Son Dakika
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da “milli irade” konulu toplantında yaptığı konuşmada ,” Türkiye Cumhuriyetii devleti olarak baskı altındaki Müslümanların sesi olmayı sürdüreceğiz.Onlarınsesini bütün dünya’ya anlatacağız.MAZLUM TÜRKİSTAN HALKINI DESTEKLEYECEĞİZ.”dedi.
Hamit GÖKTÜRK – Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Ankara merkezli Yerli Düşünce Derneği tarafından 12 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen “Türk Siyasi Tarihinde Yerli ve Milli İrade”konulu toplantı’da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye ve dünya gündemine ait bir çok konuda görüşlerini açıkladı. ATO.Toplantı salonunda gerçekleşen Türk-İslam dünyası temsilcileri ve Türkiye’de öğrenim gören çeşitli ülkelere mensup öğrenciler ile yaklaşık 8 bin kişinin katıldığı ifade edilen toplantı’da Cumhurbaşakanı Erdoğan,uzun süreder biri teleffüz etmediği TÜRKİSTAN ‘dan ilk kez bahsetti. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’in bu Türkistan çıkışının Doğu Türkistan ve muhacerette yaşayan Doğu Türkistanlılar tarafından memnuniyet ile karşılandığı belirtildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Dünya Müslümanlarının durumundan söz ederken bu kez TÜRKİSTAN sözünü ifade ederek şöyle konuştu . “ MAZLUM TÜRKİSTAN HALKINI DESTEKLEYECEĞİZ” Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak baskı altındaki Müslümanların sesi olmayı sürdüreceğiz. Onların durumlarını onların Avazı olarak bütün dünya’ya anlatacağız” açıklamasında bulundu.
Washington merkezli Özgür Asya Radyosu Ankara muhabiri Erkin Tarım’ın haberi olarak, adı geçen radyo’nun internet sayfasında yer alan Türkistan Müslümanları ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sarfettiği sözler Türk basınında yer almaması anlamlı ve dikkat çekici bulundu.
ERDOĞAN : URUMÇİ’DE OLANLAR ADETA SOYKIRIMDIR” DEMİŞTİR.
Cumuhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı iken, İşgalcı Çin’in 05 Temmuz 2009 Urumçi’de gerçekleştirdikleri katliam için 09 Temmuz 2009’da G-20 zirvesi için bulunduğu İtalya’nın başkenti Roma’da yaptığı açıklama&oa şunları ifade etmişti.”Urumçi’de yapılanlar adeta soykırımdır.Biz bu soykırımı BM.başata uluslar arası platformlara taşıyacağız.Dış işleri Bakanlığı benim bu sözlerimi tevil etmeye çalışmamalıdır.Ben bu sözleri bilerek ve bilinçli olarak açıklamış bulunuyorum”demişti.
Ayrıca zamanın başbakanı Erdoğan ABD.’de sürgünde yaşayan Doğu Türkistan Milli Hareketinin diaspora’daki en üst organı konumundaki Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir hanım’a Türkiye’ye giriş vizesi verlemesi ile ilgili şöyle konuşmuştu “ Biz kendisine çağırarak vize vermek noktasında değiliz.Kendileri vize talebinde bulunursa giriş vizesi verilebilecektir.”
Başkabakan Erdoğan’ın bu tarihi çıkışlarından sonra büyük bir endişeye kapılan Çin yönetimi Ankara’da Türkçe eğitimi gören, sabik Ankara Büyükelçisi ve o zamanki Çin dış işleri bakanı Yardımcısı Song Aiguo’yu Fevkelade Elçi olarak Ankara’ya apar topar yollayarak Rabia Kadir hanımın Türkiye’ye gelmemesi gerektiğini TRT TÜRK Tv.’da katıldığı canlı program’da hayasızca söyleme nezaketsizliğinde bulunmuştu.
Ancak,daha sonraki günlerde vize verilmesi hususu kaderine terk edildi.Rabia Kadir Hanıma vize engeli halen sürmektedir.
“ ADETA SOYKIRIMDIR” Sözü Türk Tarihinde bir ilk olmuştur.
Türk tarihinde modern zamanlarda bir Türk üst düzey devlet adamı ve T.C. Başbakanı tarafından sarfedilmiş “Urumçi’de Olanlar Adeta Soykırım.’dir.” sözü tarihi bir çıkış olarak tarihe damgasını vurmuştur.Doğu Türkistan’daki Çin işgal yönetiminin Müslüman Uygur Türklerine uyguladığı soykırım’in T.C.Başbakanı tarafından dillendirilmesi ve tesbit ve kabul edilmesi tarihe geçmiş ve bu sözler büyük yankı uyandırmıştı.
O tarihlerde Çin sosyal medyası’nda Çin yönetiminin kışkırtma,tahrik etme ve yönlendirmesi ile milyonlarca Faşist kafalı Çinli komünistler Başbakan Erdoğan’a Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Türk Milletine karşı bir hakaret ve faşist içerikli söylemeler paylaşarak uzun süre bir linç kampanyası sürdürmüştü.
DTİH’NİN TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞU SÖYLEMİ TEPKİ ÇEKMİŞTİ.
Çin işgal yönetiminin bu yılın ramazan ayında Müslüman Türklerine uyguladığı oruç ve ibadet ve ramazan ayına ait etkinlikleri yasaklaması Türk kamu oyunda tepki ile karşılanmış ve ülke çapında büyük protesto eylemlerine sahne olmuştur. Ayrıca,08 Temmuz 2015 gecesi Tayland’da tutuklu 109 Uygur mülteci’nin insani değerlere aykırı ve insanlık dışı bir şekilde Çin’e teslim etmesi olayların büyümesine tuz biber ekmiştir, Olayların günden güne büyümesi ve bazı marjinal kişi ve guruplar tarafından Tayland Başkonsolosluğuna karşı yapılan ve Doğu Türkistan davası için son derece zararlı şiddet eylemleri olumsuz tepkiler ile karşılanmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2015 yılının Temmuz ayında başlayacak Çin ziyareti öncesinde MÜSİAD.’in iftarı’nda yaptığı konuşmasında Çin karşıtı olayların kendi resmi gezisini sobote etmek amacı taşıdığını,Çin’in Doğu Türkistan’daki Ramazan ve dini yasak ve engellemelerinin abartılı olduğunu açıklaması protesto eylemlerinin son bulmasına yol açmıştır.
Çin ziyareti sırasında Çin devlet başkanı Xi ile yaptığı ortak basın toplantısı’nda 11 Eylul 2001 terör saldırılarından sonra Çin’in icat ettiği sanal Doğu Türkistan İslamı Hareketi adlı bir örgütün terör örgütü olduğunu ve bu örgüt ile Çin ile ortak mücadele edileceği söylemini sarfetmişti.Bu ifadeyi Çin yönetimi esaretindeki Müslüman Uygur Türklerini daha çok ezmek,sindirmek onların Allah’tan sonra tek hamisi ümit ve ilham kaynağı T.C.Devletimiz ile Türk Milleti’nden ayırarak yetim ve öksüz bırakmak sinisi emelini gerçekleştirmek için kullanmıştır.Merkezi Almanya’da bulunan Dünya Uygur Kurultayı bu söyleme tepki göstermiş ve bu sözlerin kendilerini hayal kırıklığına sevkettiğini açıklamıştır.
Muhacerette yaşayan Uygur Türkü Aydınlar,Cumhurbaşkanımız Sayın recep Tayyip Erdoğan’ın Çin yönetimine DTİH.’nın terör örgütü olarak tanımlayarak birlikte mücadele edileceği mesajini verirken,Müslüman Uygur Türkleri için şu yönde bir mesaj vermesinin onlara büyük moral ve manevi güç olacağını ifade etmişlerdir ; “T.C.Devleti olarak biz Müslüman Uygur Türkü Kardeşlerimizin kendi ata topraklarınıda insan hakları evrensel beyannamesi, Çin anayasası ve sözde Uygur Özerk Bölge yasalarında belirtilen temel insanı ve vatandaşlık haklarının fiiliyatta de tanınması ve uygulanmasını ,Kardeşlerimizin kendi topraklarında huzurlu ve barış içinde yaşamalarını arzu ediyoruz.”
Etiketler: Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Siyaset
BENZER HABERLER