Son Dakika
27 Nisan 2016 tarihinide İstanbul merkezli YESİ Eğitim,Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından şehit edilişinin 65.yılında Doğu Türkistan Kahramanı ve Osman Batur’u Anma Toplantısı’nda sunulan Konuşma Metnidir.
Hamit Göktürk / Uygur haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
YESİ Derneğinin Başkanı Sayın Güven Hızarcı Bey,
Çok Muhterem Prof.Dr.Gülçin Çandarlıoğlu Hocam,
Siyası Parrtilerimizin Başkan ve Yöneticileri
Sivil Toplum Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve idarecileri
Aziz Doğu Türkistanlı Yurttaşlarım
Aziz Davetliler
Hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Şahadetinin 65.yıl dönümünde Doğu Türkistan Kahramanı ve Altay kartalı Osman Batur İslambayoğlu’nu anmak için bu toplantı’yı düzenleyen Yesi Derneği’nin şahsında Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Dostum ve Kardeşim Güven Hızarcı’ya da minnet ve şükranlarımı sunuyorum.Yesi Derneği bu Anma toplantısını düzenlemekle büyük bu kadirşinaslık ve vefa örneği göstermiştir. Kendilerine ve emeği geçen tüm Kardeşlerimize canu gönülden minnet ve şükranlarımı sunuyor ve kutluyorum. Allah razı olsun.
Değerli Katılımcalar
Doğu Türkistan Kahramanı ve Altay Kartalı Şehit Osman Batur’un hayatını anlatan onlarca kitap yazılmıştır.Osman Batur ile ilgili bir çok Yüksek Lisans ve Doktora tezleri yapılmıştır.Bunların bir kısmına ben elimden geldiğince katkı sağğladığım için bahtiyarıım. Osman Batur hakkında yazılan eserlerin son örneklerinden birini de sayın Prof.Dr. Gülçin Çandarlıoğlu yazmıştır. Hocam,titiz ve yorucu çalışmaları sayesinde bu eseri hazırlamış ve yayınlamıştır. Hayatı ile ilgili ayrıntılı bilgileri bizlere kendileri lütfettiler.
Ben Osman Batur’un siyasi hayatından bazı kısa bilgiler ile bizzat olayın şahitlerinden dinlediğim ve edindiğim bazı önemli anekdotları sizlerle paylaşacağım,
Osman Batur Kazak Türklerinin bağrından yetiştirdiği bir kahramandır. Kazak Türkü Kardeşlerimizin olduğu kadar Doğu Türkistan’in ve bütün Türk dünyasının örnek bir kahramanıdır. O.yaşadığı topraklara yanı vatanı Doğu Türkistan’a hayatının son anına kadar sadık kalmış ve bu uğurda şehit olmuştur.Silah ve kader arkadaşlarından bir kısmı, Hicret yolunu seçerken,o büyük bir inanç ve imanla Vatanını işgal ve halkını esir etmeye gelen Komünist Çin Ordusuna karşı savaş yolunu tercih etmiştir.Bu yönü ile bizlere ve gelecek nesililere silinmez izler bırakmıştır.
Osman Batur, Doğu Türkistan’da daima devletine bağlı kalmıştır.Altay bölgesini işgalcılardan kurtardıktan sonra, Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuriyeti’ne bağlılığını bilidirmiş ve bu Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı Ali Han Töre tarafından Altay Valisi olarak atanmıştır. O, ataları Şerif Han Töre’nin izinden gitmiştir.Nasıl ki,Şerif Han Töre 1933’de Kaşgar’da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin terkibinde yer almış ise,Osman Batur de aynı yoldan gitmiştir.Elbetteki kahramanlık büyük bir meziyettir.Herkesin yapabileceği bir iş değildir. Her hangi bir Milli hareket devlet kurularak taçlandırılabilirse tarihteki ancak,tarihteki layık olduğu yeri alır.Osman Batur’umuz da bu örnek kahramanlarımızdan beridir. Bugünkü gibi vefatından yıllar ve yüzyıllar geçse de unutulmaz ve daima hatırlanır.
Ben Osman Batur hakkında 2003 yılında hakkın rahmetine kavuşan Türkiye’deki Doğu Türkistan mücadelesine silinmez izler bırakan bir kahraman, aynı zamanda Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuriyeti Milli ordusunun bir mensubu olan gönül adamı merhum Berat Hacım’dan duyduğum Osman Batur ile ilgili anımı sizlerle paylaşmak istiyorum ;
Osman Batur : Doğu Türkistan Cumuhuriyeti’nin Altay Valisi
12 Kasım 1944’te Gulca’da ilan edilen Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Ali Han Töre Üç vilayeti kapsayan bir yurt gezisine çıkmıştı.Ben de maiyetinde koruma görevi yapan birliikte idim. Osman Batur’un yaşadığı ve Vali olduğu Altay şehrine geldik.Osman Batur silah arkadaşları ve kalabalık bir gurupla bizleri şehirden bir haylı uzakta atlarla karşıladı. Ali Han Töre Osman Batur ve arkadaşlarını görünce çok mutlu oldu ve kendisi attan indi ve yanına gelen Osman Batur ile çok samimi bir şekilde içten sarılarak ve Kucaklaşarak görüştüler. Zannımca ilk kez görüşüyorlardı. Kendisine kahramanlıklarından ve Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Altay Valisi olarak yaptığı hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.Yemekte birlikte olduk.Ben de kendisini ilk kez görüyordum. Kahramanlıklarını duymuştum.Ancak,bir süre sonra Doğu Türkistan Cumuhuriyeti Cumhurbaşkanı Ali Han Töre Sovyetler tarafından Kaçırıldı.Devlet yönetiminde Sovyetlerin etkisi daha çok hissedilmeye başlandı.Cesur bir Kahraman olan Osman Batur Milleti ve kutsal inançlarına düşman olan Komünistlerden son derece nefret ediyordu. Sovyetlerin tesinin arttığını görünce,12 bitim anlaşması gereğince Dr.Mesut Sabri Baykuzu başkanlığında kurulan Ülkelik Hükümete tabi olduğunu ilan etti.Bir süre sonra Urumçi’ye giderek yeni Eyalet Hükümet yetkilileri ile görüştüğünü duyduk.
Osman Batur’a Suikas yapmakla görevli KGB.Ajanı Sail Han Bugütbay
SOVYETLERİN OSMAN BATUR’A SUİKAST GİRİŞİMLERİ
Son yıllarda Çinliler,Ruslar ve Moğollar Osman Batur ile ilgili bir çok gizli arşiv belgelerini yayınladılar.Bu suretle Osman Batur’ın hayatı,çalışmaları ve mücadelesi ile ilgili ibir çok yeni bilgiler ortaya çıkmış bulunuyor.Bunlardan biri ve en önemlisi 26 Nisan 2010 tarihlı Onudur(Bugün) gazetesinde yayınlanan eski KGB.ajanı Kazak asıllı Sail Han Burküt’ün hatıralarıdır.
Sail Han Bürgütbay’in Suikast Girişimi
Washington merkezli Özgür Asya Radyosu internet sitesinde Uygur Türkçesi ile yayınlanan bu anılarda eski Ajan sail Han şunları yazıyor.
” Ben Moğlistan’in Bayan Olgi bölgesin’de yaşayan bir Kazak ailesinde dünya’ya geldim.Daha ben 16 yaşında,Orta okul’da öğrenci iken,Mogol Gizli Servisi tarafından seçilerek eğitilerek yetiştirildim.Kazakların Arap asıllı alfabasini ve diğer bütün özelliklerini öğrettiler.Daha sonra Doğu Türkistan sınırında konuşlu Moğol 5,Tugayı’na staj yapmak üzere gönderildim.Buralarda yaşayan Kazaklar ile sınırı gizlice geçerek sürekli temas kurdum.1943 yılında Çinli general Şeng’e karşı savaşan Osman Batur Moğolistan sınırını geçerek geçici iltica atalebinde bulundu.İltica talebi kabul edilerek kendisi Doğu Türkistan sınırına yakın bir yerde misafir edildi.Moğolistan Cumhurbaşkanı Mareşal Çolblsan kendisi ile gizlice görüşür.Kendisine verilen yeni silahlarla Doğu Türkistan’a geçerek Şeng Ordusuna karşı savaşı sürdüdrdü.Bu arada 12 Kasım 1944’de Gulca’da DOğu Türkistan Cumuhuriyeti ilan edildi.Osman Batur bu devletin Altay Valisi olarak tayin edildi.Ancak bir süre sonra saf değiştirerek Çin ile müttefik oldu ve onlarla işbirliği yapmaya başladı.Bunun üzerine Moğolistan gizli servisi Osman Batur’un öldürülmesine karara verdi.Osman Batur Sovyetlerden ve Komunizim’den çok derece nefret ediyordu.Biz bu durumu çok iyi biliyor idik.Bu suikast işi ile beni görevlendirdi.Ben daha önce Doğu Türkistan’da bulunmuş ve bu ülkeyi ve insanalarını ve özellikle Kazakları çok iyi biliyordum. Kaybolan Ağayesini bulmak isteyen Saracan adlı bir Kazak olduğumu söyleyerek Altay ile Urumçi arasındaki yerli Ajanlar ile KKG.ajanları arasında koordinasyonu sağlamak içiin mekik dokudum.Suikast planımızı yaptık.Bu arada Altay’dan Urumçi’ye gelen ve Ulunbay’da karargahını kuran Osman’a burada suikast yapılması kararlaştırıldı.Ben ve arkadaşlarım Osman’i ziyarete eden kazaklar olarak Ulanbay’a gittik.Osman Batur gözlerinden rahatsız idi.Çinliler onun gözünü tedavi etmek için özel uçakla Çin’den göz doktoru getirmişlerdi.Osman Batur Aköy’de tedavi olmakta idi.Biz gittik,ancak koruma ve denetim çok sıkı idi.Biz suikast yapmaya fırsat bulamadan geri döndük.”
Osman Batur’un Çadırının Önünde; İşgalcı Çinlilerce Yakalanmasından Önceki Son Fotoğrafı Şubat-1951 Kasgöl-Cinghay (Kaynak : rfa.org)
2. Sağaday’ın Suikast Girişimi : Beytik olayından sonra Moğolistan giizli servisi ikinci kez Osman Batur’a suikast yaparak ortadan kaldırmaya karar verdi.Bu suikast işi ile aslen Moğolistan kazaklarından olan ve ve ömür boyu hapse mahkum Sagaday adlı bir Kazak mahkumu görevlendirdi.Eğer Osman Batur’u suikast ile öldürürse kendisinin af edilerek serbest bırakılacağı vaat edilmişti.Sagaday Suikast ekibini alarak Doğu Türkistan’a Altay’a geldi ve benimle temas kurdu.Ben gerekli hazırlıkları yaparak kendisini yönlendirdim.Ancak,Osman Batur suikast’ı önceden haber aldığı için gerekli öönlemleri almıştı.Sagaday’ın suikast planı başarısız oldu.Bunun üzerine Sagaday Mogolistan’a götürüldü ve kendisinden bir daha haber alınamadı.Belki idam etmişlerdir.
Ben ise,Doğu Türkistan’in Mao Ordusu tarafından Ekim/1949’da işgal edilmesi üzerine Moğolistan’a geri döndüm.1960 yılına kadar Bayan Olgi’de Moğol Ordusu’nun çeşitli kademelerinde istihbarat elemanı olarak çalıştım.1960-1990 yılları arasında ise,Ulanbatur Meteroloji İdaresinde çalışarak emekli oldum.”
DOĞU TÜRKİSTAN BÜTÜN TÜRKLERİN ORTAK VATANI’DIR.
Elbette Doğu Türkistan Cumhuriyeti her devletin yapması gerekeni yaptı ve Sovyetlerin yardımdan aldı.Almaya da mecburdu.O devirde bu devlete yardım edebilecek tek güç Sovyetlerdi. Tarihi Olayları o zamanın şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şehit Kahramanımız, Osman Batur Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Altay Valisi iken de ülkesine hizmet etti.Daha sonra Urumçi’deki Eyalet Hükümeti ile işbirliği yaparken de Doğu Türkistan’a hizmet etmiştir. Çünkü,önemli olanın her şart ve zamanda ortama göre ülkesine ve milletine hizmet etmenin en önemli bir husus olduğunu düşünüyorum.
Bugün büyük Türkistan’in Çin işgalı altındaki bölümü olan Doğu Türkistan’ı konuşuyoruz.Çünkü Osman Batur bir Doğu Türkistan Kahramanıdır.neden ? Çünkü Osman Batur Doğu Türkistan’ı vatan olarak benimsemiş ve bu nedenle canını ortaya koyarak hayatı boyunca Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadele vermiştir. Bu nedenle ve İstilacı Çinliler tarafından kurşuna dizilerek idam edilmiştir. Doğu Türkistan bütün Türklerin ortak vatanıdır.Bütün Türklerin ata yurdudur. Doğu Türkistan Uygur Türklerinin olduğu kadar aynı zamanda Kazakların, Kırgizların, Özbeklerin, Tatarların Salurların hatta binlerce yıldır bu topraklarda birlikte yaşadığımız Türk olmayan Moğolların ve diğer ulusların da vatanıdır.Tarih boyunca Doğu Türkistan toprakların için bütün Türkler birlik,beraberlik içinde ve omuzu omuza ortak mücadele etmişler ve bağımsız devletlerini birlikte kurmuşlardır. 1863 yılında kurulan ve Osmanlı devletine tabi olduğunu ilan eden Kaşgarya İslam Devleti’nin Emiri Emirulmüminin Yakuphan Bedevlet Hokentlı bir Özbek Türkü’dür. 1860’lı yıllarda Kaşgar’da başlayan Çin karşıtı ayaklanmanın Lideri Kaşgar’a bağlı Aktuu İlçesinde yaşayan Sıddık Beg, Bir Kırgiz Türkü’dür. Altay’da yaşayan Kazak Türklerinin Lideri Şerif Han Töre 1933’de kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’ne bağlılığını ilan ettiği için Çinli Türklerin Celladı General Şeng tarafından korkunç işkenceler ile ve kılıç darbeleri ile şehit edilmiştir.1944’de kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin Cumuhurbaşkanı Ali Han Töre Tokmaklı bir Özbek Türkü’dür.Genel Kurmay Başkanı ise,aslen Aktu’lu bir Kırgiz Türkü olan ve Sovyet Harp Akaremisini tamamlayarak 2.dünya Harbi’nde Berlin Kuşatmasında yararlıklar gösteren General İshakbek Mononov bu devletin genel kurmay başkanıdır.Bu devletin ordu komutanlarından General Delilkan Sugurbayev bir Kazak Türkü,General Mergup İshak ise bir Kazanlı Tatar Türkü’dür.
1946 yılında Urumçi’de kurulan ve tarihte ilk kez Türklerin yer aldığı Doğu Türkistan Eyalet Hükümeti’nin Maliye bakanı Canım Han hacı ile Urumçi Valısı Hatice Hanım ise,bir Kazak Türkü’dür.
Bunların emsallerini çoğaltabiliriz de.
Doğu Türkistan’in Komünist Çin ordularınca istila edilmesi arefesinde Vatan için Vatandan Ayrılan Liderlerimiz İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra Doğu Türkistan davasının temellerini Türkiye’de atmışlardır.1953 yılında Hindistan ve Pakistan’dan Ülkemize gelen yaklaşık 2 bin kişilik Doğu Türkistan muhacirinin %90’ni Kazak Türkü Kardeşlerimiz oluşturmakta idi.Merhum Liderimiz İsa Yusuf Bey Doğu Türkistanlı bu Kazak Türkü Kardeşlerimizin yardımı ve onların katkısı ile davayı yılılarca başarı ile yürütmüştür.Benim tanıma şansına erişebildiklerim, Doğu Türkistan Göçmenler Derneği’nin kurucuları ve yöneticilerinden Hacı Osman Taşdan,Abdulveli Can,Dr.Ahmet Türköz yıllarca büyük fedakarlıklarla Doğu Türkistan mücadelesini yürütmüşlerdir. 1992’de İstanbul’da yapılan Doğu Türkistan Milli Kurultayı Tertip Heyetinde Kazak Türklerinden olan Dr.Erpolat Dönmez ve Av.Abdulhamit Erbaş kardeşlerimiz de yer almışıtır. Bu tarihi Kurultayı’ın sunuculuğunu merhum Dr.Enpolat Dönmez yapmıştır. Doğu Türkistan davasının hayatları boyunca öncülüğünü yapan Polat Turfanı, Hacı Abdusselam Aykanat,Hakan Hacım,Hüseyin Teyci ,Übeydullah Hatipoğlu Abdurreşit Hacım Sancu Muhammet Kasım Damollam başta burada isimlerini sayamadığım ve ahirete intikal etmiş bütün büyüklerimizi ve müchitilerimizi rahmet ve minnet ile bir kez daha yad ediyorum.
Bir toprak parçasının vatan olarak kabul edilebilmesi için duygusal olarak o topraklara bağlanmış olmak gerekiyor.Vatan ve Vatandaşlık kavramı Allah vergisi olan bir hissi konudur. Vatandaşlık duygusu Karşılıklı aşık meşuk ilişkisi gibidir.Karşılık bulmayan aşkın öneminin olmaması gibi.,Vatan olarak kabul edilimeyen bir toprak parçası için bir fani için hiç bir değeri yoktur.
Şair’in dediği gibi ; “Bayrakları Bayrak yapan Üstündeki Kandır,
Eğer Toprak Uğrunda Ölen Varsa,Vatan&dır.”
Bugün Türkiye’de yaklaşık 40 bin civarındaki Kazak Türkü Kardeşlerimizin yaşadığı tahmin edilmektedir,Bu kardeşlerimizin ana vatanları Doğu Türkistan’dır.Türkiye’ye gelen ve Doğu Türkistan’da yaşama sansına erişen veya çocuk iken,oradan ayrılan nesil vefat etmiştir veya çok az kalmıştır.Onların evlatlarının Kazakistan’ı vatan olarak kabul etmeleri ve benimsemelerinde hiçbir sorun yoktur. Çünkü, Kazakistan aynı zamanda Uygurların ve bütün Türklerin ortak vatanıdır.Biz Kazakistan devletimiz başta bütün Türkistan Cumuhuriyetleri devletlerimiz ile gurur duyuyoruz.
Ancak,şu hususu asla unutmamalıyız diye düşünüyorum,Yeni nesil kazak Türkü Kardeşlerimizin dedelerini işgalcı Çinliler ile yıllarca savaşmış ve bir çokları vatanları Doğu Türkistan’in bağımsızlığı için şehit olmuşlardır. Şehit vermemiş veya Çin zindanalarında yatmamış Çini işkenecelerine maruz kalmamış hiç bir Doğu Türkistanlı ister kazak ister Uygur ister Kırgiz düşünmemiz mümkün değildir. Ata topraklarına sahip çıkımak ve onun bağımsızlık davasını takipçisi olmak bir onurdur,şereftir.Müslüman ve Türklüğün şiarındadandır.
Türkiye Türkü Kardeşlerimiz bu topraklara bin yıl önce geldiler.Geçen Ramazan’da Çin Başkonsolosluğu önünde Oruç yasağı ile ilgili yapılan gösterilerde şu çok dikkat çekici pankart göze çarpıyordu “ Doğu Türkistan Atalarımın Toprağıdır.Dolayisiyle onun tapusu veresat yolu ile bize İntikal etmiştir. Bu toprakların tapusu bizimdir. Eyİşgalcı Kızıl Çin, Ata Yurdum Tapulu Toprağım Doğu Türkistan’dan defol ! ”
TÜRKİSTAN CUMHURİYETLERİMİZ İLE GURUR DUYUYORUZ
Kendilerine sığınan mazlum Uygur kardeşlerini,Onların düşmanı Çin’e teslim etseler bile,bu ana vatan topraklarının bekası için biz onları yine de seviyoruz. Türkistan Cumhuriyetlerimizin bağımsızlıklarından gurur duyuyoruz. Türkistan halklarının tarihte kaderleri bir olmuştur.Rahmetli Liderimiz İsa Yusuf Alptekin 1990’lı yıllarda Türkistan Cumhuriyetleri bağımsızlıklarına kavuştuğunda tarihe şu sözlerle not düşmüştür ; “Kurtuluş Sırası Doğu Türkistan’dadır. ! “
1950’lı yıllardan beri Türkiye’mizde ve dünya’da kutsal Doğu Türkistan davsanının bayraktarlığını yapan ve yurt dışındaki doğu Türkistan mücadelesini başlatan ve bizlerin Türkiye’ye gelmemize ve yerleşmemizi temin eden ve bu uğurda olağanüstü çabaları ile katkı sağlayan Merhm Liderlerimiz İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra başta bütün öncülerimizi rahmet vee minnetle yad ediyoruz.
Şahadetinin 65 yılında Kahraman Atamız Osman Batur ve bütün silah arkadaşlarını bir kez daha rahmetle anıyoruz.
Kendilerine minnet ve şukranlarımızı bir kez daha sunuyor ve dualarımızı gönderiyoruz.
Ruhları şad ve mekanları cennet olsun.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER