Son Dakika
Yücel Tanay
Çin işgalindeki Doğu Türkistan’da (sözde Uygur özerk bölgesinin)başkenti Urumçi’de sözde medeni dünyanın gözü önünde Çin işgal kuvvetleri tarafından kadım Türk yurdunun asıl halkı olan Uygur Türklerine Çinli Sömürgeciler tarafından bir katliam uygulandı,bunun adı düpedüz devlet terörüydü. Özgür dünyanın bu olay karşısındaki sessizliği Çinli zorbaları yüreklendirdi.
5 Temmuz 2009’da Urumçi’de Çinli barbarlar tarafından yapılan katliamda ,Çin işgal yönetimi 197 Uygur’un şehit edildiği ve 2 bine yakın kişinin yaralandığı açıkladı. Çinlilerin açıkladığı hiçbir rakam ve söylediği hiçbir söz doğru değildir. Çin’de mevcut rejim ve sistem her ne kadar komünist rejim olarak lanse ediliyorsa da gerçekte idareye ve yönetime Çin şovenizm ve faşizmi hakimdir. Çin’in binlerce yıllık devlet geleneğinden süzülüp gelen bugünkü sistemde de yalan, aldatma, göz boyama ve iki yüzlülük hakimdir.
5 Temmuz Katliamı’nda açıklanan rakamlar da diğerleri gibi doğru değildir. Çin askerleri, o zamanki bölge diktatörü ÇKP Genel sekreteri Cellat Vang’ın silahlandırıp Uygurların üzerine saldığı etnik Çinli Çeteleri ile çok iyi bir koordinasyon ve işbirliği yaparak Uygurlara karşı büyük soykırım gerçekleştirdiler. Bizim duyduğumuz ve kişisel tahminim, ölen Uygurların sayısı binlercedir. Çünkü Urumçi’de Uygurların evleri ve dükkanları günlerce arandı. Gece sokaklarda sabaha kadar Çin Askerleri, Özel Birlikler ve Paramiliter Bingtuen adı verilen Çinli Çeteler tarafından Uygurlar katliama tabi tutuldu. Açıkçası Uygurlar sokaklarda kovalanarak ve vurularak katledildiler. Çinliler televizyonlarda bize, Uygurlar, Çinlilere saldırıp öldürdüler ve yaraladılar diye yayın yaptılar, sürekli yaralı ve ölü Çinlileri gösterip durdular. Çünkü, medya rejimin güdümünde. Rejim de etnik Çinlilerin elinde. Onlar medyayı kendilerine göre yönlendirirler. Türkiyedeki Çin yanlısı bazı medya organlarıyla Türklük şuurundan yoksunguruplar,olaylara bitmiş bir ideolojinin penceresinden bakan zavallılar olayları çarpıtıp,Çinin bakış acısıyla baktılar. Halbuki gerçeklerin Çinliler için hiçbir önemi yoktur.
Olayın diğer boyutu bir de bunun dışında kaybolan Uygur gençler var. Gençler var diyorum… Kaybolanların, yani yok edilenlerin tamamı genç insanlar. Çin işgal rejimi, Uygur gençlerini potansiyel tehlike olarak görüyor. O yüzden ilk etapta onları yok etmek ve onlardan kurtulmak istiyorlar. Kaybolan gençler, Çinlilerin ev aramalarında, toplu, keyfi ve rastgele tutuklamalarda gözaltına alındıktan sonra bilinmeyen yerlerde öldürülüp yok ediliyorlar. Kaybolan Uygur gençlerinin yakınlarının durumu öldürülenlerden daha kötü. Ölenler için bir süre dertlenilir, daha sonra takdire boyun eğilinir ve dua edilir. Acılar ve ıstıraplar zamanla küllenir. Ama, hiçbir iz bırakılmadan yok edilenlerin acısı çok daha derin ve etkindir. Kaybolan kişi bulunmadan aileler tatmin olmaz ve huzura kavuşamaz. Bu durum büyük bir kor olarak yürekleri yakar ve dağlar. Ben böyle evlatları kaybolan aileler biliyorum. Allah hiç kimseyi böyle bir durumla karşılaştırmasın. Bu olay büyük bir sosyal yara ve dram olarak hala sürmektedir. Kaybolanların sayılarının yüzlerce olduğu ifade ediliyor.
Bu gençleri tutuklayan Çin asker ve polisi ve istihbaratıdır., Doğu Türkistan’da Uygurların devleti yok. Doğu Türkistan’da mevcut devlet, etnik Çinlilerin devletidir. Bu devlet hiçbir zaman , yani Uygurların devleti olmamıştır. Olmaz da. Çünkü, Çin ordusu Doğu Türkistanı askerlerini salarak işgal etti. Bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyetimizi yıktı. Milli orduyu, Cellat Stalin’in ihaneti ve Mao’ya yardımı sonucu hile ile tarumar etti. Çin yönetimi Uygurları hiçbir zaman eşit vatandaş olarak görmedi. Hala de görmüyor. Böyle olunca Uygurların da Çin yönetimini kendi hükümeti olarak görmesi ve kabul etmesi mümkün değildir. Aileler elbette normal olarak hükümete gidiyor. Önce yerel hükümete, oradan sonuç alamayınca Eyalet Hükümetine, bundan de bir netice çıkmayınca 5 bin km. uzaklıktaki Pekin’e giderek, Merkezi Hükümete, Sözde Halk Kurultayı denilen Çin Parlamentosuna, Milliyetler ve Azınlık İşleri Bakanlığına kadar giderek dertlerini anlatıyorlar ve çözüm bulunmasını istiyorlar. Ancak, şimdiye kadar bundan sonuç alınmış değil. Üstüne üstlük adalet aramak için Pekin’e giden bu ailelerin bir kısmı hapsedildi. Ailelerin sözleri dinlenip çözümlendirileceği yerde yüreği zaten yanmış olan bu insanlar cezalandırılıdılar. Zaten Çin, bu aileleri dinlese ne yapacak ki? Çocuklarını Pekin’in Doğu Türkistan’a baskı, zulüm ve asimilasyon yapmaları ve Uygurları yok etmeleri, katletmeleri için gönderilen ve tamamı Etnik Çinlilerden oluşan sözde Çin Halk Kurtuluş Ordusu, bu gençleri kışlalarına götürüp öldürdüler ve cesetlerini de yok ettiler. Hükümet, ailelere, bizim sizi kurtarmak için gönderdiğimiz “Kahraman Armiyemiz (askerlerimiz) sizin çocuklarınızı kışlalarına götürdüler. Çin işkencelerinin hepsini üzerlerinde denediler. Daha sonra öldürdüler. Cesetlerini de yok ettiler.” diyecek halleri yok ya! Gözaltına aldıklarını inkar da edemiyorlar ancak, bu gerçekleri de söylemiyorlar. Büyük bir pişkinlik ve utanmazlıkla bu dertli insanları kandırıp oyalıyorlar. Sözde Özerk Bölge Hükümeti, Çin Ordusuna söz geçiremez. Çin’de ordu direkt Komünist Partisi genel sekreterine bağlı. Hükümet, Parti’nin kuklası. Kaybolan gençlerin ailelerinin bir kısmı çocuklarının derdinden ve ıstırabından kanser, kalp hastalığı ve sinir hastalıklarına yakalandılar. Dertten, elemden ve ıstıraptan hayatlarını de kaybedenler oldu. Sözde Özerk Bölge Hükümetinin bir bakanının bir kadın yakını de bu yüzden hayatını kaybetti. Ağabeyi kaybolan yeğeninin bulunması için hiçbir şey yapamadı. Çünkü, o, bakan. Fakat elinde hiçbir yetki yok. Çin’in kuklası
Köklü tarihi geçmişe, parlak Türk İslam Kültürüne sahip, büyük medeniyetler kuran bir milletin en önemli unsuru olan Uygurlar yok edilmeye ve tarih sahnesinden silinmeye çalışılmaktadır. Müslüman Uygurlar Çinlilerin bu sinsi hedefini en son 5 Temmuz 2009’da çok net ve açık olarak gördü . Uygurlar artık Çinlilerin hiçbir sözüne ve vaadine, “Tatlı ve Yumuşak Diline” hiçbir şekilde kanmayacaktır.
Urumçi şehitlerinin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Türk milleti 5 Temmuz Urumçi katliamını asla unutmayacak, yapanlar,yaptıklarının hesabını bir gün mutlaka vereceklerdir.
Kaynak:Dünya bülteni’nda yayınlanan Hamit Göktürk ile yapılan söyleşiden alınmıştır.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Gündem » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER