Son Dakika
05 Temmuz 2009 Urumçi Katliamı, Çin’in sayısız katliamlarından sadece bir tanesidir. Ömrünü katliamlara, asimilasyonlara ayırmış olan Çin, özellikler 1949’dan sonra daha sistemli bir şekilde Doğu Türkistan Türkleri üzerindeki insanlık dışı uygulamalarını arttırmıştır.
Emre ATEŞ
Olayların öncesine bakacak olursak 25 Haziran 2009’a gitmek gerekecektir. Shaoguan şehrinde bulunan oyuncak fabrikasında yaşananlar olaylar ve neticesinde iki Uygur Türk’ünün hayatını kaybetmesi yaşananlara temel teşkil edecektir. Tarihsel sürece baktığımızda bu olayın vuku bulup bulmaması Çin için önemli bir şey değildir. Çünkü katil Çin, idaresi altındaki Uygur Türk’üne her fırsatta zulüm yapmayı kendisine zaten ilke edinmiştir.
Planlı doğum yasakları, çifte dil safsatası, Çinlileştirme, asimile faaliyetleri, yer altı-üstü kaynaklarının haksız kullanımı, ekonomik hayattan dışlama hep bu ilkenin ürünü şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Olaya dönecek olursak; Urumçi’de yaşananlar için protesto mitingi yapılması kararı verildi. Bu sayede Uygur Türkleri sesini duyuracaklardı. Çin yönetimi, bu protestoların barışçı olmadığını iddia ederek şiddete başvuracaktı. Katil Çin, bunları da yaparken dış dünya ile irtibatı kesebilmek adına internet erişimini kısıtladı. Telefon görüşmeleri imkânsız hale geldi. Bu sayede istediğini, dilediğince yapabilecekti. Öyle ki protestoya katılanların en önünde oturma eylemi yapan Uygur genci iki kızının başına silahla ateş ederek ölmesine sebep olması Çin için başlangıcın işareti olacaktı.
Resmi makamlar, ölü sayısını 197 olarak açıkladı. Dış dünya ile irtibatın koparılması, sokağa çıkma yasakları düşünülürse bu sayının gerçeği yansıtmadığı kendini gösterecektir. Zaten sayının ne önemi olabilir ki? Doğu Türkistan da Müslüman Türk kanına susamış Çinli canilerin insanlık dışı cinayetleri olanca hızı ile günümüzde de devam etmiyor mu?
Buradaki olaylar kısa zamanda Kaşgar’a kadar da sıçradı. Orada da gösteriler, kanlı olaylar, gece yarısı ev baskınları, yargısız infazlar ve suçsuz yere keyfi tutuklamalar gerçekleştirilmeye başlandı. Urumçi’de başlayan bu vahşet Kaşgar’dan sonra bütün Doğu Türkistan sathına yayılma eğilimi gösterdi. Çin işgal idaresi birçok Çin asker ve polislerine sivil kıyafetler giydirerek ve ellerine de tek tip üretilmiş sopalar tutuşturarak sokaklara salıverdiler. Çin işgal idaresinin oluşturduğu bu “özel linç ekipleri” Doğu Türkistan Türklerini yaşlı, kadın ve çocuk ayrımı yapmaksızın sokak aralarında kıstırmak suretiyle linç ederek vahşice katletmeye başladılar.
Çinli katil ve kundakçılar tarafından Ateşe verilen Türk ev ve işyerleri kül haline gelirken Urumçi sokakları Doğu Türkistan Türklerinin cesetleri ile doldu. Urumçi’de kan ve gözyaşı adeta sel olup aktı. Feryatlar arşa yükseldi. Urumçi tam anlamı ile bir cehenneme döndü.
Bazı görgü tanıklarının ifade ettiklerine göre, gece yarıları kamyonlara adeta balık istifi gibi doldurulan Doğu Türkistan Türklerinin cesetleri şehir dışında bir yere götürülerek kepçe ile açılan çukurlara toplu şekilde doldurulduktan sonra yakıldılar.
Bu yazdıklarım konuya biraz hakim olanlar için yabancı gelmeyecektir. Doğu Türkistan’da yaşananlar tek zulüm noktası değildir. Türk Dünyasında ve İslam Coğrafyasında yaşananlardan sadece bir ucudur Urumçi.
Ermeni çetelerin Azeri Türk’üne yaptıkları; Sırpların Boşnaklara yaptığı katliamlar; Rum grupların Yunanistan’da, Kıbrıs’ta etnik cinayetleri Urumçi’den farklı görmemek gerekir. Bugün yanı başımızda Irak’ta, Suriye’de Türkmenlerin başına gelenler henüz en tazeleri. Burada insanın canını en çok sıkan bunların farkında kimsenin olmamasıdır. Batılıların tepki verip vermemesini geçtim. Bizler ses çıkarmıyoruz.
Tahminim o ki, yazının başlığını görenlerin büyük bir çoğunluğu Urumçi mi, orası neresi diyecektir. Çok görmüyorum aslında. Yanı başındaki bombalardan haberi olmayan insanların Urumçi’yi bilmemesini doğal görüyorum.
Günümüzde Acun’un programında kimin adaya veda edeceği, kimin kimle evleneceği daha önemli hale geldi. Şehit haberleri dahi sıradanlaşmışken bu sonuç normal olarak karşımıza çıkacaktır.
“5 Temmuz Ürümçi Katliamı”nın yıl döneümünde hak, hukuk, adalet ve İstiklal uğruna yaşamlarını feda eden binlerce Doğu Türkistan şehitlerini rahmet, şükran ve minnetle bir defa daha yâd ediyor, bu kutsal mücadelenin kayıtsız ve şartsız Tam bağımsız Doğu Türkistan kurulana kadar devam edeceğini bir defa daha bütün dünyaya ilan ediyoruz!
SAYGILARIMLA İYİ BAYRAMLAR
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Görüş Yorum » Gündem » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER