Son Dakika
Türkiye,suçlu olmadığı halde ‘’Sözde Ermeni soykırımı’’ iddialarıyla sanık sandalyesine oturtulmak isteniyor.Çin işgal altında tutuğu Doğu Türkistan,Tibet veGüney Moğolistan’da milyonlarca Uygur Türkü ile Tibetli’yı vede Moğol’a günümüzde dahi her türlü assimilasyon ve Soykırımlar uygulamaya devam ediyor. Çuin’in bu soykırımını İslam alemi sessizce izlemekle yetiniyor. Batılı ülkeler ise, Çin’in işgal altında tutuğu ülkelerdeki yeni soykırım ve katliamlarını sadece beylik bir kaç kelimelik kınama ve protesto cümleleri ile geçiştirmeye ve böylece olmayan vicdanlarını rahatlatma yolunu seçiyor.
Yücel TANAY
Dünyada Soykırıma uğrayan milletler, Türk ve Müslüman olunca susan batının ikiyüzlü devletleri,kendi yaptıkları soykırımların üzerini örtmekle meşgul.
Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırım suçu, uluslararası kaynaklar tarafından ayrıntılı olarak rapor edilmiştir.. Uluslararası Af Örgütü’nün bu konudaki özel yayınında belirtildiği gibi, Uygur Müslümanları işkence ve infazlarla yok edilmek istenmektedir.
Maoizm’in vahşeti, kanlı yüzü gören. Çin tarafından işgal edilen veya daimi bir işgal altında yaşatılan halklar da kızıl vahşetin hedefi oldular. Bunlardan biri, Çin’in batısındaki “Uygur özerk bölgesinde”, bir diğer ifadeyle Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri’ydi. Hem Müslüman oldukları hem de tarihsel bir millet oldukları için Pekin rejiminin hedefi haline gelen Uygur Türkleri, Mao’nun iktidara geldiği 1949 yılından itibaren sistemli bir soykırımla karşılaştılar.
Uygur Türkleri’nin dini vecibelerini yerine getirmelerine izin verilmedi, ibadet yerleri ve okulları kapatıldı, bölgenin birçok yerinde din adamları tutuklandı, büyük bir kısmı ise öldürüldü. Çin, Uygur Özerk bölgesinde hiçbir önlem almadan nükleer denemeler yaptı. 1964 yılından bu yana 46 nükleer deneme gerçekleştirildi. Bu nükleer denemelerin sonucunda Uygur Türkleri arasında kanser oranı olağanüstü derecede arttı, pek çok çocuk sakat veya ölü olarak doğdu.
1949-1952 yılları arasında 2.800.000, 1952-1957 yılları arasında 3.509.000, 1958-1960 yılları arasında 6.700.000, 1961-1965 yılları arasında 13.300.000 Müslüman Uygur Türkü Çinliler tarafından çeşitli yöntemlerle öldürüldü. Müslüman Uygurların 1 taneden fazla çocuk sahibi olmalarının yasaklandığı Doğu Türkistan’da, bu yasağa uymayanların çocukları anne rahminde kürtajla katledildi.
Mao döneminde başlayan bu uygulamalar halen devam etmektedir. Zorunlu göç, zorunlu nüfus planlaması ve katliamlar neticesinde Uygurlu Türkler, Doğu Türkistan topraklarında azınlık konumuna düşürülmüştür. 1953 yılından bu yana sürdürülen asimilasyon politikası sonucunda Uygur Özerk Bölgesi’nde yüzde 75 olan Müslüman nüfus oranı günümüzde yüzde 35’lere kadar düşmüştür. Bugün 45 milyonu aşkın Doğu Türkistanlı Müslüman Türk , Çin baskısı altındadır. Binlerce Müslüman siyasi tutuklunun bulunduğu bölgede gözaltına alınan insanlardan bir daha haber alınamamaktadır. Komünist Çin rejiminin vahşet elinin uzandığı bir diğer ülke ise Tibet’tir. Tibet, Çin’deki komünist devrimin hemen ertesi yılı, yani 1950’de Çin ordusu tarafından işgal edilmiştir. Çin, burayı kendisine bağlı özerk bir bölge haline getirmiş, Tibetliler de bunu kabul etmişlerdir. Ancak Çin’in Tibet halkı üzerindeki baskısı giderek artmıştır. Çin yönetimi, Tibet köylülerini mahsullerini çok düşük fiyata satmak zorunda bırakmış, ülkedeki bütün önemli kurumlara Çinli yerleşimcileri atamış, en ufak bir direniş ifadesini çok kanlı ve zalim yöntemlerle bastırmıştır. Tibet’in Çin’e karşı direnişini yıllar boyu yöneten Dalai Lama, Çin komünizminin halkına uyguladığı vahşeti şöyle anlatır:
(Tibetliler) yalnız kurşunlanmakla kalmadı; öldüresiye dövüldüler, çarmıha gerildiler, canlı canlı yakıldılar, boğuldular, parçalandılar, açlıktan öldürüldüler, boğazlandılar, asıldılar, haşlandılar, canlı olarak toprağa gömüldüler, kollarından bacaklarından gerilerek parçalandılar ya da kafaları koparıldı.
Evet, Maoizm en kanlı yüzünü Türk yurtlarından Doğu Türkistanda gösterdi. Çin halk Cumhuriyetinin bölgeyi işgal etmesi ve hakimiyetine almasından bu yana geçen yaklaşık 70 yıl içerisinde toplam 35 milyon Uygur Türkü hunharca katlettiği tahmin ediliyor. İşgalcı Çin’in bu katliamları olmasaydı, Doğu Türkistan’ın günümüzde nüfusu,modern usullerle yapılan nüfus artış verilerine göre 100 milyonu geçeceği hesaplanmaktadır. Bütün Doğu Türkistandaki Türk nüfus artışını, ve yüksek doğum oranlarını düşünülürse,bunun bir gerçek olmasından hiç şüphe bulunmamaktadır.
BENZER HABERLER