Son Dakika
DOĞU TÜRKİSTAN (KAŞGARYA) İSLAM DEVLETİ’NİN EMİRİ YAKUP HAN BEDEVLET (DEVLETLU) ÖZ YEĞENİ SEYYİD MUHAMMED YAKUP HAN TÖRE’Yİ OSMANLI SULTANI VE MÜSLÜMANLARIN HALİFESİ ABDULAZİZ HAN HAZRETLERİNE FEVKALADE ELÇİ OLARAK GÖNDEREREK KENDİSİNE BİAT ETTİĞİNİ VE DEVLETİNİN OSMANLI DEVLETİ’NİN HİMAYESİNE ALINMASINI TALEP EDER. SULTAN ABDULAZİZ HAN KENDİSİNE EMİRULMÜMİNİN ÜNVANI İLE HİL’AT VE KILIÇ GÖNDEREK BU TALEBİNİ KABUL ETTİĞİNİ BİLDİREN HATTI HÜMAYUNU GÖNDERİR. DAHA SONRA MİRALAY KAZİM BEY KOMUTASI’NDA 17 KİŞİLİK BİR ASKERİ YARDIM HEYETİ YOLLAR. HİNDİSTAN ÜZERİNDEN KAŞGAR’A ULAŞAN HALİFEYİ RUYİ ZEMİN’İN, OSMANLI DEVLETİ’NİN ELÇİSİ VE ASKERİ HEYETİ BAŞKANI MİRALAY KAZİM BEY’İ, BAŞKENT KAŞGAR’DAN BİZZAT YARKENT’E GELEREK, HEYETİ, 101 PARE TOP ATIŞIYLA KARŞILAR. BÜTÜN YARKENT AHALİSİ OSMANLI HEYETİNİN GELDİĞİ GÜN HALİFENİN ELÇİLERİNİ KARŞILAMAK VE HİL’ATLARINA TEBERRÜKEN YÜZ SÜRMEK İÇİN ŞEHRE AKIN EDER.O GÜN YARKENT ŞEHRİ TARİHİNDE HİÇ BİR ZAMAN OLMADIĞI KADAR TARİHTEN BİR GÜN YAŞAR. YARKENT EYİDGAH CAMİ PEŞTAKLARINIDA(MAHFİLİNDE) NAĞRALAR, KARNAYLAR-SURNAYLAR AKŞAMDAN SABAHA KADAR HİÇ DURMADAN İSTİKBAL VE ZAFER MARŞLARI VE HAVALARI ÇALAR. YARKENT HALKI HALİFE’NİN ELÇİLERİNİ İLK KEZ GÖRDÜKLERİ İÇİN ŞÜKREDER VE ÇOK MUTLU OLURLAR. OSMANLI DEVLETİ’NİN DOĞU TÜRKİSTAN EMİRİ VE HALİFESİ YAKUP HAN BEDEVLET TOPRAKLARINDA HUTBENİN ABDÜLAZİZ HAN ADINA OKUNMASINI VE SİKKELERİN DE ONUN ADINA BASILMASINI EMREDER.
DOĞU TÜRKİSTAN(KAŞGARYA)DEVLETİ, TARİHTE MÜSLÜMAN TÜRK COĞRAFYASI’NDA OSMANLI DEVLETİNE KENDİLİĞİNDEN BİAT VE SİYASİ OLARAK HİMAYE TALEP EDEN VE BU İSTEĞİ KABUL EDİLEN İLK VE TEK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETİ OLMUŞTUR.
Süreyya Atilla SAĞLAMÇUBUKÇU
Doğu Türkistan tarihinde önemli bir yere sahip ve ismi Kaşgar Hanlığı ile bütünleşmiş olan Yakub Bey, 1827 yılında Hokand’da doğmuştur. 17 Temmuz 1852 de Miralay Blaramberg kumandasındaki Rus ordusunun Akmescid’e saldırısı, Yakub Bey tarafından püskürtülmüş, bu olay ona büyük ün kazandırmıştır. Kaşgar’a Buzurg Han ile beraber gelen Yakub Bey’in kısa müddet sonra idareye sahip olduğunu ve Doğu Türkistan’da pek çok yere nüfuz ettiğini görüyoruz. Yakub Bey, Kaşgar’dan sonra Yarkend’i de almış, fakat bir süre sonra onun artan itibarı çevresindekileri kıskandırmış ve kendisine karşı cephe alınmıştır. Onun askeri harcamalara çok para sarfettiği, bu yüzden halkın daha fazla vergi vermek zorunda kaldığı, Buzurg Han’ın yerinde gözü olduğu yolunda dedikodular yayıldı. Buzurg Han ile Yakub Bey’in arasını açmağa çalıştılar. Bundan faydalanmak isteyen bazı fitneciler, Buzurg Han’a gelip, Yakub Bey’in hükümdar olma arzusunda olduğunu söylediler. Buzurg Han onların bu sözlerine önceleri kulak vermemiştir. Hokand Hanlığında Kıpçak Hudayku, Hudayar Han’a isyan etmiş, çıkardığı ayaklanma başarısızlıkla sonuçlanınca da, yanındaki 7000 kişi ile birlikte 1865 Eylülünde Doğu Türkistan’a gelmişti. Kaşgar Hanı Buzurg Han’ın üvey kardeşi Kette Töre ve Muhammed Bey’de Huday Kul ile beraber Kaşgar’ a girdiler. Yakub Bey ile Hudaykul’un arası açıldı. Bunun sebebi, Kaşgar hakimi olan Buzurg’un yerine Kette Töre’nin başa çıkmasını savunan Hudaykul’un istekleriydi. Kette Töre’1866 da han ilan edilmiş, fakat hanlığı uzun sürmeyerek, Yakub Bey tekrar Buzurg’u başa geçirmişti. 1865 tarihinde Yakub Bey, seyahat bahanesiyle Hotan’a gelmişdi. Adamlarının çoğunu da yanında götürmüştü. Hotan’a askerlerini kolayca sokamayacağı için, İmam Cafer-i Sadık’ın mezarını ziyaret etmek istediğini bildirdi ve izin istedi. Hotan’ın idarecisi Hacı Padişah, Yakub Bey’in dileğini makul karşılayarak, oğlu Nimetullah’ı onu karşılamak için gönderdi. Bundan sonra Yakup Bey kumandanlarından Abdullah’ı, Nimetullah ile beraber Hotan’a gönderdi. Abdullah, Hacı Padişah’ı Yakub Bey’in karargahına davet etti. Dışarıda bekleyen askerlere Hacı Padişah, Yakub Bey’in karargahına girdiğinde öldürüldü. Dışarıda bekleyen askerlere Hacı Padişah’ın mührü ile tasdiklenmiş bir yazı verilerek geri dönmeleri ve o gece misafir edileceği söylendi. Ertesi gün de Yakub Bey şehre girerek hazineye el koydu. Halkın bunu öğrenmesi ve isyan etmesi bir şeye yaramadı. Yakub Bey, Hotan’ı tamamen ele geçirdikten sonra, Kaşgar’a geri döndü.
Kaşgar’a dönen Yakub Bey’in itibarı biraz daha artmıştı. Buzurg Han onun başarılarını kıskanmış; o da Buzurg Han’ı 1866’da önce hapsetmiş, sonra da Hacca göndererek ondan kurtulmuştur. 1866’da gerçekleştirdiği bu darbeden sonra, Buhara emiri Muzaffereddin’e bir elçi ve hediyeler yolladı. Muzaffereddin, Yakub Bey’e “Atalık Gazi” unvanı verdi. Bazı kaynaklarda onun bu ünvanından dolayı Kaşgar Hanlığına Atalık Gazi Devleti de denmiştir. Böylece Yakub Bey kendisini han ilan edip, Kaşgar’ın tek hakimi oldu. Yakub Bey, hükümdarlığını ilan ettikten sonra Bedevlet ünvanını da alarak fetihlerine devam etmiştir. Hotan’dan döndükten sonra, Kuça’yı ele geçirmeyi planladı. Fakat burayı ele geçirmek için bir gerekçe lazımdı. Bu sırada Kumul’u da Çinliler istila etmişler ve buradan hareketle Doğu Türkistan’a hakim olmayı düşünüyorlardı. 1866 senesinde Reşiddin Hoca’ya bir elçi yollayarak, Kumul’un Çin hakimiyetinden kurtarılmasını söyledi. Daha sonra ordusunu Aksu’ya doğru harekete geçirdi. Yahya Bey’i 3000 kişilik bir kuvvet ile Aksu yakınındaki nehir geçidini tutmak üzere görevlendirdi. Kaşgar ordusu nehri kolaylıkla geçip, Aksu’ya girdiler. Aksu’nun zaptından sonra, Hekim Han Töre’ye buranın idaresine tayin edip, Kuça’ya doğru yola çıktı. İlk çarpışma da Yakub Bey’ in ordusu Kuça kuvvetleri tarafından mağlup edildiyse de, ikinci hücumla Kuça ordusu mağlup edildi. Yakub Bey Kuça’ya girdi. O, Kuça’nın hazinesini Kaşgar’a yollamış, burada iki ay kaldıktan sonra İshak Hoca’yı buraya vali tayin etmiş ve Aksu’ya geri gitmiştir. Aksu’dan Uç-Turfan’a geçen Yakub Bey, 1867 Ekiminde Kaşgar’a döndü. Bu sırada Çinli müslümanlar olan Dunganlar, yaşadıkları yerlerde ya kendi hükümetlerini kuruyorlar, ya da Türklerle ortak idare ediyorlardı. Kaşgar’ın bu denli yayılması ister istemez onları rahatsız etmiştir. Bunun üzerine Yakup Bey’e muhalif oldular. Kulca ile Aksu arasındaki bir geçiş noktasını kapattılar. 1868 yılında Korla’ya hücum ederek, Kaşgar kuvvetlerini yendiler. Yakub Bey de Hekim Han Töre ile İshak Hoca’yı 15.000 kişiyle beraber Korla’ya gönderdi. Başarılı olamayan Kaşgar birlikleri çekilmek zorunda kaldılar. Bu arada Kuça’da savunmasız kalınca Dunganlar tarafından işgal edildi. Kaşgar’dan yardımcı kuvvetler gelince, Dunganlar şehri bir hafta yağmaladıktan sonra terkettiler.
Osmanlı Devletine Tabii Yakup Han devrinde Doğu Türkistan (Kaşgarya) Devletinin Sınırlarını gösteren Harita( 1863-1877)
Aksu’dan Korla’ya geçen Yakub Bey, Karaşehir’e hücum edip, Dunganları perişan etti. Ardından Turfan’a yönelen Kaşgar ordusu, şehri üç taraftan kuşatıp, burayı da ele geçirdi. 1868 de Ruslar, yeni kurmuş oldukları Türkistan Umumi Valiliği vasıtasıyla Kaşgar üzerine bir sefer düzenlemeyi planladılarsa da, bu sırada ortaya çıkan Hive meselesi daha önemli olduğundan bu düşüncelerinden vazgeçtiler. Ruslar, Yakub Bey’ e de bir ticaret andlaşması imzalatmak istemişler, fakat o Rusların ticaret adı altında casusluk faaliyetleri yapacağını bildiği için bu andlaşmayı imzalamamıştır. Turfan ve Urumçi Kaşgar ordusu tarafından zaptedilince, Dunganlar bu kez de Manas’ı kendilerine üs yapmışlardı. Yakub Bey, burayı da ele geçirdi. İli bölgesine yürüyüp, buradaki yerli Beyleri kendine tabi etti.
Rusların Türkistan hanlıklarını birer birer ele geçirmeleri ve Hindistan’a doğru uzanmaları İngilizleri telaşlandırmıştı. Bu yüzden Kaşgar Hanlığıyla ilgilenmeyi bir zaruret olarak görüyorlardı. Bu sırada Osmanlı ile de dost geçinen İngiltere’den Yakup Bey yardım istedi. Osmanlı Devleti, Kaşgar Hanlığının kuruluşundan itibaren bundan haberdardı. 1865’te İstanbul’a gelen Hokand elçisi Seyyid Yakub Han vasıtasıyla Kaşgar hakkında bilgi almıştı. İngilizler de Kaşgar’ı hem Rusya’ya, hem de Çin’e karşı bir tampon bölge olarak kullanmayı düşünüyorlardı. Osmanlı da diğer Türkistan hanlıklarına yeterince ilgi gösterememenin ızdırabını silmek gayesiyle Yakup Bey’e yakından davranmaya başladı. Bununla birlikte Osmanlı Devleti’nin Kaşgar’a yaptığı yardımlar dikkati çekicidir. Bunun asıl sebebi hem Osmanlının Asya siyasetinde etkili bir duruma gelmek istemesi, hem de Çin’in Osmanlı Devleti’ne doğrudan karşılık verecek olmayışıdır. Rusya’nın Hokand Hanlığını istilaya yönelik saldırılarının artması üzerine, Seyyid Yakub Han Töre, Hokand’a daha fazla hizmet edemeyeceğini anladığından, 1870 yılında İstanbul’dan Hokand’a dönmemiş ve Kaşgar’a gitmişti . Yakup Bey, Abdulaziz Han’a elçi olarak Seyyid Yakup Han Töre’yi gönderdi. Uygur Türklerinin isteğine binaen Osmanlı Devleti, Kaşgar ordusunu eğitmek üzere subaylarla birlikte 2000 tüfek, 6 adet Krupp topu, Kaşgar’da imal edilmek üzere kapsül ve barut imal aletleri verdi. Yardımı götüren heyet, Süveyş kanalından geçerek Hindistan üzerinden Kaşgar’a ulaşmıştır. Heyet 100 pare top atışıyla karşılanmıştır. Bundan sonra, Yakup Bey topraklarında hutbenin Abdulaziz Han adına okunmasını ve sikkelerin de onun adına basılmasını emretti. Osmanlı Devletince Yakup Bey’e ayrıca “Emir-ül Müslimin” ünvanı da verilmiştir. Yakup Bey’e bu ünvanın verilmesinden sonra, o teşekkürünü bildirmek üzere, 7 Nisan 1875 tarihinde Osmanlı Devleti’ne bir mektup göndermiştir. Mektubunda; “Devlet-i Aliyye’nin sancağını açtıklarını, hutbeyi halife adına okutup, sikkeleri Abdulaziz Han adına bastırdığını” belirtmiştir. Batıya yayılmayı planlayan ve Rus istilasının önünü almak isteyen Çin, ne pahasına olursa olsun Doğu Türkistan’ı ele geçirmek arzusundaydı. Bu maksatla Çin İmparatorluğu, 1869 da 89.000 kişilik orduyla önce Şansi’yi, 1873’de de Kansu bölgesini işgal etmişti. Bu arada Ruslarla da bir anlaşma yapılarak, Çin ordusunun ihtiyaçları karşılanmış oldu. Bunun üzerine, Yakub Bey hem İngiltere, hem de Osmanlı nezdinde daha çok yardım edilmesi için taleplerde bulunduysa da; ne İngiltere’den ne de bu sırada Ruslarla 1877/78 Harbi kaçınılmaz duruma gelen Osmanlıdan gerekli yardımı temin edemedi.
Çin’in Kaşgar Hanlığına karşı büyük bir taarruz içerisinde olduğunu anlayan Yakub Bey, Kaşgar’da bulunan Osmanlı elçilik heyetinin başı Murad Efendi’nin yanına Seyyid Yakub Han Töre’yi katıp, yeni silah ve askeri yardım talebinde bulunmak üzere İstanbul’a gönderdi. İstanbul’a tekrar gelen Seyyid Yakub Han Töre, II. Abdulhamid’e, Osmanlı hakimiyetine tabi bir ülkeye yardım etmesi gerektiğini söylemiş; ancak bu sırada 93 Harbi olarak bilinen 1877/78 Osmanlı-Rus savaşından yenik çıkan Türkiye, Kaşgar elçisinin isteklerine olumlu cevap verememiştir. Yakub Han’a, sadece İngiltere’nin desteğini sağlama ve Rusya ile iyi geçinme tavsiyelerinde bulunulmuştur. Çin’e karşı savunma tedbirlerini almakla meşgul olduğu bir sırada Yakub Bey’in ölümü Doğu Türkistan için bir talihsizlikti. Onun ardından Türkistan ileri gelenleri birbirlerine düştüler. Neticede Bey Kulu Han birliği sağladıysa da, askeri bakımdan son derece güçsüz olduğundan 1877 de Kaşgar’ın işgaline engel olamadı.
Etiketler: Din » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER