan, Kırım, Kıbrıs gibi güncel dış politik meseleler olarak atıflarda bulunmuş. Çeçenistan, Bosna, Afganistan gibi örneklerle birlikte Doğu Türkistan’a da atıf yapılması olumlu ve önemli bir detay. Ama Partinin politikaları ana ekseni Arap dünyası ve İslam coğrafyasıyla ilgili olması
DEMOKRATİK SOL PARTI (DSP)
2002 yılında Çin başbakanı, Rongji’nin Türkiye ziyaretinde, Çin Başbakanı ile bir basın toplantısı gerçekleştiren, Başbakan Bülent Ecevit, Doğu Türkistan’daki bağımsızlık hareketi ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine, şu cevabı vermiştir: “Biz yalnız Türkiye’de değil, dünyanın her ülkesinde bağımsızlık hareketine karşıyız. Doğu Türkistan’da herhangi bir bağımsızlık hareketi desteklememiz mümkün değildir.
Aynı ziyarette, Rongji bütün Doğu Türkistan ayrılıkçı teşkilatlarını ‘terörist teşkilat’ ve bazı kişileri ‘terörist’ ilan etmesini istemiş, ancak Ecevit, “teröre bulaşmamış Türkistanlılara terörist denilmesinin uygun olmadığını” ileri sürerek bu teklifi reddetmiştir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ (MHP)
MHP ,kuruluşundan günümüze Türk birliğini ve esir Türkler davasını savunan yegane parti olma hüviyetini korumuş, Partinin kurucu genel başkanı merhum Başbuğ AlpArslan Türkeş “Doğu Türkistan’ın sıkıntıları yalnız Türklüğün değil, Müslümanlığın da sıkıntısıdır .demiş ölümünden sonra genel başkan olan Devlet Bahçeli 2002’de gerçekleşen, Bahçeli’nin Çin ziyaretinde, Bahçeli, Çin Başbakanı Cu Rongji ile görüşmüştür bu görüşmede Rongji, Uygur bölgesine ilişkin açıklamalar yapmış, Çin’in hassasiyetini dile getirerek, Türkiye’nin bu konuda izlediği açık politikaya teşekkür ederek, 11 Eylül’ün ardından bölgeye El–Kaide militanlarının yerleştiğini yalanını ortaya atarak bağımsızlık mücadelesi veren Doğu Türkistanlı örgütleri El- Kaideyle ilişkilendirip kara propaganda yapmış. Rongji, Bahçeli’ye; “bölgeye gidin, izlenimlerinizi bize de aktarın”ricasında bulunmuş, Bahçeli ise; “Biz terörden çok çekmiş bir ülke olarak, terörün her türlüsüne karşıyız. Çin’in toprak bütünlüğüne yönelik saldırılara da destek vermemiz söz konusu olamaz” Diyerek bir Türk yurdunu işgal eden ülkeye sahip çıkarak milliyetçi bir partının genel başkanından beklenmeyen bir açıklama yapması Doğu Türkistanlılar arasında hayal kırıklığı yaratmıştır.
“Devlet Bahçeli 57.hükümetin ortağı olduğu dönemde Süleyman Demirelin cumhurbaşkanlığı döneminde Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin’e verilen devlet nişanında imzasının bulunması kabul edilmez bir durumdur.
Devlet Bahçeli, Türk Dünyası Kurultayını yasakladı, Türk Dünyası diye bir vizyona sahip değil .
MHP’de bir lider değişikliği olursa Türk dünyası ve Doğu Türkistan konusunda daha güçlü bir siyasetin oluşacağı muhakkaktır. Özellikle Ümit Özdağ ve Sinan Oğan MHP için büyük bir şanstır. Türk dünyasını çok iyi bilen şahsiyetlerdir.
ADALET VE KALKINMA PARTİSİ (AKP)
AKP iktidarında son zamanlarda Doğu Türkistanlı göçmelerin Türkiyeye getirilmesiyle ilgili olumlu çalışmalar olsa da..
2003 yılındaki Çin ziyaretinde o zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan şu ifadede bulunmuştur: “Türkiye olarak, ‘Tek Çin’ anlayışını destekliyoruz. Çin’in toprak bütünlüğü konusunda Türkiye’nin tereddüdü yok, saygısı var.” sözü hafızalarda
Ayrıca Doğu Türkistanın bağımsızlığı için mücadele eden Doğu Türkistan İslami Hareketi’nin terörist diye nitelendirilmesi AKP’nin Doğu Türkistan politikasında tutarsız bir yol izlediğinin göstergesi.
BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ (BBP)
BBP partisinin Milliyetçi bir damardan gelmesi Partinin oluşturduğu Türk dünyası politikasında etkili olmuş, İster BBP olsun ister gençlik yapılanması Doğu Türkistan davasını her zaman eylem ve söylem olarak desteklemiştir.
HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ (HDP) VE ETNİK SİYASET
HDP ‘ bir Türkiye partisi olmadığı için daima Türk dünyası ve Türkiye düşmanlarının siyasetini desteklemiş nitekim, HDP Kıbrıs ve Azerbaycan’ı gündemine almış. Kıbrıs’ta “adanın bölünmüşlüğü”nün sona ermesi için Türk ve Rum tarafının destekleneceği ifade ediliyor. Özellikle parti programında Türkiye’nin Kıbrıs’ı askeri üs, gladyo merkezi, kara para aklama istasyonu olarak kullandığını, Kıbrıs’a nüfus aktararak kolonileştirme yaptığını yazarak açıkça belirtmese de Türkiye’nin işgalci olduğunu ima etmişler. Azerbaycan ve Ermenistan’ı birlikte değerlendiren HDP, Ermenistan’la koşulsuz olarak sınırların açılması gerektiğini, Karabağ sorunun çözümü için de destek verecekleri ifade edilmiş. Karabağ’da bir işgal olduğunu kabul etmiyor. Burada daha çok Ermenistan lehine konuşuyor.
Türklüğün kanayan yarası Doğu Türkistan olayında ÇKP’nin daveti üzerine HDPli bir heyet Çine gitmiş,Çinin Türkiye ile, kan, inanç, tarih bağı bulunan Doğu Türkistan ile Uygur Türkleri ile ilgili direncini, heyecanını, refleksini kırmak için kullandığı bir gönüllü Çin ajanı olma görevini kabul etmişti.
VATAN PARTİSİ (VP) VE Çin Merkezli bir Avrasya Siyaseti
Vatan partisinin Doğu Türkistan olayına bakışı daima Çin merkezli, bir Çin milliyetçisi partinin bakışı gibidir. ABD emperyalizmine karşı çıkarken Çin emperyalizmini görmezden geldiğini görüyoruz. Doğu Türkistan’daki Çin zulmü gibi meselelere hiç değinmez. milli bir Türk Dünyası siyaseti yoktur. Bunun yerine “Avrasya Birliği”. Batı Asya Birliği’ gibi ideolojik temeli olmayan,Türkiye ve Türk dünyasını Çin ve Rus emperyalizminin sömürgesi yapacak projeler savunur.
Parti programı çelişkilerle doludur.Sözde ermenı soykırımı tezlerine karşı başarıyla mücadele etmelerine karşın, Ermenistanı kuran Rusyayla Avrasya birliğini savunur, Nitekim ermeniler tarafından Azerbaycan Türklerine karşın yapılan soykırımda ve Ermenilerin Karabağı işgalinde Rusyanın desteğini unutmuş gibiler, Kıbrıs konusunda Birleşik Kıbrıs” fikrine karşı çıkan Vatan Partisi, KKTC ve Türkiye’nin birleşmesi gerektiğini savunur, Fakat bugün Rusyanın Güney Kıbrıs Rum yönetimine verdiği açık desteği gözardı ederler.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ (CHP)
Şimdileri CHP’de Türk dünyasına yönelişi savunan siyasetçiler var. CHP Boraltan faciasındaki sorumluluğunun izlerini silmek istiyor. Türk Dünyasıyla ilişkileri güçlendirmekten yana bir Ulusalcı kanat var.
MİLLET PARTİSİ(MP)
Millet partisi ve onun düşünsel alt yapısını oluşturan ‘’Yeniden Milli Mücadeleci ‘’ gurup daima Doğu Türkistan davasının yanında olmuş.. Hareketin lideri Aykut Edibali Doğu Türkistan vakfının kurucuları arasındadır.
MHP genel başkanı Devlet Bahçeli tarafından yasaklanan Türk Dünyası kurultayı 7-9 Kasım 2014 tarihlerinde Afyonkarahisar’da Millet partisine yakın Millet derneği tarafından düzenlenmiş. Kurultay Çoşkulu konuşmalara sahne olmuştu. Millet Partisi genel başkanı bilge lider Edebali burada yaptığı konuşmada Türk Dünyası Kurultayının daimi olacağını söyleyip, Türk Dünyası kendi çizgisini kendi belirleyecek” Kendi yolumuzu kendimiz çizeceğiz “ Dünyanın en rahat ve en mutlu yolunu biz gerçekleştireceğiz. Kan, intikam, zulüm ve şiddet bizde olmayacak. Elbette yeni bir dünyada Türkiye’nin yeri olacak. Biz yıllar evvel buna İslam Rönesanssı dedik. İslam dünyası kendi değişim çizgilerini kendileri belirleyecek. Bizim üzerimizden de kesinlikle bir değişim projesi yürümez” demişti.
ULUSAL PARTİ VE TÜRK SOLU DERGİSİ
Sol guruplar arasında Doğu Türkistan davasını savunan gurupların en başındadır. Türk solu gazetesi genel yayın yönetmeni sayın Ali Özsoy’da Doğu Türkistan davasının her zaman yanında olduklarını Doğu Türkistan’da yaşayan insanların her şeyden önce Türk olmaları bizim için ayrı bir öneme sahiptir. demiştir.
Bugün, Doğu Türkistan davası artık partiler üstü milli bir Türklük davası haline gelmiştir. bu çok sevindiricidir.
Kaynakça:
BENZER HABERLER